- Ayrıntılar
- Kategori: Mozaikler
- Anadolu Atlası By
- Görüntüleme: 287
Urfa'nın talan edilen mozaikleri
Geç Roma dönemi krallıklarından Edessa kentinin mozaikleri korunamadığı için talan edildiği belirtilirken, Urfa İl Genel Meclisi, dokuz önemli mozaiğin parçalanıp çalındığını tespit etti.
![](/images/2020/mozaik/talan_edilen_mozaikleri.jpg)
Urfa'nın özelikle Yakubiye, Haleplibahçe ve Topdağı mahallesinde evlerin zemininde, mezarlıklarda ortaya çıkan mozaikler, tarihe ışık tutarken, bu mozaiklerin önemli bir kısmının korunmadığı için tarihi eser kaçakçıları tarafından çalındığı ve yurtdışına çıkarıldığı tespit edildi. Haleplibahçe Mahallesi'nde yapılmak istenen Temaa Parkı kazılarında ortaya çıkan Amazon kraliçelerini simgeleyen mozaikler ile gündeme taşınan Urfa'nın mozaiklerinin hikayesi 1950'li yıllara dayanıyor.
Helenistik döneme dayanıyorlar
Urfa Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün Urfa'yı tanıtmak için hazırladığı kitaplarda ilin mozaik tarihine ilişkin şu bilgiler veriliyor: "Urfa'nın Helenistik Dönem'de Seleukos yönetimi sırasında aldığı ve uzun süre kullandığı isim olan Edessa, geç Roma döneminde bağımsız olarak bir krallığa dönüşür. Edessa'da krallık dönemi hanedanlığı, şehrin kendi özgünlüğü içinde bir yaşayış tarzının önünü açar. Bu yöresellik sanatta da kendini gösterir. Özellikle mozaik sanatı da bu çerçevede Edessa'da farklı bir şekilde, özgün bir anlayışla ortaya konur. Edessa mozaikleri dönemin teknik özellikleri çerçevesinde şehrin mozaik ustaları tarafından yerel bir dille yorumlanmıştır. Edessa şehrine özgü, Estrangelo Süryanice denen Aramice'nin farklı bir diyalektiği ile yazılmış yazıt örneklerinin yer aldığı mozaikler, yerel kültür öğelerinin ve aile ilişkilerinin anlatıldığı eserler olarak bir başka benzerleri yoktur."
Mozaik mezarlığı Urfa
Kitap mozaiklere ilişkin ise şu bilgiler kaydedilmiş: "Hemen hemen hepsi mezarlarda ele geçen bu mozaikler, şehrin kuzey, batı ve güneyinde yer alan nekropol (mezarlık) alanlarında yer alır. Bugün Edessa'nın mezarlık alanları büyük oranda evlerin altında kalmasına rağmen kimi noktalarda bu mezarlara ait örnekleri görmek mümkündür. Mezarlar doğal kayalara oyularak oluşturulmuştur. İçlerinde arkosolium denen nişlere ölüler konmakta ve zemin mozaik ile kaplanmaktadır. 1950'li yıllarda J. B. Segal'in Edessa mozaiklerini keşfetmeye başlaması ve bulduğu örneklerin özellikle yazıtlarını çözerek yayınlamasından sonra, talan edilmeye başlanan mozaikler, hırsızlar tarafından götürüldükleri Avustralya, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa gibi ülkelerin kimi seçkin müzelerinde sergilenmeye başlanıyor. Yurtdışındaki örnekler içerisinde en dikkat çekeni bugün Dallas müzesinde sergilenen Orpheus Mozaiğidir. Bu mozaik, üzerindeki sanatçı imzasıyla, üzerindeki yazıtlarda yer alan tarihine göre de tarihi kesin en erken Edessa Mozaiğidir (MS 194)."
9 mozaik çalındı
Urfa İl Genel Meclisi bünyesinde bulunan ve Uğur Beyazgül'ün başkanlığını yaptığı Turizm ve Kültür Komisyonu, meclise verilen bir soru önergesi doğrultusunda mozaiklere ilişkin hazırladığı raporda, dokuz önemli mozaiğin çalındığı belirtildi. Komisyon, bunların birçoğunun dünya müzelerinde sergilendiğini tespit etti. Bu mozaikler ve içerdiği tasvirler şunlar:
Abgar mozaiği
Abgar Mozaiği, 1979 yılında kentin Şehitlik Mahallesi'ndeki Çamlık Tepesi'nde bulundu. Yerinde yeterince korunamayan bu mozaik bilinmeyen bir tarihte çalındı. Mozaikteki sağ alttaki kadın figürü çalınmıştır geri kalan bölümü yerin altındadır. Zemini mozaik kaplı mezar odasının zemin ve mozaik ölçüleri 234x278 cm'dir. Mozaik, iki çerçevede beş kişiyi göstermektedir. Süryanice yazıtlıdır. Tarihsizdir. Kim tarafından bulunduğu ve kayıp kadın figürünün nerede olduğu bilinmiyor. Bu mozaikteki yazılarda tarih verilmemiştir. II. yüzyılın sonları, III. yüzyılın başlarına tarihlenebilir. Kaçırılan sağ alttaki kadın figürü mezarın kurucusu Barsemyo'nun annesi Azil'dir. Figürün belden yukarısı resmedilmiştir. Azil, Urfa'daki birçok mozaik ve heykelde görülen Edessa kadınlarına özgü baş süsü (kofi) taşımaktadır. Kofinin üzerinden aşağıya doğru inen sarı renkli bir yaşmak görülür. Azil aynı renkte elbise giymiştir ve sol omuzu üzerinde elbiseyi tutan düğme vardır.
Aile portresi (Mukimi) mozaiği
Aile portresi veya diğer adı ile Mukimi Mozaiği, 1952 yılında J.B. Segal tarafından kentin Yakubiye Mahallesi'ndeki Kırk Mağara olarak bilinen yerde bulundu. Bu mozaikte yerinde bırakılarak yeterince korunamadığı için bilinmeyen bir tarihte çalındı. Mozaik eserin çevresinde en dışta saç örgüsü motifi ile üçgen motifli birer band bulunmaktadır. Süryanice yazıtlı eser üzerinde ayakta yedi kişi bulunmaktadır. Sağ ve sol başta bulunan kadın figürlerinin başlarında Edessa kadınlarına özgü baş süsü (kofi) vardır. Bu kadınlar kırmızı renkli ayakkabı giymişlerdir. Sol baştaki kadının kofisi üzerinde sarı renkli yaşmak ile yeşil ve siyah çizgili elbisesinin üzerini yine sarı renkli bir ehram örtmektedir. Sağ baştaki kadının kofisi üzerinde yeşil renkli yaşmak vardır. Elbisesi siyah çizgili yeşil renklidir. Kadınlardan bir diğeri (üçüncüsü) geri planda büst şeklinde tasvir edilmiştir, yüzü tahrip olmuştur. Saç şekli değişiktir. Dört adet erkek figürü ise sakallı ve bıyıklıdır. Ortadaki erkek figürünün başında sivri külah vardır, diğerlerinin başı açıktır. Hepsi uzun elbise ve şalvar giymişlerdir. Ayaklarında beyaz renkli kırmızı süslü ayakkabı bulunmaktadır. Mozaik eserin orta bölümünde geniş bir kısım tahrip olmuştur. Tarihsiz olup muhtemelen III. yüzyılın başlarına aittir.
Barba'şamin oğlu Barma'na mozaiği
Barba'şamin oğlu Barma'na Mozaiği 1998 yılında kentin Yakubiye Mahallesi'nde bir evde Selahaddin E. Güler ve Araştırma Görevlisi Bahattin Çelik tarafından bulundu. Diğer mozaiklerin başına gelen akıbet bu mozaiğin de başına geldi ve yerinde bırakıldığı ve yeterince korunmadığı için çalındı. Mozaik tek çerçevede beş kişiyi gösterir. Figürlü çerçevenin kenarlarını sırayla dalga dizisi motifi ve ikili saç örgüsü motifi süslemektedir. Mozaikte tasvir edilen şahısların isimleri, ilgili şahısların solunda ve yukarıdan aşağıya doğru yazılmıştır. Figürlü çerçevenin yarıya yakını tahrip edilmiştir. Ortada görülen kadın figürü Sama'nın kızı, Ma'nu oğlu Barkelbo'nun arkasında tasvir edilmiştir. Mozaikteki tahribat bu figürün de yarısını silmiştir. Sama'nın kızı, koyu gri renkte bir elbise giymiştir. Omuz, göğüs ve boyun kısmını çıplak bırakan elbisenin gölge ve kıvrımları siyah renktedir. Üzerinde ise sarı renkli ehram vardır. Ehramın kıvrım ve kenarları açık kahverengidir. Başında kofi taşımaktadır.
Gerno oğlu Ma'na mozaiği
Gerno oğlu Ma'na Mozaiği, 1998 yılında yine kentin Yakubiye mahallesinde bir evde mezar odasında Barba'şamin Oğlu Barma'na Mozaiği ile birlikte yine Selahaddin E. Güler ve Araştırma Görevlisi Bahattin Çelik tarafından bulundu. Mozaik üzerinde bir kadın ve iki erkek olmak üzere üç kişi bulunmaktadır. Kadın ayakta, iki erkek ise divana uzanmış bir şekilde tasvir edilmiştir. Mozaikteki ortadaki şahıs Gerno oğlu Ma'na'dır. Ma'na, divana uzanmış vaziyette tasvir edilmiştir. Mozaik eserin yazı ve stili nedeniyle III. yüzyılın başlarına ait olduğu düşünülmektedir. Mozaik eser Süryanice yazıtlıdır.
Cenaze töreni mozaiği
Cenaze Töreni Mozaiği, 1956 yılında J.B. Segal tarafından kentin Eyyübiye Mahallesi'nde bir kaya mezarında bulundu. Parçalanmış ve parçalarından bir kısmı Beyrut'ta bir antikacı pazarında görüldü. Mozaik eserin en dışında sarı, mavi kırmızı renkli saç örgüsü motifli band bulunmaktadır. Bunun hemen içinde kırmızı renkli bir şerit band vardır. Tarih olarak eksik formda 549 yılı verilmiştir, bu da 238 yılına karşılık gelir. Mozaikteki yazılar yukarıdan aşağıya doğru dört ayrı yerde verilmiştir. Mozaik üzerinde sekiz kişi bulunmaktadır. Arkalıklı tahtta oturan bir bayan figürü sağ elini sağa doğru açmış ve sol elini taht ile sol bacağı üzerine dayamıştır. Başında köfü bulunmaktadır. Köfünün üzerinde ise sarı yaşmak vardır. Elbisesi pembe renkli olup üzerinde sarı renkli ehram bulunmaktadır. Bu bayanın sağında divana uzanmış bir erkek figürü yer alır. Sol kolunu pembe renkli yastığa dayamış ve sol elinde çift kulplu kâse tutmaktadır. Mozaik eser Süryanice yazıtlıdır.
Gavsi oğlu Balay mozaiği
Gavsi oğlu Balay Mozaiği, kentin tarihi Samsat kapısının dışında bir mağarada bulundu ve yine burada bırakıldığı için bilinmeyen bir tarihte çalındı. Çizimleri 1890 yılında Euting tarafından yapılmıştır. Kim tarafından bulunduğu ve nerede olduğu bilinmiyor. Tarihsiz olup muhtemelen III. yüzyılın başlarına aittir. Mozaik eserin en dışında üçgen motifli bir band, bunun içinde dalga motifli bir band ve daha iç kısımda ise zincir motifli süs bulunmaktadır. Mozaik üzerinde on kişi büst şeklinde resmedilmiştir. Dört çerçevede mozaik yazısı vardır. Süryanice yazıtlıdır.
Orfeus mozaiği
Orfeus Mozaiği, 1956 yılında J.B. Segal tarafından kentin Eyyübiye mahallesinde bir kaya mezarı üzerinde bulunmuştur. Yine diğer mozaikler gibi burada çalındı. Üzerinde eksik harfle 539 tarihi verilmiştir. Bu tarih, miladi 228 yılına tekabül eder. Orfeus ortada oturmakta ve sol elinde çalgısı vardır. Orfeus'un başı tahrip olmuştur. Alt kısmında meleklerin tuttuğu dört satır Süryanice kitabe bulunmaktadır.
Zenodora mozaiği
Zenodora Mozaiği, akıbeti en fazla bilinmeyen bir eser. Kim tarafından nerede bulunduğu ve nerede çalındığı bilinmiyor. 1881 yılında Urfa'da kopya edilmiştir. Üzerinde eksik olarak 570 tarihi verilmiştir, bu da miladi 259 yılına tekabül eder. Ortada oturan bir kadın figürünün kucağında iki çocuk bulunmaktadır. Süryanice yazıtlıdır.
Zümrüd-ü anka mozaiği
Zümrüd-ü anka mozaiği, 1956 yılında J.B. Segal tarafından kentin Eyyübiye Mahallesi'nde bir kaya mezarı içinde bulundu ve yerinde de çalındı. Üzerinde tarih olarak Seleukos takvimine göre 547 yılı verilmiş olup bunun miladi karşılığı 236'dır. Ortada bir kaide üzerinde zümrüt-ü anka kuşu sola doğru durmaktadır. Sol taraftaki ağacın altında ise altı satır Süryanice yazıt vardır.
Orpheus Urfa'ya getirilecek
Bu arada ABD'de de bulunan Dallas Sanat Müzesi, Urfa'dan kaçırılan Orpheus mozaiğini gönüllü olarak Türkiye'ye iade edeceğini bildirdi. Orpheus mozaiği 1960 yıllarda yeterince korunamadığı için Urfa'dan kaçırılan en önemli mozaik. Bu mozaiği bekleyen Kültür Bakanlığı, mozaiğin önce İstanbul'a getirileceğini belirtti. Şu an Urfa'da temelli atılmış olan açık hava mozaik müzesinin tamamlanması, mozaiğin Urfa'ya getirilmesini sağlayacak.
(DİHA) 09 Aralık 2012