Altınordu ilçesine bağlı Bayadı Mahallesi sınırlarında yer alan, 6'ncı Mithridates dönemine ait, 2 bin 300 yıllık Kurul Kalesi'nde, 2010 yılında kazı çalışması başlatıldı. Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yücel Şenyurt'un başkanlığında sürdürülen çalışmalarda, Türkiye'de yerinde bulunan ilk mermer heykel olduğu tespit edilen, tahtında oturan 200 kilo ağırlığında ve 2 metre boyunda 2 bin 100 yıllık ana tanrıça 'Kibele' ile bereket tanrısı 'Dionysos', 'Pan' ve hayvan biçimli dini kap olan 'Riton' heykelleri ve yaklaşık 3 bin parça tarihi eser bulundu.
‘UNESCO DÜNYA MİRASI GEÇİCİ LİSTESİ'NE ALINMASI İÇİN BAŞVURU YAPILDI’
DHA’da yer alan habere göre 1'inci derece arkeolojik ve doğal sit alanı olan kaledeki kazılarda ayrıca 300 basamaklı merdiven ile milattan önceki dönemlere ait olduğu değerlendirilen pişmiş topraktan çatı kiremitleri ve duvar örgüsü seramik parçalarına ulaşıldı. Ortaya çıkan eserlerin ardından Kurul Kalesi'nin UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınması için başvuru yapıldı. Geçen yıl ara verilen kaledeki kazılar, Prof. Dr. Süleyman Yücel Şenyurt başkanlığında haziran ayında yeniden başladı. 4’ü arkeolog, 1’i restoratör olmak üzere 23 kişilik ekiple sürdürülen çalışmalarda kalenin 5'te 3'lük kısmı ortaya çıkarıldı.
‘ARALIK AYINA KADAR SÜRDÜRMEYİ PLANLIYORUZ’
![kurul kalesi 02](/images/2022/kurul_kalesi_02.jpeg)
'SAVUNMA AMACIYLA KULLANILMIŞ'
Prof. Dr. Süleyman Yücel Şenyurt, 2010 yılından bu yana ortaya çıkarılan eserlerin, en son kullanıldığı yerde bulunduğunu kaydederek, şöyle konuştu:
"2010 yılından bu yana çok fazla eser ortaya çıktı. Mimari kalıntıların ötesinde burası Roma istilası sonrası terk edilmiş. Küp, seramik, metal, cam gibi her çeşit buluntumuz var. 2 bin 100 yıl önce yaşayan bir kent bir anda yıkıma uğruyor ve olduğu gibi kalmış. Daha sonra bir yerleşim olmadığı için de biz eşyaları en son kullanıldığı yerlerde bulabiliyoruz. Silah, gülle, mızrak, hançer, çok fazla elimizde örnekler var. 2016 yılında bulduğumuz 'Kibele' heykeli de yerinde tesadüfen bulundu. Heykelin bulunduğu nokta kapı girişi noktasıydı orası molozlar altında kalmış ve bu sayede heykel ve birçok eşyayı yerinde bulduk. 60’a yakın küp var. Burası bir depolama alanı. Kalenin erzak deposu. Savaş sırasında yardımcı kuvvetler gelene kadar insanlar bu erzaklarla idare edebilmişler ama Roma ordusu çok güçlü geldiği için milattan önce 63’lerde de kale yakılarak harabe edilmiş. Burası savunma amaçlı kullanılan bir nokta. Dört bir tarafı gözetleyebileceğin bir nokta. Onun için de kale fonksiyonu ön plana çıkıyor. Yüksekliği nedeniyle tanrılara yakın olduğu düşüncesiyle burası dinsel amaçla da kullanılmış."