Öykü: Gelin Ömrümüz.

            Şiir: Basit Şeyler, Nasreddin Hoca (çocuklar için şiirler), Odaları Uyandıran Dağlar.

            Roman: Ağır Akan Su, Aynada Bir Yüz. 

 

ABASIYANIK, SAİT FAİK (1906 – 1954)

 

            Adapazarı doğumludur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ndeki eğitimini yarıda bırakarak Fransa ve İsviçre’ye gitti. Üç yıl sonra yurda geri döndü. Bir süre ticaretle uğraştı. Gazetecilik yaptı. Daha sonraki yıllarını babasından kalan gelirle ve yazarlıkla sürdürdü. İstanbul’da yaşamını yitirdi.

            Sait Faik’in sanat yaşamı şiirle başlar. Çok beğenilen şiirlere imza atmıştır. “İpekli Mendil” ve “Zemberek” gibi ilk öykülerini lise yıllarında Bursa’da yazdı. Basılan ilk yazısı ise Milliyet gazetesinde “Uçurma” adıyla yayımlandı. Abasıyanık’ın tanınmasını sağlayan ilk öyküleri ise Varlık dergisinde yayımlandı.

            Sait Faik, doğaya ve insanlara sevgiyle baktı. Günlük hayatı şiirsel bir dille anlattı. Öykülerinde gerçek insanlara, yoksullara, serserilere, arkadaşlarına, tanıdıklarına yer verdi. Sait Faik, insanları, denizi, kırları, hayvanları ve tüm doğayı ayrılmaz bir bütün olarak gördü.

Sait Faik herkesin anlayacağı sade bir Türkçe ile kendine özgü bir anlatıma sahipti. Öyküleri insanları derinden etkiledi. Başlıca eserleri:

Öykü: Alemdağ’da Var Bir Yılan, Az Şekerli, Havada Bulut, Havuz Başı, Kumpanya, Lüzumsuz Adam, Mahalle Kahvesi, Mahkeme Kapısı, Sarnıç, Semaver, Son Kuşlar, Şahmerdan, Tüneldeki Çocuk.   

Şiir: Şimdi Sevişme Vakti.

Roman: Kayıp Aranıyor, Medar-ı Maişet Motoru (Bir Takım İnsanlar).

 

ACAROĞLU, TÜRKER (1915)

 

Bulgaristan, Razgrad doğumludur. İlköğrenimini Razgrad’da tamamladıktan sonra Adana Öğretmen Okulunu ardından da Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. Bir süre öğretmenlik yaptı. Basma Yazı ve Resimleri Derleme Müdürlüğünden emekli oldu.

Acaroğlu, bibliyografya çalışmaları ve gazetelerde yeni yayınların tanıtımı gibi alanlarda çalışmalar yaptı. Başlıca eserleri:

Çocuk Şiirleri Antolojisi (derleme), Bulgar Hikayeleri Antolojisi, Edebi Eserler Sözlüğü, Türk Halk Bilgisi ve Halk Edebiyatı Üzerine Seçme Yazılar Kaynakçası, Ozanlar ve Yazarların Hayatları, Açıklamalı Atatürk Kaynakçası, Türk Halk Ozanları ve Destanları Kaynakçası, En Ünlü Dünya Yazarları, Balkan Halk Biliminde Türk Etkileri, Bulgaristan’da Türkçe Yer Adları Kılavuzu.

 

ADIVAR, ADNAN (1881 – 1955)

 

Çanakkale, Gelibolu doğumludur. Tıbbiye mezunudur. II. Abdülhamit’in İstibdat döneminde Avrupa’ya kaçtı. Berlin Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Dahiliye asistanlığı görevinde bulundu. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’a döndü. Tıp Fakültesinde Profesör olarak çalıştı. Osmanlı Mebusan Meclisinde İstanbul milletvekilliği yaptı. İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmesiyle Anadolu’ya geçti. Ankara hükümetinde Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakan vekilliği görevlerinde bulundu. 1926 – 1938 yılları arasında İngiltere ve Fransa’da yaşadı. Yurda tekrar döndüğünde İslam Ansiklopedisi yazı kurulu başkanlığı yaptı. İstanbul’da öldü. Başlıca eserleri:

Çeviri: Felsefe Meseleleri (Bertrand Russell).

Deneme: Dur Düşün, Hakikat Peşinde Emeklemeler.

Diğer Eserleri: Tarih Boyunca İlim ve Din (monografi), Faust-Tahlil Tecrübesi (inceleme), Osmanlı Türklerinde İlim (inceleme).

 

ADIVAR, HALİDE EDİP (1884 – 1964)

 

İstanbul doğumludur. Üsküdar Amerikan Kız Kolejini bitirdi. Rıza Tevfik Bölükbaşı’ndan sosyoloji, edebiyat, felsefe; Salih Zeki’den matematik dersleri aldı. Mısır ve İngiltere’de bulundu. İstanbul Kız Lisesi, Öğretmen Okulu ve vakıf okullarında öğretmenlik yaptı. Üniversite yıllarında batı edebiyatı okudu. İzmir’in 1919 yılındaki işgalinden sonra “Fatih” ve “Sultanahmet” mitinglerindeki hitabet ve söylevleriyle İstanbulluları derinden etkiledi. İngilizler tarafından idama mahkum edilince Anadolu’ya kaçtı. Milli Mücadele’de Sakarya ve Dumlupınar savaşlarına katıldı. Cumhuriyetin ilanından sonra Avrupa’ya gitti. Fransa, İngiltere ve Hindistan üniversitelerinde profesörlük yaptı. Yurda dönüşünde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde İngiliz Dili ve Edebiyatı profesörlüğü yaptı. 1950 – 54 döneminde milletvekilliği yaptı. İstanbul’da öldü.

Halide Edip Adıvar sade bir dil kullandı. Romantizmden realizme doğru yol aldı. İlk romanlarında kadın psikolojisini ve aşk temasını işledi. Ardından belli tarihsel dönemleri içine alan töre romanları yazdı. Romanlarını hep güçlü karakterlerle ördü. Romanlarında daha çok kendi yaşadığı dönemi ve dönemin özelliklerini işledi. Ruh çözümlemelerine başvurdu. Dili ve anlatımı özensiz, üslubu ise akıcı olmamasına rağmen işlediği düşünceler son derece sağlamdı. Başlıca eserleri:

Öykü: Dağa Çıkan Kurt, Harap Mabetler, Kubbede Kalan Hoş Sada, İzmir’den Bursa’ya.

İnceleme: İngiliz Edebiyatı Tarihi, Üniversite Kafası ve Tenkit, Edebiyatta Tercümenin Rolü, Türkiye’de Şark, Garp ve Amerikan Tesirleri, Talim ve Terbiye, Hamlet, Babür Han.

Anı: Mor Sümbüllü Ev, Türk’ün Ateşle İmtihanı.

Oyun: Kenan Çobanları, Maske ve Ruh.

Roman: Heyula, Seviye Talip, Raik’in Annesi, Son Eseri, Handan, Yeni Turan, Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye, Mev-üd Hüküm, Kalp Ağrısı, Zeyno’nun Oğlu, Yolpalas Cinayeti, Tatarcık, Sinekli Bakkal, Sonsuz Panayır, Döner Ayna, Akile Hanım Sokağı, Sevda Sokağı Komedyası, Kerim Usta’nın Oğlu, Çaresiz, Hayat Parçaları.

 

AGAH EFENDİ (1832 – 1885)       

        

İstanbul doğumludur. Üniversite öğrenimini yarıda bırakarak Tercüme Odasında memurluk yapmıştır. İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve Rusça biliyordu. Bir dönem Paris Büyükelçiliğinde katiplik de yaptı.

Agah Efendi, Şinasi ile birlikte Osmanlıdaki ilk Türk özel gazetesi kabul edilen Tercüman-ı Ahval’i çıkarttı. Aynı zamanda Yeni Osmanlılar Cemiyetinin yöneticiliğini de yaptı.

1866’da gazetesi kapatılınca Fransa’ya gitti. Yurda dönünce ise çeşitli devlet görevlerinde bulundu. Atina Büyükelçiliği yaptığı sırada öldü. Mezarı İstanbul’dadır.

Server İskit’in, Tercüman-ı Ahval ve Agah Efendi isminde bir incelemesi bulunmaktadır.

 

AĞAOĞLU, ADALET (1929)

 

Nallıhan, Ankara doğumludur. Ankara Kız Lisesini bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Radyo Tiyatrosu’nda müdürlük, Ankara Radyosunda dramaturgluk ve TRT’de program uzmanlığı görevlerinde bulundu.

Sanat hayatına şiir ile başladı. Sahne ve radyo oyunları yazarlığı yaptı. Daha sonra öykü ve roman alanında eserler verdi. Başlıca eserleri:

Anı: Göç Temizliği.

Deneme: Geçerken.

Oyun: Çatıdaki Çatlak, Evcilik Oyunu, Kendini Yazan Şarkı, Sınırlarda, Tombala.

Öykü: Hadi Gidelim, Romantik Bir Viyana Yazı, Sessizliğin İlk Sesi, Yüksek Gerilim.

Roman: Bir Düğün Gecesi, Fikrimin İnce Gülü, Hayır, Ölmeye Yatmak, Ruh Üşümesi, Üç Beş Kişi, Yaz Sonu.

 

AĞAOĞLU, SAMET (1909 – 1982)

 

Karabağ, Kafkasya doğumludur. Ankara Lisesini bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Fransa’da ekonomi doktorası yaptı. Yurda dönüşünde Ekonomi ve Ticaret bakanlıklarında görev aldı. Manisa milletvekilliği ve bakanlık yaptı. İstanbul’da öldü.

Samet Ağaoğlu, öykülerinde psikolojik sıkıntılar yaşayan insanların hikayelerini işledi. Dostoyevski’den esinlendiği düşünülür. Başlıca eserleri:

Anı: Babamın Arkadaşları, İlk Köşe.

Gezi Yazısı: Sovyet Rusya İmparatorluğu.

İnceleme: Kuva-yi Milliye Ruhu.

Öykü: Büyük Aile, Hücredeki Adam, Katırın Ölümü, Öğretmen Gafur, Strasburg Hatıraları, Zürriyet.

 

AHMED ARİF (1927 – 1991)

 

    Diyarbakır doğumludur. Diyarbakır Lisesini bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe bölümünde okudu. Öğrenimini yarıda bırakarak çeşitli gazetelerde düzeltmenlik, sekreterlik yaparak geçimini sağladı. Ankara’da öldü.

Ahmed Arif’in İnkılapçı Gençlik, Meydan, Seçilmiş Hikayeler, Yeryüzü, Beraber, Yeni Ufuklar gibi birçok dergide yayımlanmış şiirleri oldu. Toplumsal gerçekçi şiir akımının önde gelen temsilcilerinden birisidir. Şiirlerinde halk türküleri, ağıtları ve masallarının içli ve gür sesini duyurmaya çalıştı. Başlıca Eserleri:

Şiir: Hasretinden Prangalar Eskittim.

Mektup: Cemal Süreyya’ya Mektuplar.

Refik Durbaş’ın Ahmed Arif ile konuşmalarını içeren Ahmed Arif Anlatıyor adlı çalışması ve Ahmet Oktay’ın şiir üzerine yaptığı Karanfil ve Pranga isimli incelemeleri vardır.

 

AHMEDİ (1334 ? – 1413)

 

Doğduğu yıl ve yer hakkında net bilgiler mevcut değildir. Kütahya veya Sivas’lı olduğu ileri sürülmektedir. Asıl adı Taceddin İbrahim bin Hızır’dır. Mısır’da dersler aldığı, Germiyanoğlulları ile Aydınoğulları beyliklerinde hizmetlerde bulunduğu bilinmektedir. Ardından Osmanlı sarayına girmiş, Yıldırım Bayezid’in oğullarından Emir Süleyman Ahmedi’yi yanına aldırmıştır. Sultan I. Mehmet zamanında divan katipliği görevinde bulunmuştur. Amasya’da ölmüştür.

Ahmedi, ardılları olan klasik edebiyat şairlerini etkilemiştir. XIV. Yüzyıl Anadolu Türkçesini ustalıkla kullanmıştır. Kendine özgü söyleyişi ile düzgün bir dil kullanmış, betimlemeleri canlı ve renkli olmuştur. Şiirlerinde güçlü bir lirizm mevcuttur. Genellikle din dışı şiirler yazmıştır. Başlıca eserleri:

Divan: 8506 beyitlik bir eser.

İskender-name: 1390’da Emir Süleyman’a sunulmuştur. Konusu Firdevsi ve Nizami’den alınmış olmasına rağmen, Ahmedi’nin eklediği bölümler de mevcuttur.

Cemşid ü Hurşid: Emir Süleyman’ın isteğiyle yazılmış bir eserdir. Yazar eseri 1403 yılında tamamlamış ve Sultan I. Mehmet’e sunmuştur. Bu mesnevi, Selman-ı Saveci’nin aynı adlı eserine dayanmaktadır.

Tervih ül’-Ervah: Tıpla ilgili bir mesnevidir.

Mirkaat ül’Edeb: Arapça-Farsça manzum bir sözlüktür.

Mizan ül’Edeb ve Miyar ül-Edeb: Arap ve Fars gramerini konu alan iki kasidedir.

 

AHMET CEVDET PAŞA (1822 – 1895)

 

Lorça, Bulgaristan doğumludur. İlk ve orta öğrenimini Bulgaristan’da tamamladıktan sonra İstanbul’da medrese eğitimi gördü. Fransızca ve Farsça öğrendi. Çeşitli devlet görevlerinde çalıştı. Vakanüvislik (Resmi Tarih Yazıcılığı) yaptı. İstanbul’da öldü.

Ahmet Cevdet Paşa, tarih yazımını çağdaşlaştırmaya çalıştı. Olayları neden-sonuç ilişkisi içinde görmeye gayret etti. Ayrıca Türk dilinin yalınlaşması konusunda da yoğun çaba gösterdi. Eserlerinde yalın, kısa ve özlü anlatımlara başvurdu.

Başlıca eserleri: Kavaid-i Türkiye (Türk dil bilgisi ders kitabı), Belagat-i Osmaniye (Osmanlı edebiyatı bilgileri), Tarih-i Cevdet (12 ciltlik tarih kitabı), Kırım ve Kafkasya Tarihçesi.

 

AHMET HAŞİM (1884 – 1933)

 

Bağdat doğumludur. 1895’te İstanbul’a geldi. Galatasaray Lisesini bitirdi. Hukuk Fakültesine girdi. Aynı dönemde Tekel idaresinde memur olarak görev aldı. Hukuk Fakültesini Fransızca öğretmeni olarak İzmir’e atanınca yarıda bırakmak zorunda kaldı. İstanbul’a tekrar Maliye Bakanlığı tercümanlığı görevine geçinde dönebildi. Birinci Dünya Savaşı’na yedek subay rütbesiyle katıldı. Savaş sonrasında Güzel Sanatlar Akademisinde estetik ve mitoloji, Harp Akademisi ve Siyasal Bilgiler Okullarında Fransızca öğretmenliği görevlerinde bulundu. Böbrek rahatsızlığından ötürü 1932’de Frankfurt’a gitti. Döndükten sonra İstanbul’da öldü.

Ahmet Haşim, ilk şiirini 1901’de lise yıllarında yayımlamıştır. 1909’da Fecr-i Ati grubuna girmiş, şiirlerini Servet-i Fünun, Dergah ve Yeni Mecmua gibi dergilerde; fıkra, söyleşi ve gezi yazılarını da Akşam, İkdam ve Milliyet gibi gazetelerde yayımlamıştır.

Ahmet Haşim, sembolist ve empresyonist bir şairdir. Sanatı üzerinde çocukluk yıllarının etkisi büyüktür. Babası sert, annesi ise sevecen ve şefkatli bir kişidir. Annesinin ölümüyle büyük bir yalnızlık içinde kalır. Şiirlerinde annesine duyduğu derin sevgiyi, yalnızlığını ve öksüzlüğünü bizlerle paylaşır. “Sanat sanat içindir” anlayışını savunmuştur. Ahmet Haşim’e göre şiir ile düz yazı birbirinden tamamen farklı kulvarlardır. Ona göre, şiir “duyulmak”, düz yazı ise “anlaşılmak” içindir. Şiirin güzelliğinin kapalılıktan kaynaklandığını, şiirin dilinin “sözden ziyade musikiye yakın” olduğunu ileri sürer. Onun için uyum ön planda iken anlam ikinci plandadır. Anlam bakımından net bir açıklığa sahip olmayan fakat herkesin hoşlanarak türlü anlamlar çıkartacağı, okuyucunun hayalini canlı tutan bir şiire varmaya çalışır.

Ahmet Haşim, tıpkı batılı sembolistler gibi, görünen alemin ötesinde görünmeyen bir alemin olduğuna inanır. Aşk ve doğa konuları şiirlerinin en belirgin özelliğidir.

Ahmet Haşim bütün şiirlerinde aruz ölçüsünü kullanmıştır. Arapça ve Farsça sözcüklere, tamlamalara ve mecazlı anlatımlara sıklıkla yer verir. Son şiirlerinde ise yalın bir dile yönelmiştir. Düz yazılarında ise açık ve anlaşılır bir anlatımı benimsemiştir. Başlıca eserleri:

Şiir: Göl Saatleri, Piyale.

Gezi Yazısı: Frankfurt Seyahatnamesi.

Fıkra, Söyleşi: Bize Göre, Gurabahane-i Laklakan.

Düz yazıları Mehmet Kaplan, şiirleri ise Şerif Hulisi tarafından notlarla yayımlanmıştır.

 

AHMET MİTHAT EFENDİ (1844 – 1912)

 

İstanbul doğumludur. Çocukluğu sıkıntılarla geçmiştir. İlköğrenimini Vidin’de tamamladıktan sonra Niş Rüştiyesini bitirdi. Rusçuk’ta devlet memurluğu yaptığı dönemde Fransızca öğreniyor ve Tuna gazetesinde yazılar yazıyordu. Mithat Paşa ile birlikte Bağdat’a gitti. Bağdat’ta bir basımevi kurdu. Orada Zevra gazetesini çıkarttı. İstanbul’a döndükten sonra Ceride-i Askeriyye, Basiret gazetelerinde yazdı. ardından Dağarcık ve Kırkanbar dergileri ile İbret, Devir ve Bedir gazetelerini çıkarttı. Rodos’a sürüldü. İlk roman ve oyunlarını Rodos’ta yazdı. Abdülaziz tahttan indirilince İstanbul’a geri döndü. Takvim-i Vakayi ve Matba-i Amire müdürlüğü görevlerinde bulundu. Tercüman-ı Hakikat gazetesini kurdu. Bu gazetedeki makale, öykü ve romanlarıyla halk arasındaki tanınırlığı da bir hayli arttı. İstanbul’da kalp krizinden öldü.

Ahmet Mithat Efendi kalemini, halk eğitiminde bir araç olarak kullandı. Çoğu zaman sanat değeri zayıf, dağınık lakin dili amacıyla örtüşen, sade eserleriyle dönemin hece-i evvel’i (ilk öğretmeni) olarak halkın aydınlatılmasında rolü büyük oldu.

Ahmet Mithat Efendi sadece öykü ve roman gibi edebi türlerle sınırlı kalmamak üzere, matematikten askerliğe kadar uzanan geniş bir yelpazede iki yüze yakın eser verdi. Hemen her türde roman yazarak Türk edebiyatına konu bolluğu getirdi. Ne tür roman yazarsa yazsın halka bir şeyler öğretmek amacından asla ödün vermedi. Ahmet Mithat Efendi döneminin en çok okunan yazarıdır. Eserlerinden bazıları:

Öykü: Letaif-i Rivayat (Söylenegelen Güzel Öyküler) dizisindeki 25 ciltlik öyküden sadece iki tanesi günümüz Türkçesiyle yayımlanmıştır. Yeniçeriler ve Obur.

Roman: Hasan Mellah yahut Sır İçinde Esrar, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım Efendi, Karı Koca Masalı, Paris’te Bir Türk, Çengi, Süleyman Müsli, Yeryüzünde Bir Melek, Acaib-i Alem, Henüz On Yedi Yaşında, Dürdane Hanım, Jön Türk, Esrar-ı Cinayat.

15 ciltlik Kainat adlı tarih dizisi mevcuttur. Masahabat-ı Leyliye (Gece Söyleşileri, 20 cilt), doğayla ve tarihle ilgili onlarca eseri ve Fransızcadan yaptığı çokça çevirisi vardır.

Ahmet Mithat Efendinin yaşamı ve eserleriyle ilgili Mustafa Baydar, Cevdet Kudret, Orhan Okay ve Şevket Rado’nun kitapları yayımlanmıştır.

 

AHMET RASİM (1865 – 1932)

 

İstanbul doğumludur. Çocukluğu annesiyle birlikte yoksulluk içinde geçmiştir. Mahalle okulu sonrasında girdiği Darüşşafakayı birincilikle bitirdi. Ardından Posta Telgraf Nazırlığı Fen Kaleminde memurlu görevinde bulundu. Edebiyata olan ilgisi dolayısıyla memuriyetini sürdüremedi. Ceride-i Havadis, Tercüman-ı Hakikat, İkdam, Malumat, Sabah, Yenigün, Akşam, Tasvir-i Efkar, Zaman, Vakit, Cumhuriyet gazetelerinde çalıştı. İstanbul milletvekilliği yaptı. İstanbul’da öldü.

Ahmet Rasim, anı, fıkra, inceleme, araştırma, öykü ve roman alanlarında yüzün üzerinde eser vermiştir. Roman adı altında basılan eserleri genellikle birer uzun öykü niteliğindedir. Yaşama ait konular romantik bir üslupla işlenmiştir. Asıl başarısı ise fıkra, söyleşi ve anı türünde ortaya çıkmıştır. Çocukluk yıllarını da içeren anı ve fıkralarında canlı ve renkli bir anlatımla dönemin panoramasını sunar. Toplumsal yaşamın çeşitli yönlerini yansıtır. Başlıca eserleri:

Anı, Fıkra, Makale, Gezi: Gecelerim, Makalat ve Musahabat, Şehir Mektupları, Tarih ve Muharrir, İki Hatırat Üç Şahsiyet, Romanya Mektupları, Cidd-ü Mizah, Eşkal-i Zaman, Muharrir Şair Edip, Gülüp Ağladıklarım, Muharrir Bu Ya, Falaka, Ramazan Sohbetleri.

Tarih: Resimli ve Haritalı Mufassal Osmanlı Tarihi, İstibdattan Hakimiyet-i Milliyeye.

Öykü: İlk Sevgi, Bir Sefilenin Evrak-ı Metrukesi, Meyyl-i Dil, Afife, Tecrübesiz Aşk, Asker Oğlu, Ömr-i Ebedi, Hamamcı Ülfet, Fuhş-i Atik.

Roman: Kitabe-i Gam.

Agah Sırrı Levend’in Ahmet Rasim (1965) isimli çalışmasında yazarın yaşamı ve eserleri incelenmektedir.

 

AHMET VEFİK PAŞA (1823 – 1891)

 

İstanbul doğumludur. İlköğrenimini Mühendishanede tamamlamıştır. Ardından Paris Elçiliğinde görevli babasının yanına gitti. Üç yıl Paris’teki Saint-Louis Lisesinde okudu. İstanbul’a döndüğünde Tercüme Odasına atandı. Sonra Tahran büyükelçisi, Encümen-i Daniş azası, Muhakemat Dairesi reisi, Paris elçisi, evkaf nazırı, Mebusan Meclisi reisi, Bursa valisi, iki kez de sadrazamlık görevlerinde bulundu. Son görevinden ayrıldıktan sonra ölümüne dek dokuz yıl süresince, Rumelihisarı’ndaki yalısında zamanını bütünüyle bilim ve edebiyata verdi.

Ahmet Vefik Paşa Tanzimat döneminde milliyetçilik ve Türkçülük akımlarının en önemli temsilcisi oldu. Dil, tarih ve folklor çalışmalarında çığır açtı. Moliere komedilerinden yaptığı on altı çeviri ve uygulama ile Tanzimat dönemi tiyatrosunda önemli bir hizmeti yerine getirdi. Valilik yaptığı Bursa’da kurduğu tiyatronun her bakımdan gelişmesi ve halkta tiyatro sevgisinin kökleşmesi için çalıştı. İstanbul’da öldü. Başlıca eserleri:

Türk dili ve tarihi üzerine çalışmaları: Mümtebat-ı Durub-ı Emsal, Hikmet-i Tarih, Fezleke-i Tarihi Osmani, Şecere-i Evşall-i Türk, Lehçe-i Osmani.

Düz Yazı Çevirileri: İnfial-i Aşk, Don Civani, Dudu Kuşları.

Oyun-manzum çeviri: Savruk, Adamcıl, Kocalar Mektebi, Kadınlar Mektebi, Tartüf, Okumuş Kadınlar.

Uyarlama: Azarya, Yorgaki Dandini, Zor Nikah, Zoraki Tabib, Dekbazlık, Tabibi Aşk, Meraki.

Öteki çevirileri: Hernani (V. Hugo), Hikaye-i Hikemiyye-i Mikromega (Voltaire), Telemak Tercümesi (Fenelon), Cil Blas (Le Sage).

Sevim Giray’ın Ahmet Vefik Paşa isimli eseri, yazarı yaşamı ve eserleriyle tanıtmaktadır.

 

AHMET YESEVİ (? – 1166)

 

  1. yüzyılın ikinci yarısı Batı Türkistan’ın Sayram kasabası doğumludur. Babası Şeyh İbrahim’dir. Babasının ölümünün ardından ablasıyla birlikte ilköğrenim yıllarını geçirdiği Yesi kasabasına yerleştiler. Ardından Buhara’ya gitti. Buhara’da dönemin önemli bilgin ve mutasavvıflarından olan Şeyh Yusuf Hemedani’ye bağlanarak onunla dolaşmaya başladı. Bir süre sonra Yesi’ye döndü. Ölümüne dek orada kalarak tasavvufi düşüncelerini yaymaya başladı. Mezarı üstündeki türbesi Moğol Hanı Timur tarafından yeniden yaptırıldı.

Ahmet Yesevi, tasavvufi şiirin öncülerindendir. Düşüncelerini yayabilmek adına yalın bir Türkçeyle tasavvufi şiirler söyledi. Bu şiirlere Hikmet adı verilir. Şiirler öz açısından tasavvufa, biçim açısından Türk Halk Edebiyatına dayanan didaktik özellikler gösterir. Bu Hikmet’ler Türkistan’dan Volga boylarına, oradan Anadolu’ya kadar geniş bir coğrafyada kendisine izleyiciler buldu. Anadolu’da Yunus Emre’den başlayarak yeni bir şiirin doğmasına vesile oldu.

Anadolu’ya gelerek Ahmet Yesevi’nin düşüncelerini aktarmaya çalışan kişiler arasında Hacı Bektaş-ı Veli ve Tapduk Emre de bulunmaktadır. Ahmet Yesevi Anadolu’nun Türkleşmesinde de önemli katkılar sunmuştur.

 

AISOPOS [EZOP] (M.Ö 6. YÜZYIL)

 

Yunan masalcısıdır. Yaşamı hakkında bilgi pek yoktur. Zeki ve kambur bir Frigyalı köle olduğu, özgür kaldıktan sonra doğuya birçok yolculuk yaptığı iddia edilir. XIV. Yüzyılda Yunanlı rahip Plaunudes tarafından masalları Aısopos’un Hayatı adlı kitapta bir araya getirilmiştir. Konularını halktan alan ve hayvanların başından geçen olayların anlatıldığı bu masallar aracılığıyla ahlaki dersler verilir. Fransız yazar La Fontaine Aısopos masallarından esinlenmiştir. Aısopos masalları dilimize başta Nurullah Ataç olmak üzere bir çok yazar tarafından kazandırılmıştır.

 

  1. KADİR (1917 – 1985)

 

İstanbul doğumludur. Kuleli Askeri Lisesini bitirdi. Kara Harp Okulunu son sınıfta bıraktı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okudu. Çeşitli yayınevlerinde çevirmenlik ve düzeltmenlik yaparak geçimini sağladı. İstanbul’da öldü.

A.Kadir toplumsal gerçekçi şiir akımının önemli temsilcilerinden biridir. Şiirlerine yalın ve süssüz bir dil hakimdir. Konuları özgürlük, işçi ve köylülerin yaşantıları, haksızlıklara karşı mücadele, doğa ve çocuk sevgisiyle örülüdür. A. Kadir bazı şiirlerinde Ali Karasu adını kullandı. Yeni Edebiyat, Yeni Ses, Yığın, Yeryüzü, Yürüyüş, Yeditepe, Beraber, Gelecek ve Varlık dergilerinde yazdı. başlıca eserleri:

Çeviri: Bugünün Diliyle Mevlana, Bugünün Diliyle Hayyam, İlyada (Azra Erhat ile), Odysseia (Azra Erhat ile), Asıl Adalet, Seçme Şiirler (Asım Bezirci ile), Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri.

Gezi: Sovyet Rusya’da On Beş Gün.

Şiir: Tebliğ, Hoş geldin Halil İbrahim, Dört Pencere, Mutlu Olmak Varken.      

 

AKA GÜNDÜZ (1886 – 1958)

 

Selanik doğumludur. Asıl adı Emin Ali’dir. Kuleli Askeri Lisesini bitirdikten sonra Harp Okulu eğitimini yarıda bıraktı. Bir dönem Paris’te hukuk ve güzel sanatlar eğitimi aldı. II. Meşrutiyetin ilan edilmesinin ardından İstanbul’a dönerek gazeteciliğe başladı. Milli Edebiyat akımının temsilcilerinden oldu. İtilaf devletlerinin İstanbul’u işgaliyle birlikte Malta’ya sürgüne gönderildi. Cumhuriyetin ilanından sonra Ankara milletvekili seçildi. Ankara’da öldü.

 Aka Gündüz, halkın çileli kaderini konu edinen yalın, sıcak bir dille yazdığı romantik/gerçekçi ve popüler romanlarıyla adından söz ettirdi. Başlıca eserleri:

Oyun: Muhterem Katil, Yarim Osman, Mavi Yıldırım.

Öykü: Türk Kalbi, Kurbağacık, Hayattan Hikayeler, Bu Toprağın Kızları.

Şiir: Bozgun.

Roman: Dikmen Yıldızı, Odun Kokusu, Bir Şoförün Gizli Defteri, Üvey Ana, İki Süngü Arasında, Zekeriya Sofrası, Aşkın Temizi, Eğer Aşk, Yayla Kızı, Mezar Kazıcılar, Bir Kızın Masalı.

 

AKALIN, L. SAMİ (1924)

 

İstanbul doğumludur. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi mezunudur. Çeşitli şehirlerde edebiyat öğretmenliği yapmıştır.

Sanat yaşamına şiirle başladı. Ardından araştırma ve inceleme alanına yoğunluk verdi. Çeviriler yaptı. Başlıca eserleri:

Sözlük: Edebiyat Terimleri Sözlüğü.

Antoloji: Japon Şiiri, Çin Şiiri, Hint Şiiri, Zenci Şiiri.

İnceleme-araştırma: Mehmet Rauf, Halit Ziya Uşaklıgil, Türk Manileri, Erzurum Bilmeceleri.

Şiir: İnsan Türü, İnsan Boyutları.

 

AKANSU, KENAN (1923)

 

İstanbul doğumludur. Lise öğrenimini Haydarpaşa lisesinde tamamladıktan sonra, İstanbul üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya bölümünün son sınıfından ayrıldı. Yaşamını devlet memurluğu yaparak geçirdi.

Doğan Kardeş isimli dergide çocuk şiirleri yazarak sanat yaşamına başladı. Varlık, Türk Dili, Petek, Çocuk Yuvası, Öğretmen dergilerinde şiirleri yayımlandı. Şiirlerinin ana temasını iyilik, doğruluk ve güzellik kavramları üzerine kurdu.

Başlıca şiir kitapları: Yanık Türkü, Çocuk Bahçesi, Buruk Yaşantı, Zeytin Gözlüm, Çocuk Dünyası (antoloji), Mutluluk Beni Arasın.

 

AKBAL, OKTAY (1923)

 

İstanbul doğumludur. İstiklal lisesini bitirdi. Bir süre İstanbul Edebiyat ve Hukuk Fakültelerinde okudu. Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosunda çalıştı. Çeşitli gazetelerde sanat, edebiyat, kitap tanıtımı yazıları yazdı. Gazetelerde köşe yazarlığı yaptı.

Oktay Akbal eserlerinde, gelenek ve göreneklerin arasında sıkışıp kalmış insanların dertlerini işledi. Düşsel öğeler, iç diyaloglar ve çağrışımlarla dolu işlek bir dil üretmiştir. Dinamik ve kısa cümlelerle örülü bir anlatımı vardır. Başlıca eserleri:

Anı-günce: Şair Dostlarım, Günlerde, Anılarda Görmek, Yeryüzü Korkusu, Geçmişin Kuşları.

Deneme-söyleşi: Yazmak Yaşamak, Konumuz Edebiyat, Dost Kitaplar, Ölümsüz Oyun, Atatürk Yaşadı mı, Zaman Sensin, Hiroşimalar Olmasın, İlkyaz Devrimi, Gençler Bize Bakıyor, Temmuz Serçesi, Atatürkçülük Savaşı, Yaşamı Yeniden Kurmak, Önce Şiir Vardı, Atatürk Bir Gün Ölecek, Vatan Mahzun Ben Mahzun, Dünyaya Açılmak, Yaşayıp Görmek, Geçmişin İçinden, Susmak mı Konuşmak mı?, Tarih En Büyük Yargıç, Bir de Simit Ağacı Olsaydı, Anı Değil Yaşam.

Öykü: Önce Ekmekler Bozuldu, Aşksız İnsanlar, Bizans Definesi, Berber Aynası, Bulutun Rengi, Tarzan Öldü, İstinye Suları, Yalnızlık Bana Yasak, Lunapark, Karşı Kıyılar, Ey Gece Kapını Üstüme Kapat.

Roman: Suçumuz İnsan Olmak, Garipler Sokağı, Yeşil Ev (Çocuk Romanı), Atatürk Bir Gün Gelecek (Çocuk Romanı), İnsan Bir Ormandır, Akşam Kuşları, Düş Ekmeği.

 

AKÇAM, DURSUN (1930)

 

Ardahan doğumludur. Cılavuz Köy Enstitüsünün ardından Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat bölümünü bitirdi. Çeşitli illerde Türkçe ve Edebiyat öğretmenliği görevinde bulundu.

Dursun Akçam ilk olarak Milliyet Gazetesinin açtığı yarışmada “Analar ve Çocuklar” röportajı ile birinciliği kazanınca adını duyurma şansına sahip oldu. Eserlerinde kırsal kesim insanlarının sorunlarını ve yaşam mücadelelerini konu edindi. Başlıca eserleri:

Röportaj: Analar ve Çocuklar, Doğunun Çilesi, Altta Kalanlar, Kan Çiçekleri.

Öykü: Masal, Ölü Ekmeği, Taş Çorbası, Kafkas Kızı, Köyden İndim Şehre, Alman Ocağı.

Roman: Generaller Birleşin, Kanlı Derenin Kurtları.

 

AKÇURA, YUSUF (1876 – 1935)

 

Volga Irmağı kıyısındaki Simbrisk doğumludur. İstanbul Harp Okulunu bitirdi. Ardından Paris’te Siyasal Bilgiler eğitimi gördü. Türkçülük düşüncesini yaymak üzere Rusya’ya gitti. Kazan şehrinde tarih, coğrafya ve Türk Edebiyatı okuttu. İstanbul’a dönüşünde Türk Ocağının kurucuları arasında yer aldı. Türk Yurdu dergisini çıkarttı. Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu’ya geçerek Ulusal Mücadeleye katıldı. Kars milletvekilliği yaptı. İstanbul’da öldü.

Yusuf Akçura eserlerinde Türkçülük akımını savundu.

Başlıca eserleri: Üç Tarz-ı Siyaset, Rusya’daki Türk Tatar Müslümanların Şimdiki Vaziyeti ve Emelleri, Siyaset ve İktisat, Muasır Avrupa’da Siyasi ve İçtimai Fikir Cereyanları, Tarih-i Siyasi Dersleri (6 cilt).

 

AKENGİN, YAHYA (1946)

 

Bayburt doğumludur. Yavuz Selim İlköğretmen okulundan sonra Erzurum Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. Çeşitli okullarda Türkçe ve edebiyat öğretmenliği yaptı. TRT Ankara Radyosu Tiyatro Dairesinde çalıştı. Hisar dergisinde yazı ve şiirleri yayımlandı. Başlıca eserleri:

Oyun: Eski Çarıklar.

Şiir: İstersen, Akşamla Gelen, Çağ Sürgünü, Saatler ve Çehreler.

Roman: Dönüş Acıları.

 

AKGÜN, NAHİT ULVİ (1918 – 1996)

 

İstanbul doğumludur. İzmir Erkek Lisesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünden mezun oldu. Çeşitli liselerde felsefe öğretmenliği yaptı.

Şiirleri Yücel, Değirmen, Varlık, Kovan, Yeditepe, Kaynak, Fikirler dergilerinde yayımlandı. İlk şiirlerinde romantizm hakimdi. Sonraki şiirlerinde ise bireylerin türlü durumlarını tema olarak seçti. Şiirlerinde kişinin toplum karşısında tepkileri samimiyetle yansıttı.

Başlıca şiir kitapları: Karanlıkta Bir Ağaç, Gerçek Düş, Birisi, Evren Türküsü, Güneş Açınca, Ağaçlar Uyanınca, Eksilen Gökyüzü.

 

AKIN, GÜLTEN (1933)

 

Yozgat doğumludur. Ankara Kız Lisesini bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Bir süre memurluk yaptıktan sonra avukatlık yaptı.

Şiirleri Türk Dili, Mülkiye ve Hisar dergilerinde yayımlandı. İlk başlarda şiirlerinde kişinin iç çatışmalarını konu edindi. Ardından toplumsal sorunlara eğildi. Şiirlerinde halk şiirinin söyleyiş özelliklerinden, halk ağzının uyumlu, işlek, temiz dilinden faydalandı. Başlıca eserleri:

Düz Yazı: Şiiri Düzde Kuşatmak, 42. Gün.

Şiir: Rüzgar Saati, Kestim Kara Saçlarımı, Seyran Destanı, Kırmız Karanfil, Sığda, Maraş’ın ve Ökkeş’in Destanı, Ağıtlar ve Türküler.

 

AKIN, SUNAY (1962)

 

Trabzon doğumludur. Koşu Yolu Lisesini bitirmesinin ardından İstanbul Üniversitesi Coğrafya Bölümünden mezun oldu.

Sunay Akın’ın ilk şiirleri Milliyet Sanat ve Yeni Olgu dergilerinde yayımlandı. Yeni Yaprak ve Olmaz adlı şiir dergilerinin yayımlanmasında katkıları oldu. Başlıca eserleri:

Deneme: Ve Şaire…Ve Şaire, İstanbul’un Nazım Planı, Ayçörek ve Ayyıldız.

Şiir: Makiler, Kaza Süsü, Antik Acılar.

 

AKSAL, SABAHATTİN KUDRET (1920 – 1993)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü mezunudur. Bir dönem öğretmenlik yaptıktan sonra belediyeye bağlı kuruluşlarda çalıştı. İstanbul’da öldü.

Aksal, Varlık, İnsan, Oluş dergilerinde yayımlanan şiirleriyle adından söz ettirdi. 1947 sonrasında öykü ve oyun türlerinde eserler verdi.

Şiirlerinde yaşama sevincini, öykü ve oyunlarında ise psikolojik gözlemlerini işledi. Şiirin bir düşünceyi ve duyguyu en güçlü biçimde ifade etmeye yarayan sanat dalı olduğuna inandı. “Hikaye sadece okuya yaşanmış etkisini versin yeter. Sonra bence iyi bir hikayeci, hikayeyi bir yana atmış ya da kendine has bir tahkiye getirmiş kişidir.” görüşündedir. Başlıca eserleri:

Deneme ve eleştiri: Geçmişle Gelecek.

Oyun: Evin Üstündeki Bulut, Şakacı, Bir Odada Üç Ayna, Tersine Dönen Şemsiye, Kahvede Şenlik Var, Bay Hiç, Kral Üşümesi, Sonsuzluk Kitabevi, Önemli Adam.

Öykü: Gazoz Ağacı, Yaralı Hayvan.

Şiir: Şarkılı Kahve, Gün Işığı, Elinde, Duru Gök, Bir Sabah Uyanmak, Çizgi, Eşik, Zamanlar, Bir Zaman Düşü, Buluşma [Bütün Şiirleri, Şiirler (1988) adlı kitapta toplanmıştır.]

 

AKSAN, DOĞAN (1929 – 2010)

 

İzmir doğumludur. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü mezunudur. Aynı bölümde profesörlük yaptı.

İlk olarak Varlık ve Türk Dili dergilerinde çıkan yazılarıyla tanındı. Dilbilimi alanında önemli çalışmalara imza attı.

Başlıca eserleri: Anlambilim ve Türk Anlambilimi; Her Yönüyle Dil, Ana Çizgileriyle Dil Bilim; Türkçenin Gücü.

 

AKSOY, ÖMER ASIM (1898 – 1993)

 

Gaziantep doğumludur. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Öğretmenlik, savcılık, avukatlık ve milletvekilliği yaptı. Türk Dil Kurumunda genel yazmanlık görevinde bulundu.

Türkçenin özleştirilmesi için yoğun çaba gösterdi. Dil ve folklor alanlarında çalışmalar yaptı.

Başlıca eserleri: Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü (4 cilt), Derleme Sözlüğü, Bölge Ağızlarında Atasözü ve Deyimler, Dil Üzerine Düşünceler Düzeltmeler, Gelişen ve Özleşen Dilimiz, Özleştirme Durdurulamaz, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü (3 cilt), Dil Yanlışları, Yine Dil Yanlışları.

 

AKTUNÇ, HULKİ (1949)

 

İstanbul doğumludur. Ortaöğrenimini askeri okullarda tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesindeki eğitimini yarıda bıraktı.

Aktunç, Soyut, Yeni Edebiyat, Yeni Dergi, Papirüs ve Türkiye Defteri dergilerinde yazdı. Öykülerinde olayları atlamalı kesitler eşliğinde sundu. Konuyu gizleyerek dolaylı anlatım yolunu tercih etti. Başlıca eserleri:

Sözlük: Argo Sözlüğü.

Öykü: Gidenler Dönmeyenler, Kurtarılmış Haziran, Bir Yer Göstericinin Hayatı, Ten ve Gölge.

Şiir: Sır Katibi, Islıkla Tarihçe.

Roman: Son İki Eylül, Bir Çağ Yangını.

 

AKYÜZ, KENAN (1911)

 

Yanya doğumludur. Kabataş Erkek Lisesini bitirmesinin ardından İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Çeşitli illerde edebiyat öğretmenliği görevinde bulundu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde profesörlük yaptı.

Akyüz, edebiyat tarihi, inceleme ve eleştiri alanlarında eserler verdi.

Başlıca eserleri: Tevfik Fikret, Modern Türk Edebiyatının Ana Çizgileri, Batı Tesirinde Türk Şiiri Antolojisi.

 

ALAIN (1868 – 1951)

 

Fransız yazar ve filozofudur. Normale Superrieure’de eğitim gördü. Paris’te felsefe öğretmenliği yaptı. 1914’te gönüllü olarak I. Dünya Savaşı’na katıldı. Bu savaşta yaşadığı deneyimleri Mars ya da Yargılanan Savaş adlı kitabında anlattı.

Alain (Alen), XX. yüzyılın başlarında Fransa’da Montaigne, Hegel ve Comte öğretilerinin etkilerini taşıyan felsefi bir yaklaşımın önemli temsilcilerinden biri olmuştur.

Alain, daha çok aydınlatıcı öğretmen kimliğiyle ve düşüncelerini aktardığı deneme ve söyleşileriyle adından söz ettirdi. Parlak bir üslupla ele aldığı bu yazılarını konularına göre topladı. Söyleşileriyle olduğu kadar, estetik üzerine görüşleriyle de tanınır.

Başlıca eserleri: Mutluluk Üstüne Düşünceler, Güzel Sanatlar Sistemi, Estetiğe Ön Hazırlık, Eğitim Üstüne Düşünceler, Tanrılar, Çağlar ve Düşünceler.

 

ALANGU, TAHİR (1916 – 1973)

 

İstanbul doğumludur. Kabataş Lisesini bitirdikten sonra İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Edebiyat öğretmenliği yaptı. İstanbul’da öldü.

Alangu, öykü, roman türleri üzerindeki eleştiri yazıları, folklor ve edebiyat tarihi alanındaki çalışmaları ile bilinir. Yazıları, Yeni Türk, Değirmen, Yenilik, Yeditepe, Dost, Ataç gibi dergilerde yayımlandı.

Başlıca eserleri: Çalgılı Kahvelerdeki Külhanbey Edebiyatı ve Numuneleri, Sait Faik için, Ataç’a Saygı (anma kitabı), Kalevala (destan özeti, inceleme), Cumhuriyetten Sonra Hikaye ve Roman (3 cilt, inceleme), Billur Köşk Masalları, 100 Ünlü Türk Eseri (2 cilt, inceleme-antoloji), Keloğlan Masalları, Ömer Seyfettin (monografi), Türkiye Folkloru El Kitabı.

 

ALİ İZZET [ÖZKAN] (1902 – 1981)

 

Şarkışla, Sivas doğumludur. Sivaslı aşık Sabri’den dersler aldı. Kurtuluş Savaşı’na katıldı.

İzzet küçük yaşta saz çalmaya başladı. Saz şairliği geleneğini sürdüren sanatçılarımızdan birisidir. Kimi şiirleri Ülkü dergisinde yayımlandı. Plak ve kasetler aracılığıyla geniş halk kitlelerine ulaştı.

Başlıca eserleri: Türk’ün Sazından, Mühür Gözlüm.

 

ALİ ŞİR NEVAİ (1441 – 1501)

 

Herat doğumludur. Uygur Türklerinden Gıyaseddin Kiçkine Bahşi’nin oğludur. Sultan Hüseyin Baykara’nın çocukluk arkadaşıdır. Gençlik yılları Meşhed, Herat ve Semerkand’da geçti. Hüseyin Baykara, Herat’ı ele geçirdikten sonra (1469), Ali Şir Nevai otuz iki yıl boyunca Baykara’nın yanında devlet hizmetlerinde bulundu. Yaşamı boyunca siyaset ve sanat alanlarında en çok sözü geçenler arasında yer aldı. Herat’ta öldü.

Ali Şir Nevai eserlerinde Türk ruhunu belirtmeye çalışmıştır. Türkçeye büyük önem vermiş, Türk dilinin gelişimi için büyük çaba göstermiştir. Farsçanın resmi dil olduğu bir çağda Nevai, Türkçenin en az Farsça kadar güçlü bir dil olduğunu kanıtlamaya çalıştı. Horasan’da açtığı sanat çığırıyla ünü bütün Türk dünyasına yayılmış, eserleri Anadolu, Rumeli, Kırım, Azerbaycan, İran, Irak ve Hindistan gibi geniş bir coğrafyada Türkler arasında yüzyıllar boyu ilgiyle okunmuştur.

Nevai’nin amacı; Türkleri kültür ve edebiyat aracılığıyla birleştirerek, tek bir ruh bayrağı altında toplamaktı. “Cihanda Türk edebiyatı bayrağını kaldırmak suretiyle Türkleri tek millet haline soktum…hiç ordum olmadığı halde, Çin sınırına ve Tebriz’e kadar bütün Türk ve Türkmen illerini sırf divanımı göndermek suretiyle fethettim.” demiştir.

Eserlerinde çağının toplumsal sorunlarına değinmiş, iki yüzlü sofraları, bilgiyi küçümseyen, bilgisizleri değerli sayanları eleştirmiştir. Büyüklük taslayan, görevini kötüye kullanan devlet görevlilerini yermiş, alçak gönüllülüğü göklere çıkarmış, sözü düşünerek kullanmayı öğütlemiştir.

Nevai, nazım ve düz yazı alanlarında birçok eser vermiştir. Başlıca eserleri:

Muhakemetü’l Lugateyn: (İki Sözlüğün Yargısı, düz yazı) Türkçenin Farsçadan üstün olduğunu kanıtlamak için yazmıştır.

Mecalisü’n-Nefais: (Nefis Meclisler, düz yazı) Tür edebiyatında yazılmış ilk şairler tezkiresidir.

Mizanü’l-Evzan: (Ölçülerin Tartısı, düz yazı) Türklerin kullandığı nazım ve musiki biçimlerini anlatır.

Garaibü’l Sıgar, Nevadirü’ş-Şebap, Bedaiü’l-Vasat, ve Fevaidü’l-Kiber adlı dört Türkçe divanını Hazainü’l-Maani adıyla bir araya toplamıştır. 32 harfle yazdığı gazellerini konularına göre de bölümlemiştir. Dört Türkçe divanında elli beş bin beyit vardır. Farsça divanında ise on iki bin beyit bulunmaktadır.

Bir şairin ustalığının ve başarısının ölçüsü olan Hamse’si önemlidir. Kırk altı bin beyitlik Hamse’sini iki yılda tamamlamıştır. Hamse’sinde Hayretü’l Ebrar, Ferhad ü Şirin, Leyli vü Mecnun, Seb’a-i Seyyar, Sedd-i İskenderi adlı mesneviler vardır.

Mahbübü’l-Kulüb: Herat ve çevresiyle, toplumsal ve kültürel yaşantıyla ilgilidir.

 

ALKAN, ERDOĞAN (1935)

 

Şarkışla, Sivas doğumludur. Samsun Lisesini bitirdikten sonra Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun olmuştur. Kaymakamlık yaptı. TRT’de, Turizm Bakanlığında, Milli Prodüktive Merkezi’nde çalıştı.

Alkan, Türk Dili, Varlık, Yazko-Edebiyat dergilerinde çıkan şiir ve çevirileriyle adından söz ettirdi. Başlıca eserleri:

Çeviri: Rimbaud’dan Seçme Şiirler, Gerçekçiliğin Boyutları, Elsa’nın Mecnunu (Aragon’dan), Yürekteki İspanya ve Oduncunun Türküsü (Pablo Neruda’dan), Espri Sanatı (Sigmund Freud’dan), 100 Aşk Şiiri (Mollarme’dden).

İnceleme: Sembolizm, Şiir Sanatı.

Şiir: Güneş Tozları, Elimde Güller ve Rüzgar, Kuş Ormanı, Kıyı, Kerem Gibi, Eylül Çalgıcısı.

 

ALOVA, ERDAL (1952)

 

Ankara doğumludur. Ortaöğrenimini Ankara’da tamamladı. ODTÜ ve İstanbul Üniversitesindeki öğrenimlerini yarıda bıraktı.

Alova, Sanat Emeği, Yeni Dergi, Adam Sanat ve Militan dergilerindeki şiirleriyle tanındı. Kavafis, Neruda ve Nezval’dan çeviriler yaptı.

Başlıca şiir kitapları: En Son Çıkan Şarkılar, Giz Dökümü, Bitik Kent.

 

ALTAN, AHMET (1950)

 

Ankara doğumludur. İstanbul Kültür Kolejini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Çeşitli gazete ve televizyonlarda çalıştı. Köşe yazarlığı yaptı.

Altan, romanlarında, toplumun sert kurallarıyla kuşatılan bireyin iç çatışmalarını işledi. Başlıca eserleri:

Deneme: Geceyarısı Şarkıları, Karanlıkta Sabah Kuşları.

Roman: Dört Mevsim Sonbahar, Sudaki İz, Yalnızlığın Özel Tarihi, Tehlikeli Masallar, Kılıç Yarası Gibi.

 

ALTAN, ÇETİN (1926)

 

İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesini bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı ve milletvekilliği yaptı.

Çetin Altan, sanat yaşamına şiirle başladı. Ardından oyun ve roman türlerinde eserler verdi. Romanlarında toplumsal değişiklikler, baskılar karşısında özgürlük arayan bireyin sorunlarına eğildi. Oyunlarında toplumsal gelişmeler sonucu parçalanan, etik değerleri erozyona uğrayan ailelerin dramını anlattı. Başlıca eserleri:

Çocuk Kitabı: Alfabe.

İnceleme: Atatürk’ün Sosyal Görüşleri.

Seçilmiş köşe yazılarından oluşan kitapları: Taş, Onlar Uyanırken, Suçlanan Yazılar, Gölgelerin Gölgesi, Şeytan Aynaları, Işık ve Ateş, Kadın.

Oyun: Çemberler, Mor Defter, Suçlular, Dilekçe ve Tahtıravalli, Yedinci Köpek, Komisyon, Telefon Kimin İçin Çalıyor.

Öykü: Rıza Bey’in Polisiye Öyküleri.

Roman: Büyük Gözaltı, Bir Avuç Gökyüzü, Viski, Küçük Bahçe.

 

ALTINKAYNAK, HİKMET (1945)

 

Niğde doğumludur. Ankara Öğretmen Okulunu bitirdi. Çeşitli illerde öğretmenlik yaptı. Edebiyat dergilerinde yöneticilik yaptı.

Dergi ve gazetelerde yayımlanan kitap değerlendirme, inceleme ve eleştiri yazılarıyla tanındı. Çocuk edebiyatı ve yardımcı ders kitapları alanlarında eserler verdi.

Başlıca eserleri: Edebiyatımızda 40 Kuşağı (inceleme), Orhan Kemal (monografi), Zamanla (eleştiri), Kutlu Günlerimiz, Deyimlerimizin Dili, Arkadaşım Bilgisayar, Ev Ödevi, Fındık Kabuğuna Girer Kale Kapısına Sığmaz, Bizim Ünlüler.

 

AMICIS, EDMONDO DE (1846 – 1908)

 

İtalyan yazar ve eğitimcisi. Ülkemizde Çocuk Kalbi adlı eseriyle ünlendi. Bu eser, çocuk, okul ve aile ilişkilerini anlatan eğitici bir çocuk romanıdır.

Amicis (Amik), yaptığı gezilerde edindiği izlenimlerini yazdı. Öğrencilerin yaşantılarını, davranışlarını heyecanlı ve duygulu bir dille anlattı.

Dilimize çevrilen eseri: Çocuk Kalbi (İlk kez İbrahim Alaettin Gövsa tarafından 1930’da çevrildi.

 

AND, METİN (1927 – 2008)

 

İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Sahne sanatları alanında Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde çalışmalarda bulundu.

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi ile Basın Yayın Yüksek Okulunda öğretim görevlisi olarak çalıştı.

Forum, Değişim, Dost, Türk Dili, Milliyet gibi dergi ve gazetelerde yazıları yayımlandı. Tiyatro üzerine araştırma ve eleştiri yazıları yazdı.

Başlıca eserleri: Gönlü Yüce Türk, Kırk Gün Kırk Gece (seyirlik oyunlar üzerine inceleme), Kavuklu Hamdi’den üç Ortaoyunu, Türk Köyü Dansları, Geleneksel Türk Tiyatrosu, 100 Soruda Türk Tiyatrosu, Tanzimat ve İstibdat Döneminde Türk Tiyatrosu, Tiyatro Kılavuzu, Oyun ve Bügü, Osmanlı Tiyatrosu, Dünyada ve Bizde Gölge Oyunu, İnsanüstülük Taslayanların İçyüzü, İlk Türkçe Oyunlar, Osmanlı Şenliklerinde Türk Sanatları, Atatürk ve Tiyatro, Türk Tiyatrosu ve Evreleri.

 

ANDAY, MELİH CEVDET (1915 – 2002)

 

İstanbul doğumludur. Ankara Gazi Lisesini bitirdi. Yükseköğrenim görmek için gittiği Belçika’yı II. Dünya Savaşı’nın başlamasının ardından terk etmek zorunda kaldı. Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğü’nde ve Ankara kitaplığında çalıştı. İstanbul Belediye Konservatuarı Tiyatro Bölümü öğretmenliğinden emekli oldu.

Şiirleri;  Varlık, Yaprak, Papirüs, Yeditepe, Gösteri, Yeni Dergi dergilerinde yayımlandı. Cumhuriyet gazetesinde denemeleri basıldı.

Anday, Oktay Rifat ve Orhan Veli ile birlikte “Garip Hareketi” adlı yeni bir şiir ekolünün temsilcilerinden oldu. İlk şiirlerinde işlediği romantik öğeleri terk ederek, toplumsal temalara yöneldi. Düz yazılarında düşünceye dayalı, şiirsel ve özlü bir anlatımı tercih etti. Başlıca eserleri:

Anı: Akan Zaman Duran Zaman.

Gezi Yazısı: Sovyet Rusya-Azerbaycan-Özbekistan-Bulgaristan-Macaristan.

Deneme: Doğu-Batı, Konuşarak, Yeni Tanrılar, Gelişen Komedya, Dilimiz Üstüne Konuşmalar, Sosyalist Bir Dünya.

Oyun: İçerdekiler, Mikado’nun Çöpleri, Dört Oyun (Yarın Başka Koruda, Dikkat Köpek Var, Ölüler Konuşmak İsterler, Müfettişler).

Şiir: Garip (Orhan Veli ve Oktay Rifat’la), Telgrafhane, Rahatı Kaçan Ağaç, Yan Yana, Kolları Bağlı Odysseus, Teknenin Ölümü, Göçebe Denizin Üstünde, Ölümsüzlük Ardında Gılgamış, Tanıdık Dünya, Sözcükler, Güneşte, Yağmurun Altında.

Roman: Aylaklar, Gizli Emir, Raziye, İsa’nın Güncesi, Yağmurlu Sokak.

 

ANDERSEN, HANS CHRISTIAN (1805 – 1875)

 

Danimarkalı bir masal yazarıdır. Bir ayakkabı tamircisinin oğludur. Babası öldükten sonra Kopenhag Kral Tiyatrosunun Dans Bölümüne girdi. Bu dönemde yazdığı şiirler, romanlar, oyunlar, gezi yazıları ve masallar aracılığıyla tanındı. Kralın yardımıyla yurdumuz da dahil olmak üzere birçok Avrupa ülkesini dolaştı.

Derlediği ve yazdığı masallarda halk deyişlerine yer verdi. Masallar adıyla yayımlanan eseri birçok dile çevrildi. Andersen’in msasalları dilimize Çirkin Ördek, Karlar Kraliçesi, Kibritçi Kız, Parmak Kız, Yiğit Kurşun Asker, Küçük Siren gibi adlar altında çevrildi. Ayrıca Andersen Masalları adı altında baskıları da yapıldı.

 

APAYDIN, TALİP (1926)

 

Polatlı, Ankara doğumludur. Ortaöğrenimini Çifteler Köy Enstitüsünde, yükseköğrenimini Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsünde tamamladı. Sonrasında Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik bölümünü bitirdi. Çeşitli şehirlerde öğretmenlik yaptı.

İlk şiir ve öyküleri öğrencilik yıllarında Köy Enstitüleri dergisinde yayımlandı. Daha sonra çeşitli dergilerde yazıları yayımlandı. Öykü ve romanlarında kırsal kesimin hikayelerinden esinlendi. Eserlerinde köy ve kasaba insanlarının toplumsal güçlerle ve doğayla ilişkilerini işledi. Başlıca eserleri:

Köy Notları: Bozkırda günler.

Anı: Karanlığın Kudreti, Akan Sulara Karşı.

Oyun: Bir Yol.

Öykü: Ateş Düşünce, Öte Yakadaki Cennet, Yolun Kıyısındaki Adam, Duvar Yazıları, O Güzel İnsanlar (çocuk öyküleri), Kökten Ankaralı, Öykülerde Çizgiler, Koca Taş, Yangın (çocuk öyküleri), Hendek Başı, Hem Uzak Hem Yakın.

Şiir: Susuzluk.

Roman: Sarı Traktör, Yarbükü, Emmioğlu, Ortakçılar, Ferhat ile Şirin, Toprağa Basınca (çocuk romanı), Define, Köylüler, Yoz Duvar, Kente İndi İdris, Vatan Dediler, Toz Duman İçinde, Tütün Yorgunu, Dağdaki Kaynak (çocuk romanı).

 

ARABUL, MUZAFFER (1917)

 

İstanbul doğumludur. Liseyi Pertevniyal Lisesinde bitirdi. Bir yıl Tapu ve Kadastro okulunda eğitim gördü. Kadastro fen memurluğu, muhasebecilik, reklamcılık ve gazetecilik yaptı.

İlk şiirlerini Yücel dergisinde yayımladı. Daha sonra Türk Solu, Güney, Yazko-Edebiyat, Gençlik Sanat dergilerinde yazdı. Şiirleri yanında roman türünde de eserler verdi. Eserlerinde toplumcu bir çizgiyi işledi. Başlıca eserleri:

Şiir: Sana Ne Olmuş, İnsana Saygı, eğri Tahtalar, Eski bir Çağ, Tam Güneşin Altı, Ertelenmiş Şarkılar.

Roman: Çakrazlar.

Diğer eserleri: Toplumsal Eylem (makale-köşe yazısı), Ebusuut efendi (inceleme).

 

ARAGON, LOUIS (1897 – 1982)

 

Fransız şair ve yazarıdır. Paris doğumludur. Tıp öğrenimi gördü. Önceleri Dadaizm ve gerçeküstücülük (sürrealizm) akımları doğrultusunda eserler verdi. Ardından “toplum için snat” ilkesini benimseyerek Fransız yeni gerçekçilik akımının öncüleri arasında yer aldı. II. Dünya Savaşı’nda Fransa’nın işgaline karşı tavır aldı. Şiirleriyle direnişe destek verdi.

Aragon, şiirin yanında roman ve deneme türlerinde eserler de verdi. Başlıca eserleri:

Şiir: Parisli Köylü, Elsa’nın Gözleri, Can Sıkıntısı.

Roman: Bale Çanları, Kibar Semtler.

 

ARAL, İNCİ (1944)

 

İlköğrenimini Manisa İlköğretim okulunda tamamladıktan sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümünü bitirdi. Çeşitli illerde öğretmenlik yaptı.

Çeşitli öyküleri; Türk Dili, Varlık, Dönemeç, Türkiye Yazıları, Sesimiz, Soyut dergilerinde yayımlandı. Eserlerinde güncel sorunlarla boğuşan insanları, toplumsal konumlarından soyutlamadan kadın duyarlılığı ile işledi. Başlıca eserleri:

Öykü: Ağda Zamanı, Sevginin Eşsiz Kışı, Uykusuzlar, Kıran Resimleri.

Roman: Ölü Erkek Kuşlar, Hiçbir Aşk Hiçbir Ölüm, Yeni Yalan Zamanlar, İçimden Kuşlar Geçiyor.

 

ARAT, REŞİT RAHMETİ (1900 – 1964)

 

Eski Ücüm kasabası, Kazan doğumludur. İlk ve ortaöğrenimini Kızılyar’da yaptı. Prof. W. Bang’ın öğrencisi olarak Berlin Üniversitesinde Türkoloji okudu. Aynı üniversitenin Felsefe Bölümünü de bitirdi. Ardından profesör olarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde öğretim üyeliği yaptı. Türkiyat Enstitüsünde müdürlük görevinde bulundu.

Özellikle Uygur Türkleri üzerine yaptığı inceleme ve çalışmalarla tanındı.

Başlıca eserleri: Uygurlarda Hekimlik, Türkçe Tufan Metinleri (W. Bang ve Gabain ile), Oğuz Kaan Destanı (W. Bang ile), Uygurca Yazılar Arasında, Kutadgu Bilig, Atabet’ül Hakayık, Türk Şivelerinin Tasnifi, Eski Türk Şiiri.

 

ARAZ, NEZİHE (1922 – 2009)

 

Konya doğumludur. Ankara Kız Lisesini bitirdikten sonra, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Psikoloji ve Felsefe bölümlerini bitirdi.

Sanat yaşamına şiirle başladı. Daha sonra biyografi, inceleme ve oyun türlerinde eserler verdi. Meydan Larousse ve Türkiye ansiklopedilerinin yayın kurullarını yönetti. Başlıca eserleri:

Oyun: Bozkır Güzellemesi, Öyle Bir Nevcivan, Ballar Balını Buldum, Savaş Yorgunu Kadınlar, Afife Jale.

Biyografi-inceleme: Fatih’in Derunu Tarihi, Anadolu Evliyaları, Mustafa Kemal’le 1000 Gün, 28 Peygamber, Dertli Dolap, Mevlana’nın Romanı, Gelin Canlar Bir Olalım.

Şiir: Benim Dünyam.

 

ARDAĞI, ADNAN (1922 – 1998)

 

Pazar doğumludur. Vefa lisesini bitirdikten sonra İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Matematik-Astronomi Bölümünü bitirdi. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı.

Ardağı, sanat yaşamına şiirle başladı. Birçok şiiri bestelendi. Şiirin yanında Adnan Çakmakçıoğlu takma adıyla çocuk edebiyatı alanında eserler verdi. Başlıca eserleri:

Çocuk Kitabı: Nasrettin Hoca, Zavallı Korkuluk, Küçük Taka, Yaralı Sığırcık.

Şiir: Bir Masal Gibi, Kapılar, Mustafa Kemal Atatürk, Güz Şöleni, Çocuk Şiirleri, Şarkıların Vatanı Kalplerdir, Öğretmenin Dünyası, Acı, Soyut.

Öykü: Bizim Evin Savaşları Güzeldir, Son Ders.

 

ASENA, ORHAN (1922 – 2001)

 

Diyarbakır doğumludur. Diyarbakır Lisesini tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. İhtisasını Çocuk Hastalıkları üzerine yaptı. Çeşitli illerde doktorluk yaptı.

Sanat yaşamına şiirle başladı. Daha sonra oyun yazarlığı yaptı. Oyunlarında değişik çevrelerden seçtiği kadın ve erkek tiplerinin yanında tarihsel kişileri de işledi. Başlıca eserleri:

Şiir: Masal, Kıt Kanaat.

Oyun: Korku, Tanrılar ve İnsanlar, Hürrem Sultan, Karacaoğlan, Kapılar, tohum ve Toprak, Gecenin Sonu, Ana, Fadik Kız, Korkunç Oyun, Simavnalı Şeyh Bedrettin, Atçalı Kel Mehmet, geçkin Kız, El Kapısı, 16 Mart 1920, Candan Can Koparmak, Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe, Karagöz Emekli, Şili’de Av, Ölü Kentin Nabzı, Ölümü Yaşamak, Yıldız Yargılaması, Ali (çocuk oyunu).

 

ASYA, ARİF NİHAT (1904 – 1957)

 

Çatalca, İstanbul doğumludur. Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesini ve ardından İstanbul yüksek Öğretmen Okulunu bitirdi. 23 yıl öğretmen olarak çeşitli illerde ve Kıbrıs’ta görev yaptı. 1950-1954 yılları arasında Adana milletvekilliği yaptı. Asya, emeklilik yıllarında Yeni İstanbul ve Babıali’de Sabah gazetelerinde edebi ve siyasi fıkra yazarlığı yaptı. Ankara’da öldü.

Bayrak, vatan, ulus, tarih, kahramanlık, doğa, din, aşk, temalarını işlediği şiirlerini Çağlayan, Türk Yurdu, Hayat, Hisar, Defne gibi dergilerde yayımladı. Aruz, hece ve serbest ölçüyü birlikte kullandı. Coşku, yoğunluklu anlatım ve halkça söyleyiş şiirlerinin temel özelliklerindendir. Başlıca eserleri:

Özdeyişler: Kanatlar ve Gagalar.

Düz yazıları: Enikli Kapı.

Rubaileri: Kıbrıs Rubaileri, Nisan, Avrupa’dan Rubailer, Kova Burcu.

 

AŞIK ÖMER (1630 ? – 1707)

 

Konya’nın Gözleve köyü doğumlu olduğu tahmin edilmektedir. Şiirlerinden belli bir eğitim aldığı ve bir ordu şairi olduğu anlaşılmaktadır. Yeniçeri olarak birçok sınır boyu kalesinde bulunmuş; bazı savaşlarda yer almış; imamlık, hafızlık, dervişlik etmiş; İstanbul’da uzun zaman kaldıktan sonra Varna, Bursa, Sakız, Sinop Bağdat illerini, Tuna kıyılarını gezmiştir. Gezdiği yerleri anlatan şiirleri vardır. Mezarının İstanbul’da olduğu sanılmaktadır.

Aşık Ömer’in şiirlerinde klasik edebiyatın etkileri görülür. Yabancı sözcüklerle dil kurallarını, klasik şiirin manzumlarını çok sık kullanır. Aruzla yazdığı şiirleri de mevcuttur fakat bunlar çok başarılı değildir. Asıl gücünü aşık tarzı şiirlerinde göstermiştir.

Aşık Ömer’in koşma, deyiş, semai, varsağı, destan, türkmani, kalenderi gibi hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerinde bir samimiyet, bir kendine özgülük dikkat çeker.

 

ATABEK, ERDAL (1930)

 

Adapazarı doğumludur. Kabataş Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi tıp Fakültesini bitirdi. İhtisasını İç Hastalıkları üzerine tamamladı. Çeşitli kurumlarda doktorluk mesleğini icra etti.

Milliyet, Toplum ve Hekim, Cumhuriyet, Bilim ve Sanat dergi ve gazetelerinde yayımlanan toplum sorunlarıyla ilgilendiği yazıları ile tanındı. Gençlik ve sorunlarını ele alan eserler verdi.

Başlıca eserleri: Alkol ve İnsan, İnsan Sıcağı, Sözüm Sanadır, Kendi Yurdunda Sürgünsün, Kışkırtılmış Erkeklik-Bastırılmış Kadınlık, Kuşatılmış Gençlik, Gençlik Duvarları Yıkıyor, Kırmızı Işıkta Yürümek, Belki de Sensin, Beyaz Balinayı Sevmek, Çocuklar Büyükler ve Tavşanlar.

 

ATACANOĞLU, ATA (1922 – 1989)

 

Marı doğumludur. Köy okulunun ardından Taşkent Türkmen Öğretmen Okulunu bitirdi. Daha sonra Aşkabat Pedagoji Enstitüsüne devam etti. Moskova’da Sovyet Yazarlar Birliği kurslarına katıldı.

Bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra yayın hayatına atıldı. Yaaş Kommunist (Genç Komünist), Türkmenistan Yazarlar Birliği ve Türkmenistan Kitapseverler Cemiyetinde önemli hizmetlerde bulundu.

“Taze Yıl Geldi” (Yeni Yıl Geldi) adlı ilk şiiri 1941 yılında yayımlandı. II. Dünya Savaşı sırasında yazdığı şiirlerle tanındı. Şiirleri Rusça, İngilizce, İspanyolca, Bulgarca ve Lehçe’ye çevrildi.

Şiirlerindeki başlıca konular, insan-toprak-su arasındaki sıkı bağlar, sevgi, insan ve dünyanın geleceğine ilişkin sorunlardır. Eserleri birçok ödül kazandı.

Başlıca eserleri: Arzılı Mııhmaan (Aziz Misafir), Sallançağım Sahra Menin (Salıncağım Sahra Benim), Öçme Oocağım (Sönme Ocağım), Aaylı Ağşam (Aylı Akşam), Men Size Baryaan (Ben Size Gitmekteyim).

 

ATAÇ, NURULLAH (1898 – 1957)

 

İstanbul doğumludur. Liseyi Galatasaray Lisesinde okudu. Ardından bir süre Edebiyat Fakültesine devam etti. Kendi kendisini yetiştirerek Fransızca öğrendi. Öğretmenlik yaptı. Cumhurbaşkanlığı tercümanlığı görevinden emekli oldu. Ankara’da öldü.

Edebiyat çevrelerince Cumhuriyet öncesi dönemde yayınlanan Dergah isimli dergide yayımlanan şiir, makale ve tiyatro eleştirileriyle tanındı. Cumhuriyet dönemiyle birlikte Akşam, Milliyet, Vakit, Cumhuriyet ve Ulus gibi gazetelerde deneme, eleştiri yazıları yazmaya başladı. Çeviriler yaptı, genç yazar ve şairlerin tanıtımına katkıda bulundu.

Ataç, Türkçenin özleşmesi için yoğun gayret gösterdi. Devrik cümlelere dayalı yeni bir dil ve anlatım biçimi geliştirdi. Denemelerinde genel kabul görmüş konuları ele alarak onları yeniden değerlendirdi. Başlıca eserleri:

Deneme-söyleşi-eleştiri: Günlerin Getirdiği, Karalama Defteri, Sözden Söze, Ararken, Diyelim, Söz Arasında, Dergilerde, Prospo ile Caliban, Söyleşiler, Okuruma Mektuplar, Günce.

Ayrıca Ataç’ın Yunan, Latin, Fransız, Rus klasik yada çağdaş yazarlarından elliye yakın çevirisi vardır.

Asım Bezirci’nin Nurullah Ataç ve Mehmet Salihoğlu’nun Ataç’la Gelen adlı birer incelemesi de mevcuttur.

 

ATALAY, BESİM (1882 – 1965)

 

Uşak doğumludur. İstanbul Öğretmen Okulundan mezun oldu. Öğretmenlik ve milli eğitim müdürlüğü görevlerinde bulundu. TDK’de ve Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde çalıştı. Milletvekili seçildi.

Atalay, Arapça ve Farsça biliyordu. Türk dili üzerine çalışmalar yaptı. Türkçenin özleşmesi için çaba sarf etti.

Başlıca eserleri: Türk Büyükleri ve Türk Adları, Bektaşilik ve Edebiyatı, Türk Dili Kuralları, Onuncu Yıl Destanı, Divan-ı Lügat-it Türk (4 cilt), Türkçemizde Men-Man, Türk Dilinde Ekler ve Kökler Üzerine Bir Deneme, Türkçede Kelime Yapma Yolları, Arapça ile Türkçenin Karşılaştırılması, Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Çevirisi, Türk Dilinde Ana Kelimeler veya Türkçede Türetme Sözlüğü.

 

ATAY, CAHİT (1925)

 

Çorum doğumludur. Lise öğrenimini yarıda bıraktı. Köy öğretmenliği ve memurluk görevlerinde bulundu.

Atay, konularını köy ve kasaba yaşamından alan oyunlar yazdı.

Başlıca oyunları: Pervaneler, Amele Hıdır, Pusuda, Kuma (senaryo), Sahildeki Kanepe, Gültepe Oyunları, Hamdi ve Hamdi, Palabıyık, Karaların Memetleri, Kırlangıçlar, Ana Hanım-Kız Hanım, Sultan Gelin, Ormanda.

 

ATAY, FALİH RIFKI (1894 – 1971)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini bitirdi. Arkadaşlarıyla birlikte çıkarttığı Tanin gazetesinde Milli Mücadeleyi destekledi. Cumhuriyetin ilanının ardından milletvekili oldu. Hakimiyeti Milliye, Milliyet, Ulus gazetelerinin başyazarlığı görevini yürüttü. İstanbul’da öldü.

Atay, anı, köşe yazısı, gezi yazısı, söyleşi, makale türlerindeki yazılarıyla tanındı. Atatürk devrimlerini savunan yazılar kaleme aldı. Batılılaşma çabalarını destekledi. Türkçenin geniş anlatım olanaklarına kavuşmasında emeği geçen yazarlarımızın başında gelir. Canlı, akıcı bir anlatımı; kısa cümleli, halkın anladığı sözcüklerle kurulu bir dili vardır. Gezi yazılarında gezip gördüğü yerlerin bireysel ve toplumsal özelliklerini ustalıkla aktarır. Başlıca eserleri:

Anı: Ateş ve Güneş (Suriye ve Filistin Savaşı anıları), Atatürk Ne İdi, Zeytindağı, Atatürk’ün Hatıraları, Atatürk’ün Bana Anlattıkları, Batış Yılları, Mustafa Kemal’le Mütareke Defteri, Çankaya.

Gazete yazıları: Eski Saat, Bayrak, Niçin Kurtulamamak, Pazar Konuşmaları, Çile, Kurtuluş, İnanç.

Gezi yazısı: Faşist Roma Kemalist Tiran, Gezerek Gördüklerim (seçmeler), Kaybolmuş Makedonya, Yolcu Defteri, Deniz Aşırı (Brezilya gezisi), Hind, Yeni Rusya, Tuna Kıyıları, Moskova-Roma, Taymis Kıyıları, Bizim Akdeniz.

İnceleme: Başveren İnkılapçı (Ali Suavi üzerine), Atatürkçülük Nedir?

Roman: Roman.

 

ATAY, OĞUZ (1934 – 1977)

 

İnebolu doğumludur. Ankara Maarif Kolejini bitirdikten sonra İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesinden mezun oldu. Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisinde öğretim üyeliği yaptı.

Öykü ve romanlarında toplumun kurallarıyla çatışan eğitimli kişilerin iç dünyalarını işledi. Eserlerinde yergi ve taşlama öğelerine yer verdi. Başlıca eserleri:

Oyun: Oyunlarla Yaşayanlar.

Öykü: Korkuyu Beklerken.

Roman: Tutunamayanlar, Tehlikeli Oyunlar, Bir Bilim Adamının Romanı.

 

ATEŞ, TOKTAMIŞ (1944)

 

İstanbul doğumludur. Avusturya Lisesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Aynı üniversitede profesör oldu.

Vatan, Milliyet, Cumhuriyet gazeteleri ile çeşitli dergilerdeki Atatürk devrimlerini savunan yazıları ile tanındı.

Başlıca eserleri: Demokrasi, Siyasal Tarih, Türk Devrim Tarihi, Kemalizmin Özü, Osmanlı Toplumunun Siyasal Yapısı.

 

ATILGAN, YUSUF (1921 – 1989)

 

Manisa doğumludur. Balıkesir Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Kısa bir dönem öğretmenlik yaptı. Daha sonra çiftliklerde yaşamını sürdürdü. İstanbul’da öldü.

Öykü ve romanlarında köy ve kent izlenimlerini, yoğun bir duyarlılıkla ve özgün bir dil ile anlattı. Türlü sıkıntılar içinde bulunan insanların yaşamlarını kaleme aldı. Başlıca eserleri:

Çocuk kitabı: Ekmek Elden Süt Memeden.

Öykü: Bodur Minareden Öte.

Roman: Aylak Adam, Anayurt Oteli.

 

ATSIZ, HÜSEYİN NİHAL (1905 – 1975)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Çeşitli illerde edebiyat öğretmenliği yaptı. İstanbul kütüphanelerinde çalıştı. İstanbul’da öldü.

Atsız, Mecmua, Orhun, Orkun, Ötüken dergilerinde “Türkçülük” hareketini savundu. Varsağı ve koşma biçimindeki şiirlerini Yolların Sonu adlı kitapta topladı. Konularını eski Türk yaşantısından alan romanları ile tanındı. Başlıca eserleri:

İnceleme-araştırma: Türk Tarihinde Meseleler, Edirneli Nazmi, Osmanlı Tarihleri, Türk Tarihi Üzerine Toplamalar, Türk Edebiyatı Tarihi, Dokuzboy Türkler ve Osmanlı Sultanları Tarihi.

Roman: Bozkurtların Ölümü, Bozkurtlar Diriliyor, Deli Kurt, Ruh Adam.

 

AVCIOĞLU, DOĞAN (1926 – 1983)

 

Bursa doğumludur. Fransa’da siyasal bilimler ve ekonomi eğitimi gördü. Akis, Kim, Ulus dergi ve gazetelerinde görev yaptı. Yön, Devrim dergilerinde yöneticilik yaptı. İstanbul’da öldü.

Bilimsel eserleri ile tanındı.

Başlıca eserleri: Türkiye’nin Düzeni, 31 Mart’ta Yabancı Parmağı, Devrim Üzerine, Milli Kurtuluş Tarihi (3 cilt), Türklerin Tarihi (3 cilt).

 

AYBEK, MUSA TAŞMUHAMMEDOĞLU (1905 – 1968)

 

            Taşkent, Özbekistan doğumludur. Şüra dönemi Özbek edebiyatının önde gelenlerinden birisidir. 1922-1925 yılları arasında Taşkent Pedagoji Teknik Okulunda okudu. Daha sonraki eğitimini Orta Asya Devlet Üniversitesinde sürdürdü. Leningrad Sosyal Bilimler Fakültesine devam etti.

            Özbek halkının 1916 yılındaki bağımsızlık isteği, yazarın Kutlug Kan adlı eserinde dile getirilmiştir.

1943 yılında Özbekistan Bilimler Akademisi üyeliğine seçildi. Nevaiy romanı ile Sovyet Devlet Ödülü’nü aldı.

1 Temmuz 1968’de öldü. Eserleri 20 cilt halinde yayımlanmıştır. Başlıca eserleri:

Şiir: Tuyğular, Dilber Devr Kızı, Öç, Bahtıgül, Sağındık, Temirçi Çora.

Roman: Nevaiy, Ulug Yol, Kutlug Kan, Kuyaş Karaymas, Altın Vadiyden Şebedeler.

 

AYDEMİR, ŞEVKET SÜREYYA (1897 – 1976)

 

Edirne doğumludur. Edirne Öğretmen Okulunu bitirdi. Yükseköğrenimini Moskova Doğu Üniversitesi Ekonomi Bölümünde yaptı. Yurda dönünce öğretmenlik ve çeşitli kurumlarda yöneticilik yaptı. Ankara’da öldü.

Ekonomik ve sosyal konularda eserler verdi.

Başlıca eserleri: Suyu Arayan Adam, Toprak Uyanırsa (anı-roman), Tek Adam (3 cilt, Atatürk’ün Yaşamı).

 

AYDIN, MEHMET (1923)

 

Emirdağ, Afyon doğumludur. Afyon Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Çeşitli illerde öğretmenlik yaptı.

Şiirlerinde ülke gerçeklerini yalın bir üslupla dile getirdi. Başlıca eserleri:

İnceleme: Bayat Boyu ve Oğuzların Tarihi, Hasan Hüseyin Korkmazgil.

Şiir: Özgürlüğe Açılan Eller, Yürekte Yalan Dünya, Işığın Kavgası, Yeryüzü Sancısı, Halkın Soluğu, Şiirsiz Kalmasın.

 

AYTMATOV, CENGİZ (1928 – 2008)

 

Kırgızistan doğumludur. Köy ve bölge okullarından sonra Cankul Baytar okulundan mezun oldu. 1953 yılında Kırgızistan Tarım Enstitüsünü bitirdi. Deneme çiftliklerinde çalıştı. Moskova Gorki Enstitüsünde öğrenim gördü. Eserleri 1952 yılından itibaren yayımlanmaya başlandı. Sovyet Yazarlar Birliği üyeliği görevinde bulundu. Aynı örgütün genel sekreterliğini yaptı. 1962’de Lenin edebiyat ödülünü aldı.

Öykü, uzun öykü, roman ve tiyatro türlerinde eserler üretti. Eserlerinde Kırgız efsane ve destanlarından da faydalandı. Simgesel anlatımı başarıyla uyguladı. Doğa ve vatan sevgisini işledi. Eserleri birçok dile çevrildi. Fransız şairi Aragon, Cemile adlı uzun öyküsü için, “Bence bu uzun öykü dünyanın en güzel aşk öyküsüdür” dedi.

  1. Dünya Savaşı’nın ülkesine etkilerini eserlerinin çoğuna taşımıştır. Doğduğu toprakların insanlarını, onların gelenek ve yaşam biçimlerini, sevinç ve acılarını şiirsel bir dille ama gerçeklikten ödün vermeden işlemesini bilmiştir.

Başlıca eserleri: Cemile, Al Yazmalım Selvi Boylum, Fujiyama (oyun), Deve Gözü, Kıyamat, İlk Öğretmen, Gün Uzar Yüzyıl Olur, Toprak Ana, Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek, Kopar Zincirlerini Gülsarı, Erken Gelen Turnalar, Beyaz Gemi.

 

AYVAZ, ÜLKÜ (1955)

 

Bayburt doğumludur. İstanbul Davutpaşa Lisesinin ardından Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro bölümünü bitirdi.

Tiyatro ve radyo oyunlarıyla adından söz ettirdi. Başlıca eserleri:

İnceleme: Duvardan Gelen Sesler.

Oyun: Şahane Lunapark (çocuk oyunu), Yeniden Yaratma, Yaşasın Gökkuşağı (çocuk oyunu), Papatya (çocuk oyunu).

Öykü: İşlerin Yolunda Gitmesine Engel Olan Kim, Gri Oğulları.

 

B  

 

BABÜR ŞAH (1483 – 1530)

 

Fergana doğumludur. Asıl adı Gazi Zahireddin Muhammed Babür’dür. Hint-Türk İmparatorluğu’nun kurucusudur. 11 yaşındayken Fergana’da emir olan babasının ölümü üzerine tahta çıktı. Yaşamı savaşlarla ve tehlike içinde geçti. Ağra’da öldü. Mezarı Afganistan’ın Kabil şehrindedir.

Babür Şah iyi bir komutan, yönetici, ileriyi okuyabilen bir diplomat, güçlü bir şair ve yazardır. Türkçe konuşup şiir ve anılarını Türkçe yazan, Farsçadan başka bazı birkaç Doğu dilini daha bilen Babür Şah, iyi saz çalar, beste yapardı. Aynı zamanda hattat ve nakkaştı da.

Babür Şah, şiir ve düz yazı türlerinde eserler vermiştir. En bilinen eseri Çağatay Türkçesi düz yazısının en güzel örneği kabul edilen Babürname’dir. Ali Şir Nevai’den sonra Çağatay şiirinin en güçlü şairi kabul edilmiştir.

Eserleri: Babürname, Babür Divanı, Aruz Risalesi (Türkler tarafından aruzla yazılan bazı nazım biçimleri hakkında bilgi vermektedir), Mübeyyen (Dini bir öğretici kitaptır), Risale-i Validiyye (Mesnevi tarzında yazılmış bir risaledir).

 

BACON, FRANCIS (1561 – 1626)

 

İngiliz filozofu ve deneme yazarıdır. Londra doğumludur. Hukuk öğrenimi yaptı. Parlamento üyeliği, saray avukatlığı, başsavcılık, kralın mühürdarlığı görevlerinde bulundu.

Felsefe metodolojinin kurucusu kabul edilir. Essays (Denemeler) adı altında topladığı yazıları, deneme türünün en önemli ve güzel örnekleri arasında gösterilir.

 

BAHADINLI, YUSUF ZİYA (1927)

 

Yozgat doğumludur. Pazarören Köy enstitüsünden sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. Bir dönem öğretmenlik yaptı ve milletvekili seçildi.

Aydın Su takma adıyla, okul sözlük ve antolojileri hazırladı. Öykü ve romanlarında çoğunlukla Yozgat ve Orta Anadolu köylerinin yaşamını kaleme aldı. Başlıca eserleri:

Kaynak kitaplar: Dünya Edebiyatından Seçme Eserler Kılavuzu, Türkçe Deyimler Sözlüğü, Deyimler ve Kaynakları.

Öykü: İtin Olayım Ağam, Haçça Büyüdü Hatiş Oldu, Geçeneğin Karanlığından.

Roman: Gülliceli Kazım, Devekuşu Rosa, Güllice’yi Sel Aldı, Açılın Kapılar, Gemileri Yakmak.

 

BAKİ (1526 – 1600)

 

İstanbul doğumludur. Asıl adı Mahmud Abdülbaki’dir. Babası Fatih Camii müezzinliği yapmıştır. Çocukluğunda medrese eğitimi almıştır. Yazdığı bir övgü şiiri ile Kanuni Sultan Süleyman’ın ilgisini çekmiş ve İstanbul okullarında müderrislikle görevlendirilmiştir. Ardından Kazaskerlik görevinde de bulunan Baki, çok istediği halde Şeyhülislam olamamıştır. Yaşadığı çağın en büyük şairi kabul edilmiş, Sultan-uş Şuara (Şairler Sultanı) unvanını almıştır.

Baki daha çok gazel ve kaside türünde eserler vermiştir. Şiirlerinde neşe ve coşkunluk hakimdir. Şiirlerinde aşk dünya aşkıdır. Tasavvufi aşkı neredeyse hiç işlememiştir. Divan’ında münacat, na’t gibi dinsel şiirlere yer vermemiştir. Doğrudan bir Kanuni övgüsüyle başlar. Şiirlerinde doğa önemli bir yer tutmaktadır. İç aleminden çok dış alemi işlemiştir. Baki’nin en önemli başarısı şiir diline temiz bir İstanbul Türkçesini getirmesidir. Eserleri:

Divan: 4508 beyit ve 659 manzumeden oluşur.

Mevahibü’l-Ledünniyet: Şihabeddin Ahmed’den çevrilmiş siyer kitabı.

Fezail-i Cihad: Amed bin İbrahim’den tercüme.

Fezail-i Mekke: Osmanlıların Mekke’de yaptırdıkları eserlerden bahseder. Ahmed bin Mekki’den sade bir dille tercüme edilmiştir.

 

BAKİLER, YAVUZ BÜLENT (1936)

 

Sivas doğumludur. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. TRT’de çalıştı. Avukatlık, Kredi Yurtlar Kurumu Müdürlüğü ,Kültür Bakanlığı danışmanlığı yaptı.

Hisar dergisinde yayımlanan şiirleriyle tanınmıştır. Şiirlerinde ülkemizin değerlerini konu edinmiştir. Başlıca eserleri:

Şiir: Yalnızlık, Duvak, Sivas’a Şiir, Seninle.

Gezi yazısı: Üsküp’ten Kosova’ya.

 

BALKIZ, ALİ (1945)

 

Sivas doğumludur. Malatya Ticaret Lisesinin ardından Ankara Ticaret ve Turizm Yüksek Öğretmen Okulunu bitirdi. Çeşitli liselerde meslek dersleri öğretmenliği yaptı.

İlk öyküsü 1986 yılında Varlık dergisinde yayımlandı. Öykü kitapları ile çeşitli ödüller aldı. Doğayla kucaklaşan, yaşamı ve insanları doğayla bütünleştiren toplumsal gerçekçi çizgide öyküler kaleme aldı. Öykülerinde tüm olumsuzlukların içinden bir yaşama sevinci çıkartmaya çalıştı.

Başlıca öykü kitapları: Karadeniz dağ Kartalı, Dolmuşta Bir Kadın, Karın Altı Kardelen, Güller Kitaplara, Yaşam Bir An’lar Toplamıdır, Bütün Ülke Yeşil Vadi.

 

BALTACIOĞLU, ISMAYIL HAKKI (1889 – 1978)

 

İstanbul doğumludur. Vefa Lisesini ardından da İstanbul Üniversitesi Tıbbiye Bölümünü bitirdi. Öğretmen Okulunda öğretmenlik ve çeşitli üniversitelerde öğretim üyeliği yaptı. Milletvekili seçildi. Ankara’da öldü.

Çeşitli konularda köşe yazısı, makale, inceleme ve araştırmalarının yanı sıra oyun, öykü ve roman da yazdı. Başlıca eserleri:

İnceleme: Türke Doğru.

Oyun: İnanmak, Küçük Şehit, Ölüler, Karagöz Ankara’da, Sait Çelebi, Dolap Beygiri, Hayvanlar, Kütük, Akıl Taciri, Andaval Palas, Kafa Tamircisi.

Öykü: Yalnızlar.

Roman: Batak.

 

BALZAC, HONORE DE (1799 – 1850)

 

Fransız romancısıdır. Hukuk öğrenimi gördü. Bir süre avukatlık yaptıktan sonra kendini edebiyata verdi.

Gerçekçi romanın kurucusu sayılmaktadır. Eserlerinde yaşamı tüm yönleriyle işledi. Eserlerindeki karakterleri genellikle yakından tanıdığı insanlar arasından seçti.

Dilimize çevrilen başlıca eserleri: Üvey Ana, Goriot Baba, Albay Chabert, İki Yeni Gelinin Hatıraları, Vadideki Zambak, Vandetta, Üç Hikaye, Asiler, Sönmüş Hayaller, Köylüler, Esrarlı Bir Vaka, Maskeli Aşk, Bilinmeyen Şaheser, Top Oynayan Kedi Mağazası.

 

BANARLI, NİHAD SAMİ (1907 – 1974)

 

İstanbul doğumludur. İstiklal Lisesinin ardından İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı. İstanbul’da öldü.

Liseler için hazırladığı edebiyat ders kitaplarıyla tanındı. Yahya Kemal Enstitüsü kurucuları arasındadır. Kubbealtı Akademi Mecmuası’nda yazıları yayımlandı.

Başlıca eserleri: Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, Yahya Kemal Yaşarken, Tarih ve Tasavvuf Sohbetleri, Kültür Köprüsü, Yahya Kemal’in Hatıraları, Bir Dağdan Bir Dağa, Türkçenin Sırları, Şiir ve Edebiyat Sohbetleri.

 

BANGUOĞLU, TAHSİN (1904 – 1989)

 

Drama doğumludur. İstanbul Erkek Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Bir süre öğretmenlik mesleğini icra etti. Almanya’da doktorasını tamamladı. Yurda dönüşünde Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde öğretim üyeliği görevinde bulundu. Milletvekilliği, senatörlük yaptı. TDK başkanlığı görevinde bulundu. Dil alanındaki çalışmalarıyla tanındı.

Başlıca eserleri: Ana Hatlarıyla Türk Grameri, Dil Bahisleri (iki cilt), Devlet Dili Türkçe Üzerine, Türkçe Grameri.

 

BAŞARAN, MEHMET (1926)

 

Lüleburgaz doğumludur. Kepirtepe ve Hasanoğlan köy enstitülerini bitirdi. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı.

Başaran, Yücel, Varlık, Yeditepe, Yön, İmece, Yeni Ufuklar, Yansıma, Yeni Dergi, Gösteri, Yazko-Edebiyat dergilerinde öykü ve şiirleri yayımlandı. Eserlerinde kırsal yaşamın ve eğitim sisteminin sorunlarını işledi. Başlıca eserleri:

Anı: Sebahattin Eyyüboğlu ve Köy Enstitüleri, Özgürleşme Eğilimleri ve Köy Enstitüleri.

Çocuk Kitapları: Kuş Dili (masal), Akça Kız (masal), Aç Kapıyı Bezirgan Başı (masal), Evvel Evvelken Deve Tellalken (masal), Yağmur Gelini (masal-şiirleri), Armutlu Tarla (masal şiirler), Söğütler Ses Verince (masal şiirler), Çiçeklerin Dili (masal şiirler), Güneşin Türküsü (masal şiirler).

Köy Notları: Çarığımı Yitirdiğim Tarla.

Öykü: Aç Harmanı, Boyalı Irmak, Zeytin Ülkesi, Dilsiz Oyun, Sürgünler, Elif Diye Bir Türkü.

Deneme: Tonguç Yolu (Köy enstitülerini konu alır).

Şiir: Ahlat Ağacı, Koca Bir Troya Dünya, Karşılama, Eylül’ün Kızgın Soluğu, Nisan Haritası, Sis Dağının Başında Borana Bak Borana, Kocakent, Günler Tuz Rengi, Pıtraklı Memleket, Gök Ekin, Meşe Seli.

Roman: Mehmetçik Mehmet.

 

BAŞGÖZ, İLHAN (1921)

 

Sivas doğumludur. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Aynı bölümde asistanlık yaptı. Halk Edebiyatı Kürsüsünün kaldırılmasının ardından bir süre öğretmenlik yaptı. Ardından ABD’ye giderek İndiana Üniversitesinde öğretim görevlisi oldu.

Halk bilimi üzerine çalışmalarıyla tanındı. Yazıları Seçilmiş Öyküler, Dost, Yeni Ufuklar, Türk Dili, Sanat gibi dergilerde yayımlandı.

Başlıca eserleri: Doğu Anadolu’da Folklor Derlemeleri, Vay Başıma Gelenler (çocuk kitabı), Türk Halk Edebiyatı, Yunus Emre, İzahlı Türk Halk Edebiyatı Antolojisi, Folklor Yazıları, Manilerimizden, Ali İzzet Özkan, Köroğlu, Karacaoğlan.

 

BAŞKUT, CEVAT FEHMİ (1905 – 1971)

 

Edirne doğumludur. Öğrenimini İstanbul’da tamamladı. 1928 yılında gazetecilik yaşamına başladı. 1963 yılına kadar bu görevini sürdürdü. İstanbul’da öldü.

Konularını günlük yaşamdan, kişi ve olaylar arasındaki gülünç çatışmalardan alan oyunlarıyla tanındı. Başlıca eserleri:

Röportaj: Geceleri Bizi Kim Bekliyor.

Oyun: Büyük Şehir, Ayarsızlar, Dostlar, Hacı Kaptan, Küçük Şehir, Ölen Hangisi, Koca Bebek, Paydos, Emekli, Sana Rey Veriyorum, Soygun, Ayna, Kadıköy İskelesi, Makine, Üzüntüyü Bırak, Kleopatra’nın Mezarı, Harput’ta Bir Amerikalı, Hepimiz Birimiz İçin, Tablodaki Adam, Öbür Gelişme, Buzlar Çözülmeden, Hacıyatmaz, Göç.

Roman: Dişi Aslan, Kadın Bir Defa Sever, Valide Sultan’ın Gerdanlığı.

 

BATU, SELAHATTİN (1905 – 1973)

 

Eceabat doğumludur. İstanbul Yüksek Veteriner Okulunu bitirdi. Almanya’da doktora yaptı. Yurda dönüşünde Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesinde öğretim üyeliği görevinde bulundu. İstanbul’da öldü.

Batu, şiir, deneme, gezi yazısı, oyun türlerinde eserler verdi. Suut Kemal Yetkin’le birlikte haftalık Sanat ve Edebiyat gazetesini çıkardı. Başlıca eserleri:

Gezi Yazısı: Romancero, İspanya Büyüsü, İsviçre Günleri, Avusturya ve Venedik Günleri.

Deneme: İnsan ve Sanat.

Oyun: Kerem ile Aslı, Güzel Helena, Oğuzata.

Şiir: Rüzgarlı Su, Bursa’da Yeşiller.

 

BATUR, ENİS (1952)

 

Eskişehir doğumludur. Ortaöğrenimini İstanbul ve Ankara’da tamamladı. ODTÜ’de başladığı yükseköğrenimini ise Paris’te tamamladı.

Sanat hayatına sinema eleştirileriyle başladı. Yeni Dergi, Türk Dili, Oluşum gibi çeşitli dergilerde şiir ve yazıları yayımlandı. Başlıca eserleri:

Antoloji: Kara Mizah Antolojisi, Modern Dünya Edebiyatı Antolojisi, Unutulmuş Şiirler Antolojisi.

Deneme: Ayna, Aciz Çağ, Şiir ve İdeoloji, Bu Kalem Melun, Tahta Troya, Seyrüsefer Defteri, Babil Yazıları, Otuz Kuş Birden Olmak, İki Deniz Arası Siyah Topraklar, Bu Kalem Bukalemun, Yolcu, Kesif, Eşittir Sonsuz, Saatsiz Maarif Takvimi, Kediler Krallara Bakabilir, Yazının Ucu, Söz’lük, Küçük Kıpırtı Tarihi, Kırkpare.

Şiir: Eros ve Hygades, Bir Ortaçağ Yalnızlığı, Doğu-Batı Divanı, Nil, Kandil, Meseller Kitabı, Sarnıç, Tuğralar, Gri Divan, Koma Provaları, Perişey, Darp ve Mesel, Opera 1-4004.

 

BATUR, SUAT (1957)

 

Kastamonu doğumludur. Ortaöğrenimini Kastamonu Göl Öğretmen Okulu ile Eskişehir Yunus Emre Öğretmen Okulunda tamamladı. İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünün ardından Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümünü bitirdi. Çeşitli illerde öğretmenlik yaptı.

Yaşadığımız günlere tanıklık eden öykü ve romanlarında, kişinin çevresi ve toplumla ilişkisini irdeledi. Halk kültürü ve edebiyatı alanında inceleme-araştırmalarda bulundu. Çağdaş eğitime yönelik çocuk ve ders kitapları hazırladı. Başlıca eserleri:

Çocuk Kitabı: Bilmece-Bulmaca ile Öğreniyorum (dört kitap), Eşeğin Öyküsü, Oduncu İle Aslan, Kaplumbağa İle Akrep, Aslan İle Tilkiler.

Ders Kitabı: Güzel Konuşma ve Yazma 4-5,6-7-8 (iki kitap), İlköğretim Türkçe Eğitimi Yazı Çalışmaları 1-8 (sekiz kitap), Bireysel ve Toplu Etkinlikler 1-2-3 (üç kitap).

İnceleme: Örnekli/Açıklamalı Türk Halk Edebiyatı.

Derleme: Sözleri ve Besteleriyle Marşlarımız, Gördüklerim Duyduklarım (Evliya Çelebi’den), Ülkelerin Aynası (Seyid Ali Reis’den), Mevlana’dan Öyküler, Nutuk (Söylev) (Atatürk’ün Nutuk adlı eserinin yalınlaştırılmış ve kısaltılmış metni), Şiir Antolojisi (iki cilt).

Öykü: Kırmızı Bisiklet, Bir Hatıra.

Roman: Anneannem.

 

BAUDELAİRE, CHARLES (1821 – 1867)

 

Paris doğumlu Fransız şairidir. Kötülük Çiçekleri adlı kitabı aracılığıyla tanınmıştır. Şiirlerinde biçim güzelliğine önem verdi. Şiirleri sembolistler için referans noktası oldu. Deneme, şiir, eleştiri, öykü türlerinde eserler verdi.

Başlıca eserleri: Enkazlar, Yapma Cennetler, Esrar ve Haşhaş, Füzeler, İşte Kalbim.

 

BAYBURTLU ZİHNİ (1797 – 1859)

 

Bayburt doğumludur. Asıl adı Mehmet Emin’dir. Bir süre Erzurum ve Trabzon medreselerinde okuduktan sonra 1816’da İstanbul’a giderek on yıl boyunca katiplik görevinde bulundu. Rusların Erzurum ve Bayburt’u işgal etmelerinin (1828) acısını yaşadı. İstanbul’a döndü. Abdülmecit’e bir cülusiye sundu. 1846’dan sonra Hopa, Of, Karaağaç, Ünye, Sürmene’de görev yaptı. Trabzon’dan Bayburt’a giderken yolda hastalanarak Bahçekaya köyünde öldü.

Bayburtlu Zihni’nin aruz ölçüsüyle yazdığı şiirlerini topladığı bir divanı ve mesnevisi vardır. Tanınmasını sağlayan ise aşık tarzı şiirleridir. Sayısı sınırlı olan bu tür şiirlerinde, başta yergi ve taşlama düşkünlüğü olmak üzere XIX. yüzyıl saz şiiri özellikleri görülür.

Dili, hece ölçüsü ile söylediği şiirlerinde bile zaman zaman ağdalıdır ancak son derece yalın dizeleri de mevcuttur. Divanındaki şiirlerinin dili ise sanatlı ve süslüdür. Eserleri:

Divan-ı Zihni: Oğlu tarafından bastırıldı, 1878.

Sergüzeştname-i Zihni: Baş tarafında yaşamını anlatır. Sonraki bölümlerinde hicivler, destanlar, koşmalar yer alır.

Kitab-ı Hikaye-i Garibe: Bayburtlu Abdullah Efendi’nin serüvenini anlatır. Düz yazıdır. Araya manzum parçalar eklenmiştir.

 

BAYDAR, MUSTAFA (1920 – 1976)

 

Gümilcine doğumludur. Edirne Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra gazeteciliğe başladı. İstanbul’da öldü.

İnci, Yücel, Varlık dergilerinde ve Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan inceleme yazılarıyla, sanatçılarla yaptığı görüşmelerle tanındı.

Başlıca eserleri: Atatürk Diyor ki (Atatürk’ten özdeyişler), Atatürk’le Konuşmalar, Yeni Türk Hikayecileri Antolojisi, Edebiyatçılarımız Ne Diyorlar (50 sanatçı ile yapılan görüşmeler), Hamdullah Suphi Tanrıöver ve Anıları, Zoraki Diplomatın Dedikleri (Yakup Kadri Karaosmanoğlu ile görüşme), Atatürk ve Devrimlerimiz.

 

BAYKURT, FAKİR (1929 – 1999)

 

Burdur doğumludur. Gönen Köy Enstitüsü ile Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünü bitirdi. Çeşitli illerde öğretmenlik ve ilköğretim müfettişliği yaptı. Emekliliğinin ardından yaşamını Almanya’da sürdürdü. Mezarı İstanbul’dadır.

Baykurt sanat yaşamına şiir ile başladı. Şiirlerini köy notları, öyküler ve romanlar izledi. Eserlerinde kırsal kesim insanlarının bilincindeki ve bilinçaltındaki isteklerini, tepkilerini, belli başlı çelişkilerini sanatın gereklerini de göz önünde tutarak yazdı. Sanatın amacının; hem konusu olan insanı hem de okuyanı bulunduğu durumdan biraz daha ileri sıçratmak olduğuna inandı. Başlıca eserleri:

Toplum-eğitim yazısı: Efkar Tepesi, Şamaroğlanları.

Halk Öyküsü: Kerem ile Alı, Kale Kale.

Çocuk Romanı: Topal Arkadaş, Yandım Ali, Sakarca, Sarı Köpek.

Öykü: Çilli, Duisburg Treni, Efendilik Savaşı, Barış Çöreği, Karın Ağrısı, Gece Vardiyası, Cüce Muhammed, Sınırdaki Ölü, Anadolu Garajı, İçerdeki Oğul, On Binlerce Kağnı, Can Parası.

Roman: Yılanların Öcü, Irazca’nın Dirliği, Onuncu Köy, Amerikan Sargısı, Kaplumbağalar, Tırpan, Koca Ren, Köygöçüren, Yüksek Fırınlar, Keklik, Kara Ahmet Destanı.

 

BEHRAM, NİHAT (1946)

 

Kars doğumludur. İstanbul Haydarpaşa Lisesini bitirdi. Gazetecilik Yüksekokulunda okudu. Çeşitli dergilerde yayımlanan şiirleriyle adını duyurdu. Başlıca eserleri:

Biyografi: Darağacında Üç Fidan.

Çocuk Kitabı: Kuyruğu Zilli Tilki, Göğsü Kınalı Serçe.

Şiir: Hayatımız Üzerine Şiirler, Yine de Gülümseyerek, Fırtınayla Boranla Denenmiş Arkadaşlık, Savrulmuş Bir Ömrün Günlerinde, Dövüşe Dövüşe Yürünecek, Irmak Boylarında Turaç Seslerinde, Hayatı Tutuşturan Acılar.

Roman: Gurbet, Lanetli Ömrün Kırlangıçları.

 

BEHRAMOĞLU, ATAOL (1942)

 

Çatalca, İstanbul doğumludur. Çankırı Lisesinin ardından Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. İstanbul Şehir Tiyatrolarında dramaturg olarak görev yaptı. Çevirmenlik yaptı. Bazı belediyelerde sanat danışmanlığı yaptı. Yazarlar sendikası başkanlığı yaptı.

Sanat yaşamına Varlık dergisinde yayımlanan şiirleriyle başladı. Çeşitli dergiler çıkardı. Başlıca eserleri:

Şiir: Bir Ermeni General, Bir Gün Mutlaka, Yolculuk Özlem Cesaret ve Kavga Şiirleri, Ne Yağmur Ne Şiirler, Kuşatmada, Mustafa Suphi Destanı, Dörtlükler, Şiirler, İyi Bir Yurttaş Aranıyor, Kızıma Mektuplar, Eski Nisan, Türkiye Üzgün Yurdum Güzel Yurdum, Bebeklerin Ulusu Yok.

Bütün Şiirleri: Bir Gün Mutlaka ve Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var kitaplarında toplandı.

Antoloji: Son Yüzyıl Büyük Türk Şiir Antolojisi.

Deneme: Yaşayan Bir Şiir, Şiir Dili Ana Dili.

 

BEHRENGİ, SAMED (1939 – 1968)

 

Tebriz doğumlu Azeri asıllı İranlı yazar. Azerbaycan köylerinde öğretmen olarak on bir yıl çalıştı. Folklor derlemeleri yaptı. Aras Irmağında cesedi bulundu. İranlı yetkililerin intihar ettiğini ileri sürseler de öldürüldüğü sanılmaktadır.

Bahengi, masallarıyla bilinmektedir. Başlıca eserleri: Küçük Kara Balık, Bir Şeftali Bin Şeftali, Kargalar.

 

BEKTAŞ, CENGİZ (1934)

 

Denizli doğumludur. İlk ve ortaöğrenimini İstanbul’da tamamladı. Münih Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümünü bitirdi. Yazarlar Sendikası başkanlığı görevinde bulundu.

Dost, Türk Dili, Türkiye Yazıları, Yazko-Edebiyat dergilerinde yayımlanan şiirleriyle tanındı. Başlıca eserleri:

Çocuk Kitabı: Koca Rıza, Ebemevi, Ustayla Çırak, Sevgiyle Yap.

İnceleme: Bodrum, Antalya, Yuva mı Mal mı, Mimarlıkta Eleştiri.

Deneme: Bedri Rahmi Nakışlı Bir Deneme, Benim Oğlum Bina Okur, Duvarların Dışı Da Senin.

Şiir: Kişi, Akdeniz, Mor, Dört Kişiydiler Bir De Ben, Yeryüzünün Yüreği, Yerdeli Gökdeli, Zeytinli Fırın Sokağı, Güz Ey, Fide.

 

BERK, İLHAN (1918 – 2008)

 

Manisa doğumludur. Balıkesir’de İlköğretmen okulunu bitirdikten sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca Bölümünden mezun oldu. Çeşitli illerde öğretmenlik ve Ziraat Bankasında çevirmenlik yaptı.

Şiirlerinde özden daha çok biçime önem verdi. “İkinci Yeni” adı verilen soyut şiir anlayışını benimsedi. Başlıca eserleri:

Günce: El Yazılarıma Vuruyor Güneş.

Söyleşi: Kanatlı At.

Deneme: Şairin Toprağı, Poetika, İnferno, Logos.

Öz yaşam öyküsel anlatı: Şifalı Otlar Kitabı, Bir Uzun Adam.

Şiir: Güneşi Yakanların Selamı, Pera, İstanbul, Güzel Irmak, Günaydın Yeryüzü, Galata, Türkiye Şarkısı, Delta ve Çocuk, Köroğlu, Şiirin Gizli Tarihi, Galile Denizi, Deniz Eskisi, Çivi Yazısı, Otağ, Atlas, Kül.

 

BERKANT, MUAZZEZ TAHSİN (1900 – 1984)

 

Selanik doğumludur. İstanbul Fevziye Lisesini bitirdi. Bir bankada çevirmenlik yaptı. İstanbul’da öldü.

Berkant, halk arasında çok okunan, aşk konusunu işlediği popüler romanları ile tanınmıştır. Birçok romanı filmleştirildi. Çeviri ve uyarlama eserleri de bulunmaktadır.

Başlıca romanları: Sen ve Ben, Bir Bahar Akşamı, Aşk Fırtınası, Sabah Yıldızı, Bahar Çiçeği, Sonsuz Gece, Sarmaşık Gülleri, Küçük Hanımefendi, O ve Kızı, Kezban, Dağların Esrarı, Bir Genç Kızın Romanı.

 

BEYATLI, YAHYA KEMAL (1884 – 1958)

 

Üsküp doğumludur. Asıl adı Mehmet Agah’tır. İlköğrenimine Üsküp’te, ortaöğrenimine Selanik Lisesinde başlayıp İstanbul vefa Lisesinde tamamladı. Fransa’da Siyasal Bilgiler Fakültesinde okudu. Paris’te 9 yıl kaldıktan sonra İstanbul’a döndü (1912). Yayımlanan şiirleriyle bu yıllarda geniş bir tanınırlığa sahip oldu. Üniversitede medeniyet tarihi, batı edebiyatı tarihi, Türk Edebiyatı tarihi okuttu. Bir yandan da gündelik gazete ve dergilerde Kurtuluş Savaşı’nı destekleyen yazılar yazdı. Lozan Konferansına giden Türk heyetinde danışman olarak bulundu. Büyük Millet Meclisi’ne Urfa’dan milletvekili seçildi. Türkiye – Suriye Sınır Tahdidi Heyetine murahhas olarak atandı. Varşova, Madrid orta elçilikleri, Lizbon elçiliği görevlerinde bulundu. Yozgat, Tekirdağ, İstanbul milletvekilliği görevlerinin ardından Pakistan’a büyükelçi oldu. Bu görevinden1949’da emekli oldu. İstanbul’da öldü.

Beyatlı, Malümat ve İrtika dergilerinde Mehmet Agah adıyla yayımladığı ilk şiirlerinde Servet-i Fünun etkisi altındadır. Fransa yıllarında J. Moreas, Baudelaire ve Verlaine gibi çağdaş Fransız sembolistlerinin öz şiir anlayışını benimsedi. Ardından kendisini Türk uygarlık tarihini incelemeye verdi. Tanzimat, Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati şiirinin bizlere uygun düşmediği kanaatiyle batı kopyacılığından öz benliğimize dönmeyi düşündü.

Beyatlı, çağdaş batı şiiriyle eski Türk şiirinin birleşimini gerçekleştirerek, aruz vezninin yaşayan Türkçeye uygulandığı, geçmiş değerlere bağlı kendine özgü bir şiir geliştirmiştir. “Ok” şiiri dışında tüm şiirlerini aruzla yazmasının yanında hece ölçüsünü de küçümsememiştir. Şiir için ölçünün esas değil sadece bir araç olduğu inancındadır.

Beyatlı, şiirlerinin yanı sıra makale, gezi, anı, deneme, fıkra, mektup, öykü, monografi türlerinde yazılar yazmış, çeviriler yapmıştır. Yeni Mecmua, Nedim, Şair, Dergah, İnsan, İstanbul, Salon, Türk Yurdu, Büyük Mecmua, Akademi, Aile, Yeni Hayat dergilerinde; Tevhid-i Efkar, Tasvir-i Efkar, Akşam, Cumhuriyet ve Hürriyet gazetelerinde yazdı.

Beyatlı, sağlığında şiir ve yazılarını bir kitap haline getiremedi. Eserleri ölümünden sonra Yahya Kemal’i Sevenler Cemiyeti ve Yahya Kemal Enstitüsü ve Müzesi tarafından yayımlanmıştır.

Düz yazı: Aziz İstanbul, Mektuplar ve Makaleler, Eğil Dağlar, Tarih Musahabeleri, Siyasi Hikayeler, Çocukluğum Gençliğim ve Edebi Hatıralarım, Siyasi ve Edebi Portreler, Edebiyata Dair.

Şiir: Kendi Gök Kubbemiz, Bitmemiş Şiirler, Eski Şiirin Rüzgarıyla, Rubailer ve Hayyam Rubailerini Türkçe Söyleyiş.

 

BEYDEBA (MÖ. I. YÜZYIL)

 

Hintli filozof ve yazardır. Asıl adının Kethu olduğu ve Bakü’de doğduğu sanılmaktadır. Ardından Hindistan’a yerleşmiştir.

Beydeba, öykülerinde hayvanlar yoluyla bazı dersler verdi. Ünlü eseri Kelile ve Dimne’yi Hint Sultanı Debşelum’a sundu. Kelile ve Dimne’deki öyküler başta Mevlana’nın Mesnevi’si olmak üzere birçok Türk şair ve yazarı tarafından eserlerinde kullanılmıştır.

 

BEZİRCİ, ASIM (1927 – 1993)

 

Erzincan doğumludur. Erzurum Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Sivas’ta yakılarak öldürüldü.

Çeşitli dergilerde yayımlanan edebiyatımızın sorunlarının incelendiği araştırma ve değerlendirme yazılarıyla tanındı. Nesnel ve bilimsel yöntemlerle eleştiri anlayışını temel edindi. Çalışmaları birçok edebiyat olayına açıklık getirdi.

Başlıca eserleri: Çok Kapılı Oda (deneme), Deyimlerimiz Sözlüğü, Edip Cansever (inceleme), Oktay Akbal, Günlerin Götürdüğü-Getirdiği, Rıfat Ilgaz, Bilimden Yana, Pir Sultan, Okudukça, Seçme Hikayeler (inceleme), Orhan Veli Kanık, Orhan Kemal, Ahmet Haşim, Nazım Hikmet ve Seçme Şiirleri, Nurullah Ataç, Sabahattin Ali, Dünden Bugüne Türk Şiiri (antoloji), İkinci Yeni Olayı (inceleme-eleştiri), On Şair On Şiir (eleştiri), Seçme Romanlar (inceleme).

 

BİLBAŞAR, KEMAL (1910 – 1983)

 

Çanakkale doğumludur. Edirne Öğretmen Okulunun ardından Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Tarih Bölümünü bitirdi. Öğretmen olarak görev yaptı. İstanbul’da öldü.

Öykü ve romanlarındaki olaylar genellikle Batı Anadolu kasabalarında geçer. Eserlerinde sıradan insanların ezikliğini sade bir dille anlatır. Başlıca eserleri:

Öykü: Anadolu’dan Hikayeler, Cevizli Bahçe, Irgatların Öfkesi, Pembe Kurt, Pazarlık.

Roman: Denizin Çağırışı, Zühre Ninem, Ay Tutulduğu Gece, Bedoş, Cemo, Kölelik Dönemeci, Memo, Yeşil Gölge, Başka Olur Ağaların Düğünü, Yonca Kız (çocuk romanı).

 

BİLGE, KİLİSLİ RİFAT (1873 – 1953)

 

 

Kilis doğumludur. Öğretmen Okulu mezunudur. Hukuk öğrenimi gördü. Edebiyat ve İlahiyat Fakültelerinde öğretim görevliği yaptı.

Çeviri, sözlük ve araştırma yazılarıyla tanındı.

Başlıca eserleri: Kitab-ı Dede Korkut, Maniler, Divan-ı Lugat-it Türk, Sultan Veled’in Divanı Türkisi, İbn-i Mühenna Lügatı.

 

BİLGİNER, RECEP (1922 – 2005)

 

Adana doğumludur. Konya Lisesini bitirdikten sonra bir yıl İstanbul Gazetecilik Enstitüsünde okudu. 1944’te gazeteciliğe başladı. Sanat yaşamına şiirle başladı. Gazeteciden Dost oyunundan sonra oyun yazarı olarak da adını duyurdu.

Bilginer, genellikle kendi haklarını aramaktan yoksun bırakılmış kişileri ele alarak toplumsal sorunlara eğildi. Daha sonra duygusal ve yaşantı ağırlıklı oyunlara yöneldi.

Başlıca eserleri: Gazeteciden Dost, Kıskanç, İsyancılar, Karım ve Kızım, Ben Devletim, Parkta Bir Sonbahar Günüydü, Utanç Dünyası, Yunus Emre, Sarı Naciye.

 

BİNYAZAR, ADNAN (1934)

 

Diyarbakır doğumludur. Dicle Öğretmen Okulundan sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünü bitirdi. Çeşitli orta ve yüksek öğretim kurumlarında öğretmenlik yaptı. Türk Tarih Kurumu ve Kültür Bakanlığında çalıştı.

Çeşitli dergilerde öykü, kitap tanıtımı, inceleme ve eleştiri türlerinde yazıları yayımlandı.

Başlıca eserleri: Yazmak Sanatı (Emin Özdemir’le), Türk Dilinde 25 Ünlü Eser, Toplum ve Edebiyat (deneme-eleştiri), Yazın ve Bilim Dilimiz (Metin Öztekin’le), Dedem Korkut’tan Öyküler, Ağıt Toplumu (inceleme), Aşık Veysel (inceleme-antoloji), Kültür ve Eğitim Sorunları.

 

BİRAND, HİKMET (1906 – 1972)

 

Karaman doğumludur. İlk ve orta öğrenimini Karaman’da tamamladı. Ardından Halkalı Ziraat Okulunu bitirdi. Almanya’da Bonn Üniversitesinde doğa bilimi üzerine uzmanlık eğitimi aldı. Felsefe doktorası yaptı. Yurda dönünce Yüksek Ziraat Enstitüsü Botanik Bilimleri Bölümünde profesör oldu. Ankara Üniversitesi rektörlüğü görevinde bulundu. Ankara’da öldü.

Ülkemizin doğa güzelliklerini betimleyen kitaplar yazdı. ormanlarımızı duygulu bir dille anlattı.

Başlıca eserleri: Büyükadanın Yeşil Örtüsü, Alış Ağacı ile Sohbetler, Anadolu Manzaraları, Kurak Çolak, Keltepe Ormanlarında Bir Gün, Türkiye Bitkileri.

 

BİRSEL, SALAH (1919 – 1999)

 

Bandırma, Balıkesir doğumludur. İzmir Erkek Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünü bitirdi. Fransızca öğretmenliği, iş müfettişliği, kitaplık ve Ankara Üniversitesi Basımevi Müdürlüğü görevinde bulundu. TDK Yayın Kolu başkanlığı yaptı. İstanbul’da öldü.

İlk şiiri Gündüz dergisinde yayımlandı. Ardından Seçilmiş Hikayeler, Sanat ve Edebiyat, Nokta, Yenilik, Varlık, Papirus, Türk Dili dergilerinde yazdı. Birsel şiiri, duygunun baskısından kurtarıp zekanın ürünü yapmak istedi. Okurun benimsediği alışılmış kalıpları sarsmak istedi. Taşlamayı kullandı. Şiir yanında deneme, günce ve anı türünde eserler verdi. Başlıca eserleri:

Günce: Günlük, Kuşları Örtünmek, Hacivat’ın Günlüğü, Yaşlılık Günlüğü.

Anı: Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu, Kahveler Kitabı, Boğaziçi Şıngır Mıngır.

Deneme: Sen Beni Sev, Kediler, Kendimle Konuşmalar, Asansör, Şiir ve Cinayet, Bir Zavallı Sarı At, Kurutulmuş Felsefe Bahçesi, Yapıştırma Bıyık, Paf ile Puf, Halley Kimi Kurtarır.

Şiir: Dünya İşleri, Bütün Şiirleri, Hacivat’ın Karısı, Köçekçeler, Ases, Haydar Haydar, Kikirikname.

 

BORATAV, PERTEV NAİLİ (1907 – 1998)

 

Gümilcine doğumludur. İstanbul Erkek Lisesinin ardından Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Türkiyat Enstitüsünde iki yıl asistanlık yaptı. Almanya’ya gitti. Yurda döndüğünde Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde Halk Edebiyatı dersi okuttu. Halk Edebiyatı kürsüsü kapatılınca Fransa’da öğretim üyeliğine devam etti. Paris’te öldü.

Halk Edebiyatı ve folklor alanlarında yaptığı çalışmalarla adından söz ettirdi. Bu çalışmaları ile folklor ve edebiyat hayatımıza değerli katkılarda bulundu.

Başlıca eserleri: Köroğlu Destanı, 100 Soruda Türk Folkloru, Folklor ve Edebiyat, 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı, Halk Edebiyatı Dersleri, Az Gittik Uz Gittik (masal), İzahlı Halk Şiiri Antolojisi (H. Vedat Fıratlı’yla), Zaman Zaman İçinde (tekerlemeler-masallar), Pir Sultan Abdal (Abdülbaki Gölpınarlı’yla), Halk Hikayeleri ve Halk Hikayeciliği.   

 

BÖLL, HEİNRİCH (1917 – 1985)

 

Alman roman ve öykü yazarıdır. Köln doğumludur. Liseyi bitirince önce bir kitapçının yanında çalıştı. Ardından üniversiteye yazıldı. Savaşın başlamasıyla askere alınınca eğitimi yarıda kaldı. II. Dünya Savaşı boyunca çeşitli cephelerde bulundu. Esir düştü. Savaşın ardından öğrenimine devam etti. 1972’de Nobel Edebiyat Ödülünü kazandı. Merten’de öldü.

Böll, I. Dünya Savaşını izleyen yokluk yıllarını ve II. Dünya Savaşı’nın acılarını tüm eserlerinde işledi. Eserlerinde savaşı anlatmakla birlikte, insanların nasıl savaştıklarından ziyade savaşın onları ne hale getirdiğini gösterdi. Ayrıca bu acıları geride bırakarak geçmişi unutmuş gibi görünen Alman refah toplumunu da eleştirmekten geri durmadı.

Böll, öykü ve romanlarının yanı sıra, yergi yazarı olarak da ülkesindeki toplumsal gerçekliğin yönlerine eğildi. Özellikle son yıllardaki deneme, makale ve demeçlerinde savunduğu görüşlerle çok tartışılan bir yazar haline geldi. Devletin yapısındaki otoriter eğilimlere karşı bireyin haklarını, demokratik hukuk devletini savunmuş, yeniden silahlanma çabalarını eleştirmiştir. Başlıca eserleri:

Oyun: Bir Yudum Toprak.

Gezi yazısı: İrlanda Günlüğü.

Öykü ve roman: Trenin Tam Saatiydi, Geride Kalanlardan Son İstek, Cüce ile Bebek, Özenli Kuşatma, Ademoğlu Neredeydin?, Fotoğrafta Kadın da Var, Babasız Evler, Savaş Bitince, Ve O Hiçbir şey Demedi, Savaş Çıktığında, Dokuz Buçukta Bilardo, İlk Yılların Ekmeği, Katherina Blum’un Yitik Onuru.

 

BÖLÜKBAŞI, RIZA TEVFİK (1869 – 1949)

 

Edirne doğumludur. Tıp Fakültesini bitirdi. Eğitim Bakanı, Devlet Şurası Başkanlığı görevlerinde bulundu. Osmanlı Hükümeti adına Sevr Anlaşmasını imzalayan kurul içinde yer aldı. Cumhuriyetten sonra yurt dışına sürgün edildi. Af çıkınca yurda döndü. İstanbul’da öldü.

Saz şiiri geleneğinden hareketle şiirler yazdı. Felsefe, edebiyat, edebiyat tarihi alanlarında da eserler verdi.

Başlıca eserleri: Serab-ı Ömrüm (şiirler), Rıza Tevfik’in Tekke ve Halk Edebiyatı ile İlgili Makaleleri (Abdullah Uçman tarafından hazırlandı.).

 

BRECHT, BERTOLT (1898 – 1956)

 

Alman şair ve tiyatro yazarıdır. Tıp öğrenimini yarıda bırakarak I. Dünya Savaşı yıllarında hasta bakıcılık görevi yaptı. İlk eserlerinde savaşın yılgınlığını dile getirdi. Bu sırada müzikli oyunlar da yazdı. Nazi yönetimine karşı çıkarak Fransa’ya, sonra Danimarka ve Finlandiya’ya gitti. 1948’de Almanya’ya döndü. Eserlerinde, sahnede gösterilenin yalnızca bir oyun olduğunu seyircilere sürekli anımsatan “epik tiyatro” biçimini uyguladı. Birçok oyunu ülkemizde, Devlet Tiyatroları ve özel tiyatrolar tarafından oynandı. Eleştirmenlerce, Genco Erkal, ülkemizde Brecht’in oyunlarını en iyi yorumlayan sanatçılardan biri olarak kabul edilir.

Başlıca eserleri: Galile, Kafkas Tebeşir Dairesi, Mahagony Kentinin Yükselişi ve Batışı, Cesaret Ana.

 

BUDAK, ABDÜLKADİR (1952)

 

Hafik doğumludur. Ortaöğrenimini Ankara’da tamamladı. Memurluk görevine bulundu.

İlk şiiri Defne dergisinde yayımlandı. Şiirlerinde özgün buluşlarıyla dikkat çekti.

Başlıca eserleri: Geçti İlk Yaz Denemesi, Sevdanın Son Kerem’i, Şimdi Yaz, Bir Gül Çocuk (çocuk şiirleri), Gömleğim Leyla Desenli. 

 

BUĞRA, TARIK (1918 – 1994)

 

Akşehir doğumludur. İstanbul Üniversitesi tıp, Hukuk ve Edebiyat Fakültelerinde öğrenimini yarıda bıraktı. Akşehir’de Nasrettin Hoca gazetesini çıkararak gazeteciliğe adım attı. Ardından çeşitli <İstanbul gazetelerinde çalıştı.

Buğra, öykü, roman, fıkra, gezi yazısı ve oyun türlerinde eserler verdi. Oğlumuz adlı öyküsünün 1948’de Cumhuriyet gazetesinin düzenlediği yarışmada ikincilik kazanmasıyla ve Çınaraltı dergisinde yayımlanan öyküleriyle dikkat çekti. Ardından roman ve oyuna yöneldi.

Buğra, eserlerinde insanı ön plana çıkardı. İnsanın kendisiyle, başkalarıyla, toplumla ve doğa ile çatışmaları hareket noktası oldu. Başlıca eserleri:

Oyun: Ayakta Durmak İstiyorum, Akümülatörlü Radyo, Dört Yumruk, Yüzlerce Çiçek Açtı.

Fıkra: Gençlik Türküsü.

Deneme: Bir Çağın Adı.

Gezi yazısı: Gagaringrad.

Dil ve edebiyat üzerine yazıları: Düşman Kazanmak Sanatı.

Öykü: Oğlumuz, Hikayeler, Yarın Diye Bir Şey Yoktur, İki Uyku Arasında.

Roman: Siyah Kehribar, Dünyanın En Pis Sokağı, Küçük Ağa, Osmancık, Küçük Ağa Ankara’da, Yalnızlar, İbiş’in Rüyası, Yağmur Beklerken, Gençliğim Eyvah, Dönemeçte, Firavun İmamı.

 

BULUT, ABDÜLKADİR (1943 – 1985)

 

Anamur, Mersin doğumludur. Akşehir İlköğretmen Okulunu bitirdi. Çeşitli illerde öğretmenlik yaptı.

Sanat ve edebiyat dergilerindeki şiirleri ve eleştirileriyle tanındı. Şiirlerinde ülkemizin gerçeklerini dile getirdi. Başlıca eserleri:

Çocuk Romanı:  Üveyikler Göçerken.

Şiir: Sen Tek Başına Değilsin, Ülkemin Şiir Atlası, Acılar Yurdumdur, Yurdumun Şiir Defteri, Kahveci Güzeli (çocuk şiirleri), Gözyaşları da Çiçek Açar.

 

BURDURLU, İBRAHİM ZEKİ (1922 – 1984)

 

Burdur doğumludur. İstanbul Erkek Öğretmen Okulunu bitirmesinin ardından Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünü bitirdi. Çeşitli illerde öğretmenlik yaptı. İzmir’de öldü.

Halk şiiri geleneğinden yararlanarak şiirde yeni bir anlatış biçimi geliştirmeye çalıştı. Doğduğu yörenin yaşamını şiirlerinde işledi. Antolojiler, masal kitapları ve eğitim-öğretim kaynakları hazırladı. Başlıca eserleri:

Antoloji: Şiirimizde Öğretmen, Öğretmen Şairler Antolojisi, Atatürk Şiirleri Antolojisi.

Masal Kitapları: Nar Güzeli, Keloğlan Masalları, Dileği Gerçekleşmeyen Kız, Kendi Bir Karış Sakalı Üç Karış, Güllü Padişah, Üç Yumak, Mavi Pullu Balık.

Derleme: Ömürsün Nasrettin Hoca, Ülkemin Efsaneleri, Pamuk Bacı, Köroğlu Destanı, Günaydın Anneciğim.

Kaynak Kitapları: Uygulamalı Yeni Kompozisyon, Uygulamalı Cümle Çözümlemeleri.

İnceleme: Romanlarıyla Reşat Nuri Güntekin, Dilbilgisi Açısından Yapıtlarımız.

Öykü: Anılardan Öyküler.

Şiir: Toprak İnsanları, Toprağın İçindeki Toprak, Burdur’daki Mahallemiz, Keloğlan, Basık Tavşan, Bir Köyden Bir İnsan, Lefkoşe, Minnacık Ada, Günaydın Yavru Kıbrıs, Atatürk’üm, Sev Beni, Açıyor mu Kıbrıs’ımın Gülleri, İzmir’in Mor Atları.

Roman: Memiş Can.

 

BUYRUKÇU, MUZAFFER (1928 – 2006)

 

Niğde doğumludur. İstanbul Pertevniyal Lisesindeki öğrenimini yarıda bıraktı. Toprak Mahsulleri Ofisinde çalıştı.    

Öykü ve romanlarının konularını, İstanbul’un kenar semtlerinde yaşayan yoksul kişilerin dertli yaşamlarından aldı. Başlıca eserleri:

Günce: Arkası Yarın, Sıcak İlişkiler.

Anı: Arkadaş Anılarında Orhan Kemal, Dillerinde Dünya.

Öykü: Katran, Bin Hüzün, Acı, Her Yer Karanlık, Korkunun Parmakları, Hüzünlü Kar Çiçekleri, Bulanık Resimler, Günlerden Bir Gün, Kuyulara, Şarkılar Seni Söyler, Cehennem, Kavga, Mağara.

Roman: Gürültülü Birkaç Saat, Bir Olayın Başlangıcı.

 

C

 

CAMUS, ALBERT (1913 – 1960)

 

Fransız yazar ve romancısıdır. Cezayir doğumludur. Felsefe öğrenimi gördü. Amatör tiyatro ve gazetecilikle ilgilendi. 1957 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü kazandı. Eserlerindeki karakterler yaşadıkları ortama yabancılaşmış, mutsuz kişilerdi.

Başlıca eserleri: Düğünler, Yabancı, İsyan Eden İnsan, Sizip Efsanesi, Doğrular, Anlaşmazlık, Bir Alman Dosta Mektuplar.

 

CANSEVER, EDİP (1928 – 1986)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Erkek Lisesini bitirdi. Yüksek Ticaret Okulundaki öğrenimini yarıda bırakıp ticarete atıldı. İstanbul’da öldü.

Yücel, Fikirler, Edebiyat Dünyası, Nokta, Yenilik, Yeditepe gibi dergilerde yayımlanan şiirleriyle adını duyurdu. Anlaşılması güç, okuyucuyu zorlayan bir şiir anlayışına sahiptir. “İkinci Yeni” adlı şiir ekolünün önderlerinden oldu.

Başlıca şiir kitapları: İkindi Üstü, Oteller Kenti, Dirlik-Düzenlik, İlkyaz Şikayetleri, Yerçekimli Karanfil, Bezik Oynayan Kadınlar, Umutsuzlar Parkı, Petrol, Yeniden, Nerde Antigone, Şairin Seyir Defteri, Tragedyalar, Sevda ile Sevgi, Çağırılmayan Yakup, Ben Ruhi Bey Nasılım, Sonrası Kalır, Kirli Ağustos.

 

CELALİ (1815 – 1853)

 

Bayburt doğumlu halk şairidir. Asıl adı Ahmet’tir. Erzurum, Erzincan ve Bayburt yörelerinde yaşamını geçirdi. Şiirlerinde halkın sorunlarını sahici bir dille dile getirdi.

Celali hakkında; Bayburt’lu Celali Hayatı ve Şiirleri (M. Kemal Yanbeğ), Bayburt’lu Celali Halk Ozanı (Salim Maşlak) adlı inceleme kitapları yazıldı.

 

CEMAL SÜREYYA [SEBER] (1931 – 1990)

 

Erzincan doğumludur. İstanbul Haydarpaşa Lisesinin ardından Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdi. Çeşitli devlet görevlerinde bulundu. İstanbul’da öldü.

Çeşitli dergilerde şiir ve yazıları yayımlandı. Papirüs dergisini çıkardı. Süreyya, kendine özgü dil ve sözcük oyunlarıyla yeni bir şiir anlayışı geliştirdi. Başlıca eserleri:

Antoloji: Mülkiyeli Şairler, Yüz Aşk Şiiri.

Çocuk Kitabı: Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi.

Mektup: On Üç Günün Mektupları (eşine yazdığı mektuplar).

Deneme: Şapkam Dolu Çiçeklerle, Uzat Saçlarını Firisya, Günübirlik, 99 Yüz, Folklor Şiire Düşman.

Şiir: Üvercinka, Sıcak Nal, Göçebe, Güz Bitiği, Beni Öp Sonra Doğur Beni, Sevda Sözleri.

 

CENAP ŞAHABETTİN (1870 – 1934)

 

Manastır doğumludur. Askeri Tıbbiye mezunudur. Paris’te ihtisasını tamamladı. Yurda dönünce doktorluk yaptı. Emekli olduktan sonra Edebiyat Fakültesinde öğretim görevlisi olarak çalıştı. İstanbul’da öldü.

Cenap Şahabettin, Servet-i Fünun dönemi şair ve yazarlarındandır. Konularını aşk ve doğadan alan şiirleriyle ülkemizde sembolizmin öncülerinden sayılır. Yabancı sözcük ve tamlamalarla dolu süslü bir anlatımı vardır. Başlıca eserleri:

Şiirleri, Sadettin Nüzhet Ergun tarafından Cenap Şahabettin adlı kitapta toplandı.

Gezi Yazısı: Hac Yolunda, Avrupa Mektupları.

Makale: Evrak-ı Eyyam, Tiryaki Sözleri (özdeyişler), Nessr-i Harp, Nesr-i Sulh.

Oyun: Körebe.

 

CERVANTES (1547 – 1616)

 

İspanyol yazarıdır. Orijinal adı Miguel de Cervantes Saavedra’dır. Alcala doğumludur. Babasının doktorluk görevi dolayısıyla sürekli yer değiştirmesinden düzenli bir öğrenim görememiştir. Askerliği meslek edindi. Türklerle yapılan İnebahtı Deniz Savaşında sol elini kaybetti. 1575 yılında deniz üzerinden İspanya’ya dönerken Türklere esir düştü. Beş yıl Cezayir’de tutsak edildi. Serbest bırakılınca İspanya’ya geri döndü. Madrid’de yazarlığa başladı. Kralın levazım müdürlüğünde görev yaptı. Hesaplarda kuşku bulununca hapsedildi. Yaşamının son yıllarında yayımladığı Don Kişot romanıyla ün kazandı. Madrid’de öldü.

Cervantes modern romancılığın kurucusu olarak kabul edilir. Başlıca eserleri:

Oyun: Sekiz Komedya ve Sekiz Ara Oyun.

Öykü: Uyarıcı Öyküler.

Roman: Don Kişot, La Galetea, Persiles ve Sergismunda’nın İşleri (4 cilt).

 

CEVDET KUDRET [SOLOK] (1907 – 1992)

 

İstanbul doğumludur. İstiklal Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Meslek olarak edebiyat öğretmenliğini seçti. Türk Ansiklopedi’sinin hazırlanmasında yer aldı. Bir süre TDK’de çalıştı.

Kudret, sanat yaşamına şiir ile başladı. Öğrencilik yıllarında “Yedi Meşale” hareketine katıldı. “Canlılık, içtenlik ve yenilik” düşüncesinden yola çıkan Yedi Meşalecilerin güçlü şairlerinden biri oldu. Ardından öykü, oyun, roman, inceleme, antoloji, deneme ve edebiyat tarihi çalışmalarında bulundu. Eserlerinde Cevdet Baykara, Abdurrahman Nisari, Nevzat Yeşirgil, Suat Hizarcı imzalarını kullandı. Başlıca eserleri:

Deneme: Dilleri Var Bizim Dile Benzemez, Bir Bakıma.

İnceleme: Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman (3 cilt), Karagöz (3 cilt), Nazım Hikmet-Kuva-yi Milliye, Ortaoyunu (2 cilt), Abdülhamit Devrinde Sansür, Örnekleriyle Edebiyat Bilgileri (2 cilt), Örnekleriyle Türk Edebiyatı.

Oyun: Tersine Akar Nehir, Kurtlar, Rüya İçinde Rüya, Danyal ve Sara.

Öykü: Sokak.

Şiir: Yedi Meşale (altı arkadaşıyla), Birinci Perde.

Roman: Sınıf Arkadaşları, Havada Bulut Yok.

 

CEYHUN, DEMİRTAŞ (1934 – 2009)

 

Adana doğumludur. Adana Lisesinin ardından İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümünü bitirdi. Bir süre Adana Belediyesinde çalıştı. İstanbul’da kitabevi yönetti.

Öykü ve romanlarında iç monologlarla gelişen dinamik bir gerçeklikle halkın yaşantısını anlattı. Toplumsal gerçeklerin kökenine indi. Başlıca eserleri:

Deneme: Entelektüelden Entele.

Anı-gezi yazısı: Yüz Yaşındaki Delikanlı Bulgaristan, Bütün Dünyadan Özür Diliyorum, Çağımızın Nasrettin Hocası Aziz Nesin.

Çocuk Kitabı: Avşalı Çocuk, Horozlu Ayna, Savaş ve Küçük Barış, Ada’nın Kuşu.

İnceleme: Haç’lı Emperyalizm, Yağma Edilen Türkiye, Osmanlılarda Aydın Kavramı, Bir Yeni Dev, Babıali’nin Şu Son Kırk Yılı, 20. Yüzyıl ve Edebiyat.

Öykü: Tanrıgillerden Biri, Eylül Hikayeleri, Sansaryan Hanı, Çamasan, Babam ve Oğlum, Apartman (iki uzun öykü).

Roman: Asya, Cadı Fırtınası, Yağmur Sıcağı.

 

CHATEAUBRIAND, FRANÇOIS (1768 – 1848)

 

Fransız yazarıdır. Dünyanın birçok yerini gezdi. Subaylık görevinde bulundu. Ülkemize de geldi. Berlin, Londra elçisi ve Dışişleri Bakanı oldu.

Eserlerinde duygulu bir dil kullandı. Doğa, aşk, geçmiş zaman özlemi, dinsel inançlara bağlılık konularını işledi.

Başlıca eserleri: Atala, Paris’ten Filistin’e Yolculuk, Rene, Mezar Ötesinden Anılar.

 

CHRISTIE, AGATHA (1891 – 1976)

 

İngiliz romancısıdır. Londra doğumludur. I. Dünya Savaşında Belçika’da hasta bakıcılık yaptı. Annesinin teşvikiyle yazmaya başladı. 80. Yaşında 80. kitabını yayımladı. Londra’da öldü.

Oyun yazarlığının yanında polisiye romanlarıyla tanındı. Kitapları birçok dile çevrildi.

Dilimize çevrilen başlıca eserleri: Tavuskuşu Cinayeti, Cinayet Kulübü, Filler de Hatırlar, Ölüm Büyüsü, Akroyd’un Katili, Koltuktaki Ölü, Fare Kapanı, Porsuk Ağacı, Ölüm Kapıda Bekliyordu, Noelde Cinayet, Şeytan Dönemeci, Ölüm Meleği, Ecelin Çağrısı, On Küçük Zenci, Ölümün Sıcak Eli.

 

CILGA, ABBAS (1935)

 

Sivas, Kangal doğumludur. Pamukpınar Köy Enstitüsünden sonra İstanbul Eğitim Enstitüsünü bitirdi. Öğretmenlik ve ilköğretim müfettişliği görevleri yaptı.

Çocuk edebiyatı alanındaki çalışmalarıyla tanındı. Eserleri birçok ödüle layık görüldü.

Başlıca eserleri: Kedi Kavgası (fabllar), Yusufcuk (manzum masal), Atmacalar Ağladı (öykü), Yaramazlar Kuyusu (roman), Dedemin Öyküleri (öykü), Tomcik ile Bilek (roman), Müjdesi Hüsnü (roman), Şaşar Ali (roman), Kimse Sevmez Uğurböceklerini (roman).

 

CİCERO, MARCUS TULLIUS (MÖ 106 – 43)

 

Latin söylevcisidir. Soylu bir aileden gelir. Roma’da yaşamıştır. Yunanlı yazarların eserlerini okuyup söylev sanatı dersleri aldı. Bir süre avukatlık görevini icra ettikten sonra Yunanistan’a gelip Zenon’un derslerine katıldı. İtalya’ya döndüğünde güçlü konuşma tekniği sayesinde bütün davalarını kazandı.

Cicero, dünyanın en ünlü söylevcileri arasında sayılır. Dil ve anlatımın sağlamlığı, düşüncesini planlı biçimde sıralaması ve inandırıcılığı ile söylev sanatının başarılı örneklerini verdi.

Başlıca eserleri: İhtiyarlık, Devlet Üstüne, Dostluk, Kanunlar Üstüne.

 

CİRAVOĞLU, ÖNER (1948)

 

Trabzon doğumludur. Edebiyat yaşamına şiirle başladı. Ardından basın dünyasına geçti. Kitap tanıtma yazıları yayınladı. Derleme çalışmaları ve yardımcı ders kitapları hazırladı.

Başlıca eserleri: Sevgi Yazıları (kitap tanıtma yazıları), Çocuk Edebiyatı, Kalepark, Büyük Yolların Haydutu Atilla İlhan’ın Yaşam Öyküsü, Atatürk Kurtuluş Şiirleri Antolojisi (G. Kayaoğlu’yla).

 

CÖMERT, BEDRETTİN (1940 – 1979)

 

Vezirköprü doğumludur. Sivas Lisesinin ardından Roma Üniversitesi İtalyan Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Orada felsefe doktorasını verdi. Ankara Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünde öğretim üyesi olarak çalıştı. Ankara’da öldü.

Sanat yaşamına şiirle başladı. İtalyan edebiyatından çeviriler yaptı. Çeşitli dergilerde inceleme ve eleştirileri yayımlandı. Başlıca eserleri:

Çeviri: Sanatın Öyküsü (E. H. Gombrich’ten).

İnceleme: Giotto’nun Sanatı, Croce’nin Estetiği, Eleştiriye Beş Kala.

Şiir: Kalmasın Ellerim Sizlerden Uzak.

 

CUMABAYULI, MAĞCAN (1893 ? – 1937)

 

Güney Kazakistan’da konargöçer yaşam süren insanların arasında doğdu. Kazak Türklerinin büyük şairidir. İlköğrenimini doğduğu yerde yaptı. Ardından Çala Kazak Medresesine devam etti. Yeni tarzda (Usul-i Cedit) öğrenim yapan bu medresede Arapça, Farsça ve Türkçe derslerinin yanı sıra Türk boylarının tarihleri de okutuluyordu. Öğrenimine Urfa’daki Galiya Medresesinde devam etti. Kazak Şairi Mircakıp Duvlat’tan Rusçayı öğrendi. Bu sayede Rus ve Avrupalı şairleri okuma olanağına kavuştu. Kazak gazetesinde şiirleri yayımlandı. 1913 yılında Ombı Rus Öğretmen Okulunu bitirdi.

1919’da “Bostandık Tuvı” (Özgürlük Bayrağı) adlı gazetenin redaktörü oldu. 1922’de Taşkent’e gitti. Burada Çolpan, Sana, Ak Col gazete ve dergilerinin yayımlanmasında yer aldı. 1929’da Sovyet hükümeti tarafından tutuklandı. 1935’te Maksim Gorki’nin desteğiyle hapisten kurtuldu. 1937’de Almatı’da tekrar tutuklandı ve bir daha kendisinden haber alınamadı.

Mağcan Cumabayulı lirik şiirleriyle tanındı.

Başlıca eserleri: Çolpan, Mağcan Cumabayef Şığarmaları, Ölender, Mağcan Cumabayef Ölenderi, Sunkar Cırı (çeviri), Akboz At (çeviri), Pedagogika.

 

CUMALI, NECATİ (1921 – 2001)

 

Yunanistan, Florina doğumludur. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Urfa ve İzmir’de avukatlık yaptı.

Cumalı’nın ilk şiirleri Urfa Halkevinin Ocak isimli dergisinde çıktı. Temaları aşk, ayrılık, özlem, acı, gündelik yaşam, toplum ve dünya hali oldu. 1955’ten sonra şiiri, öykü, oyun ve romanla birlikte sürdürdü.

Düz yazı türündeki eserlerinin konularını kırsal kesim insanlarının sorunlarından aldı.

Cumalı, süssüz, mecazsız, duru, iç ve dış gözlemi kuvvetle yansıtan bir dile sahipti. Başlıca eserleri:

Günce: Yeşil Bir At Sırtında.

Deneme: Niçin Aşk, Senin İçin Ey Demokrasi, Etiler Mektupları.

Oyun: Boş Beşik, Ezik Otlar, Vur Emri (1. Kitap), Yeni Çıkan Şarkılar (2. Kitap), Kaynana Ciğeri (3. Kitap), Zorla İspanyol (4. Kitap), Kristof Kolomb’un Yumurtası (5. Kitap), İş Karar Vermekte (6. Kitap), Susuz Yaz, Tehlikeli Güvercin, Nalınlar, Masallar, Derya Gülü, Aşk Duvarı, Gömü, Bakanı Bekliyoruz, Mine, Yürüyen Geceyi Dinle.

Öykü: Yalnız Kadın, Aylı Bıçak, Değişik Gözle, Yakub’un Koyunları, Susuz Yaz, Revizyonist, Ay Büyürken Uyuyamam, Dila Hanım, Makedonya 1900, Kente İnen Kaplanlar.

Şiir: Kızılçullu Yolu, Bozkırda Bir Atlı, Harbe Gidenin Şarkıları, Üç Güneş, Mayıs Ayı Notları, Ceylan Ağıdı, Güzel Aydınlık, Başaklar Gebe, İmbatla Gelen, Yağmurlu Deniz, Güneş Çizgisi.

Roman: Tütün Zamanı, Yağmurlar ve Topraklar, Acı Tütün, Aşk da Gezer.

 

CÜCENOĞLU, TUNCER (1944)

 

Çorum doğumludur. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Kütüphanecilik Bölümünü bitirdi. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı kurumlarda çalıştı.

Cücenoğlu, günümüz oyun yazarlarımızdandır.

Başlıca oyunları: Kör Dövüşü, Çıkmaz Sokak, Öğretmen, Kadıncıklar, Dosya.

 

Ç

 

ÇAĞLAR, BEHÇET KEMAL (1908 – 1969)

 

Erzincan doğumludur. Zonguldak Yüksek Maden Mühendisliği Bölümünü bitirdi. Mesleğiyle ilgili olarak Fransa’da bulundu. Yurda döndüğünde İktisat Bakanlığında çalıştı. Halkevleri müfettişliği yaptı. Milletvekili seçildi. 1960’dan sonra TRT’de çalıştı. İstanbul’da öldü.

Çağlar, Atatürk devrimleri, ulusal duygular, yurdumuzun güzellikleri gibi konularda halk şiiri geleneğinden beslenen ürünler verdi. Bazı şiirlerinde Aşık Ömer lakabını kullandı. Başlıca eserleri:

Manzum oyunları: Atilla, Çoban.

Gezi yazısı: Hür Mavilikte.

Şiir: Erciyas’tan Kopan Çığ, Burada Bir Kalp Çarpıyor, Benden İçeri, Battal Gazi Destanı.

Diğer eserleri: İlköğretim Destanı, Namık Kemal (inceleme), Dolmabahçe’den Anıtkabir’e kadar, Bugünün Diliyle Atatürk’ün Söylevleri, Atatürk Denizinden Damlalar.

 

ÇALAPALA, RAKIM (1902 – 1995)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Lisesinin ardından Ankara Hukuk Fakültesini bitirdi. Öğretmenlik, dergilerde sekreterlik ve yazı işleri müdürlüğü görevlerinde bulundu. Atlas Yayınevini kurdu. Çocuk şiirleri ve öyküleriyle adından söz ettirdi. Ardından romana yöneldi. Başlıca eserleri:

Öykü: Aşk İnsanı Güzelleştirir, Işıklı Pencere.

Şiir: Yavrukurt Şiirleri.

Roman: 87 Oğuz, Köye Giden Gelin, Mustafa.

 

ÇAMLIBEL, FARUK NAFİZ (1898 – 1973)

 

İstanbul doğumludur. Tıp fakültesi öğrenimini yarıda bırakarak İstanbul, Ankara ve Kayseri’de öğretmenlik yaptı. 1946-1960 yılları arasından İstanbul milletvekilliği yaptı. Kalp yetmezliği nedeniyle öldü.

Çamlıbel, şiire I. Dünya Savaşı yıllarında aruz ile başladı. Ardından Milli Edebiyat akımının etkisinde kalarak hece ölçüsüyle şiirler yazdı. Edebiyatımızda “Beş Hececiler” adıyla bilinen topluluğun şairlerindendir. Şiirlerinde sade bir dil kullanmıştır. Fıkra, oyun ve roman türlerinde de eserler verdi. Başlıca eserleri:

Oyun: Canavar, Yayla Kartalı, Kahraman, Akın, Özyurt.

Şiir: Şarkın Sultanları, Han Duvarları, Gönülden Gönüle, Zindan Duvarları, Dinle Neyden, Heyecan ve Sükun, Çoban Çeşmesi, Akıncı Türküleri, Suda Halkalar, Tatlı Sert, Bir Ömür Böyle Geçti, Akarsu, Elimle Seçtiklerim.

Roman: Yıldız Yağmuru.

 

ÇEHOV, ANTON PAVLOVİÇ (1860 – 1904)

 

Rus öykü, oyun ve roman yazarıdır. Kırım doğumludur. Moskova’da tıp öğrenimi gördü. Doktor oldu. İlk öykülerini Çeşitli Öyküler adıyla yayımladı. İvonov isimli oyunu takdir toplayınca ardı sıra ünlü oyunlarını kaleme aldı.

Eserlerinde çaresiz kişilerin umutsuzluğunu işledi. Öykülerine büyük olaylar ve ilginç sonlara rastlanmaz. Bir insanlık durumunu, bir kişinin sıradan yaşantısından bir kesiti sunar.

Başlıca eserleri: Meçhulün Hikayesi, Martı, Altı Numaralı Oda, Üç Kız Kardeş, Vanya Dayı, Vişne Bahçesi, Üç Hemşire, Büyücü Kadın, Bozkır, Kokulu Rüya.

 

ÇELEBİ, ASAF HALET (1907 – 1958)

 

İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesinin son sınıfından Adliye Meslek Okuluna geçti. Mezuniyetinin ardından zabıt katipliği, bankacılık, memurluk yaptı. İstanbul’da öldü.

Soyut şiirleri ile tanındı. İlhamını eski Doğu medeniyet ve masallarından alan egzotik şiirler yazdı. Klasik edebiyatımız ile ilgili incelemeler de yaptı. Başlıca eserleri:

Şiir: He, Lamelif, Om Mani Padme Hum.

Diğer kitapları: Divan Şiirinde İstanbul (antoloji), Mevlana, Molla Cami, Eşrefoğlu Divanı, Naima, Ömer Hayyam.

 

ÇETİNER, YILMAZ (1927 -2006)

 

Zonguldak doğumludur. Genç yaşta gazeteciliğe başladı. Cumhuriyet, Milliyet, Hürriyet gazetelerinde çalıştı. Röportaj dalında birçok ödül aldı.

Başlıca eserleri: İnanç Sömürücüleri Nurcular Arasında Bir Ay, Bilinmeyen Arnavutluk, Şu Bizim Rumeli, Rusya Seferi, Bir Yudum Çay İçin, El Fateh.

 

ÇINARLI, MEHMET (1925 – 1999)

 

Ermenek doğumludur. Antalya Lisesinin ardından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdi. Maliye Bakanlığında çeşitli görevlerde bulundu.

İlk şiirleri Çınaraltı ve Doğu dergilerinde yayımlandı. Daha sonra kurucusu olduğu Hisar, Çağrı, Türk Edebiyatı dergilerinde şiir, deneme ve eleştirileri yayımlandı. Aruz ölçüsünü başarıyla kullanan şairlerimizden biri olarak kabul edilir. Başlıca eserleri:

Anı: Sanatçı Dostlarım.

Makale ve deneme: Halkımız ve Sanatımız, Söylemek Yaraşır, Aynı Yolda.

Şiir: Güneş Rengi Kadehlerde, Gerçek Hayali Aştı, Bir Yeni Dünya Kurmuşum, Zaman Perdesi.

 

ÇİÇEKLİ, ALİ (1932 – 1997)

 

Elbistan, Kahramanmaraş doğumludur. Düziçi Köy Enstitüsünden sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. Çeşitli illerde öğretmenlik görevinde bulundu. İstanbul’da öldü.

İnceleme-araştırma kitaplarının yanında ders kitapları da hazırladı.

Başlıca eserleri: Divan-ı Lügat-it Türk, İslamlık Öncesi Türk Edebiyatı, Kompozisyon Kılavuzu, Yunus Emre.

 

ÇOBANOĞLU, MURAT (1940 – 2005)

 

Kars doğumludur. Babası Aşık Gülistan’dır. İlkokulu bitirdi. Çobanoğlu babasından etkilenerek saz çalıp şiir söylemeye başladı. Şiirlerinde Yanani ve Devrani isimlerini de kullanmıştır. Kars’ta düzenlenen “Aşıklar Yarışıyor” şenliğinde, Kars Koçaklaması adlı şiir ile birincilik kazanarak adından söz ettirdi.

Çobanoğlu, günümüz halk şiirinin usta temsilcilerindendir. Birçok yarışmada ödüller aldı. Şiirlerinde aşk, doğa güzelliği, gurbet ve ayrılık temaları yanında ulusal duyguları da işlemiştir.

Yurt içinde ve yurt dışında birçok konser veren, plak ve kaset dolduran Murat Çobanoğlu’nun yayımlanmış kitabı yoktur.

 

ÇOKUM, SEVİNÇ (1943)

 

İstanbul doğumludur. Beşiktaş Kız Lisesinden sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Öğretmenlik ve dergi yöneticiliği yaptı.

Sanat yaşamına şiirle başladı. Ardından öykü ve romanlar da yazdı. Eserlerinde büyük kentin yoksul ve orta gelir gruplarının yaşantılarını konu aldı. Kahramanlarının iç dünyalarını çözümledi. Başlıca eserleri:

Senaryo: Beyaz Sessiz Bir Irmak, Yeniden Doğmak, Çırpıntılar.

Öykü: Eğik Ağaçlar, Rozalya Ana, Bölüşmek, Onlardan Kalan, Makine, Derin Yara.

Roman: Zor, Bizim Diyar, Hilal Görününce, Ağustos Başağı.

 

ÇOLPAN, ABDÜLHAMİT SÜLEYMAN (1897 – 1938)

 

Andican doğumludur. Andican ve Taşkent’te üniversite okudu. Türkçe, Rusça, Farsça ve Arapçayı iyi derecede öğrendi. 1913-1914 yıllarından itibaren Kalender, Mirzakalender, Andicalik ve Çolpan mahlaslarıyla eserler verdi. Şiirleri Sedai Türkistan, Sedai Ferğana, ve Türkistan gibi gazetelerde yayımlandı. 1925 yılından sonraki eserlerinde toplumsal gerçekliğe yöneldi. Şiirlerinin yanında gezi yazısı, makale, öykü, deneme, tiyatro türlerinde de eserler verdi.

Abdülhamit Süleyman Çolpan 1938’de öldürüldü. 1956 yılında öldürülmesinin hata olduğu kabul edilerek iade-i itibar edildi. 1991 yılında “Ali Şir Nevai” ödülüne layık görüldü. Başlıca eserleri:

Oyun: Halil Fereng, Çorining İsyanı.

Öykü-roman: Kar Koynide Lale, Yav, Keçe ve Kündüz.

Şiir: Tang Sirleri, Uyğaniş, Bulakler, Yene Aldim Sazimni.

 

ÇORBACIOĞLU, FAZIL HAYATİ (1925 – 1990)

 

Çorum doğumludur. Hukuk Fakültesi eğitimini yarıda bırakarak ticaretle uğraştı.

Sahne ve radyo oyunlarıyla tanındı. Toplumdaki kişilerin zayıf yönlerini güldürü açısından ele aldı. Konuyu heyecan verici bir sonla bitirmesi oyunlarının genel özelliği olarak bilinir.

Başlıca eserleri: Radyo Oyunu Yazma Tekniği, Bergamut, Satılık Şapka, Erkek Satı, Kabzımal Cemile, Köprünün Hikayesi, Hamido Kaçırıldı, Koca Sinan.

 

ÇOTUKSÖKEN, YUSUF (1947)

 

Eskişehir doğumludur. Pendik Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Liselerde öğretmen ve İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Bölümünde öğretim üyeliği görevlerinde bulundu.

Birçok ansiklopediye dil ve edebiyat konularında maddeler yazdı. Dergilerde edebiyat incelemeleri, yazım ve sözlük sorunlarıyla ilgili yazıları yayımlandı.

Başlıca eserleri: Atasözlerimiz, Türkçede Ekler-Kökler-Gövdeler, Dil ve Edebiyat Terimleri Sözlüğü, Deyimlerimiz, Denemelerin Kıyılarında, Türkçe Anlamdaşlar ve Karşıt Anlamlılar Sözlüğü, Atatürk’ten Seçme Düşünceler, Nasrettin Hoca Fıkraları.

 

ÇUBUKÇU, İBRAHİM AGAH (1928)

 

Kadirli doğumludur. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitirdi. Aynı fakültede profesör oldu.

Bilimsel eserlerinin yanı sıra tasavvuf yolunda ilahi biçiminde şiirler yazdı. Başlıca eserleri:

İnceleme: İslam Mezhepleri Tarihi.

Deneme: İslam Düşünürleri, İnsan ve Mutluluk Üzerine Denemeler.

Şiir: Neyleyim, Susma Bülbül, Garip Çeşme, Dilek, Zambak, Çıra.

 

D

 

DADALOĞLU (1785 ? – 1868 ?)

 

Doğum ve ölüm yeri ile tarihleri net olarak bilinmemektedir. Asıl adı Veli olup Aşık Musa adlı bir halk ozanının oğludur. Toroslarda yaşayan göçebe Türkmenlerin Afşar boyundan olduğu, Kozan, Erzin, Payas dolaylarında yaşadığı, Afşar beylerinin yanında katiplik ve imamlık yaptığı bilinmektedir.

Dadaloğlu’nun şiiri, tarihsel ve toplumsal olaylardan beslenir. Osmanlı Devleti Derviş Paşa komutasında Fıkra-i İslahiye adlı bir orduyu göçebe ayaklanmalarını bastırarak göçebeleri değişik yerlere yerleştirmekle görevlendirmişti. Dadaloğlu’nun aşireti Sivas civarına yerleştirilmiştir. Dadaloğlu şiirlerinde Osmanlı Devletinin bu iskan politikasına karşı Türkmenlerin ayaklanışını işlemiş, bu anlayışa dayalı bir şiir geliştirmiştir. Dili ve söyleyişi dönemine oranla daha yalın ve klasik şiirin etkisinden uzaktır. Aşk ve doğa güzelliklerini işleyen koşmaları Karacaoğlan’ı, Koçaklamaları ise Köroğlu’nu andırır.

Dadaloğlu’nun şiirleri önce Taha Toros tarafından Dadaloğlu (1940, Adana) adıyla bir araya getirildi. Ardından yaşamını ve sanatını konu alan birçok araştırma yapılmıştır.

 

DAĞCI, CENGİZ (1920)

 

Kırım’ın Yalta kentinin Kızıltaş köyü doğumludur. Çocukluk yılları kıtlık, deprem gibi doğal felaketlerle geçti. Ortaokulu Akmescit’te okudu. İki yıl Pedagoji Enstitüsünde okudu. II. Dünya Savaşı başlayınca okulu bitiremeden askere alındı. Sovyet tankçı teğmen rütbesiyle Almanlara eseri düştü. Savaşta Almanlar yenilince serbest kaldı. 1946 yılında İngiltere’ye mültecilik statüsüyle gitti. 1990 yılına kadar lokanta işletmeciliği yaptı. Halen Londra’da yaşamaktadır. Romanlarında Kırım Türklerinin çektiği acıları işlemiştir.

Başlıca eserleri: Korkunç Yıllar, Anneme Mektuplar, Yurdunu Kaybeden Adam, Yansılar, Onlar da İnsansı, Benim Gibi Biri, Ölüm ve Korku Günleri, Üşüyen Sokak, O Topraklar Bizimdi, Badem Dalında Asılı Bebekler, Kolhozda Hayat, Dönüş, Genç Timuçin.

 

DAĞLARCA, FAZIL HÜSNÜ (1914 – 2008)

 

İstanbul doğumludur. Harp Okulu mezunudur. Yüzbaşı iken kendi arzusuyla ordudan ayrıldı. 1960-64 yıllarında Türkçe adlı bir dergi çıkardı.

Dağlarca, Harp Okulu yıllarında Varlık dergisinde çıkan şiirleriyle asından söz ettirmeye başladı. Kültür Haftası, Yücel, Aile, İnkılapçı Gençlik, Yeditepe, Türk Dili, Yenilik, Vatan, Kültür Dünyası, Çağrı, Ataç, Türk Yurdu, Yön, Devrim gibi sayısız dergide şiirleri yayımlandı.

Dağlarca’nın şiirleri çoğunlukla epik-dramatik, lirik-didaktik ve toplumsal gerçekleri bol mecazlarla ortaya koyar. Şiirleri sürekli bir değişim içinde oldu. Şiirde söyleyişi güçlendiren tekrarlara, günlük konuşmaların yanı sıra arı bir dile yer verdi.

Başlıca eserleri: Havaya Çizilen Dünya, Uzaklara Giyinmek, Çocuk ve Allah, İlk Yapıtla 50 Yıl Sonrakiler, Daha, Çakırın Destanı, Çıplak, Yunus Emre’de Olmak, Üç Şehitler Destanı, Taş Devri, Nötron Bombası, Toprak Ana, Aç Yazı, Çukurova Koçaklaması, İstiklal Savaşı Samsun’dan Ankara’ya, İstiklal Savaşı-İnönüler, Hollandalı Dörtlükler, Sivaslı Karınca, İstanbul-Fetih Destanı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Anıtkabir, Batı Acısı, Kınalı Kuzu Ağıdı, Mevlana’da Olmak-Gezi, Özgürlük Alanı, Malazgirt Ululaması, Cezayir Türküsü, Türk Olmak, Yedi Memetler, Çanakkale Destanı, Dışarıdan Gazel, Hiroşima, Kazmalama, Yeryağ, Vietnam Savaşımız, Kubilay Destanı, Vietnam Körü (destan-oyun).

Çocuk şiirleri kitabı: Açıl Susam Açıl, Kaçan Ayılar Ülkesinde, Kuş Ayak, Güneş Doğduran, Arkaüstü, Yeryüzü Çocukları, Yanık Çocuklar Koçaklaması, Balina ile Mandalina, Hin ile Hincik, Cinoğlan, Yaramaz Sözcükler, Göz Masalı, Şeker Yiyen Resimler, Yazıları Seven Ayı.

 

DAMAR, ARİF (1925)

 

Çanakkale doğumludur. İstanbul Yenikapı Ortaokulunu bitirdikten sonra Erkek Lisesindeki öğrenimini yarıda bırakarak çeşitli işlerde çalışmaya başaldı.

Dergilerde çıkan şiirleriyle tanındı. Toplumsal konularda, halk deyişlerinden yararlanarak şiirler yazdı.

Başlıca şiir kitapları: Günden Güne, Yoksulduk Dünyayı Sevdik, İstanbul Bulutu, Kedi Aklı, Acı Ertelenirken, Saat Sekizi Geç Vurdu, Ay Ayakta Değildi, Alıcı Kuş, Ölüm Yok ki, Seslerin Ayak Sesleri, Alıcı Kuşu Kardeşliğin.

 

DANTE, ALIGHIERI (1265 – 1321)

 

Floransa doğumlu İtalyan şairidir. Felsefe ve teoloji eğitimi gördü. Politik aktivitelerinden dolayı sürgün yedi. Yirmi yıl sürgünde yaşadı.

Dante, Rönesans’ı hazırlayan sanatçıların başında gelir. Şiiri tutkuların, siyasal kinlerin, uğraşların yanında dönemin biliminin, inançlarının ve imgelerinin de anlatımıdır. Dante’nin Avrupa edebiyatı üzerindeki etkisi çok büyük olmuştur.

Dilimize çevrilen eseri: İlahi Komedya.

 

DAUDET, ALPHONSE (1840 – 1897)

 

Nimes, Fransa doğumlu Fransız romancısıdır. Öğretmen yardımcılığı yaptı.

Edebiyat yaşamına şiirle başladı. Ardından öykü ve Romalar yazdı. yazılarında şiirli bir anlatım, güçlü bir gözlem vardır. Natüralist romancılardandır.

Dilimize çevrilen başlıca eserleri: Değirmenimden Mektuplar, Taraskonlu Tartaren, Casus Çocuk, Jack, Pazartesi Hikayeleri.

 

DAYIOĞLU, GÜLTEN (1935)

 

Emet, Kütahya doğumludur. İstanbul Atatürk Kız Lisesini bitirdi. Bir süre Hukuk Fakültesinde öğrenim gördü. Dışarıdan öğretmen okulu diploması aldı. Öğretmenlik yaptı.

Çocuk ve gençlik edebiyatı alanlarında eserler verdi. Başlıca eserleri:

Gezi Yazısı: Kafdağı’nın Ardına Yolculuk, Bambaşka Bir Ülke Amerika’ya Yolculuk, Kangurular Ülkesi Avustralya’ya Yolculuk, Efsaneler Ülkesi Çin’e Yolculuk.

Bilim Kurgu: Akıllı Pireler, Işın Çağı Çocukları.

Öykü: Döl, Geride Kalanlar, Ece ile Yüce (yirmi kitap), Geriye Dönenler, Uçan Motor, Yaşanmış Hayvan Öyküleri, Kırmızı Bisiklet, Küskün Ayıcık, Leylek Karda Kaldı, Neşeli Boyacı, Şenlik Günü, Uçurtma, Kır Gezisi, Azat Kuşu, Sıcak Ekmek, Deli Bey, Kumluktaki Yavru Martı.

Roman: Fadiş, Yaşadıklarım ve Düşlediklerim, Dört Kardeştiler, Suna’nın Serçeleri, Alacakaranlık Kuşları, Yurdumu Özledim, Kıyamet Çiçekleri, Ben Büyüyünce, Dünya Çocukların Olsa, Mo’nun Gizemi, YADA’nın Gizil Gücü, Ölümsüz Ece, Parbat Dağının Esrarı, Midos Kartalının Göna’dan Uçan Kuş, Akıllı Pireler, Ganga, Işın Çağı Çocukları, Gökyüzündeki Mor Bulutlar, Sekizinci Renk.

 

DEDE, ABDÜRRAHİM (1954)

 

İskeçe doğumludur. İlk ve orta öğrenimini Yunanistan’da yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçti. Batı Trakya’da yayımlanan gazete ve dergilerde yazıları yayımlandı. Şiir, hikaye, folklor ve tarih araştırmaları konularında eserleri vardır.

Başlıca eserleri: Batı Trakya Türk Folkloru, Rodoplarda Alp-Erenler, Batı Trakya Manileri, Rumeli’de Bırakılanlar, İlhanlı Destanı, Tarih ve Memleketim.

 

DEDEKORKUT ( ? - ?)

 

Dedekorkut hikayelerini anlatan ozan olduğu söylenmektedir. Dedekorkut, İslam öncesi Türk ozanlarının toplum içindeki şairlik, kahinlik, musikicilik gibi görevlerini üstlenmiş, onları İslami bir renk altında sürdürmüştür.

Dedekorkut Hikayeleri, konularını, halkın gündelik yaşamından, inançlarından, gelenek ve göreneklerinden almıştır. Eserde adı geçen Oğuz hükümdarının Bayındır Han; Kazan Bey’in ise tüm Oğuz beyleri olduğu rivayet edilmektedir. Dedekorkut ise Korkut Ata’dır. Ulu, bilge, bilgisi ve görgüsüyle örnek bir kişiliktir.

Eserin geniş adı, Kitab-ı Dede Korkut ala Lisan-ı Taife-i Oğuzhan (Oğuz Boy’unun Dili ile Dede Korkut Kitabı)dır. Akkoyunluların egemen olduğu Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde, XV. yüzyılın ortalarında yazıya geçirildiği sanılmaktadır. Eser, destan-hikaye özelliği taşır. Bu hikayelerde XII.-XIII. yüzyıllarda o bölgelere gelip yerleşen Müslüman Oğuzların, iç ve dış savaşları anlatılmıştır.

Dedekorkut Hikayelerinin Türk Halk Edebiyatının en güzel ürünü olduğu üzerine tüm araştırmacılar hem fikirdir. Edebiyat tarihçisi Fuat Köprülü, “Bütün Türk Edebiyatını terazinin bir gözüne, Dedekorkut’u öbür gözüne koyarsanız, yine Dedekorkut ağır basar” demiştir.

Kitabın bugüne kadar iki nüshası bulunmuştur. 1. Dresden nüshası ve 2. Vatikan nüshası. Dresden Kral Kitaplığında korunan birinci nüshada bir giriş ile on iki hikaye mevcuttur.

Her iki nüshanın da giriş bölümünde, kitaba adı verilen kutsal ozan Dedekorkut’un kişiliği anlatılmış, özdeyişleri sıralanmıştır.

Dresden nüshasındaki on iki hikayenin ikisinde, Oğuzların kendi iç çatışmaları (hikaye 1,2); ikisinde, doğaüstü varlıklara (Azrail, Tepegöz) karşı giriştikleri mücadeleler (hikaye 5,8); geri kalan sekizinde de komşuları olan devlet yada beyliklerle yaptıkları savaşlar anlatılmıştır.

Bütün hikayelerde genel olarak, yiğitlik havası hakimdir. Bunun dışında, kimi kahramanlar olağanüstü güce sahiptirler, kimilerinin vücut yapıları dahi doğaüstüdür. Kimileri ise tanrısal bir güçle kerametler göstermektedir. Hikayeler bu bakımdan destan niteliğindedir. Fakat düz yazıyla yazılmaları, kısa olmaları, ayrıntılar üzerinde durmamaları bakımından da destan özelliğinden uzaklaşır. Destan çağı geçtikten sonra, halk arasında dillenen ve destan-hikaye özellikleri gösteren bu tür hikayeler halk hikayesi türüne girer.

Eserde nazımla düz yazı karışık olarak kullanılmıştır. Hikayecinin ağzından söylenen yerler her zaman düz yazıyla yazılmış fakat heyecanlı olaylar sırasında kişilerin duygularını bildiren yerler nazımla yazılmıştır.

 

DEFNE, ZEKİŞ ÖMER (1903 – 1992)

 

Çankırı doğumludur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunudur. Galatasaray Lisesi Edebiyat Öğretmenliğinden emekli oldu.

Çınaraltı, Sanat ve Edebiyat, Hareket, Şadırvan, Zeytin Dalı, Edebiyat Dünyası, Çağrı gibi dergilerde yayımlanan şiirleriyle tanındı.

Defne, halk şiiri geleneğinden yararlanarak yerli motiflerle süslenmiş lirik şiirler yazdı. Şiirlerine ince bir halk dili hakimdir. Erzurum, Eğin, Ilgaz, Isparta, Bursa, İstanbul ve Konya üzerine yurt güzellemeleri yazdı.

Başlıca şiir kitapları: Denizden Çalınmış Ülke, Sessiz Nehir, Kardelenler.

 

DEFOE, DANIEL (1660 – 1731)

 

Londra doğumlu İngiliz romancısıdır. Dinsel eğitim aldı. Çeşitli devlet görevlerinde çalıştı. Gazetecilik yaptı. Londra’da öldü.

Romanlarının yanında şiir, öykü, dinsel yazılar da yazdı. Asıl ünlenmesini sağlayan ise 60 yaşında kaleme aldığı Robinson Crusoe: Hayatı ve Hayret Uyandırıcı Serüvenleri romanı oldu. Bu roman gerçekçilik örneği olarak kabul edildi. Defoe, kendini aradan çekip, olayları kahramanın ağzından aktarmıştır.

Dilimize çevrilen başlıca eserleri: Robinson Crusoe, Yosma, Büyük Peter’in Yaşamı.

 

DEMİRASLAN, İLHAN (1928 – 1980)

 

Gelibolu, Çanakkale doğumludur. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. İhtisasını İç Hastalıkları üzerine yaptı. Yurdun çeşitli yerlerinde doktorluk görevinde bulundu. Trabzon’da öldü.

Sanat yaşamına koşma biçiminde şiirler yazarak başladı. Daha sonra yeni şiir anlayışında şiirler kaleme aldı. Şiirlerinde çocukluk ve gençlik anılarının izleri görülür. Son şiirlerinde dış dünyaya, öteki insanların duygularına açıldı.

Başlıca şiir kitapları: İncir Ağacı, Eller Ekmeğe Doğru.

 

DERVİŞ, SUAT (1905 – 1972)

 

İstanbul doğumludur. Özel öğrenim gördü. Bir süre Berlin Konservatuarı ile Edebiyat Fakültesinde okudu. Yurda döndükten sonra gazetecilikle uğraştı. Yeni Edebiyat gazetesini çıkarttı.

İlk başlarda romanlarında kadınların toplumsal yaşamlarından kesitler sundu. Ardından sosyal konulara yöneldi. Toplumsal gerçekçi çizgideki romanlarını yalın, duru bir dille yazdı.

Başlıca romanları: Kara Kitap, Ankara Mahpusu, Ne Bir Ses Ne Bir Nefes, Hiçbiri, Fosforlu Cevriye, Ahmet Ferdi, Ben Mi, Çılgın Gibi, Behice’nin Talipleri, Fatma’nın Günahı, Buhran Gecesi, Gönül Gibi, Emine.

 

DIRANAS, AHMET MUHİP (1909 – 1980)

 

Sinop doğumludur. Ankara Erkek Lisesini bitirdi. Ankara Hukuk Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünde okudu. Çeşitli kurumlarda yöneticilik yaptı. Ankara’da öldü.

Muhip Atalay imzasıyla Milli Mecmua’da çıkan ilk şiirlerinden sonra Servet-i Fünun, Görüş, Varlık, Çığır, Ağaç, Gündüz, Oluş, Yücel gibi dergilerde yayımlanan şiirleriyle tanındı.

Dıranas, bireysel ve estetik bir şiir görüşüne sadık kaldı. Şiirlerinde yeni bir duygululuk, ses, biçim güzelliği ve sağlam bir dil yapısı görülür. Hece ölçüsünü başarıyla kullandı. Tiyatro eserleri de üretti. Başlıca eserleri:

Oyun: Gölgeler, O Böyle İstemezdi, Çıkmaz.

Şiir: Şiirler, Kırık Saz (Tevfik Fikret’in şiirlerini günümüz diline uyarlama).

 

DICKENS, CHARLES (1812 – 1870)

 

Landport, İngiltere doğumlu yazardır. Küçük bir memurun sekiz çocuğundan ikincisidir. Çocukluğu yokluk içinde geçti. Londra’ya yerleştiler. Babası borçları yüzünden hapsedildi. Düzenli bir eğitim görme imkanı olmadı. 11 yaşından itibaren çalışmak zorunda kaldı. Fabrika işçisi, noter katibi olarak çalıştı. Bir gazetede muhabirlik yaptığı sırada yazmaya başladı. “Boz” takma adıyla gülmece öyküleri yayımladı. İlgi çeken bu yazılarını sonradan Boz’un Skeçleri adlı iki ciltlik bir kitapta topladı. Kitap ona büyük bir tanınırlık kazandırdı. Rochester yakınlarında öldü.

Dickens, üretken bir yazardır. Eserlerinde insan karakterleri çizmekte çok üstün bir başarı göstermiş, çocukluğundan beri yakından görüp tanıdığı yoksul kişilerin yaşamını anlatırken başarılı bir duygulandırma gücüne ulaşmıştır. Güçsüz, mutsuz kişilerin yaşamlarını anlatırken İngiliz toplum düzenindeki çarpıklıkları sergilemiştir. Paranın bozduğu ve tutsak ettiği insanları romanlarına taşımış, katı ve tutarsız insanlarla ahlaklı ve dürüst insanları karşılaştırmıştır. İngiltere’de eleştirel gerçekçiliğin temsilcisi olmuştur.

Öykü ve oyun türünde de eserler veren Dickens’ın asıl başarısı, birçoğu ülkemizde de defalarca yayımlanan romanları olmuştur.

Başlıca romanları: Pikvik’in Serüvenleri, Oliver Twist, İki Şehrin Hikayesi, Büyük Umutlar, Nicholas Nickleby’ın Yaşamı ve Serüvenleri, Barbany Rudge, Zor Zamanlar, Kasvetli Ev, Martin Chuzzlewit, Bir Noel Şarkısı, Çan Sesleri, David Copperfield.

 

DİLMEN, GÜNGÖR (1930)

 

Tekirdağ doğumludur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klasik Filoloji Bölümünü bitirdi. Amerika’da tiyatro eğitimi aldı. İstanbul Şehir Tiyatrolarında rejisör yardımcısı ve İstanbul Radyosu Tiyatro Şubesinde metinler servis şefi olarak çalıştı. Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesinde öğretim üyeliği görevinde bulundu.

Sanat yaşamına Yücel dergisinde yayımlanan şiirleriyle başladı. Ardından oyun yazarlığına geçti. Oyunlarının konularını genellikle Türk tarihinden ve Antik Yunan söylencelerinden aldı. Başlıca eserleri:

Çocuk kitabı: Mavi Orman, Kuyruklu Masallar.

Oyun: Canlı Maymun Lokantası, Midas’ın Kulakları, Aşkımız Aksaray’ın En Büyük Yangını, Kurban, Anadolu: Söylenceden Gerçeğe, Akad’ın Yayı, İttihat ve Terakki, İnsan ve Devlet, Hasan Sabbah, Midas’ın Altınları, Bağdat Hatun, Deli Dumrul, Midas’ın Kördüğümü, Ak Tanrılar.

 

DİL, ŞAHİNKAYA (1931)

 

Çorum doğumludur. Adana Erkek Lisesinin ardından bir süre Ankara Hukuk Fakültesine devam etti. Sümerbank ile Kültür Bakanlığında görevlerde bulundu.

Varlık, Türk Dili, Yelken, Türk Düşüncesi, Yenilik, Yücel, Hisar, Çağrı gibi dergilerde yayımlanan şiirleriyle tanındı. Başlıca eserleri:

Antoloji: Resimli Türk Kadın Şairleri, Çağdaş Türk Şiirinden Örnekler, Nisan Şafağı, Şairlerden Atatürk’e.

Şiir: Mısra Mısra, Ebemkuşağı, Yorgun Sularda Aşk, Gül Rüzgarı, Alaca Soluk, Ağaran Dünya, Kapalı Kapıyı Açmak, Işık Çığlığı, Yorgun Ölü, Seni Yaşamak.

 

DİLAÇAR, AGOP (1895 – 1979)

 

İstanbul doğumludur. Robert Kolejini bitirdi. Aynı okulda öğretmenli yaptı. Atatürk’ün isteğiyle TDK başuzmanlığına getirildi. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde dilbilim tarihi okudu. İstanbul’da öldü.

Türk Ansiklopedisi’nin hazırlanmasında katkıları oldu. Türk Dili dergisinde inceleme yazıları yayımlandı.

Başlıca eserleri: Azeri Türkçesi, Kutadgu Bilig İncelemesi, Batı Türkçesi, Lehçelerin Yazılma Tarzı Türk Dil ve Lehçelerinin Tasnifi Meselesi, Türkiye’de Dil Özleşmesi, Devlet Dili Olarak Türkçe, Wilheim Thomsen ve Orhon Yazıtlarının Çözülüşü, Türk Diline Genel Bir Bakış, Dil-Diller-Dilcilik.

 

DİNAMO, HASAN İZZETTİN (1909 – 1989)

 

Akçaabat, Trabzon doğumludur. Sivas Öğretmen Okulunun ardından Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümündeki öğrenimini yarıda bıraktı. Çevirmenlik ve özel öğretmenlik yaparak yaşamını sürdürdü. İstanbul’da yaşama veda etti.

Sanat yaşamına şiirle başladı. Daha sonra konularını Kurtuluş Savaşı’ndan alan romanlar kaleme aldı. Şiirlerinde çocukluğunu, insan-doğa sevgisini, barış özlemini, özgürlüğü, toplumsal sıkıntı ve acıları dile getirdi. Başlıca eserleri:

Anı: 6-7 Eylül Kasırgası, II. Dünya Savaşı2ndan Edebiyat Anıları.

Öykü: Savaşta Çocuklar.

Şiir: Adsız Kitap, Deniz Feneri, Tuyuğlar, Nazım’dan Meltemler, Karacaahmet Senfonisi, Özgürlük Türküsü, Çoban Şiirleri, Mahpushanemden Şiirler, Sürgün Şiirleri, Gecekondumdan Şiirler.

Roman: Kutsal İsyan (8 cilt), Ateş Yılları, Öksüz Musa, Savaş ve Açlar, Kutsal Barış (7 cilt), Anadolu’da Bir Yunan Askeri, Adalet Sıtması, Musa’nın Mahpushanesi, Koyun Baba, Musa’nın Gecekondusu, Açlık, Türk Kelebeği.

 

DİZDAROĞLU, HİKMET (1917 – 1981)

 

Zile, Tokat doğumludur. Erzurum İlköğretmen Okulunu bitirmesinin ardından Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. Çeşitli illerde öğretmenlik yaptı. Ankara’da yaşamını yitirdi.

Dergi ve gazetelerde makale, söyleşi, fıkra, eleştiri ve inceleme türlerinde yazıları yayımlandı. Bazı şairlerin yaşamlarını, eserlerinden seçmeleri derleyen tanıtma kitapları yayımladı. Başlıca eserleri:

Biyografi: Huzuri, Ahmet Rasim, Abdülhak Hamit, Ahmed Hikmet Müftüoğlu, Namık Kemal, Cenap Şahabettin, Şinasi, Ataç, Ömer Seyfettin.

Dil konusundaki kitapları: Türkçe Sözcük Yapma Yolları, Türkçede Fiiller, Dilcilere Saygı, Tümce Bilgisi.

İnceleme: Halk Şiirinde Türler.

 

DOĞAN, MEHMET H. (1931)

 

Adana doğumludur. Adana Lisesinin ardından Hava Harp Okulunu bitirdi. Pilotluk ve İngilizce öğretmenliği yaptı.

Sanat yaşamına şiirler başladı. Çeşitli dergilerde eleştiri, deneme, inceleme türlerinde yazılar yayımladı.

Başlıca eserleri: Tekrarın Tekrarı (eleştiri), 100 Soruda Estetik, Birikime Dayanmak (eleştiri), Şiirin Yalnızlığı (eleştiri-deneme), Çağının Tanığı Olmak, Yazıdan Bakmak, Hece Taşları (antoloji), Şiir ve Eleştiri.

 

DOSTOYEVSKİ, FİYODOR MİHAİLOVİÇ (1821 – 1881)

 

Moskova doğumlu Rus romancısıdır. Askeri mühendislik eğitimi aldı. Subay oldu. Çar’a karşı eylemlerinden dolayı Sibirya’ya sürgün edildi. Petersburg’da öldü.

Eserlerinde psikolojik çözümlemelere bolca yer verdi. İç çatışmaları başarıyla yansıttı. Çeşitli halk tiplerini, acı çeken, suçlu insanları romanlarının asli karakteri olarak seçti.

Dilimize çevrilmiş başlıca eserleri: İnsancıklar, Kumarbaz, Suç ve Ceza, Karamozov Kardeşler, Budala, Delikanlı, Ecinniler.

 

DÖLEK, SULHİ (1948 – 2005)

 

İstanbul doğumludur. Deniz Lisesinin ardından Deniz Harp Okulunu bitirdi. Amerika’da gemi yapımı ve makine mühendisliği eğitimi gördü.

Akbaba dergisinde yayımlanan gülmece öyküleriyle asından söz ettirdi. Televizyona diziler yazdı. Gazete ve dergilerde yazıları yayımlandı. Başlıca eserleri:

Biyografi: Yergi, Nükte ve Fıkralarıyla Yusuf Ziya Ortaç.

Çocuk kitabı: Yeşil Bayır, Kestane Şekeri, Arkadaşım Dede, Üçüncü Kattaki At.

Deneme: Balığın Şarkısı, Habis’in Serüvenleri.

İnceleme: İçimizdeki Yasakçı.

Öykü: Aynalar, Vidalar.

Roman: Korugan, Truva Katırı, Kirpi, Geç Başlayan Yargılama, Kiracı, Teslim Ol Küçük.

 

DURBAŞ, REFİK (1944)

 

Erzurum doğumludur. İzmir Namık Kemal Lisesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümündeki öğrenimini yarıda bıraktı. Cumhuriyet gazetesinde çalıştı.

Çeşitli dergilerde basılan şiirleriyle tanındı. Şiirlerinde yaşama dayalı gerçekleri ve duyarlılıkları etkin bir söyleyişle dile getirdi. Başlıca eserleri:

Çocuk kitabı: Evliya Çelebi.

Röportaj: Yazılmış Bir İstanbul.

Şiir: Kuş Tufanı, Hücremde Ayışığı, Çırak Aranıyor, Denizler Sincabı (çocuk şiirleri), Çaylar Şirketten, Kırmızı Kanatlı Kartal (çocuk şiirleri), Nereye Uçar Gökyüzü, Düşler Şairi, Seçme Şiirler, Siyah Bir Acıda, Menzil, Bir Umuttan Bir Sevinçten, Adresi uçurum, Kimse Hatırlamıyor, İki Sevda Arasında Kara Sevda.

 

DURU, ORHAN (1933 – 2009)

 

İstanbul doğumludur. Afyon Lisesinin ardından Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesinden mezun oldu. Bir dönem veterinerlik yaptı. Ardından gazeteciliğe başladı.

Sanat yaşamına şiirle başladı. Çeşitli dergilerde yayımlanan öyküleri ile tanındı. Öykülerinde toplumun aksayan yönlerini ironili bir anlatımla dile getirdi. Başlıca eserleri:

Anı: Opera’daki Hayalet (S. Duru’ya).

Deneme: Kısas-ı Embiya, Kıyı Kıyı Kent Kent, Mavi Gezi, Hormonlu Kafalar, İstanbulin.

Öykü: Bırakılmış Biri, Denge Uzmanı, Bir Büyülü Ortamda, Sarmal, Fırtına, Yoksullar Geliyor, Ağır İşçiler, Şişe.

 

DÜRDER, BAHA (1912 – 1983)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Öğretmen Okulundan sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü ve İstanbul Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünü bitirdi. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı. Tekirdağ’da hayata gözlerini yumdu.

Dergilerde yayımlanan öykü, kitap tanıtımı, tiyatro ve edebiyat konularında araştırma yazılarıyla tanındı. Eğitim-öğretim kaynak kitapları yazdı. Başlıca eserleri:

Okul piyesi: Bir Cesaret Rekoru, İsimsiz Facia, Kürsüden Uzakta, Tahta Adamlar, Kör Kuyu.

Diğer eserleri: Namık Kemal’in Romanları (inceleme), Halide Edip, Uygulamalı Türkçe Öğretimi (Haydar Edizkun’la), Okunacak Romanlar (derleme), Şairler-Edipler-Muharrirler, Türk Tiyatrosu Ansiklopedisi (Mustafa Nihat Özön’le), Roman Anlayışı.

 

E

 

ECE AYHAN (1931 – 2002)

 

Datça, Muğla doğumludur. İstanbul Atatürk Lisesinin ardından Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun oldu. Memurluk, kaymakamlık, yayınevlerine redaktörlük görevlerinde bulundu.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiirleriyle tanındı. Şiirlerinde imgesel bir dil kullandı. Yeni motiflerle kurduğu şiiri “İkinci Yeni” akımının özgün örneklerinden oldu. Başlıca eserleri:

Anı: Defterler.

Günce: Başıbozuk Günceler.

Söyleşi: Yalnız Kardeşçe.

Şiir: Kınar Hanımın Denizleri, Bakışsız Bir Kedi Kara, Devlet ve Tabiat, Zambaklı Padişah, Çok Eski Adıyladır, Yort Savul.

 

EDGÜ, FERİT (1936)

 

İstanbul doğumludur. Güzel Sanatlar Akademisinin son sınıfındayken Paris’e gitti. Paris’te felsefe, seramik ve sanat tarihi eğitimi aldı. Yurda döndükten sonra askeriliğini yedek subay öğretmen olarak yaptı. Reklam şirketinde çalıştı. Ada yayınevini kurdu.

Sanat yaşamına şiirle başladı. Ardından dergilerde yayımladığı öykülerle adından söz ettirdi. Eserlerinde ele aldığı kişilerin değişik toplum ve çevre baskıları karşısındaki durumlarını, ruhsal çözümlemelerle işlemeye çalıştı. Başlıca eserleri:

Deneme: Ders Notları, Yazmak Eylemi, Şimdi Saat Kaç, Binbir Hece.

Öykü: Kaçkınlar, Bozgun, Av, Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı (uzun öykü).

Şiir: Ah Min-el Aşk.

Roman: Kimse, O (Hakkari’de Bir Mevsim adıyla sinemaya uyarlandı).

 

EDİB AHMED (XII. YÜZYIL)

 

Edib Ahmed’le ilgili kesin bilgiler bulunmamaktadır. Atabet’ül Hakayık’ın 469. dizesinde kendisini, “Edib Ahmed atım edeb pend sözüm” (Adım Edib Ahmed, sözüm edeb ve nasihattır) diye tanıtmaktadır. Esere eklenen hakkındaki bilgilerin de yazarı ve eseri yeterince tanıttığından bahsedilemez. Parçaların birinde Edib Ahmed’in “anadan doğma kör olduğu” belirtilmektedir. Bir başka parçada, “Edibler edibi, fazıllar başı” diye nitelenerek eseriyle birlikte övülmektedir. Bir başka parçaya göre, babasının adı Mahmut Yükneki’dir.

Eserden çıkarılan sonuçlara göre Edib Ahmed, XI. yüzyıl sonları ile XII. yüzyıl başlarında yaşamış, Arapçayı, İslam dinini iyi öğrenmiş, Karahanlılar döneminin en güçlü şairlerinden birisidir. Halk tarafından ermiş sayıldığını, adının XV. yüzyıl sonlarına kadar unutulmadığını Ali Şir Nevai’den öğreniyoruz.

 

EDİBOĞLU, BAKİ SÜHA (1915 – 1972)

 

Antalya doğumludur. İstanbul Hayriye Lisesini bitirdi. Ankara Üniversitesi Dil ve tarih-Coğrafya Fakültesindeki öğrenimini yarıda bıraktı. Gazetecilik yaptı. Ankara ve İstanbul radyolarında çalıştı. İstanbul’da vefat etti.

Servet-i Fünun, Ülkü, Aile, Cumhuriyet, Varlık dergi ve gazetelerinde yayımlanan şiir ve öyküleriyle tanındı. Eserlerinde aşk ve doğa temalarını kullandı. Başlıca eserleri:

Antoloji: Türk Şiirinden Örnekler, Atatürk İçin Bütün Şiirler (Faruk Çağlayan’la).

Biyografi: Falih Rıfkı Konuşuyor, Ünlü Türk Bestekarları.

Anı: Bizim Kuşak ve Ötekiler.

Öykü: Sel Geliyor.

Şiir: Cenup, Gece Yağmuru, İşaret, Karanlıkta Geçen Gemiler.

 

ELÇİN , ŞÜKRÜ (1912 – 2008)

 

Florina doğumludur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Bir dönem liselerde öğretmenlik yaptı. Ankara Üniversitesi Dil ve tarih-Coğrafya Fakültesinde profesör oldu.

Başlıca eserleri: Kerem ile Aslı Hikayesi, Anadolu Köy Orta Oyunları, Türk Bilmeceleri, Halk Edebiyatı Araştırmaları, Halk Edebiyatına Giriş.

 

ELIOT, THOMAS STEARNS (1888 – 1965)

 

Saint Louis doğumlu ABD asıllı İngiliz şair ve yazarıdır. Harvard, Sorbone ve Oxford üniversitelerine öğrenim gördü. 1914’te İngiltere’ye yerleşti. Öğretmenlik, banka memurluğu gibi işlerde çalıştı. Criterion (Kriteryon) dergisini çıkardı. 1948’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı. Londra’da öldü.

Eliot, 1915’te Poetry dergisinde yayımlanan şiirlerinde, Fransız sembolistlerinin etkisi sezilirse de Kutsal Roman adlı denemesiyle lirizme yöneldi. 1923’te yazdığı Çorak Ülke ile İngiliz- Amerikan Yeni Edebiyat okulunun ustalarından biri haline geldi. XX. yüzyıl başındaki yenilikçi şiir ile eleştiriye damgasını vurdu. Başlıca eserleri:

Deneme-eleştiri: Şiir ile Eleştiriden Yararlanma, Elizabet Çağı Denemeleri, Şiir ve Şairler Üstüne, Yaşlı Devlet Adamı.

Oyun: Katedralde Cinayet, Aile Toplantısı, Kokteyl Parti.

Şiir: Şiirler, Çorak Ülke, Dört Kuartet.

 

ELMAS, YILMAZ (1937)

 

Samsun doğumludur. Akpınar Köy Enstitüsünü bitirdi. Çeşitli illerde öğretmenlik yaptı.

Çaltı, Gerçek Sanat, Varlık, İnsancıl dergilerinde yazıları yayımlandı. Çocuk edebiyatı ve folklor alanlarındaki çalışmalarıyla tanındı.

Başlıca eserleri: Samsun Bilmeceleri, Kitap Yazıları (dergilerde çıkan kitap tanıtım yazıları), Gelişen Türkçemiz, Güneşe Koşan Çocuk, Uluslar arası Çocuk Sergisi (çocuk oyunu), En Güzel Öğrenci Fıkraları, Kelile ve Dinme, Meyro, Küçük Karıncanın Yiğitliği, Engin İlk Okuma Dizisi (sekiz kitap), Geleceği Biz Kuracağız, 1979 Çocuk Yılında Çocuklara Armağan, Yunus Emre, Mavi Benekli Sardalya, Cem Okuma Dizisi (on iki kitap).

 

ELÖVE, ALİ ULVİ (1881 – 1975)

 

Selanik, Yunanistan doğumludur. Öğrenimini Selanik’te tamamladı. Öğretmen okullarında ve Gazi Eğitim Enstitüsünde edebiyat öğretmenliği yaptı. İstanbul’da yaşama veda etti.

Çocuk edebiyatı alanındaki çalışmalarıyla tanındı. Hece ölçüsüyle, yalın bir dille çocuk şiirleri yazdı. “Dağ Başını Duman Almış” marşının söz yazarıdır. Başlıca eserleri: Çocuklarımıza Neşideler (çocuk şiirleri), Türk Dili Grameri (Jean Deny’den çeviri), Türkçe Hekimlik Terimleri Üzerine Bir Deneme (Şefik İbrahim İşçil’le), Bir Yazı Meselesi Üzerine, Bir Uygurca Yazı.

 

ELUARD, PAUL (1895 – 1952)

 

Fransız şairidir. Çocukluğu hastalıklar içinde geçti. Bu yüzden düzenli bir eğitim görme şansı olmadı. I. Dünya Savaşı’na katıldı. İspanya İç Savaşı’nda Cumhuriyetçileri destekledi. II. Dünya Savaşı’nda ülkesinin işgal edilmesi üzerine direniş hareketine katıldı.

Eluard, ilk şiirlerinde kuralsızlığı kurallaştırma, ön yargılardan kurtulma ilkeleri ile yola çıkan Dadaizm akımına dahil oldu. Daha sonra gerçeküstücülük akımının kurucuları arasına girdi. II. Dünya Savaşı’ndan sonra bu akımı da terk ederek toplumcu şiir anlayışına yöneldi. Eluard, aşk ve özgürlük şairi olarak tanındı.

Başlıca eserleri: Ödev ve Kaygı, Açık Kitap, İstenen Şiir ve İstenmeyen Şiir, Şiir ve Gerçek, Yaşamaya Değer, Çifte Karanlık, Görmek, Politik Şiirler.

 

EMİR, SABAHAT (1943)

 

Kula doğumludur. İstanbul Kız Lisesinin ardından Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Bir süre öğretmenlik yaptı. Devlet Basımevinde görev yaptı. Konservatuarda öğretim üyeliği yaptı.

Öğrencilik yıllarında Hisar, Varlık dergilerinde yayımlanan öyküleriyle adını duyurdu. Daha sonra ortaokul ve liselere yönelik kaynak kitaplar kaleme aldı. Başlıca eserleri:

Derleme: Ünlü Yazarlardan Seçme Denemeler, Ünlü Yazarlardan Seçme Hikayeler.

İnceleme: Türk Piyeslerinden Derlenen Türk Halk Deyimleri, Büyük Eserler, Mektup Yazma Sanatı.

Öykü: Ceviz Oynamaya Geldim Odana, Öküz Kafalı Şaban Bey Destanı, Geceyle Gelen, Zamane, Bir Sepet Kiraz, Ağlayan Soytarı (çocuk öyküleri), Keloğlan Uzayda (çocuk öyküleri).

Roman: Sancılı Bir Gün.

 

ENDERUNLU VASIF ( ? – 1824)

 

İstanbul doğumludur. Asıl adı Osman’dır. Enderun saray okulunda yetiştiği için Enderunlu takma adıyla anılır oldu. III. Selim döneminin son yıllarından başlayarak sarayda peşkir ağalığı, anahtar ağalığı, kiler ağalığı gibi işlerle görevlendirildi. Kendi isteğiyle “haceganlık” rütbesiyle saraydan ayrıldı. İstanbul’da yaşama veda etti.

Enderunlu Vasıf, Nedim’in başlattığı mahallileşme akımının XIX. yüzyıldaki en önemli temsilcisidir. Muhammes ve gazelleri, özellikle şarkılarıyla bilinmiştir.

Vasıf’ın şiirlerinde İstanbul’un önemli bir yeri vardır. İstanbullunun konuştuğu Türkçe, başta boğaz olmak üzere gezinti yerleri, halkın giyim kuşamı, binicilik, balıkçılık, cirit ve ok atma gibi geleneksel yönler, onun şiirinin en etkileyici yanlarını oluşturmuştur. Şiirlerinde yer yer alaycı bir bakış açısıyla, halk deyimlerini, kadın konuşmalarını, gündelik yaşamı, çağının görüş ve düşüncelerini katmıştır.

Vasıf’ın ölmeden önce şiirlerini yaktığı söylense de Vasıf Divanı Mısır’da ve İstanbul’da (1841) iki kez basılmıştır.

 

ENGİNÜN, İNCİ (1940)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Marmara Üniversitesinde profesör oldu.

Yeni Türk Edebiyatı alanında yaptığı çalışmalarla tanındı. Çeşitli dergilerde tiyatro eleştirileri kaleme aldı.

Başlıca eserleri: Halide Edip Adıvar’ın Eserlerinde Doğu-Batı Meselesi, Atatürk’ün Devri Fikir Hayatı (Kaplan, Birinci, Uçman’la), Yeni Türk Edebiyatı Araştırmaları, Ahmet Mithat Efendi’nin Tiyatroları, Milli Mücadelede Türk Kadını (Cumbur, Özdemir’le), Halide Edip Adıvar, Abdülhak Hamid, Cenap Şahabettin, Mukayeseli Edebiyat, Atatürk Devri Edebiyatı (Kaplan, Kerman, Birinci, Uçman’la).

 

ERAY, NAZLI (1945)

 

Ankara doğumludur. İstanbul Arnavutköy Amerikan Kız Kolejini bitirdi. Edebiyat Fakültesindeki öğrenimini yarıda bıraktı. Çevirmen olarak çalıştı.

Çeşitli dergilerde çıkan öyküleriyle tanındı. Bireysel ve toplumsal acıları öyküleştirdi. Eserlerinde kadın duyarlılığını işledi. Başlıca eserleri:

Öykü: Ah Bayım Ah, Geceyi Tanıdım, Yoldan Geçen Öyküler, Kuş Kafesinde Tenor, Kız Öpme Kuyruğu, Hazır Dünya, Eski Gece Parçaları, Aşk Artık Burada Oturmuyor.

Roman: Pasifik Günleri, Orphee, Deniz Kenarında Pazartesi (anı-roman), Arzu Sapağında İnecek Var.

 

ERBİL, LEYLA (1931)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Kadıköy Lisesinin ardından başladığı Edebiyat Fakültesi öğrenimini yarıda bıraktı. İskandinav Havayollarında ve Devlet Su İşlerinde çalıştı.

Çeşitli dergilerde yayımlanan öykü ve yazılarıyla sanat hayatına başladı. Eserlerinde toplumsal baskılara baş kaldıran insanların yaşamlarını işledi. Başlıca eserleri:

Öykü: Hallaç, Eski Sevgili, Gecede, Tuhaf Bir Kadın.

Roman: Karanlığın Gülü, Mektup Aşkları.

 

ERCİŞLİ, EMRAH (XVII. YÜZYIL)

 

Erciş, Van doğumlu bir saz şairidir. XVII. yüzyılın ilk yarısında yaşadı. Emrah ile Selvi Han adlı halk öyküsünün kahramanıdır. Emrah, Osmanlı-İran savaşlarında Van’ı kuşatan Şah Abbas tarafından tutsak edilip götürülen Selvi Han’ın arkasından İsfahan yollarına düşer. Yıllarca sevdiğini arar. Sonunda birbirlerine kavuşurlar. Ercişli Emrah kendinden sonra gelen birçok saz şairini etkilemiştir.

 

ERDİNÇ, FAHRİ (1917 – 1986)

 

Akhisar, Manisa doğumludur. Balıkesir İlköğretmen Okulunu bitirmesinden sonra Ankara Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümünde öğrenim gördü. Öğretmenlik yaptı. Ankara Radyosunun tiyatro bölümünde çalıştı. 1949’da Bulgaristan’a gitti. Sofya’da yaşama veda etti.

Sanat yaşamına şiirle başladı. Daha sonra çeşitli dergilerde yayımlanan toplumsal gerçekçi çizgideki öyküleri ve oyunlarıyla adından söz ettirdi. Başlıca eserleri:

Anı: Kalkın Nazım’a Gidelim.

Oyun: Göç.

Öykü: Akrepler, Asi, Türkiye Hikayeleri, Canlı Barikat, Memleketimi Anlatıyorum, Diriler Mezarlığı.

Şiir: Şen Olasın Halep Şehri, İşte Böyle.

Roman: Acı Lokma, Kore Nire, Kardeş Evi.

 

ERDOĞAN, BEKİR SITKI (1926)

 

Karaman doğumludur. Kuleli Askeri Lisesini ve Harp Okulunu bitirdi. Ardından Dil ve tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Subay öğretmen olarak çeşitli görevlerde bulundu.

Klasik ve halk edebiyatı kaynaklarından yararlanarak yeni bir şiir yaratmaya çalıştı. Cumhuriyet’in 50. Yıl Marşı’nın sözlerini yazdı.

Başlıca şiir kitapları: Bir Yağmur Başladı, Dostlar Başına.

 

ERDOĞAN, FATİH (1954)

 

İzmir doğumludur. Robert Kolejinin ardından Boğaziçi Üniversitesini bitirdi. Yayıncılık yaptı, çocuk dergileri çıkardı.

Çalışma sahası daha çok çocuk edebiyatı oldu. Bu alanda eserler verdi.

Başlıca eserleri: Pan ve Çiçeği, Korkunç Korkuluğun Korkusu, Onu Seviyorum, Canım Sıkılıyor, Bir Fil Masalı, Ablam Bana Dil Çıkardı, Güneş Nereye Gitti, Kemancı Ayı Masalı, Fili Yuttu Bir Yılan.

 

ERDURAN, REFİK (1928)

 

İstanbul doğumludur. Robert Kolejinin ardından ABD’de Cornell Üniversitesinde tiyatro eğitimi aldı. Tiyatro eleştirileri, mizah öyküleri yazdı. Çeşitli gazetelerde fıkra yazarlığı yaptı.

Erduran oyunlarında çeşitli toplum kesimlerinin açmazlarına, kuşaklar arası görüş ayrılıklarına ve çatışmalarına eğildi. Çeşitli kültürel düzeylerden gelen insanlar arasındaki sorunları güncel görünümleriyle ele aldı. Paranın olumsuz etkileriyle aydınların sorumlulukları üzerinde durdu.

Başlıca oyunları: Deli, Bir Kilo Namus, Tamirci, Cengiz Han’ın Bisikleti, Canavar Cafer, İp Oyunu, Turp Suyu, Karayer Köprüsü, İkinci Baskı, Kelepçe, kartal Tekmesi, büyük Jüstinyen, Aman Avcı, Uçurtmanın Zinciri, Ayı Masalı, Direkler Arasında.

 

ERGİN, MUHARREM (1925 – 1995)

 

Azerbaycan doğumludur. Balıkesir Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümünden mezun oldu. Aynı bölümde profesörlük yaptı.

Dil alanında incelemeler yaptı. Lise ve üniversiteler için kaynak kitaplar hazırladı.

Başlıca eserleri: Türk Dil Bilgisi, Osmanlıca Dersleri, Oğuz Kaan Destanı, Orhun Abideleri, Dede Korkut Hikayeleri.

 

ERGUN, SADETTİN NÜZHET (1901 – 1946)

 

İstanbul doğumludur. Üsküdar Lisesinin ardından Edebiyat Fakültesini bitirdi. Çeşitli liselerde edebiyat öğretmenliği yaptı. İstanbul Arkeoloji Müzesi ve Beyazıt Kütüphanesinde çalıştı.  

Halk edebiyatı ve klasik Türk edebiyatı konularında araştırmalar yaptı. Antolojiler hazırladı.

Başlıca eserleri: Halk Şairleri (üç cilt), Gevheri, Hayati Divanı, Pir Sultan Abdal, Bektaşi Şiirleri, Tanzimat’a Kadar Muhtasar Türk Edebiyatı Tarihi Numunesi, Karacaoğlan, Bektaşi Şairleri ve Nefesleri, Katibi, Kuloğlu, Türk Musiki Antolojisi (iki cilt), Şeyhülislam Bahayi, Namık Kemal, Aka Gündüz-Hayatı ve Eserleri, Aşık, Cenap Şahabettin, Samih Rıfat, Şeyh Galip, Baki Divanı, Aşık Ömer-Hayatı ve Şiirleri, Ali Nihat- Hayatı ve Eserleri.

 

ERGÜVEN, ABDULLAH RIZA (1925 – 2001)

 

Avanos doğumludur. Yozgat Lisesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. İsveç’e giderek İsveç Dili ve Edebiyatı okudu. Stockholm Üniversitesinde Türkçe okutmanı olarak görev yaptı.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiir ve çevirileriyle tanındı. Günlük duyarlılıkla, rahat bir dille ve özgür bir biçim içerisinde düşüncelerini ifade etti. Başlıca eserleri:

Antoloji: Türk Halk Yazını.

İnceleme: Yunus Emre.

Şiir: Yalnızlar, Milyonlar Kalkacak Ayağa, Seviden Yana, anamız Ağlamış Bizim, Güneşe Açılmak, Yanık Topraklar, Denize Karşı, Buradan Öte, Toprak ve İnsan, Kırmızı Horoz.

Roman: Yarınları Beklerken.

 

ERHAN, AHMET (1958)

 

Ankara doğumludur. Gazi Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiirleri ile tanındı. Şiirlerinde toplumsal sorunları kendi gerçeği ile iç içe yansıttı.

Başlıca şiir kitapları: Akdeniz Lirikleri, Kuş Kanadı Kalem Olsa, Alacakaranlıktaki Ülke, Yaşamın Ufuk Çizgisi, Ölüm Nedeni Bilinmiyor.

 

ERHAT, AZRA (1915 – 1982)

 

İstanbul doğumludur. İlk ve orta öğrenimini Belçika’da tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesini bitirdi. Klasik Filoloji’de asistanlık ve doçentlik yaptı. Sonra ayrılarak İstanbul’da çeşitli gazetelerde çalıştı. İstanbul’da vefat etti.

Tercüme dergisindeki çevirileriyle ismini duyurdu. Çeşitli dergi ve gazetelerde düşün, edebiyat sorunlarına ilişkin yazı ve denemeleri yayımlandı. Batı kültürü ile Türk kültürü arasında köprü oluşturmaya çalıştı. Eski Yunan kaynaklarını Türkçeye çevirdi. Başlıca eserleri:

Çevirileri: Sophokles, İlyada (A. Kadir’le), Aristophanes, Hesiodes (Sabahattin Eyuboğlu’yla), Odysseia.

Gezi yazısı: Mavi Anadolu, Mavi Yolculuk.

Deneme: İşte İnsan-Ecce Home, Sevgi Yönetimi.

Çocuk kitabı: Troya Masalları.

Mektup: Mektuplarıyla Halikarnas Balıkçısı.

Sözlük: Mitoloji Sözlüğü.

 

ERSOY, MEHMET AKİF (1873 – 1936)

 

İstanbul doğumludur. Fatih Rüştiyesini, İstanbul İdadisini bitirdikten sonra Halkalı Baytar Mektebinden mezun oldu. Umur-i Baytariye ve İslah-ı Hayvanat genel müfettişliği yardımcılığı görevleriyle Rumeli, Anadolu ve Arabistan’da denetlemelerde bulundu. Halkalı Yüksek Ziraat Mektebiyle Edebiyat Fakültesinde edebiyat dersleri okuttu. Eşref Edip’le Sırat-ı Müstakim ve Sebilü’r Reşat dergilerini çıkarttı. I. Dünya Savaşı’nda Almanya’ya inceleme yapmak için gönderildi. 1920’de Anadolu’ya geçerek Kurtuluş Savaşı’na destek verdi. I. Millet Meclisinde Burdur milletvekili seçildi. İstiklal Marşını yazdı. Abbas Halim Paşa’nın daveti üzerine Mısır’a giderek Kahire’deki Camiatü’l-Mısrıyye Üniversitesinde Türk Edebiyatı okuttu. Tedavi için döndüğü İstanbul’da sirozdan vefat etti.

Ersoy’un Kur’an’a Hitap adlı şiiri Mektep dergisinde yayımlandı. Küçük yaşta iyi bir din eğitimi almış, Arapça, Farsça, gençlik yıllarında da Fransızca öğrenmişti. “İslam Birliği” düşüncesinin egemen olduğu şiirlerinde biçim olarak klasik şiirin öğelerine bağlandı, aruzu kullandı.

Mehmet Akif Ersoy, ilk kitabının adı olan Safahat’ı sonraki kitaplarının genel olarak benimseyip şiirlerini yedi kitapta toplamıştır. Başlıca eserleri:

Düz yazı: Kur’an’dan Ayetler ve Nesirler.

Şiir: Safahat, Süleymaniye Kürsüsünde,  Hakkın Sesleri, Fatih Kürsüsünde, Hatıralar, Asım, Gölgeler.

 

ERTAYLAN, İSMAİL HİKMET (1899 – 1967)

 

İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesinin ardından Mülkiye Okulunu bitirdi. Edebiyat ve Fransızca öğretmenlikleri yaptı. Azerbaycan’a giderek Bakü Üniversitesi edebiyat tarihi öğretim üyeliği görevi yaptı. Orada profesörlüğe yükseldi. Yurda döndüğünde Gazi Eğitim Enstitüsü edebiyat öğretmenliği, eğitim müfettişliği yaptı. Bir süre Afganistan Büyükelçiliğinde müşavirlik yaptı. Dönünce İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde çalıştı. İstanbul’da yaşamını yitirdi.

Edebiyat yaşamına çocuk şiirleri, öykü ve roman yazarak başladı. Ardından edebiyat tarihi alanına yoğunlaştı. Klasik Türk edebiyatı şair ve yazarlarının monografilerini yazdı. Başlıca eserleri:

Çocuk şiiri: Kır Çiçekleri.

Öykü: Ateş Olur da Yakmaz mı, Baynamazın Otuz Üç Gecesi.

Roman: Vuslat-ı Memnua (Yasak Kavuşma).

Edebiyat tarihi çalışmaları: Türk Edebiyatı Tarihi (4 cilt), Yunan Edebiyatı Tarihi, Latin Edebiyatı Tarihi, Çağatay Edebiyatı, Behçet-ül-Hadayık fi Mev’izzet’il Halaik, Maarif-name (Yusuf Sinan Paşa’dan).

Biyografi: Abdükhak Hamid, Dante ve Eserleri, Ahmet Mithat Efendi, Ahmet Vefik Paşa, Nabizade Nazım, Namık Kemal, Recaizade Ekrem, Şinasi, Tevfik Fikret, Ziya Paşa, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, İsmail Safa, Koca Ragıp Paşa ve Fıtnat Hanım, Tevfik Fikret-Hayatı ve Eserleri.

 

ERTEPINAR, COŞKUN (1914 – 2005)

 

Kayseri doğumludur. Sivas Öğretmen Okulunu ve Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. Öğretmenlik ve Milli Eğitim Bakanlığında çeşitli mevkilerde yöneticilik görevlerinde bulundu.

İlk şiiri Muhit dergisinde yayımlandı. Genellikle bireysel duyguları, yurt güzelliklerini doğal, duru bir anlatımla dile getirdi. Başlıca eserleri:

Düz yazı: Tek Adam.

Şiir: Dönülmez Zaman İçin, Kaderden Yana, Dorukta Rüzgar Var, Mevsimlerin Ötesinden, Güzel Dünya, Destan Atatürk, Küçük Dünyamın İçinden, Zaman Bahçesinde, Şu Dağlar Bizim Dağlar.

 

ERTUĞRUL, MUHSİN (1892 – 1979)

 

İstanbul doğumludur. Mercan Lisesini bitirdi. Sahne yaşamına geçti. Tiyatro öğrenimi için Paris’e gitti. Yurda dönünce İstanbul ve Ankara’daki şehir ve devlet tiyatrolarına oyuncu, yönetmen, genel müdür olarak görevler aldı. İzmir’de yaşama veda etti.

Ertuğrul, Türk tiyatrosunun gelişimine büyük bir katkı sundu. Tiyatroyu halka ulaştırmak için çok gayret sarf etti.

Başlıca eserleri: Yasin Efendi (Georges Courteline’den uyarlama), İhtilal (L. Andreyev’den çeviri), Renkli Fener (Hans Müller’den çeviri), Baba (A. Strinberg’den çeviri), Söz Söyleme Sanatı (Henry Casson’dan çeviri), İnsan ve Tiyatro Üzerine Gördüklerim.

 

ERZURUMLU EMRAH (1784 ? – 1860 ?)

 

Ilıca, Erzurum doğumludur. Doğum ve vefat tarihleri tam olarak bilinmemektedir. Yaşamı üzerine bilinenler halk arasında dolaşan söylentilere ve şiirlere dayanmaktadır. Bunlara göre Emrah, Erzurum’da medrese eğitimi görmüş; Sivas, Tokat, Kayseri, Konya, Çankırı, Kastamonu ve Niğde gibi birçok yere gitmiş, Tokat’ın Niksar ilçesinde ölmüştür.

Erzurumlu Emrah’ın hem aruz hem de hece ölçüsünde şiirleri vardır. Fuad Köprülü, aruzla yazdığı şiirlerinin bir sanat değeri taşımadığını, gerek nazım tekniği gerekse dil açısından kusurlu olduğunu ve basit, kaba bir taklitten öte gidemediğini söyler.

Son yıllara kadar Ercişli Emrah’ın şiirleri Erzurumlu Emrah’a mal edilmekteydi. Ancak yapılan inceleme ve çalışmalar neticesinde aralarındaki farklar ortaya çıkartılmış, şiirlerin gerçek sahipleri büyük oranda tespit edilmiş durumdadır.

Erzurumlu Emrah’ın aruzla yazdığı şiirleri Erzurumlu Abdülaziz tarafından Divan-ı Emrah adıyla 1916’da basılmıştır. Ardından yaşamı ve şiiri hakkında çeşitli araştırmalar yapılarak kitaplar yazıldı. Vehbi Cem Akşun’un, Eflatun Cem Güney’in, Mehmet Fuad Köprülü’nün, Murat Uraz’ın ve Orhan Ural’ın çalışmaları, bu eserlerden bazılarıdır.

 

ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI (1703 – 1772)

 

Hasankale, Erzurum doğumludur. Derviş Osman Efendinin oğludur. İlköğrenimini babasından aldı. Dokuz yaşında babasıyla Siirt’in Aydınlar (Tillo) bucağına giderek Şeyh İsmail Fakirullah’a bağlandı. Hicaz ve Mısır’a gitti. İstanbul’a giderek saray kitaplığından yararlandı. 1764’te Aydınlar’a dönerek Fakirullah’ın tekkesinde ömrünü okuyup yazarak tamamladı.

Erzurumlu İbrahim Hakkı, dini ilimlerden edebiyata, psikolojiden matematiğe, hatta astronomiye kadar çok değişik alanlarda eserler vermiştir. Şiirleri Yunus Emre’yi hatırlatan insan sevgisiyle doludur. Şiirlerini coşkulu bir söyleyişle ve tasavvuf düşüncesinin etkisiyle söylenmiştir.

Başlıca eserleri: Erzurumlu İbrahim Hakkı Divanı (İlahiname), Marifetname (Astronomi, coğrafya, matematik, tıp, öğretim yöntemleri, karakteroloji, davranış kuralları gibi pek çok konu İslami açıdan ele alınıp değerlendirilir.), İnsan-ı Kamil, Kenzü’l Futüh.

 

ES, HİKMET FERİDUN (1910 – 1992)

 

İstanbul doğumludur. İtalyan Lisesinin son sınıfından ayrılarak gazetelerde çalışmaya başladı.

Gazete ve dergilerde yayımlanan fıkra, makale, öykü, röportaj türlerindeki yazılarıyla tanındı. Dünyanın az bilinen bölgelerine giderek yaptığı bol resimli röportajları dikkat çekti. Başlıca eserleri:

Görüşme: Bugün de Diyorlar ki (edebiyatçılarla görüşmeler).

Roman: Kalbimin Kadını, Cinayet Gecesi.

 

ESENDAL, MAHMUT ŞEVKET (1883 – 1952)

 

Çorlu, Tekirdağ doğumludur. Düzenli bir öğrenim görme fırsatı olmamıştır. Milli Mücadele döneminde Ankara’ya geçti. Bakü’de görev yaptı. İstanbul’da kısa bir süre öğretmenlik görevinin ardından Tahran, Kabil, Moskova elçiliklerinde bulundu. Elazığ ve Bilecik milletvekilliği yaptı. Ankara’da yaşama veda etti.

Mahmut Şevket’in ilk öyküleri ile Miras adlı romanı 1920’lerde Meslek dergisinde yayımlandı. 1934 yılında yayımlanan Ayaşlı ve Kiracıları dışında 1946 yılına kadar siyasi çalışmaları nedeniyle eser yayımlayamadı.

Öykü ve romanlarında özellikle sıradan insanların yaşamını anlattı. Başlıca eserleri:

Öykü: Hikayeler I-II, Otlakçı, Bizim Nesibe, Kelepir, Mendil Altında, Sahan Külbastısı, Veysel Çavuş, Bir Kucak Çiçek, İhtiyar Çilingir, Hava Parası.

Roman: Ayaşlı ve Kiracıları, Vassaf Bey, Miras.

 

EŞREF (1847 – 1912)

 

Gelenbe doğumludur. Manisa’da Arapça, Farsça eğitimi aldı. Çeşitli ilçelerde kaymakamlık yaptı. II. Abdülhamit’in döneminde Mısır’a kaçtı. Yazıları ile baskılara karşı mücadele etti. Meşrutiyet ilan edilince yurda döndü. Kırkağaç’ta vefat etti.

Eşref, kaside, gazel, kıta, muhammes biçimlerini kullanarak hiciv şiirleri yazdı. bu şiirlerde baskı yönetimine, haksızlık, yolsuzluk ve geriliklere karşı mücadele etti.

Başlıca eserleri: Ducal, İran’da Yangın Var, İstimdat, Hasbihal yahut Eşref ve Kemal, Şah ve Padişah.

 

EVLİYA ÇELEBİ (1611 ? – 1682)

 

İstanbul doğumludur. Sarayın kuyumcubaşısı Mehmet Zilli’nin oğludur. Medrese eğitimi aldı. IV. Murat zamanında saraya alındı. Enderun’a girerek dört yıl sonra sipahi oldu. Yaşamının elli yılını geziyle geçirdi. Nerede öldüğü bilinmemektedir.

Evliya Çelebi gezi edebiyatımızın en büyük yazarıdır. Açık, sürükleyici, tatlı ancak biraz abartılı bir anlatımı vardır. Zamanının konuşma dilini kullanmıştır. Anadolu, Suriye, Irak, Hicaz, Mısır, İran, Azerbaycan, Kırım, Rumeli, Balkanlar, Macaristan, Avusturya, İsveç, Lehistan, Rusya, Sudan ve Habeşistan’ı dolaştı. Gezilerinde gördüğü her şeyi, yaşayışları, izlenimleriyle birlikte kaleme aldı.

Evliya Çelebi Seyahatnamesi 10 cilttir. Yolculuk notlarının toplu olarak bulunduğu bu eseri, dil, folklor, coğrafya, tarih, etnografya, toplum bilim bakımından başucu kaynağı niteliğindedir. XVII. yüzyıl Osmanlı coğrafyasının hemen hemen bütün kentlerini, kasabalarını, o dönemin diğer ülkelerini son derece ilgi çekici bir üslupla ortaya koymuştur.

Seyahatname ilk defa 1848’de Kahire’de Bulak Matbaasında Müntehabat-ı Evliya Çelebi adıyla yayımlanmıştır. 1896’da Necip Asım Bey ile Ahmet Cevdet Bey, Pertev Paşa nüshasını temel alarak yayımlamaya başlamıştır. 1902 yılına kadar ancak 6 cildi yayımlanabilmiştir. 7 ve 8. ciltler 1928’de Tarih Encümeni tarafından, 9 ve 10. ciltler ise 1938’de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından basılmıştır.

 

EYÜBOĞLU, BEDRİ RAHMİ (1913 – 1975)

 

Görele doğumludur. Trabzon Lisesinin ardından İstanbul Güzel Sanatlar Akademisini bitirdi. İki yıl Paris’te öğrenim gördükten sonra yurda dönüşünde Akademide öğretim üyeliği görevinde bulundu. İstanbul’da vefat etti.

Modern resim anlayışını şiire uyarladı. Göz alıcı sıfatlarla renklendirdiği şiirlerinde derin bir halk sevgisi vardır. Köy türkülerinden ve nakışlarından esinlendi. Başlıca eserleri:

Gezi yazısı: Canım Anadolu, Tezek.

Sanat yazısı: Delifişek.

Şiir: Yaradana Mektuplar, Karadut, Tuz, Üçü Birden, Dördü Birden, Dol Karabakır Dol.

Diğer kitapları: Binbir Bedros (resim kitabı), Resme Başlarken, Kardeş Mektupları.

 

EYUBOĞLU, SABAHATTİN (1908 – 1973)

 

Akçaabat, Trabzon doğumludur. Trabzon Lisesinin ardından Fransa’ya giderek orada yüksek öğrenimini tamamladı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümünde öğretim üyesi oldu. Milli Eğitim Bakanlığında müfettiş ve Talim Terbiye Kurulu üyesi olarak görev aldı. İstanbul Teknik Üniversitesinde sanat tarihi okuttu. İstanbul’da yaşama gözlerini yumdu.

Eyüboğlu, yazılarında eski edebiyatımız ve kültürümüz ile günümüz arasında bağlar kurmaya çalıştı. Halk edebiyatının öneminin altını çizdi. Dünya klasiklerinden çeviriler yaptı. Başlıca eserleri:

Deneme: Mavi ve Kara, Sanat Üzerine Denemeler.

İnceleme: Yunus Emre’ye Selam, Bütün Yazıları I-II (söz sanatları-görsel sanatlar), Pir Sultan Abdal, Gökyüzü Mavi Kaldı (Yaşar Kemal’le), Köy Enstitüleri Üzerine.

Çeviri: Denemeler (Montaigne), Bütün Masallar (La Fontaine), Bütün Dörtlükler (Hayyam), Devlet (Eflatun).

 

F

 

FELEK, BURHAN (1889 – 1992)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. Ticaret Bakanlığında hukuk müşavirliği, liselerde öğretmenlik ve avukatlık, İstanbul Gazeteciler Cemiyeti başkanlığı görevlerinde bulundu. İstanbul’da vefat etti.

Vakit, Millet, Yeni Ses, Milliyet, Tan, Cumhuriyet gazetelerinde fıkra ve mizah öyküleri yazdı.

Başlıca eserleri: Hint Masalları (gezi yazısı), Felek, Vatandaş Efendi (mizah öyküleri), Nasrettin Hoca, Eski İstanbul Hikayeleri, Yaşadığımız Günler.

 

FETHİ NACİ [KALPAKÇIOĞLU] (1927 – 2008)

 

Giresun doğumludur. Erzurum Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Özel işletmelerde muhasebecilik ve personel şefliği görevlerinde bulundu.

Fethi Naci, toplumcu sanatın kurallarını oluşturmaya çalışan bir eleştirmen olarak adından söz ettirdi. Başlıca eserleri:

Deneme-eleştiri: İnsan Tükenmez, 60 Türk Romanı, Gerçek Saygısı, 50 Türk Romanı, On Türk Romanı, Şiir Yazıları, Edebiyat Yazıları, Kırk Yılda Kırk Roman, Türkiye’de Roman ve Toplumsal Değişme, Eleştiri Günlüğü, Eleştiride Kırk Yıl, Bir Hikayeci: Sait Faik-Bir Romancı: Yaşar Kemal, Gücünü Yitiren Edebiyat, Roman ve Yaşam.

İnceleme-makale: Az Gelişmiş Ülkeler ve Sosyalizm, Kompradorsuz Türkiye, Emperyalizm Nedir?, Az Gelişmiş Ülkelerde Askeri Darbeler ve Demokrasi, Atatürk’ün Temel Görüşleri.

 

FİRDEVSİ (932 – 1020)

 

İranlı şairdir. Tus şehri doğumludur. Çiftçilik yapmıştır. Eski İran tarih ve destanlarını okuyarak kendini geliştirdi. Ünlü eseri Şehname’yi yazdı. Şehname’de İran tarihi destan diliyle anlatılmıştır.

 

FLAUBERT, GUSTAVE (1821 – 1880)

 

Rouen, Fransa doğumlu Fransız romancısıdır. Hukuk öğrenimi gördü. Aralarında ülkemizin de bulunduğu birçok yeri gezdi.

Dünya edebiyatının en büyük gerçekçi romancılarından kabul edilir. Tüm yaşamını edebiyat çalışmalarıyla geçirdi. Romanlarında kendini geriye çekip kahramanlarını ön plana çıkardı. Biçime önem verdi. Eserlerinde adeta yaşamın bir özetini sunmaya çalıştı.

Başlıca eserleri: Madame Bovary, Salammbo, Üç Hikaye, Gönül ki Yetişmekte, Bilir Bilmezler.

 

FUZULİ (1459 ? – 1556)

 

Bağdat civarındaki Hille veya Kerbela’da doğduğu tahmin edilmektedir. Asıl adının Mehmet, babasının adının da Süleyman olduğu, Oğuzların Bayat boyundan geldiği bilinenler arasındadır. Küçük yaşta Arapça ve Farsça’yı da öğrenebildiği iyi bir eğitimden geçmiştir. Bağdat, Kerbela ve Necef şehirleri dışına çıkmamıştır. İran hükümdarı Şah İsmail Bağdat’ı ele geçirince, Fuzuli ona Beng ü Bade (Esrar ve Şarap) mesnevisini sunmuştur. Kanuni Sultan Süleyman Bağdat’ı ele geçirince Kanuni’ye kasideler yazmış; Osmanlı Devleti kendisine, evkafın gelir fazlasından 9 akçelik bir maaş bağlamıştır. Nişancı Celalzade Mustafa Çelebi’ye gönderdiği meşhur “Şikayetname” adlı mektubundan hareketle bu aylığı hiç alamadığını bilmekteyiz. Yaşamı yokluk içinde geçmiş, bir veba salgınında yaşamını yitirmiştir.

Fuzuli şiirlerini Azeri Türkçesiyle yazmış, çoğunlukla gazel, kaside türleri ile aşk temasını işlemiştir. Aşkı tasavvufidir. Fuzuli acı ve ızdırap şairi olarak bilinir. Acı çekmenin insanları olgunlaştırdığı düşüncesine sahiptir. Halk ve klasik şiirimiz üzerinde derin etkiler bırakmasının nedeni bu özelliğidir. Manzum kullanmaktaki ustalığı en önemli niteliklerinden birisidir. Beyitlerine ilk bakışta anlaşılan bir sadelik hakimdir.

Fuzuli’nin şiiri tam anlamıyla liriktir. Düşüncelerini, heyecanını ve üzüntüsünü olduğu gibi okuyucuya aktarır.

Fuzuli üç dilde çok eser vermiştir. Türkçe eserleri şunlardır:

Türkçe Divan, Leyla vü Mecnun, Beng ü Bade, Terceme-i Hadis-i Erbain (Kırk Hadis Çevirisi), Sohbetü’l-Esmar, Hadikatü’s-Süeda (Mutluların Bahçesi), Fuzuli’nin Mektupları.

 

FÜRUZAN (1935)

 

İstanbul doğumludur. Ortaokuldan sonra eğitimine devam edemedi. Bir dönem bir tiyatro topluluğunda çalıştı.

İlk öyküsü, Seçilmiş Hikayeler dergisinde yayımlandı. Kişileri ve olayları abartısız, iyimser bir bakış açısıyla ele alan öyküleri edebiyat çevrelerinden ilgi gördü. Başlıca eserleri:

Oyun: Redife’ye Güzelleme.

Öykü: Parasız Yatılı, Kuşatma, Benim Sinemalarım, Gecenin Öteki Yüzü, Gül Mevsimidir.

Şiir: Lodoslar Kenti.

Roman: 47’liler, Berlin’in Nar Çiçeği.

Diğer eserleri: Yeni Konuklar (Almanya’daki Türk işçileriyle yaptığı röportajlar), Die Kinder Der Türkei (Türkiyeli Çocuklar, Almanca yayımlanmış çocuk kitabı), Ev Sahipleri (gezi yazısı).

 

G

 

GASPIRALI, İSMAİL (1851 – 1914)

 

Kırım’da Bahçesaray yakınlarındaki Avcıköy doğumludur. Babası Gapıralı olduğu için bu adla anılır oldu. Tanınmış bir gazeteci ve düşünce adamıdır. Tonguç, Alem-i Nisvan, Kahkaha dergilerini çıkardı. 1883’te yayımlamaya başladığı Tercüman gazetesi Türk dünyasında son derece etkili oldu.

Kırım’da öğretmenlik mesleğiyle meşguldü. 1874’te İstanbul’a geldi. Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu durumla yakından ilgilendi. Yazdığı makalelerde yapılması gerekenler konusunda görüşlerini ifade etti. Paris’e giderek batı düşüncesini de araştırdı. Bu düşüncelerden faydalı olacağını düşündüklerini İslam dünyasında yaymaya çalıştı. Eğitim sisteminin yeni metotlarla düzenlenmesi içi gayret gösterdi. Bu amaçla çeşitli okullar açtı. Osmanlıcaya karşı çıkarak Türkçenin kullanılması gerektiğini savundu.

Başlıca eserleri: Rusya Müslümanları, Beden-i İnsan, Avrupa Medeniyetine Bir Nazar-ı Muvazene, Mektep ve Usul-i Cedid Nedir?.

 

GEÇER, İLHAN (1917)

 

İstanbul doğumludur. Kabataş Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesindeki öğrenimini yarıda bıraktı. Basın Yayın Genel Müdürlüğü, Ankara Radyosu, İşçi Sigortaları Genel Müdürlüğü’nde çeşitli görevlerde bulundu.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiirleriyle tanındı. Şiirlerinde geçen yılların özlemini, aşk duygusunu, yaşantılarını, anılarını işledi. Başlıca eserleri:

Antoloji: Cumhuriyet Döneminde Türk Şiiri.

Biyografi-inceleme: Cahit Sıtkı Tarancı, Ömer Bedrettin Uşaklı.

Şiir: Büyüyen Eller, Belki, Yeşil Çağ, Hüzzam Beste.

 

GENCAR, TAHİR NEJAT (1892 – 1980)

 

Ahlat, Bitlis doğumludur. Bitlis Öğretmen Okulunu bitirdikten sonra çeşitli okullarda Türkçe ve edebiyat öğretmenliği yaptı. İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulunda okutmanlık görevinde bulundu. İstanbul’da yaşama veda etti.

Dil bilgisi alanında yaptığı çalışmalarla bilinmektedir.

Başlıca eserleri: İlkokulda Dil Bilgisi, Ortaokul Dil Bilgisi, Yazın Terimleri Sözlüğü, Okul Sözlüğü, Türkçe Öğreniyorum (yabancılar için), Dil Bilgisi, Örnek Türkçe.

 

GENCAY, GÜNGÖR (1934)

 

İstanbul doğumludur. Uşak Lisesini ve İstanbul Matbaacılık okulunu bitirdi. İşportacılık ve PTT memurluğu yaptı. Uzunca bir süre bankada çalıştı.

Türkiye, Yeditepe, Türk Düşüncesi, Diyelim, Doğu dergilerinde çıkan şiirleriyle tanındı. Gerçek Sanat dergisini çıkarttı. Toplumsal gerçekçi çizgideki şiirlerinde ezilen kesimlerin sorunlarını dillendirdi. Başlıca eserleri:

Şiir: Sabah Rıhtımı, Denize Akan Yangın, Balıklar Ovası, Kısacalar, Ağmalar, Oğul, Dövülü Yürek, Vurgunsuz Sabahlara Uyanmak, Barut Yüklü Yıldızlar, Annem Beni Yetiştirdi.

Diğer kitapları: Genç Şairler Antolojisi (3 cilt), Cahit Sıtkı Tarancı (inceleme), Askercilik (anı-öykü), Düşüncenin Musluğundan (özdeyişler).

Çocuk şiirleri: Günaydın, Belirli Gün Şiirleri, Öğretmenler Günü Şiirleri, Anneler Günü Şiirleri, Cumhuriyet Bayramı Şiirleri, 23 Nisan Şiirleri.

Çocuk öyküsü: Bayrağım, Kuyubaşının Kuşları, Alageyik, Anneciğim, İnsanlık Tarihi Dizisi (4 kitap), Arı Kovanı, Pamuk Prenses Dizisi (4 kitap), Ay’a Seyahat, Hacivat-Karagöz-Keloğlan, Keloğlan Dizisi (4 kitap), Vakvak Kardeş, Korku, Mevsimlerin Dili, Tehlikeli Köprü, Nisan Bir, On Dört Bin Gözlü Böcek, Şehzade ve Dev.

Diğer çocuk kitapları: Büyük Gün (oyun), Belirli Günler, Nasrettin Hoca Fıkraları, Masal Dizisi (4 kitap, masal).

 

GERÇEK, SELİM NÜZHET (1891 – 1945)

 

İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesinin ardından bir süre Cenevre Üniversitesinde okudu. Yurda döndüğünde öğretmenlik yaptı. Basma Yazı ve Resimleri Derleme müdürlüğü görevinde bulundu.

Gazete ve dergilerde yayımlanan tiyatro eleştirileri, bibliyografya yazılarıyla tanındı. Folklor, tiyatro ve gazetecilik tarihi ile ilgili araştırmalar yaptı.

Başlıca eserleri: Türk Temaşası, Türk Gazeteciliği, Meddah-Karagöz Oyunu, Tiyatro Tarihi (Yunan-Latin tiyatrosu), Tiyatro Bilgisi.

 

GEVHERİ (XVII. YÜZYIL)

 

Doğum yeri ve tarihi hakkında kesin bir bilgi mevcut değildir. Kırım’da doğduğunu, asıl adının Mehmet olduğunu söyleyen araştırmacılar vardır. Şiirlerinden edinilen bilgilere göre Şam, Arabistan, Rumeli’de dolaşmış, İstanbul’da bulunmuş, şair Mehmet Bahri Paşa’nın divan katipliğini yapmıştır. Medrese öğrenimi gördüğüne dair güçlü belirtiler vardır. 1737’den sonra öldüğü sanılmaktadır.

Gevheri klasik edebiyatın etkisiyle şiirlerinde yabancı sözcüklere, manzumlara ve aruz ölçüsüne de yer vermiştir. Şiirlerinde yeni bir biçim, ince bir duyarlılık, üstün bir dil zevki mevcuttur.

Aşk, ayrılık, gurbet gibi temaları işleyen koşmaları bir hayli güzeldir. İçten ve acılı bir söyleyişe sahiptir.

Gevheri’nin şiirleri ilk kez 1928’de derlenmiştir.

 

GEZEN, MÜJDAT (1943)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Belediye Konservatuarı Tiyatro Bölümünde okudu. Birçok tiyatroda sahne aldı, filmlerde oynadı.

Radyo, televizyon skeçleri ve oyun türlerinde geniş halk kitlelerinin beğendiği ürünler verdi. Çeşitli gazete ve dergilerde gülmece öyküleri yayımlandı.

Başlıca eserleri: Kuzucuk, Komikler Ağlamaz, Sak Üstünde Damdağan, Eşeğin Karnındaki Elmas, Acayip Şiirler Antolojisi, Ben Çocukken, Ustalarım, Bir Bulut Olsam, Aptal Hamdi.

 

GIDE, ANDRE (1869 – 1951)

 

Paris doğumlu Fransız denemeci ve roman yazarıdır. Birçok ülkeyi dolaştı. Eserlerinde gezilerinin izleri bulunur. 1947 Nobel Edebiyat Ödülünü kazandı.

Sanat yaşamına sembolik şiirler yazarak başladı. Deneme ve roman türleriyle asıl ününe kavuştu.

Dilimize çevrilen başlıca eserleri: Dar Kapı, Denemeler, Kadınlar Mektebi, Dünya Nimetleri, Pastoral Senfoni, Kalpazanlar.

 

GOETHE (1749 – 1832)

 

Frankfurt doğumlu Alman şair ve yazarıdır. Babası kralın danışmanlığını yapmıştır. İlköğrenimini özel öğretmenlerle yaptı. Latince, Yunanca, İtalyanca, İngilizce, Fransızca, İbranice öğrendi. Resim ve müzik eğitimi aldı. Leipzig’de başladığı hukuk öğrenimini Strasbourg’da tamamladı. İlk şiir ve oyunlarını yükseköğrenimi esnasında yazdı. öğrenimi bitince Frankfurt’a döndü, kendini edebiyat yaşamına adadı. Weimar dükünün çağrısıyla Weimar’a yerleşti, iki yıl kadar sürecek olan bir İtalya gezisine çıktı. Weimar’da yaşama veda etti.

Goethe, şiir, tiyatro, anı, roman gibi edebiyatın tüm alanlarında eserler verdi. Romantizm akımının Alman edebiyatındaki öncülüğünü üstlendi. Başlıca eserleri:

Otobiyografi: Şiir ve Hakikat.

Oyun: Iphigenie Tauris’te, Egmont, Torquato Tasso, Faust.

Şiir: Yeni Şarkılar, Roma Elejileri (ağıtları), Batı-Doğu Divanı.

Roman: Genç Werther’in Acıları, Wilhelm Meister’in Çıraklık Yılları, Wilhelm Meister’in Gezi Yılları, Gönül Bağları.

 

GOGOL, NİKOLA (1809 – 1852)

 

Rus yazarıdır. Çeşitli işlerde çalıştı. En sonunda yaşamını yazarlıkla kazandı. Her türde eser verdi. Roman, oyun ve şiirleri birçok dile çevrildi.

Eserlerinde doğa güzelliklerini, halkın köksüz inançlarını işledi. Küçük Rus kasabalarında yaşayan halkın hikayesini anlattı. Yergilerinde mizahi bir anlatımı tercih etti.

Dilimize çevrilen başlıca eserleri: Ölü Canlar, Müfettiş, Bir Delinin Hatıra Defteri, Taras Bulba, Mayıs Gecesi.

 

GORKİ, MAKSİM (1868 – 1936)

 

Rus yazarıdır. Yoksul bir ailenin çocuğudur. Düzenli bir eğitim göremedi. Kendi kendini yetiştirdi.

Gorki, romanları, öyküleri, oyunlarıyla gerçekçiliğe yeni bir boyut getirdi. Eserlerinin büyük bir bölümü dilimize çevrildi.

Başlıca eserleri: Çocukluğum, Küçük Burjuvalar, Benim Üniversitelerim, Ayaktakımı Arasında.

 

GÖĞÜŞ, BEŞİR (1915 – 1999)

 

Gaziantep doğumludur. İlköğretmen okulundan sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı. Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulunda raportör Türk Ansiklopedisi’nde müşavir, Öğretmen Okulları genel müdür yardımcısı ve Bakanlık başmüfettişi olarak görev yaptı. İzmit’te yaşama veda etti.

Göğüş, Türkçe ve edebiyat eğitimine etkinlik getirmeye çabaladı. Bu amaçla ortaokullar için okuma, dil bilgisi ders kitapları, sözlükler hazırladı.

Başlıca eserleri: İlkokullarda Türkçe Öğretimi Kılavuzu, Orta Dereceli Okullarda Türkçe ve Yazın Eğitimi.

 

GÖKÇE, ENVER (1920 – 1981)

 

Kemaliye doğumludur. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Kısa süre öğrenci yurdu yöneticiliği yaptı. Ardından gazetelerde çalışarak yaşamını kazanmaya başladı. Ankara’da yaşama veda etti.

Çeşitli dergilerde çıkan şiirleriyle tanındı. Şiirlerinde halk şiirinin söyleyişinden ve halk dilinin zenginliklerinden yararlandı. Başlıca eserleri:

İnceleme: Eğin Türküleri.

Şiir: Dost Dost İlle Kavga, Şiirler, Panzerler Üstümüze Kalkar.

 

GÖKŞEN, ENVER NACİ (1916  – 1986),

 

İstanbul doğumludur. İstanbul İlköğretmen Okulunun ardından Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünü bitirdi. İstanbul’da Haydarpaşa Lisesi ve Eğitim Enstitüsünde edebiyat öğretmenliği yaptı. İstanbul’da vefat etti.

Öykülerinin yanı sıra dil ve eğitim alanındaki yazıları, eleştiri ve kitap tanıtımı yazılarıyla isminden söz ettirdi. Başlıca eserleri:

İnceleme: Çocuklar İçin Edebiyat, Kompozisyon İlkeleri ve Antoloji, Örnekleriyle Çocuk Edebiyatımız.

Biyografi: Mehmet Emin Yurdakul, Behçet Kemal Çağlar.

Çocuk Kitabı: Masal İçinde Masallar, Nar Tanesi, Armağan, Dağarcık, Nasıl Yetiştiler.

Öykü: İnan Bana, Son Çare, Dördüncü İyilik, Ayça, Elebaşı, Çardak Altı, Durakta Bir Adam.

 

GÖKYAY, ORHAN ŞAİK (1902 – 1994)

 

İnebolu doğumludur. Ankara İlköğretmen Okulunu bitirmesinin ardından İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Çeşitli liselerde öğretmenlik, İngiltere’de öğrenci müfettişliği, Eğitim Enstitüsünde öğretmenlik yaptı.

Halk şiir geleneğinden yararlanarak yazdığı şiirleriyle tanındı. Lirik-epik şiirinde ulusal konuları tema olarak seçti. Edebiyat tarihine ilişkin araştırmalar yaptı. Başlıca eserleri:

Şiir: Birkaç Şiir.

Diğer eserleri: Bugünkü Dilde Dede Korkut Masalları, Kabusname, Katip Çelebi’den Seçmeler, Eşkal-i Zaman (Ahmet Rasim’den), Hanname (Özbek destanı), Destursuz Bağa Girenler (eleştiri).

 

GÖLPINARLI, ABDÜLBAKİ (1900 – 1982)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Erkek Öğretmen Okulunun ardından Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Liselerde öğretmenlik yaptı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde doktorasını verdi. İstanbul Üniversitesinden emekli oldu.

Klasik edebiyat ve tasavvuf konularında incelemeler yaptı.

Başlıca eserleri: Melamilik ve Melamiler (monografi), Yunus Emre Divanı, Tasavvuftan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri, Divan Edebiyatı Beyanındadır (inceleme), Pir Sultan Abdal, Türk Tasavvuf Şiiri Antolojisi, Kaygusuz Abdal-Hatayi-Kul Himmet, 100 Soruda Türkiye’de Mezhepler ve Tarikatlar, Şeyh Galip, 100 Soruda Tasavvuf, Divan Şiiri (4 cilt), Sosyal Açıdan İslam Tarihi, Nasrettin Hoca, Alevi-Bektaşi Nefesleri, Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedrettin.

 

GÖVSA, İBRAHİM ALAETTİN (1899 – 1949)

 

İstanbul doğumludur. Vefa Lisesinin ardından Hukuk Fakültesini bitirdi. İsviçre’de pedagoji ve psikoloji eğitimi aldı. Yurda döndüğünde öğretmenlik ve Milli Eğitim müfettişliği görevlerinde bulundu. Milletvekili oldu. Ankara’da vefat etti.

Şiire aruz ölçüsüyle yazarak başladı. Daha sonra Milli Edebiyat akımını benimseyerek hece ölçüsü ile şiirler yazdı. çocuk şiirleri türünde de örnekler verdi. Eğitim, biyografi, ansiklopedi alanlarında önemli çalışmalara imza attı. Başlıca eserleri:

Gülmece öyküsü: Şen Yazılar.

Biyografi: Süleyman Nazif.

Ansiklopedi: Meşhur Adamlar Ansiklopedisi (4 cilt), Türk Meşhurları Ansiklopedisi.

Şiir: Çocuk Şiirleri, Söz Oyunları, Güft ü Gü, Çanakkale İzleri, Acılar.

 

GRIMM, JAKOB (1785 – 1863) – GRIMM WILHELM (1786 – 1859)

 

Grimm kardeşler Alman masal yazarlarıdır. Honan, Almanya kenti doğumludurlar. Üniversite öğrenimlerinden sonra Alman dili, folkloru, tarihi, çocuk edebiyatı üzerine çalıştılar. Masallarını birlikte yazdılar.

Dilimize çevrilen başlıca eserleri: Gençlik Hikayeleri, Masallar, Altın Saçlı Prenses, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Mavi Işık, Altın Kaz, Su Perileri, Kırmızı Şapkalı Kız, Dans Eden Pabuçlar, Parmak Çocuk, Sihirli Sopa, Seçilmiş Grimm Masalları, Hansel ve Gratel, Pamuk Prenses, Ormandaki Ev, Rapunzel.

 

GÜLER, MEHMET (1944)

 

Çepni doğumludur. Pamukpınar İlköğretmen Okulunun ardından Necatibey Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünden mezun oldu. Edebiyat ve Türkçe öğretmenlikleri yaptı.

Çeşitli dergilerde öykü, deneme ve eleştiri yazıları yayımlandı. Öykü alanında birden fazla ödül sahibi oldu. Başlıca eserleri:

Çocuk kitabı: Okul Bir Türküdür, İkizler, Yedi Renkli Dünya Çocukları, Keloğlan, İçim Dışım Gökkuşağı, Balonlar Gökyüzünün Olsun, Aydede’nin Öpücüğü, Adım Çocukların Olsun, En Güzel Gülücük Oyunu, Üst Geçit, Yüce.

Öykü: Ak Badanalı Ev, Bir Eski Sevda, Ferhat Gibi, Aşkı Çeyrek Geçe.

Roman: İstanbul Kanatlı Ben.

 

GÜNEL, BURHAN (1947)

 

İskenderun doğumludur. Konya Erkek Lisesinin ardından Hava Harp Okulunu bitirdi ve hava subayı oldu.

Çeşitli dergilerde öyküleri ve kitap eleştirileri yayımlandı. Öykülerinde kentin kenar mahallerinde yaşayan dar gelirli insanların acılı ve sıkıntılı yaşamlarını anlattı. Başlıca eserleri:

Günce: Günlerden.

İnceleme: Benzer Romanlar, Karşı Yazılar.

Şiir kitabı: Sonsuz ve Gizli.

Çocuk kitabı: Evcilik Oyunu, Penceredeki Çocuk, Ağlama Bebeğim, Dost Eller, Kayısı Ağacı, Sevinç Dolu Bir Akşam.

Öykü: Sevgi Bağı, Çiçekler Korunağı, Başka Bir Yaz, Karanfil ve Hançer, Dünyanın En Güzel Kadını, Aşkı Seçtim, Yine Bir Gülnihal, Nergiz, Evet Aşk, Bisiklet Günleri, Fayton.

Roman: Ökse, Baraka, Umut Zamanı, Yasak Odası, Yağmurla Gelen, Aksayan, Eski Desenler, Ve O Güzel Kadının Çocukları, Acının Askerleri, Kalanlar ve Gidenler.

 

GÜNEY, EFLATUN CEM (1896 – 1981)

 

Hekimhan, Malatya doğumludur. Ortaöğrenimini Sivas^ta tamamladı. Çeşitli illerde Türkçe ve edebiyat öğretmenliği yaptı. Topkapı Sarayı Müzesi müdür yardımcılığı, Halk Eğitimi başkanlığı görevlerinde bulundu. İstanbul’da yaşama veda etti.

Halk, öykü, masal ve söylencelerini yapı ve havalarını bozmadan edebi eser haline getirdi. Türk folklor ürünlerini başarılı bir biçimde değerlendirerek masallar yazdı. Halk şiiri üzerine incelemeler yaptı.

Başlıca eserleri: Matem Sesleri (şiir kitabı), Az Gittim Uz Gittim (masal), Erzurumlu Emrah (biyografi-inceleme), Gökten Üç Elma Düştü (masal), Dertli Kaval, Nar Tanesi (masal), Tahir ile Zühre (halk öyküsü), Sabır Taşı (masal), Dede Korkut Masalları, Kerem İle Aslı (halk öyküsü), Halk Şiiri Antolojisi, En Güzel Türk Masalları, Zümrüdüanka (masal), Evvel Zaman İçinde (masal), Halk Türküleri (2 cilt), Nasrettin Hoca Fıkraları, Akıl Kutusu (masal), Aşık Galip (halk öyküsü), Bir Varmış Bir Yokmuş (masal), Atatürk’ün Hayatı ve Eserleri (inceleme), Folklor ve Eğitim (inceleme), Folklor ve Halk Edebiyatı (inceleme).

 

GÜNGÖR, NECATİ (1949)

 

Malatya doğumludur. Malatya Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okudu. Reklam yazarlığı ve gazetecilik yaptı.

Oluş, Yansıma, Yeni Dergi, Türkiye Defteri gibi dergilerde yayımlanan yazı ve öyküleriyle tanınır oldu. Öykülerinde gözlemlediği insanların yaşam kavgalarını dillendirdi. Başlıca eserleri:

Röportaj: Bir Taşralının İstanbul Nostaljisi.

Çocuk kitabı: Babamın Sedefli Çakısı, Çocuklara Dede Korkut Hikayeleri, Anne Baba Köpek Al.

Öykü: Yolun Başı, Masal Kuşu, Sevgi Emektir, Bu Sevda Ölmek, Sinema Kuşu Sevgilim, Unutulmaz Bir Kadın Resmi, Hayatımın Yedi Hikayesi.

 

GÜNTEKİN, REŞAT NURİ (1889 – 1956)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Öğretmenlik ve Milli Eğitim Bakanlığı müfettişliği yaptı. Çanakkale milletvekili seçildi. Paris Büyükelçiliğinde kültür ataşeliği görevinde bulundu. Tedavi için gittiği Londra’da yaşama veda etti.

Güntekin, Anadolu halkının sorunlarını, kişisel duygularla inançları süssüz, sahtelikten uzak, Türkçenin tüm sadelik ve açıklığıyla dile getirdi. Çalıkuşu romanından önce, küçük öyküler, tiyatro eleştirileri ve oyunlarıyla dikkat çekti.

Güntekin, eleştiri, makale, çeviri, anı, öykü, roman ve tiyatro türlerinde 100’ü aşkın eser vermiştir. Bunlardan on dokuzu roman, yedisi öykü, yirmiden fazlası telif tiyatro eseridir. Başlıca eserleri:

Gezi yazısı: Anadolu Notları.

Oyun: Balıkesir Muhasebecisi, Tanrıdağı Ziyafeti.

Öykü: Tanrı Misafiri, Sönmüş Yıldızlar, Leyla ile Mecnun, Olağan İşler.

Roman: Çalıkuşu, Kavak Yelleri, Damga, Dudaktan Kalbe, Miskinler Tekkesi, Ateş Gecesi, Bir Kadın Düşmanı, Eski Hastalık, Acımak, Yeşil Gece, Gökyüzü, Kızılcık Dalları, Yaprak Dökümü.

 

GÜNYOL, VEDAT (1912 – 2004)

 

            İstanbul doğumludur. Saint-Benoit Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Paris’te doktorasını tamamladı. Yurda döndüğünde Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosunda, İslam Ansiklopedisi yazı kurulunda görev aldı. Üniversitede Fransızca okutmanlığı, Atatürk Erkek Lisesinde Fransızca öğretmenliği yaptı.

Yücel, Yeni Ufuklar dergilerinde kitap tanıtım yazıları, deneme ve eleştiri yazıları yayımlandı. Düşün ve sanat yaşamımızın gelişmesinde ve genç sanatçıların yetişmesinde nesnel eleştiri anlayışı ile yol gösterici bir misyon üstlendi. Başlıca eserleri:

Deneme ve eleştiri: Dile Gelseler, Dünden Bugüne, Yeni Türkiye Ardında, Güne Doğarken, Devlet İnsan Mı, Yaza Yaza Yaşarken, Bu Cennet Bu Cehennem, Gölgeden Işığa, Çalakalem, Sanat ve Edebiyat Dergileri, Orman Işırsa, Güleryüzlü Ciddilik, Daldan Dala, Bilinç Yolunda.

Günce: Giderayak Yaşarken, Uzak Yakın Anılar.

 

GÜRELİ, NAİL (1932)

 

İstanbul doğumludur. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladı. Özel gazetecilik okulunda eğitim aldı. Hizmet, Son Posta, Akşam, Haber Ajansı, Vatan, Hürriyet, Milliyet gazetelerinde çalıştı. Gazeteci olarak Londra’da görev yaptı. Gazeteciler Cemiyeti başkanlığı görevinde bulundu.   

Güreli, gazeteciliğe röportaj ile başladı. Köşe yazarlığı yaptı. Gülmece yönü ağır basan öyküler kaleme aldı.

Başlıca eserleri: Evde Kalmış Kızlar (röportaj), Gerçek Tanık Korkut Özal, Yöre Yöre Türkiye (röportaj), Cehennem Kahkahası, Bilimsel Lokum (öykü), İhtilalin Gülleri, Mürekkep Balığı, Onuncu Ses, Seçim Otobüsü, Atatürk’ten Sonra Atatürk.

 

GÜRPINAR, HÜSEYİN RAHMİ (1864 – 1944)

 

İstanbul doğumludur. Mahmudiye Rüştiyesinin ardından Mülkiye’ye başladı. Özel öğretmenlerden Fransızca öğrendi. Hastalığı nedeniyle eğitimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. Adliye Umur-i Cezaiye Kaleminde, Ticaret Mahkemesi Aza Mülazımlığında, bir süre Nafia Nezareti Tercüme Kaleminde çalıştı. II. Meşrutiyetten sonra memurluktan ayrılarak yaşamını yazılarıyla kazanmaya başladı. 1908’de Tercüman-ı Hakikat dergisini çıkarttı. Sabah, Vakit gibi gazetelerde çalıştı. Kütahya milletvekilliği yaptı. Otuz yıldan fazla Heybeliada’daki köşkünde yaşadı ve orada vefat etti.

Gürpınar, realist ve natüralist bir roman anlayışını savundu. Tanzimatla başlayan ikiliği ve toplumsal yapıdaki değişimleri konu almış, büyük konaklarda ve yalılarda yaşayan insanlardan kenar mahallelerde yaşayan yoksul halka kadar toplumun her katmanından kişileri romanlarında anlatmıştır.

Gürpınar’a göre edebiyat toplum yararı için vardır. Bu nedenle doğrudan halka seslenme, halkı eğitme yolunu tercih etmiştir. Servet-i Fünuncuların akranı olduğu halde farklı bir sanat görüşünü savunmuştur. Eserlerinde mizaha da başvurmuştur.

Romanlarında olayların akıcılığını durduran felsefi açıklamalara başvurur, konuların birlik ve bütünlüğünü bozan ayrıntılara yer verir. Karagöz, orta oyunu ve meddah hikayelerimizden yararlanır. Başlıca eserleri:

Oyun: Hazal Bülbülü, Kadın Erkekleşince.

Öykü: Kadın Vaizi, İki Hödüğün Seyahati, Eti Senin Kemiği Benim, Namusla Açlık Meselesi, Katil Buse, Melek Sanmıştım Şeytanı, Gönül Ticareti, Tünelden İlk Çıkış.

Roman: Şık, İffet, Eşkıya İninde, Dünyanın Mihveri Kadın Mı Para Mürebbiye, Metres, Tesadüf, Utanmaz Adam, Mezardan Kalkan Şehit, Nimetşinas, Şıpsevdi, Kokotlar Mektebi, Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, Gulyabani, Kaynanam Nasıl Kudurdu, Cadı, Billur Kalp, Toraman, Tutuşmuş Gönüller, Hayattan Sayfalar, Ben Deli Miyim, Efsuncu Baba, Hakka Sığındık, Son Arzu, Cehennemlik, Tebessüm-ü Elem.

 

GÜRTUNCA, M. FARUK (1904 – 1982)

 

Edirne doğumludur. Edirne İlköğretmen okulunun ardından öğretmenlik ve gazetecilik yaptı. Çocuk dergileri çıkarttı. Milletvekili seçildi. İstanbul’da yaşama veda etti.

Şiir, oyun ve roman türlerinde eserler kaleme aldı. Yurt ve ulus konularını işlediği epik şiirleri ile tanınmaya başladı. Başlıca eserleri:

Oyun: Kanlı Akşam (manzum oyun), Tuna Gülü, Dağ Başında Aşk (manzum oyun), Oğuz Han (piyes-destan), Büyük Hakan Alp Aslan (manzum oyun).

Şiir: İki Memba, Çocukların Şiir Kitabı, Anadolu, Bu Aslana Dokunmayın, Kıbrıs Destanı.

 

GÜVAHİ ( ? – 1526 ? )

 

Güvahi hakkında yeterli bilgi mevcut değildir. Sipahi olduğu, ordu ile Çaldıran Seferi’ne çıktığı bilinmektedir. Geyve’li olarak anılsa da Geyve’ye sonradan yerleştiği ve orada vefat ettiği sanılmaktadır. Katip Çelebi, asıl adını Mehmet, babasının adını da Abdullah olarak ifade etmiştir.

Dönemin tezkire yazarları, “Şiirinde zarafet yoktu” tespitinde bulunmuşlardır. Klasik edebiyat ölçüleri içinde bu yargı doğru gibi görünse de özellikle Pend-Name dil ve folklor açısından büyük önem taşır. Eserleri:

Pend-Name, Kenzu’l-Bedayi (Güzel Sözler Kaynağı, Yavuz Sultan Selim adına Türkçe atasözlerini derlediği bir eseridir.).

Güvahi’nin ayrıca 117 beyitlik Gurbet-name ve 396 beyitlik İbret-name adlı mesnevi tarzında iki küçük eseri daha mevcuttur.

 

H

 

HACI BAYRAM-I VELİ (1352 ? – 1430)

 

Ankara’daki Solfasol köyü doğumludur. Asıl adı Numan’dır. İyi bir öğrenim gördükten sonra müderris oldu. Ankara Kara Medresede müderrislik görevinde bulundu. Tasavvuf yolunu seçti. Şeyh Hamidi Veli (Somuncu Baba)’ye bağlandı. Onunla birlikte Mekke ve Şam’a gitti. Ardından Ankara’ya yerleşti. Bayramiliği yaymaya başladı. Bazı din adamlarının Sultan II. Murat’a kendisini şikayet etmesi üzerine Edirne’ye götürüldü. II. Murat, Hacı Bayram’la konuşmasının ardından hakkındaki şikayetlerin gerçekçi olmadığına kanaat getirdi. Ankara’ya dönen Hacı Bayram çalışmalarını burada sürdürdü. Mezarı Ankara’nın Ulus semtinde kendi adını taşıyan camide bulunmaktadır.

Hacı Bayram’ın bugün elimizde aruzla bir, heceyle de üç şiiri bulunmaktadır. Şathiyye ve ilahi tarzındaki bu şiirlerin bazıları bestelenmiştir. Şiirlerinde Yunus Emre’nin söyleyiş özelliği görülür.

 

HACIHASANOĞLU, MUZAFFER (1924 – 1985)

 

Çankırı doğumludur. Ankara Gazi Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. İhtisasını İç Hastalıkları üzerine yaptı. Çeşitli illerde doktor olarak görev yaptı. İstanbul’da öldü.

Varlık dergisi ile gazetelerde yayımlanan öykü ve yazılarıyla tanındı. Öykülerinde kasaba yaşamından aldığı karakterleri çevreleriyle birlikte işledi. Romanları gazetelerde tefrika edildi. Başlıca eserleri:

İnceleme: Atatürk Bakıyor Bize.

Oyun: Yolculuk.

Öykü: Bir Tespih Tanesi, Eller, Dağ Başındaki Ölü, Bu Dağın Ardı.

Roman: Trenler Yine Gidiyor, Emin Efendi, Tatsız Dünya, Evlerde Sevgi Yoktu, Kasaba Kadınları.

 

HAFIZ, NİMETULLAH (1939)

 

Prizren doğumludur. İlk ve orta öğrenimini Prizren’de bitirdi. Sarayova Felsefe Fakültesi Doğu Dilleri Bölümünden mezun oldu. İstanbul Üniversitesinde doktora yaptı..

Kosova’daki Türk kültürü ve Türk dili üzerine araştırmalar yaptı. Yazıları Çevren ve Sesler dergilerinde yayımlandı. Türkiye’deki çeşitli dergilerde yazıları basıldı.

Nimetullah Hafız,’ın yalın bir dili, duyguları ile düşüncelerini birleştiren bir anlatımı vardır. Başlıca eserleri:

Araştırma: Yugoslavya’da Çağdaş Türk Edebiyatı Antolojisi (3 cilt), Bulgaristan’da Çağdaş Türk Edebiyatı Antolojisi (2 cilt).

 

HAFIZ [ŞİRAZLI] (1320 – 1389)

 

Şiraz doğumlu İranlı şairdir. Yoksul bir yaşamı oldu. Tasavvuf ile ilgilendi. Çağının bilimiyle yakından ilgilendi.

Günlük yaşamı şiirle işledi. İnsan sevgisi, içtenlik ve sevinç duygularını şiirinde tema olarak ele aldı. İran şiirine gazel nazım biçimini yerleştirdi. Şiirlerinde dönemin sosyal bozukluklarını eleştirdi. “Gizli Dil” olarak nitelenen Divan’ı Türk ve dünya edebiyatını derinden etkiledi.

Hafız Divanı, Abdülbaki Gölpınarlı tarafından Türkçeye kazandırıldı.

 

HALICI, FEYZİ (1924)

 

Konya doğumludur. Konya Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümünden mezun oldu. Konya’da ticarete atıldı. Konya senatörü oldu.

Çağrı adlı sanat dergisini çıkarttı. Fezai adıyla halk şiiri tarzında şiirler kaleme aldı. Daha sonra Yeni Edebiyat akımının getirdiği biçimsel olanaklardan yararlandı. Başlıca eserleri:

Antoloji: Bizim Şairler, İstanbul Fetih Şiirleri, Saz Şairlerinin Diliyle Atatürk.

Şiir: Bir Aşkın Şiirleri, Masmavi, Günaydın, Selçukya’da Aşk, Gecenin Bir Yerinde İki Ceylan, İstanbul Caddesi, Dinle Neyden.

 

HALİKARNAS BALIKÇISI (1886 – 1973)

 

İstanbul doğumludur. Asıl adı Cevat Şakir Kabaağaç’tır. Robert Kolejinin ardından yükseköğrenim için İngiltere’ye gitti ve orada Oxford Üniversitesi Yeni Çağlar Tarihi Bölümünü bitirdi. Yurda döndüğünde dergilerde yazılar yazmaya başladı. Kapak resimleri, süslemeler, karikatürler çizdi. Bir yazısı dolayısıyla Bodrum’a sürgün edildi. Cezası bitince geri dönmedi. Bodrum’un antik adı olan Halikarnas’ı kendi adı olarak kullanmaya başladı. Burada meyvecilik, bahçıvancılık, balıkçılık ve turist rehberliği işleriyle uğraştı. İzmir’de yaşama veda etti.

Çeşitli gazete ve dergilerde yazdığı deniz öyküleriyle tanındı. Türk öykü ve romanında deniz çığırını açan, denizcilerin yaşantılarını anlatan bir yazar haline geldi. Konularını Akdeniz ve Ege’de gelişen olaylardan aldı. Balıkçıları, dalgıçları, süngercileri ve gemileri kitologya diliyle anlattı. Başlıca eserleri:

Anı: Mavi Sürgün.

Deneme-inceleme: Anadolu Efsaneleri, Arşipel, Anadolu Tanrıları, Çiçeklerin Düğünü, Anadolu’nun Sesi, Sonsuzluk Sensiz Büyür, Hey Koca Kurt, Merhaba Anadolu, Altıncı Kıta Akdeniz, Düşün Yazıları.

Öykü: Ege Kıyılarından, Merhaba Akdeniz, Parmak Damgası, Ege’nin Dibi, Dalgıçlar, Yaşasın Deniz, Gençlik Denizlerinde, Gülen Ada, Ege’den.

Roman: Agatha Burina Burinata, Deniz Gurbetçileri, Ötelerin Çocuğu, Uluç Reis, Turgut Reis.

 

HALİLOĞLU YAHYA BURGAZİ (XIII. YÜZYIL)

 

Yaşamı hakkında hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Eserlerindeki dil özelliklerinden dolayı XIII. yüzyılda yaşamış olduğu kabul edilir. Burgazi adının Lüleburgazlı olmasından ileri geldiği de iddia edilmektedir.

Esnaf arasında kurulmuş bir örgüt olan fütüvvet örgütü sosyal dayanışma, iyilik, cömertlik, hizmet, içtenlik, dürüstlük ilkeleriyle yaygınlaşmıştır. Fütüvvet örgütlenmesi, üyelerine yol gösterici eserlerin yazılmasını gerekli kılmıştır. Tasavvuf özellikleri de gösteren bu eserler “fütüvvet-name” adını almıştır. Haliloğlu Yahya Burgazi de Türkçe yazılan ilk Fütüvvet-name’nin yazarıdır.

Eserlerini tefsir, hadis, tasavvuf ilkeleri, çeşitli kıssa ve menkıbeler gibi kaynaklardan yararlanarak oluşturmuştur. Alıntı yaptığı bazı kaynakların Arapça ve Farsça olması yazarın bu dilleri bildiğini de göstermektedir.

 

HAMSUN, KNUT (1859 – 1952)

 

Gudbradsdal, Norveç doğumlu Norveçli oyun yazarı, romancı ve şairdir. Küçük toprak sahibi bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Çocukluğu sıkıntılar içinde geçmiştir. Norveç’in birçok yerinde değişik işlerde çalıştı. ABD’ye gitti. Orada birçok işte çalıştı. Tüm bu çalışmalardan edindiği deneyimlerle 1899’da, Amerika’nın kültür değerlerine saldıran Modern Amerika’nın Kültürel Hayatı adlı kitabını kaleme aldı. Avrupa’ya döndükten sonra Kopenhag’a yerleşti. 1890’da Açlık adlı romanını yayımladı. Kendi yaşamını anlattığı bu otobiyografik romanı birden yaygın bir tanınırlığa kavuştu. Bu kitabının ardından başka kitaplar yazdı ve ünü dünyaya yayıldı. 1920’de Nobel Edebiyat Ödülüne layık görüldü. II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerin Norveç’i işgal etmelerini hoş karşılaması ve Hitler’le görüşmesi Norveçlilerin büyük tepkisini çekti. Savaştan sonra yakalanarak akıl hastanesine kapatıldı. Grimstad’da öldü.

Hamsun, eserlerinde kendi yaşamını ve yetiştiği çevreyi anlatmıştır. Olay kişilerinin psikolojik portrelerini çizmeyi önemsemiş, bu kişileri genellikle sıradan insanlar arasından seçmiştir. Doğa betimlemelerinde çok üstün bir başarı göstermiştir.

Başlıca eserleri: Açlık, Pan, Vahşi Kalp (şiir kitabı), Victoria, Dünya Nimeti I-II, Son Bölüm, Göçebe.

 

HANÇERLİOĞLU, ORHAN (1916 – 1991)

 

İstanbul doğumludur. Şişli Terakki Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Kaymakamlık, İstanbul Belediyesinde denetmenlik, Emniyette şube müdürlüğü, Şehir Tiyatrolarında müdürlük görevlerinde bulundu. İstanbul’da öldü.

Sanat yaşamına şiirle başladı. Ardından öykü ve romana da yöneldi. Romanlarında gözlemlerinden yararlanarak Anadolu sorunlarını ve büyük kent insanlarının yaşamlarını anlattı. Başlıca eserleri:

Sözlük: Felsefe Sözlüğü, Ekonomi Sözlüğü, Ruhbilim Sözlüğü, İnanç Sözlüğü, İslam İnançları Sözlüğü, Ticaret Sözlüğü, Toplumbilim Sözlüğü.

İnceleme: Erdem Açısından Düşünce Tarihi, Mutluluk Düşüncesi, Felsefe Ansiklopedisi Düşünürler Bölümü (2 cilt), Özgürlük Düşüncesi, Düşünce Tarihi, Felsefe Ansiklopedisi Kavramlar ve Akımlar (9 cilt).

Öykü: İnsansız Şehir.

Şiir: Kıvılcım.

Roman: Karanlık Dünya, Bordamıza Vuran Deniz, Büyük Balıklar, Başka Dünyalar, Oyun, Bütün Romanları I-II, Ali, Ekilmemiş Topraklar, Kutu Kutu İçinde, Yedinci Gün.

 

HASAN HÜSEYİN [KORKMAZGİL] (1927 – 1984)

 

Gürün, Sivas doğumludur. Adana Erkek Lisesinin ardından Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünden mezun oldu. Bir dönem öğretmenlik yaptı. Ardından arzuhalcilik, tabela ressamlığı, düzeltmenlik ile geçimini sağlamaya çalıştı. Ankara’da vefat etti.

Çeşitli gazetelerde ve dergilerde şiir, inceleme ve gülmece öyküleri yayımlandı. Şiirlerinde halk deyişlerinden faydalandı. Gür sesli, barış ve özgürlük tutkusuna yaslanan bir şiir geliştirdi. Başlıca eserleri:

Gülmece öyküsü: Öhhöö!, Made İn Turkey, Bıyıklar Konuşuyor.

Gezi yazısı: Bağdat Basra Yollarında.

Şiir: Kavel, Tohumlar Tuz İçinde, Temmuz Bildirisi, Kızılırmak, Kandan Kına Yakılmaz, Kızılkuğu, Ağlasun Ayşafağı, Acılara Tutunmak, Işıklarla Oynamayın, Oğlak, Acıyı Bal Eyledik, Filizkıran Fırtınası, Kelepçemin Karasında Bir Ak Güvercin, Koçero Bir Vatan Şairi, Haziranda Ölmek Zor.

 

HATAYİ (1486 – 1524)

 

Tasavvuf şairidir. Asıl adı İsmail Safevi (Şah İsmail)’dir. Erdebil doğumludur. Dedesi Uzun Hasan’ın ölümünün ardından Şirvan, Azerbaycan, İran ve Irak bölgelerinde şahlığını ilan etti. Yavuz Sultan Selim’e Çaldıran’da yenildi.

Hatayi’nin Farsça ve aruz ölçüsü ile şiirleri de olmasına rağmen asıl ününü Azeri Türkçesiyle ve halk şiiri geleneğine bağlı deme ve nefesleriyle yaptı. Kendinden sonra gelen birçok şairi etkiledi.

Hatayi hakkında, Sadettin Nüzhet Ergun’un Hatayi Divanı, Abdülbaki Gölpınarlı’nın Kaygusuz Abdal-Hatayi-Kul Himmet adlı çalışmaları mevcuttur.

 

HAYYAM, ÖMER (? – 1124)

 

Nişabur doğumlu İranlı şairdir. Kendini çok iyi yetiştirmiştir. Birçok bilim dalına ilişkin kitaplar kaleme aldı. Rubaileri ile büyük bir ün elde etti. Bu şiirlerinde derin bir duygu, geniş bir düşünce, espri, sağlam bir gözlem, yaşamın zevkleri hissedilir. Hayam, bu dünyada güzel yaşamanın önemini vurgulamıştır. Bazı rubailerinde ham sofulara saldırır, dönemin geleneklerini önemsemez.

Rubailer dilimize birçok yazar tarafından çevrilmiştir.

 

HEMİNGWAY, ERNEST (1898 – 1961)

 

Amerikalı yazar ve gazetecidir. On beş yaşında evden kaçarak Kızılderililer ile yaşamaya başlamıştır. Çeşitli işlerde çalıştı. Ardından Paris’e yerleşti. Burada yaşadıklarını anlatan eserlerini kaleme aldı.

Başlıca eserleri: Güneş de Doğar, Silahlara Veda, Çanlar Kimin İçin Çalıyor, İhtiyar Balıkçı.

 

HEPÇİLİNGİRLER, FEYZA (1948)

 

Ayvalık, Balıkesir doğumludur. İzmir Kız Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Çeşitli illerde edebiyat öğretmenliği yaptı.

Sanat yaşamına şiirle başladı. Sonra öyküye yöneldi. Öykü ve oyun türlerinde birçok ödül kazandı. Başlıca eserleri:

Çocuk romanı: Uçtu Uçtu Pelin Uçtu.

Oyun: Yanlışlıklar (çocuk oyunu).

Öykü: Eski Bir Balerin, Ürkek Kuşlar, Sabah Yolcuları, Kırlangıçsız Geçti Yaz.

 

HIZLAN, DOĞAN (1937)

 

İstanbul doğumludur. Pertevniyal Lisesinin ardından girdiği Hukuk Fakültesini yarıda bıraktı. Çeşitli gazete ve dergilerde çalıştı. Televizyonda kitap tanıtım programları yaptı.

Gazete ve dergilerde eleştirileri, kitap tanıtım yazıları yayımlandı. Eleştirilerinde, yargılamaktan çok okuyucuyu yargıya götürecek malzemeyi çözümlemeyi amaçladı. Daha çok şiir ve gelişmekte olan ülkelerde edebiyat konularına ilgi gösterdi. Yazıları ve edebiyatçılarla konuşmaları ile Türk edebiyatına ışık tuttu.

Başlıca eserleri: Bayram Gömleği (Türk yazarlarında seçme çocuk öyküleri), Yazılı İlişkiler (inceleme-deneme-eleştiri), Güncelin Çağrısı, Günlerde Kalan (dergi ve gazete yazıları), Söyleşiler, Sanat Günah Çıkarıyor (dergi ve gazete yazıları), Kitaplar Kitabı (eleştiri), Saklı Su (eleştiri).

 

HİLMİ, MEHMET (1902 – 1931)

 

İskeçe doğumludur. Öğretmenlik ve tütün işçiliği yaptı. Gümülcine ve İskeçe’de Türk gençlik örgütlerinin kuruluşuna öncülük etti. Yeni Ziya, Yeni Adım gibi gazeteleri çıkarttı. Önder bir kişiliğe sahip olan yazar, zor koşullarda mücadelesini sürdürdü ve üç defa sürgün edildi.

Batı Trakya Türklerinin problemlerini hikayelerinde işleyen Hilmi, olayları gözleme dayalı tipler aracılığıyla çözmeye çalışıp, insani duygular açısından tahlil etti. Sürgün edildiği yerlere ait izlenimlerini de hikayelerine yansıttı.

 

HİSAR, ABDÜLHAK ŞİNASİ (1883 – 1963)

 

İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesinin ardından Paris’te Siyasal Bilgiler Fakültesinde eğitim gördü. Yurda döndüğünde özel şirketlerde, devlet kademelerinde, banka yönetim kurullarında çalıştı. İstanbul’da beyin kanaması geçirerek yaşama veda etti.

Hisar, Dergah dergisinde “Kitaplar ve Muharrirler” başlığı altında eleştiriler yazdı. yazılarını Yarın, Varlık, İleri, Medeniyet dergi ve gazetelerinde devam etti.

Abdülhak Şinasi Hisar, anı, makale, monografi, öykü ve roman türlerinde eserler kaleme aldı. Başlıca eserleri:

Anı: Boğaziçi Mehtapları, Boğaziçi Yalıları, Geçmiş Zaman Köşkleri, Geçmiş Zaman Fıkraları.

Monografi: İstanbul ve Pierre Loti, Yahya Kemal’e Veda, Ahmet Haşim:Şiiri ve Hayatı.

Roman: Fehmi Bey ve Biz, Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği, Çamlıca’daki Eniştemiz.

 

HOMEROS (MÖ XI. YÜZYIL)

 

Yunan destan yazarıdır. Hayatı üzerine kesin bilgiler bulunmamaktadır. Doğum yeri olarak çeşitli kaynaklarda farklı yedi yer işaret edilmektedir. Genel olarak, İzmir’de doğduğu, İonia yöresinde yaşadığı kabul edilmektedir. Homeros’un ihtiyarlık zamanlarında, destanlarından parçalar okuyarak kent kent dolaşan, kör bir saz şairi olduğu, yaşamının büyük bölümünü Sakız adasında geçirdiği, Ege’deki küçük adalardan biri olan İos’ta öldüğü rivayet edilmektedir.

Homeros’un destanları, MÖ VII. yüzyıldan itibaren tüm Yunanistan’a yayılmıştı. Şenliklerde bu destanlardan parçalar okunurdu. Destanlar yalnız edebiyat açısında değil eğitim açısından da önemsenmiştir. Gençlere şiir, ahlak, din, tarih gibi bilgiler bu destanlara dayanılarak kazandırılıyordu.

Homeros’un İlyada ve Odysseia destanları, Atina Tiranı Peisistratos (MÖ 527) tarafından kurdurulan 72 kişilik bilim kurulunca bir araya getirilmiştir.

İlyada ve Odysseia insanların oluşturduğu ilk tam destan olarak kabul edilmektedir. Sonraları edebiyat teorileri kurallaştırılırken destan türünün kuralları bu iki eserden çıkarılmış, destanların yazımında bu kurallara uyulmuştur.

 

HUGO, VİCTOR (1802 – 1885)

 

Besacon, Fransa doğumludur. Bir generalin oğludur. Çocukluğunda babasıyla İtalya’ya gitti. Genç yaşta şiir yazmaya başlayan Hugo’ya maaş bağlandı. 1843-1851 yılları arasında politikaya yöneldi. Birkaç kez siyasal görüş değiştirmiştir. III. Napolyon iktidara gelince, cumhuriyetçi olan Hugo, ülkesinden ayrılmak zorunda kaldı. Önce Brüksel’e, sonra da Jersey ve Guernesey adalarına sığındı. Cumhuriyetin ilanının ardından 1870’te Fransa’ya döndü. Milletvekili seçildi. Daha sonraki yaşantısı yoğun bir çalışma temposu içinde geçti. Paris’te öldü. Ölümü üzerine ulusal yas ilan edildi.

Hugo, şiir, dram ve roman türlerinde eserler üretti. Cromwell adlı dramın ön sözüyle romantizm akımının ilkelerini saptadı. Eserlerinin konuları aşk, doğa, özgürlük, vatan ve insan sevgisidir.

Victor Hugo’nun özellikle Namık Kemal ve Abdülhak Hamit Tarhan üzerinde etkileri görülür.

Bütün eserleri 48 ciltte toplanan Hugo’nun başlıca eserleri:

Düşünce yazısı: Küçük Napolyon, Yüzyılların Efsanesi.

Oyun: Cromwell, Hernani, Ruy Blas.

Şiir: Odlar ve Baladlar, Cezalar, Alacakaranlık Şarkılar, Doğudan, Sonbahar Yaprakları.

Roman: Notre Dame’ın Kamburu, Bir Cinayetin Öyküsü, Sefiller, Deniz İşçileri, 93 Devrimi.

 

I

 

IBSEN, HENRIK (1838 – 1906)

 

Skien, Norveç doğumlu Norveçli yazardır. Öğrenimini yarıda bırakarak bir eczacının yanında işe girdi. Kristiyana Üniversitesinde estetik ve edebiyat öğrenimi gördü. Bergen Tiyatrosunda rejisörlük, Kristiyana Tiyatrosunda müdürlük yaptı. Ardından uzun süre Roma, Dresden ve Münih’te yaşadı. Bu dönemde en bilinen oyunlarını yazdı. yaşamının kalan yıllarını Kristiyana’da geçirdi.

İbsen, çağdaş tiyatronun kurucularındandır. Oyunlarında güçlü bir sahne tekniği, yalın, süssüz, akıcı bir dil kullandı. Özgürlük, aile, ahlak gibi konulara eğildi. Sosyal yaşamın aksaklıklarını eleştirdi. Oyunlarında sorunları ortaya koyup sorunların çözümünü izleyiciye bıraktı. İbsen, canlı ve dramatik bir düşünce tiyatrosu kurdu.

Dilimize çevrilmiş başlıca eserleri: Peer Gynt, Brand, Yapı Ustası, Nora-Bir Bebek Evi, Hortlaklar, Halk Düşmanı, Hedda Gabler.

 

ILGAZ, RIFAT (1911 – 1993)

 

Cide doğumludur. Kastamonu Öğretmen Okulunun ardından Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. Çeşitli illerde Türkçe öğretmenliği görevinde bulundu. Daha sonra gazeteciliğe başladı. Arkadaşlarıyla birlikte Markopaşa, Malumpaşa, Merhumpaşa, Adembaba adlı gülmece dergilerini çıkarttı. Şiir, öykü, roman ve oyun yazarlığı yaptı. İstanbul’da yaşama veda etti.

İlk şiirlerini Kastamonu’da Nazikler ve Açıksöz gazetelerinde yayımlandı. Bu şiirler geleneksel nazım biçimleri ile yazılmış romantik şiirlerdi. 1940’dan sonra ölçüye, uyağa, süse, alışılmış şiir kurallarına ters düştü. Toplumsal gerçekçi akımın özgün adlarından biriydi. 1955’ten sonra gülmece öyküsü, oyun ve roman türlerine yöneldi. Romanlarında Batı Karadeniz’in kıyı halkının yaşam mücadelesini ve II. Dünya Savaşı yıllarının toplumsal sorunları işlendi. Başlıca eserleri:

Anı: Yokuş Yukarı, Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra.

Köşe yazılarını topladığı kitaplar: Cart Curt, Nerede Kalmıştık.

Oyun: Karadeniz’in Kıyısında, Hababam Sınıf, Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı.

Çocuk romanı: Halime Kaplan, Kumdan Betona, Apartman Çocukları, Bacaksız Tatil Köyünde, Bacaksız Kamyon Sürücüsü, Bacaksız Paralı Atlet, Cankurtaran Yılmaz, Küçükçekmece Okyanusu, Nasrettin Hoca ve Çömezleri, Bacaksız Okulda.

Güldürü öyküsü: Radar’ın Anahtarı, Dördüncü Bölük, Don Kişot İstanbul’da, Şeker Kutusu, Palavra, Sosyal Kadınlar Partisi, Kesmeli Bunları, Nerde O Eski Usturalar, Çalış Osman Çiftlik Senin, Saksağanın Kuyruğu, Rüşvetin Almancası, Şevket Ustanın Kedisi, Hababam Sınıfı Uyanıyor, Geçmişe Mazi, Bunadı Bu Adam, Garibin Horozu, Altın Ekicisi, Çatal Matal Kaç Çatal, Tuh Sana.

Şiir: Yarencik, Ocak Katırı Alagöz, Sınıf, Kulağımız Kirişte, Yaşadıkça, Güvercinim Uyur Mu, Devam, Uzak Değil, Üsküdar’da Sabah Oldu, Kara Kılçık, Soluk Soluğa.

Roman: Hababam Sınıf, Hababam Sınıfı İcraatın İçinde, Pijamalılar, Karadeniz’in Kıyıcığında, Karartma Geceleri, Sarı Yazma, Yıldız Karayel.

 

IRGAT, CAHİT (1916 – 1971)

 

Lüleburgaz doğumludur. Edirne Öğretmen Okulunu bitirdi. Ankara Devlet Konservatuarının son sınıfından ayrıldı. Çeşitli tiyatrolarda aktörlük yaptı, film çevirdi. İstanbul’da yaşama veda etti.

Dergilerde yayımlanan şiirleriyle Yeni Edebiyat akımının öncüleri arasında sayıldı. Şiirlerinde halkın sorunlarını duygulu bir gerçekçilikle, öfkeli bir samimiyetle anlattı. Şiir yanında tiyatro yazıları, öykü ve roman da yazdı. başlıca eserleri:

Anı: Çok Yaşasın Ölüler (ölmüş ünlü aktör ve edebiyatçılarla ilgili anıları).

Şiir: Bu Şehrin Çocukları, Rüzgarlarım Konuşuyor, Ortalık, Irgat’ın Türküsü, Seçme Şiirler.

Roman: Geri Dönemezsin, İnsan Kafesi.

 

IŞINSU, EMİNE (1938)

 

Kars doğumludur. Ankara Kolejinin ardından Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümündeki eğitimini yarıda bıraktı. Yaşamını gazetecilikle sürdürdü.

Sanat yaşamına şiirle başladı. Ardından oyun, öykü ve roman türlerinde eserler kaleme aldı. Başlıca eserleri:

Oyun: Yürek Satıldı, Bir Milyon İğne.

Şiir: İki Nokta.

Roman: Küçük Dünya, Cumhuriyet Türküsü, Tutsak, Azap Toprakları, Ak Topraklar, Atlıkarınca, Sancı, Cambaz, Çiçekler Büyür.

 

İ

 

İBN-İ BATUTA (1304 – 1368 ?)

 

Tanca, Fas doğumlu Arap gezginidir. Din eğitimi gördü. Hacca gitmek için Tanca’dan ayrılmasıyla başlayan uzun yolculuğu 29 yıl sonra tekrar Tanca’ta dönmesiyle son buldu.

Fas sultanı Ebu İnan’ın isteği üzerine gezileri sırasında gördüklerini Muhammet bin Cuzey el-Kelbi adlı bilim insanına yazdırdı. Eserin yazımı 3 yıl sürdü.

Dil konusundaki bilgileri ile çağının İslam ülkelerinde yoğun ilgi gördü. Kuzey ve Orta Afrika, İspanya, Arabistan, Anadolu, Kırım, Orta Asya, Hindistan ve Çin’i gezdi. Anadolu gezisinde halkın toplumsal yaşamı, gelenek ve görenekleri hakkında önemli bilgiler verdi.

Eseri: İbn-i Batuta Seyahatnamesi (Damat Mehmet Şerif Paşa tarafından 1917-1919 yıllarında Türkçeye çevrildi.).

 

İLERİ, SELİM (1949)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Erkek Lisesinin ardından Hukuk Fakültesindeki eğitimini yarıda bıraktı. Yazarlıkla yaşamını sürdürdü.

İleri, yayımladığı öyküleri ie edebiyat çevrelerinde adını duyurdu. Ardından roman ve senaryo alanında eserler verdi. Eserlerinde dili çok özenli kullandı. Konularını, çevresindeki genç insanların güncel sorunlar karşısındaki tepkilerinden, İstanbul’da değişen, yok olan orta tabakanın gelenekleri ve duyarlılıklarından seçti. Başlıca eserleri:

Anı: Annem İçin, Hatırlıyorum, O Yakamoz Söner.

Senaryo: Kırık Bir Aşk Hikayesi.

Derleme: İlk Gençlik Çağına Öyküler (2 cilt), Türk Romanında Altın Sayfalar (2 cilt).

İnceleme: Aşk-ı Memnu ya da Uzun Bir Kışın Siyah Günleri, Kamelyasız Kadınlar, Seni Çok Özledim.

Deneme: Çağdaşlık Sorunları, Düşünce ve Duyarlık.

Öykü: Cumartesi Yalnızlığı, Son Yaz Akşamı, Pastırma Yazı, Dostlukların Son Günü, Eski Defterlerde Solmuş Çiçekler, Bir Denizin Eteklerinde.

Şiir: Ayışığı.

Roman: Destan Gönüller, Kırık Deniz Kabukları, Her Gece Bodrum, Mavi Kanatlarında Yalnız Benim Olsaydın, Ölüm İlişkileri, Cehennem Kraliçesi, Kafes, Bir Akşam Alacası, Hayal ve Istırap, Yaşarken ve Ölürken, Ölünceye Kadar Seninim, Yalancı Şafak, Saz Caz Düğün Varyete.

 

İLHAN, ATİLLA (1925 – 2005)

 

Menemen, İzmir doğumludur. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesindeki öğrenimini yarıda bıraktı. Çeşitli gazete ve dergilerde çalıştı. Ali Kaptanoğlu takma adıyla senaryo yazarlığı yaptı.

İlhan, romantik bir duyarlılıkla, toplumsal gerçekçilik açısından, çağımıza, yaşadığımız günlere bakar. Özellikle aşk, intihar, macera, ölüm, kavga ve kahramanlık temalarını işledi. Şiirlerinde ve nesirlerinde soyutluktan imtina etti. Canlı bir konuşma diliyle halk deyimlerinden faydalandı. Son dönem şiirlerinde klasik şiirin biçim özelliklerini kullandı.

Yakın tarihimizin gelişim çizgisini izlediği romanlarında, çağdaşlaşmaya ilişkin sorunları yaşayan okumuş kişileri karakter olarak seçti. Başlıca eserleri:

Gezi notları: Abbas Yolcu.

Senaryo: Kartallar Yüksek Uçar, Yarın Artık Bugündür.

Şiir: Duvar, Korkunun Krallığı, Sisler Bulvarı, Elde Var Hüzün, Yağmur Kaçağı, Böyle Bir Sevmek, Ben Sana Mecburum, Bela Çiçeği, Tutuklunun Günlüğü, Yasak Sevişmek.

Roman: Sokaktaki Adam, O Karanlıkta Biz, Zenciler Birbirine Benzemez, Kurtlar Sofrası, Haco Hanım Vay, Bıçağın Ucu, Sırtlan Payı, Dersaadet’te Sabah Ezanları, Yaraya Tuz Basmak, Fena Halde Leman.

 

İNAN, AFET (1908 – 1984)

 

Selanik doğumludur. Bursa Kız Öğretmen Okulunun ardından Mustafa Kemal tarafından Cenevre’ye gönderildi. Dönüşünde öğretmenlik yaptı. Ardından Lozan Üniversitesi Tarih Bölümünü bitirerek doktorasını tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde profesör oldu. Türk Tarih Kurumunun kuruluşunda görev aldı.

Afet İnan, Atatürk devrimleri konusundaki incelemeleriyle ünlendi. Atatürk dönemine ilişkin anılarını yayımladı.

Başlıca eserleri: Türk Tarihinin Ana Hatları, İzmir İktisat Kongresi, Türkiye Halkının Antropolojik Karakterleri ve Türkiye Tarihi, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi, Piri Reis’in Hayatı ve Eserleri, Tarihten Bugüne, Atatürk’ten Hatıralar, Atatürk ve Türk kadın Haklarının Kazanılması, Eski Mısır Tarihi ve Medeniyeti, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler.

 

İNCE, ÖZDEMİR (1936)

 

Mersin doğumludur. Mersin Lisesinin ardından Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca Bölümünden mezun oldu. Paris’te Fransız edebiyatı eğitimi aldı. Yurda döndüğünde öğretmenlik ve TRT’de çevirmenlik görevlerinde bulundu.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiir ve şiir çevirileriyle tanındı. Başlıca eserleri:

Antoloji: Bulgar Şiir Antolojisi, Dünya Şiiri Antolojisi (4 cilt, Ataol Behramoğlu’yla).

Çeviri: Evren İçinde Evren (Alain Bosquet’den), Taşlar Yinelemeler Parmaklıklar (Yannis Ritsos’dan).

Şiir: Tekvin, Yağmur Taşı, Delta, Tohum Ölürse.

 

İPEKÇİ, ABDİ (1929 – 1979)

 

İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesini bitirdi. Bir süre İstanbul Hukuk Fakültesinde okudu. Yaşamını gazetecilik yaparak kazandı. İstanbul’da öldü.

İpekçi, Yeni Sabah, Yeni İstanbul, İstanbul Ekspres, Milliyet gazetelerinde çalıştı. Gazetelerinde çıkan yazılarında toplumsal barış, uzlaşı mesajları verdi.

Başlıca eserleri: Afrika (röportaj), İhtilalin İçyüzü (inceleme), İnönü Atatürk’ü Anlatıyor, Liderler Ne Diyor, Dünyanın Dört Bucağında (röportaj).

 

İSHAKİ, AYAZ (1878 – 1954)

 

Çiştay-Yavşerme, Kazan doğumludur. İlköğrenimini Şakir Kemal Medresesinde yaptı. Rus Öğretmen Okulunda eğitim gördü.

Yazar, gazeteci ve düşünce insanıdır. Yaşamı Türklük mücadelesi içinde geçti. Kırım’da yayımlanan Tercüman ve Azerbaycan’da yayımlanan Igenu gazetelerinden, Kafkasya bölgesindeki Türkler hakkında bilgiler edindi. “Cedid” akımının savunucularındandır. 1917 Rus Devriminin ardından Türkiye ve Avrupa’da yaşamını sürdürdü. Ankara’da öldü.

Başlıca eserleri: Taallümde Saadet (Öğretimde Mutluluk), Bay Oğlu (Tüccar Oğlu), Üyge Taba (Eve Dönüş), Dilenci Kız, Hikayeler, Eli Öylenmegen İdi (O Daha Evlenmemişti), Muallim, Mulla Babay (Hoca Efendi), Züleyha, Muallime, Ul.

 

İZ, FAHİR (1911 – 2004)

 

İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesinin ardından Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Londra ve Oxford üniversitelerinde doçentlik görevinde bulundu. Yurda döndüğünde Edebiyat Fakültesi Eski Türk Edebiyatı Kürsüsünde profesör oldu.

Eski Türk Edebiyatı alanında önemli çalışmalara imza attı. İncelemeleri tüm dünyada kabul gören bir bilim insanımızdır.

Başlıca eserleri: Pabuççu Ahmed’in Garip Maceraları, Eski Türk Edebiyatında Nesir, Kısa Türk Öyküleri Antolojisi, Eski Türk Edebiyatında Nazım.

 

İZGÜ, MUZAFFER (1933)

 

Adana doğumludur. Diyarbakır Öğretmen Okulundan mezun oldu. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı.

İzgü, gülmece öyküleri ile tanındı. Konularını çevresinden aldığı öykülerinde acıyla sevinci, güvenle güvensizliği, varlıkla yokluğu bir arada işledi. Roman ve oyun türünde eserler de verdi. Başlıca eserleri:

Gülmece öykü: Bando Takımı, Donumdaki Para, Hırsız Köpek, Deliye Her gün Bayram, Dandini Vatandaş Dandini, Sen Kim Hovardalık Kim, Nasıl Baba Oldum, Her Eve Bir Karakol, Bir Mayıs Polis Bayramı, Dayak Birincisi, Bizim Ayılar Amerikalıları Çok Sever, Devlet Babanın Tonton Çocuğu, Bir Namussuz Aranıyor, Lüplüp Makinesi, Yıl Sıfır Darbe Hazır, Çanak Çömlek Patladı, Orta Direği Yıkan Ayı, Demokrasimiz Kaç Para Eder, İşte Mühür İşte Sen, Zıkkımın Kökü, Devletin Malı Deniz, Azrail Naıl Rüşvet Yedi, Siz Bilirsiniz Paşam.

Çocuk kitabı: Kara Pamuk, Güldüren Uçurtma, Ekmek Parası, Yumurtadan Çıkan Öğretmen, Dayak Birincisi, Bülbül Düdük, Uçtu Uçtu Ali Uçtu, Pazar Kuşları, Çizmeli Osman.

Oyun: İnsaniyetin, Her Devrin İti, Kara Düzen, Reçetesi Peçete, Gön, Utanmıyorum Üşüyorum.

Roman: Gecekondu, Kasabanın Yarısı, İlyas Efendi, Halo Dayı.

 

K

 

KABAKLI, AHMET (1924 – 2001)

 

Harput doğumludur. Elazığ Lisesinin ardından İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Liselerde edebiyat öğretmenliği yaptı. Ardından Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini de bitirdi.

Çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanan yazıları ile tanındı. Türk edebiyatı üzerine incelemelerde bulundu.

Başlıca eserleri: Mehmet Akif, Yunus Emre, Mevlana, Türk Edebiyatı (4 cilt).

 

KADI BURHANEDDİN (1345 – 1398)

 

Kayseri doğumludur. Asıl adı Ahmed’dir. Oğuzların Salur boyundadır. Babası Kayseri Kadısı Şemseddin Mehmet’tir. Türkçe, Arapça, Farsça, hikmet ve mantık öğreniminin ardından Mısır’a gitti. Babasının ölümü üzerine Kayseri’ye dönerek, kadılık görevini devraldı. O dönemde Orta Anadolu Ertenoğlullarının elindeydi. Kadı Burhaneddin önce vezir, sonra hükümdar oldu. Sivas’ta tahta çıktı. Osmanlı, Memluk, Timur gibi güçlü devletlerle karşı karşıya geldi. Akkoyunlular tarafından pusuya düşürülerek öldürüldü.

Kadı Burhaneddin hem Anadolu Türk şiirinin kurucularından hem de Türkçeyi aruzla ilk kullananlardan sayılır. Aşk, yiğitlik, tasavvuf temaları, savaşlar ve iktidar mücadeleleriyle tecrübelenen bir ruh olgunluğu içerisinde, kendine özgü bir söyleyişle dile getirilir. Dilinde Azeri Türkçesiyle birlikte yerel sözcükler ve deyişlere de rastlanmaktadır.

Ulusal nazım biçimi olan “tuyuğ”larında, yaşantısının tüm korkularını, ulusal zevkini, sanatçı ruhunu bulmak mümkündür.

Başlıca eserleri: Türkçe Divan (1268 gazel, 45 eksik gazel, 3 beyit, 20 rubai ve 116 tuyuğdan oluşmuştur.), İksirü’s-Saadat fi Esrari’t-İbadat, Tercihü’t-Tavzih.

 

KAFKA, FRANZ (1883 – 1924)

 

Prag doğumlu Çek yazarıdır. Hukuk öğrenimi almıştır. Sigortacılık yaptı. Viyana’da öldü.

Kafka, yazı yazmayı bir ibadet gibi görmüştür. Eserlerinin kişileri, bilinmeyen karanlık bir dünyada, her an tehlikeler içinde yaşarlar. Kahramanları gülünç, zavallı kişilerdir. Eserlerinde biçimden çok içeriğe önem vermiştir.

Başlıca eserleri: Dava, Ceza Sömürgesi, Açlık Şampiyonu, Şato, Amerika, Çin Seddi, Değişim.

 

KAFTANCIOĞLU, ÜMİT (1935 – 1980)

 

Kars doğumludur. Cılavuz Köy Enstitüsünün ardından Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. Öğretmenlik, TRT ve İstanbul Radyosunda program yapımcılığı yaptı. İstanbul’da öldürüldü.

Öykü, roman, masal, halk edebiyatı derlemeleri alanlarında eserlere imza attı. Doğup büyüdüğü yörenin yaşantısını eserlerinde konu aldı. Başlıca eserleri:

İnceleme: Altın Ekin, Hızır Paşa.

Masal: Tek Atlı Tekin Olmaz.

Halk öyküsü: Köroğlu Kolları.

Öykü: Dönemeç, Çarpana, İstanbul Allak Bullak, Çocuk ve Kent (çocuk öyküleri).

Roman: Yelalan, Tüfekliler.

 

KAMU, KEMALETTİN (1901 – 1948)

 

Bayburt doğumludur. İstanbul Erkek Öğretmen Okulunu bitirdi. Kurtuluş Savaşı’nda Ankara’ya geçti. Anadolu Ajansı muhabiri olarak Paris’te görevlendirildi. Orada siyasal bilgiler eğitimi aldı. Yurda dönünce milletvekili seçildi. Ankara’da yaşama veda etti.

Milli Mücadele döneminde yazdığı şiirleriyle tanındı. Hece ölçüsüyle, milli edebiyat akımı ilkelerine bağlı şiirler kaleme aldı. Savaş, yurt, gurbet, aşk gibi konuları işledi.

Şiirleri ölümünden sonra Rıfat Necdet Evrimer tarafından Kemalettin Kamu, Hayatı, Şahsiyeti ve Şiirleri adlı kitapta bir araya getirildi.

 

KANIK, ORHAN VELİ (1914 – 1950)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümündeki öğrenimini yarıda bırakarak PTT Genel Müdürlüğünde ve Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosunda çalıştı. Oradan ayrılınca Yaprak dergisini çıkarttı. İstanbul’da vefat etti.

Orhan Veli Kanık, Varlık dergisinde yayımlanan şiirleri ile ilgi çekti. İlk şiirlerinde hece ölçüsüne sadık kaldı. 1941 yılında Oktay Rıfat Horozcu ve Melih Cevdet Anday ile birlikte çıkarttıkları Garip ile birlikte Türk şiirine yeni bir soluk getirdi. Şiirden benzetmeyi, iğretilemeyi, mecazları kaldırdı. Ölçü ve uyak gibi biçim özelliklerini dikkate almadı.

Şiirlerinde günlük yaşantıları konu edindi. Nükteli ve alaylı bir anlatım, halkın anlayacağı yalın bir dil kullanmayı tercih etti. Başlıca eserleri:

Düz yazı: Nesir Yazıları, Denize Doğru.

Şiir: Garip, Vazgeçemediğim, Destan Gibi, Yenisi, Karşı (ölümünün ardından şiirleri Bütün Şiirleri adıyla bir kitapta toplandı.).

Diğer eserleri: La Fontaine’in Masalları (49 fabl, nazım çeviri), Nasrettin Hoca Hikayeleri (72 fıkra, nazım.).

Orhan Veli’nin on iki çeviri kitabı vardır.

 

KANSU, CEYHUN ATIF (1919 – 1978)

 

İstanbul doğumludur. Ankara Gazi Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. Çocuk Hastalıkları ihtisası yaptı. Yurdun birçok yerinde doktorluk yaptı. Ankara’da yaşama veda etti.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiirleri ile tanındı. İlk başlarda halk şiiri geleneğine bağlı kaldı. Daha sonra biçimde ve özde yeniliğe yönelerek halkın acılarını, sevinçlerini ve mutluluklarını dile getirdi. Ülke sorunlarına eğildiği yazılarında Atatürk devrimlerinin yaygınlaşması için çaba gösterdi. Başlıca eserleri:

Çocuk kitabı: İyi İnsan Mehmet Ali, Üvey Ana.

Oyun: Sihirli Değnek.

Şiir: Bir Çocuk Bahçesinde, Bağbozumu Sofrası, Çocuklar Gemisi, Buğday Kadın Gün ve Gökyüzü, Yurdumdan, Bağımsızlık Gülü, Sakarya Meydan Savaşı, Tüm Şiirleri (basıma hazırlayan: Vecihi Timuroğlu).

Diğer eserleri: Ya Bağımsızlık Ya Ölüm, Devrimcinin Takvimi, Köy Öğretmenine Mektuplar (deneme), Dram Kaynağı Olarak Söylev, Atatürkçü Olmak (deneme), Cumhuriyet Ağacı (deneme), Atatürk ve Kurtuluş Savaşı (radyo konuşmaları), Balım Kız Dalım Oğul (yurt yazıları), Halk Önderi Atatürk.

 

KAPLAN, MEHMET (1915 – 1986)

 

Sivrihisar, Sivas doğumludur. İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Edebiyat Fakültesinde Yeni Türk Edebiyatı kürsüsünde profesör oldu. İstanbul’da yaşama gözlerini yumdu.

Kaplan, denemeleri, Tanzimat sonrası edebiyatımızın çeşitli kişi ve konuları üzerine yaptığı inceleme ve eleştirilerle adından söz ettirdi. Edebiyatımızın gelişme çizgisini toplum ve zaman koşulları içinde değerlendirdi. Metne yönelik eleştiri yöntemiyle ele aldığı eserleri bu alandaki ciddi bir boşluğu doldurdu. Başlıca eserleri:

Deneme: Nesillerin Ruhu, Büyük Türkiye Rüyası, Kültür ve Dil.

Araştırma-inceleme: Tevfik Fikret ve Şiiri, Namık Kemal Hayatı ve Eserleri, Şiir Tahlilleri I-II, Tanpınar’ın Şiir Dünyası, Yeni Türk Edebiyatı Üzerine Araştırmalar, Oğuz Kaan Destanı, Hikaye Tahlilleri, Atatürk Devri Türk Edebiyatı I-II, Tip Tahlilleri.

 

KARAALİOĞLU, SEYİT KEMAL (1925 – 1995)

 

Bafra, Samsun doğumludur. Haydarpaşa Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümünden mezun oldu. Edebiyat öğretmenliği ve gazetecilik yaptı. Türk Edebiyatı konusunda inceleme ve derleme tanındı. Başlıca eserleri:

Sözlük: Dil Bilgisi Sözlüğü, Çağdaş Öztürkçe Sözlük, Türkçe ve Edebiyat Sözlüğü, Ansiklopedik Edebiyat Sözlüğü, Resimli Türk Edebiyatçıları Sözlüğü, Edebiyat Terimleri Kılavuzu, Resimli Dünya Edebiyatçıları Sözlüğü.

Diğer eserleri: Bafra Ağzından Derlemeler, Dede Korkut Hikayeleri, Kompozisyon Sanatı, Ziya Paşa, Edebiyat Sanatı, Neyzen Tevfik, Edebiyat Akımları, Namık Kemal, Türk Şiir Sanatı, Resimlerle Atatürk, Türk Edebiyatı Tarihi (5 cilt), Türk Şiiri Antolojisi, Cebrail Buzağısı (roman), Türk Romanları, Değirmen Döndükçe (öykü), Yazmak ve Konuşmak Sanatı.

 

KARACAOĞLAN (XVI – XVII. YÜZYIL)

 

Edinilen kaynak bilgilere göre Çukurovalı olduğu, XVI. yüzyılın ikinci yarısı ila XVII. yüzyılın başlarında yaşadığı tahmin edilmektedir. Türkmen obaları arasında yetiştiği düşünülmektedir. Başta Anadolu olmak üzere Osmanlı illerini dolaştığı, Rumeli’ye gittiği ve uzun yaşadığı rivayet edilmektedir. Mezarının bulunduğu yer hakkında da net bir bilgi bulunmamaktadır. Sözlü Türk edebiyatında adında bağlanan ve XVI. yüzyılla XX. yüzyıl arasında oluşan Karacaoğlan geleneği içinde, yaşadığı bilinen Karacaoğlanlardan gerçek Karacaoğlan’ın yaşamını netleştirmek mümkün değildir.

Karacaoğlan içinde yaşadığı toplumun gerçekçi şairidir. Türkçesindeki duruluk ve arılıkla, gönülden duyuş ve deyişleriyle her çağda yeni kalmıştır. Elinde sazı, sözüyle köy köy, diyar diyar dolaşarak yalnızca insan sevgisini ve dünya güzelliklerini dile getirir. Eski Türk geleneklerine, köylerimizin yaşantısına en uygun şiirleri söylemiştir. Aruz ölçüsünü hiç kullanmamış, tasavvuf yolunda şiirler söylememiştir. Hece ölçüsünü ustalıkla kullanarak halkın konuştuğu dili işlemiş, kıvrak ve canlı bir söyleyişle daha çok koşma, semai türünde eserler vermiştir.

Birçok halk hikayesine de konu olan Karacaoğlan’ın bugüne dek 500 den fazla şiiri keşfedilmiştir.

 

KARAER, MUSTAFA NECATİ (1929 – 1995)

 

Kayseri doğumludur. Kuleli Askeri Lisesinin ardından Harp Okulunu ve Ankara Hukuk Fakültesini bitirdi. Bir süre subaylık yaptı. Daha sonra Basın İlan Kurumuna geçti.

Dergilerde yayımlanan şiirleriyle adını duyurdu. Şiirlerinde halk şiirinin biçim ve anlatım özelliklerinden faydalandı.

Başlıca şiir kitapları: Sevmek Varken, Kerem ile Aslı (destan), Güvercin Uçurmak, Kuşlar ve İnsanlar.

 

KARAHAN, ABDÜLKADİR (1913 – 2001)

 

Siverek, Urfa doğumludur. İzmir Öğretmen Okulunun ardından İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde profesör oldu.

Eski Türk edebiyatı alanındaki incelemeleriyle tanındı.

Başlıca eserleri: Fuzuli’nin Mektupları, Fuzuli, Nebi, Nef’i, Eski Türk Edebiyatı İncelemeleri, İslam-Türk Edebiyatında Kırk Hadis, Figani ve Divançesi.

 

KARAKOÇ, SEZAİ (1933)

 

Ergani, Diyarbakır doğumludur. Gaziantep Lisesinin ardından Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdi. Bir müddet devlet memurluğu yaptı. Ardından gazeteciliğe geçti.

Dergilerde yayımlanan şiirleriyle adını duyurdu. Şiirlerinde İslam düşüncesinden, menkıbelerden faydalanarak çarpıcı benzetme ve imgelerle yeni bir anlayış oluşturdu. Başlıca eserleri:

Deneme-inceleme: Yunus Emre, Ölümden Sonra Kalkış, Mehmet Akif.

Öykü: Meydan Ortaya Çıktığında, Portreler.

Şiir: Körfez, Şahdamar, Ateş Dansı, Hızarda Kırk Saat, Leyla ile Mecnun, Sesler, Zamana Adanmış Sözler, Gül Muştusu, Taha’nın Kitabı.

 

KARAKURT, ESAT MAHMUT (1902 – 1977)

 

İstanbul doğumludur. Diş Hekimliği Okulu ve Hukuk Fakültesini bitirdi. Gazetecilik ve öğretmenlik yaptı. Milletvekili seçildi. İstanbul’da öldü.

Geniş halk kitlelerine seslenen aşk, ihtiras ve macera romanları ile adını duyurdu. Romanlarının bir çoğu filme çevrildi.

Başlıca romanları: Vahşi Bir Kız Sevdim, Erikler Çiçek Açtı, Çölde Bir İstanbul Kızı, Ömrümün Tek Gecesi, Dağları Bekleyen Kız Allahaısmarladık, Ölünceye Kadar, Ankara Ekspresi, Son Gece, Kadın Severse.

 

KARAOSMANOĞLU, YAKUP KADRİ (1889 – 1974)

 

Kahire, Mısır doğumludur. Ortaokulun bir kısmını Manisa’da okudu. 1903’te İzmir İdadisine girdi. Sonra ailesiyle birlikte gittiği Mısır’da Fransız Kolejine yazıldı. 1909’da İstanbul’a gelerek Fecr-i Ati topluluğuna katıldı. Bir yandan gazete ve dergilerde makale ve öyküler yazıyor öte yandan edebiyat ve felsefe öğretmenliği yapıyordu. Kurtuluş Savaşı yıllarında Anadolu’ya geçti. Sakarya’yı, Batı Cephesini dolaştı. Mardin ve Manisa milletvekilliği yaptı. Tiran, Prag, Lahey, Bern elçiliklerinde bulundu. Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanıyken Ankara’da öldü.

Karaosmanoğlu, öykü, anı, roman, mensur şiir, deneme, makale, tiyatro, monografi gibi birçok türde eserler verdi. Eserlerinde Türk toplumunun Tanzimat’tan sonra geçirdiği aşamaları işledi. Gerçekçi küçük öykülerden romanlara geçti. Romanlarında birbirini tamamlayan bireysel ve toplumsal yaşam zincirlerimizi betimledi. Anadolucu, Atatürkçü, laik bir görüşe sahiptir. Romanlarındaki karakterlerin geneli, iç dünyaları zengin, kötümser, süzensizlik kurbanı, törelere ve geleneklere bağlı tiplerdir. Hemen hemen her romanında tarihsel olaylara bağlı insanların kişiliklerini anlatır. “Toplum için Sanat” ilkesini benimsemiştir. Servet-i Fünun etkisiyle ağıtlaşan dili, Milli Edebiyat akımını benimsedikten sonra sadeleşmiştir. Başlıca eserleri:

Monografi: Ahmet Haşim, Atatürk.

Anı: Anamın Kitabı, Politikada 45 Yıl, Vatan Yolunda, Zoraki Diplomat, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları.

Mensur şiir: Erenlerin Bağından, Okun Ucundan.

Öykü: Bir Serencam, Rahmet, Milli Savaş Hikayeleri.

Roman: Kiralık Konak, Hep O Şarkı, Nur Baba, Hüküm Gecesi, Sodom ve Gomore, Yaban, Ankara, Bir Sürgün, Panorama.

 

KARAY, REFİK HALİT (1888 – 1965)

 

İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesinin ardından girdiği Hukuk Fakültesini yarıda bırakarak gazetecilik yaşamına başladı. Tercüman-ı Hakikat gazetesinde çalıştı. Fecr-i Ati topluluğuna katıldı. Kalem ve Cem adlı mizah dergilerinde “Kirpi” takma adıyla yazdığı yazılarla tanınırlığı arttı. Siyasi nedenlerle Sinop’a sürgün edildi. Çorum, Ankara ve Bilecik civarında sürgün olarak yaşadıktan sonra 1918’de İstanbul’a döndü. Aydede dergisini çıkarttı. Milli Mücadele karşıtı tavırlarından dolayı “Yüz Ellilikler” listesi içine alınıp yurt dışına gönderildi. Beyrut ve Halep’te on beş yıl kaldıktan sonra affedilince yurda döndü. Gazeteciliğe devam etti. İstanbul’da öldü.

Karay, mizahi ve siyasal yergi yazılarıyla dikkatleri üzerine çekti. Konularını, I. Dünya Savaşı yıllarında yakından gördüğü Anadolu halkı ve yaşamından aldı. Memleket Hikayeleri ile tanınırlığı arttı. Konuşma dilini yazılarında büyük bir ustalıkla kullanmasını bildi. “Yeni Lisan” akımının tutunmasında büyük katkısı oldu.

Öykü ve romanlarında renkli bir görgü ve gözlem zenginliği göze çarpar. Eserlerinde kişilerin iç özelliklerinden ziyade dış gözlemlere önem verdi. Olaylarla törelerin güldüren, şaşırtan yanlarını aldı.

Karay, mensur şiir, makale, fıkra, anı, söyleşi, öykü, tiyatro, roman türlerinde eserler verdi. Başlıca eserleri:

Mizah, hiciv, fıkra, deneme, söyleşi, anı: Kirpinin Dedikleri; Ay Peşinde; Ago Paşanın Hatıratı; Üç Nesil, Üç Hayat; Sakın Aldanma, İnanma, Kanma; Tanıdıklarım; Guguk Saati; Bir Avuç Saçma; Bir İçim Su.

Oyun: Deli, Kanije Müdafaası.

Öykü: Memleket Hikayeleri, Gurbet Hikayeleri.

Roman: İstanbul’un Üç Yüzü, Sonuncu Kadeh, Yezidin Kızı, Dört Yapraklı Yonca, Çete, Sürgün, Karlı Dağdaki Ateş, Anahtar, Kadınlar Tekkesi, Bu Bizim Hayatımız, Nilgün, Bugünün Saraylısı, Yeraltında Dünya Var.

 

KAŞGARLI MAHMUT (XI. YÜZYIL)

 

Yaşamı üzerine yeterli bilgi mevcut değildir. Hakkındaki bilgiler daha çok eserlerindeki ipuçlarından öğrenilmiştir. Kaşgar doğumludur. Babası Karahanlılar soyundan Bargsanlı Hüseyin’dir. Hangi tarihte ve nerede öldüğü bilinmemektedir.

Türklerin yaşadığı kentleri, köyleri, obaları bir bir dolaşarak hazırladığı sözlük, İslam öncesi sözlü edebiyatımızı aydınlatan bir eserdir. Kaşgarlı Mahmut, asker olmakla birlikte, dilimizi, ulusal kültürümüzü, yurt sevgisini her şeyin üstünde gören ilk büyük dil bilginimizdir. Türkolojinin temel eseri sayılan Divan-ü Lügati’t-Türk’ü yazmakla uygarlık tarihimize eşsiz bir eser bırakmıştır.

Eserini Bağdat’a gidip 1074’te Halife Ebül-Kasım Abdullah (El-Muktedi Billah)’a sundu. Bu eserin dışında ayrıca Kitabı Cevahir-el Nahvi Fi Lügaat-el Türk (Türk Dillerindeki Gramer İncilerini Bildiren Kitap) adlı, Türk dili üzerine ve henüz bulunmayan bir eseri daha vardır.

 

K., TARIK DURSUN (1931)

 

İzmir doğumludur. Ortaokuldan sonra okuyamadı. Yaşamını gazetecilikle kazandı.

Sanat yaşamına şiirle başladı. Ardından öyküye yöneldi. Öykülerinin konularını gençlik serüvenlerinde, işçilerin yaşamlarından, esnaf ve küçük memurların mücadelelerinden aldı. Bunları şiirli bir dille, yoğun bir duyarlıkla işledi. Başlıca eserleri:

Masal: Deve Tellal Pire Berber İken, Bir Küçücük Aslancık Varmış.

Çocuk romanı: Hoşça Kal Küçük.

Öykü: Hasangiller, Vezir Düştü, Aşk Allahaısmarladık, Güzel Avrat Otu, Ömrüm Ömrüm, Yabanın Adamları, Ona Sevdiğimi Söyle, 36 Kısım Tekmili Birden, İmbatla Dol Kalbim, Bağrıyanık Ömer ile Güzel Zeynep.

Roman: Rıza Bey- Aile Evi, Bizimkisi Zor Zanaat, İnsan Kurdu, Denizin Kanı, Ağaçlar Gibi Ayakta, Alçaktan Uçan Güvercin, Kurşun Ata Ata Biter, İyi Geceler Dünya.

 

KATİP ÇELEBİ (1609 – 1657)

 

İstanbul doğumludur. Asıl adı Mustafa’dır. Medrese öğrenimini tamamlamadan on dört yaşındayken Anadolu Sipahilerinin kayıtlarının tutulduğu kaleme girdi ve bütün memuriyet yaşamı bu kalemde geçti. Bilgisini artırmak için İstanbul’un tanınmış bilginlerinin derslerine devam etti. Çok büyük bir kitaplık kurdu. Yaşamının sonuna kadar okumakla, yazmakla geçirdi. İstanbul’da yaşama veda etti.

Katip Çelebi, tarih, coğrafya, maliye, askerlik, denizcilik, bibliyografya, matematik, tıp alanlarında çalıştı. Arapça, Farsça, Batı kaynaklarını inceleyebilecek düzeyde Latince ve Fransızca biliyordu. Din işlerinin devlet işlerinden ayrılması gerektiğini, yaşam için pozitif bilimlerin önemini, insanların kafasını bulandıran batıl inançların gülünçlüğünü cesaretle savunmuştur. Temiz ve açık bir dili vardır. XVII. yüzyıl sade nesrinin en güzel örneklerini vermiştir.

Başlıca eserleri: Cihannüma (coğrafyayla ilgili bir eser), Keşf üz-Zünun an-Esami’il-Kütübi ve’l-Fünun (Arapça bir bibliyografya kitabıdır), Fezleke (tarihle ilgili eser), Takvimü’t-Tevarih (tarihle ilgili eser), Tuhfet ül-Kibar (tarihle ilgili eser), Tarih-i Konstantiniyye ve Kayasira (tarihle ilgili eser), İrşad ül-Hayara ila Tarih il-Yunan ve’n Nasara (tarihle ilgili eser), Düstur ul-Amel li-Islah il-Halel (ekonomiyle ilgili eser), Mizan ül- Hakk fi’ İhtiyar il-Ahakk.

 

KAYGUSUZ ABDAL (1341/42 ? – 1444 ?)

 

Yaşamına ilişkin bilgiler son derece sınırlıdır. Asıl adı Alaeddin Gaybi’dir. Alanya Bey’inin oğludur. Genç yaşında Elmalı’daki Şeyh Abdal Musa tekkesine girmiştir. Mısır, Kerbela, Necef gibi yerleri gezmiş, Edirne, Yanbolu, Flibe ve Manastır’da bulunmuş, Mısır’da ölmüştür.

Kaygusuz Abdal, aruz ve hece ölçüsüyle şiirler yazmış, kaynağını sözlü anlatımdan alan, yalın bir dille, kendine özgü bir söyleyişe yaslanan düz yazı örnekleri vermiştir. Bazı şiirlerinde Sarayi takma adını kullanmıştır.

Kaygusuz Abdal halk tasavvuf edebiyatının en önemli şairlerinin başında gelir. şiirlerinde Yunus Emre izleri görülmekle birlikte, kendine özgü bir söyleyiş üretmiştir. Çoğu şiirinde mizahla yergi arası bir hava vardır. Folklorumuzda çok sık rastlanan tekerlemeleri kullanmıştır. Alevi-Bektaşi halk tasavvuf şiirinin kuruluşuna önayak olmuştur.

Eserlerinde manzum, düz yazı ve manzum-düz yazı karışık olmak üzere başlıca üç grupta toplanabilir.

Manzum eserleri: Divan, Gülistan, Mesnevi-i Baba Kaygusuz, Gevhername, Minbername.

Düz yazı eserleri: Budalaname, Kitab-ı Miğlate, Vücudname.

Manzum-düz yazı karışık eserleri: Sarayname, Dilgüşa.

 

KAYIKÇI KUL MUSTAFA (XVII. YÜZYIL)

 

Yeniçeri saz şairidir. Murat Reis’in yanında Cezayir’de bulunduğundan “Kayıkçı” takma adını almıştır. II. Osman’ın öldürülmesi, İran Şahı I. Abbas’ın Bağdat’ı işgali, IV. Murat’ın Bağdat kuşatması gibi olayları şiirlerinde işlemiştir. Bağdat seferinde ölen Genç Osman adlı yiğit üzerine söylediği destan en bilinen şiirlerindendir. Şiirlerinde coşkunluk ve içtenlik dikkati çeker.

Şiirleri Fuad Köprülü tarafından derlenmiştir.

 

KEÇECİZADE İZZET MOLLA (1785 – 1829)

 

İstanbul doğumludur. Medrese eğitimi gördü. On iki yaşındayken müderrislik görevi verildi. Galata kadısı oldu. Koruyucusu Halet efendi gözden düşünce, ona bağlılığından dolayı bir yıl Keşan’da sürgün kaldı. Dönüşünde önemli devlet görevlerinde çalıştı. Rus Savaşına girmenin karşısında olduğu için 1828’de Sivas’a sürüldü. Savaşın yenilgiyle bitmesinin ardından haklı olduğu düşünülerek affedildi ise de af fermanının kendisine ulaşmasından önce vefat etti.

Keçecizade İzzet Molla, klasik edebiyatın son şairlerindendir. Kasideleri genelde Nef’i’nin etkisi altında kalmıştır. Gazellerinde ve diğer şiirlerinde Fuzuli’nin, Bağdatlı Ruhi’nin, Nedim ve Şeyh Galib’in izleri görülür. Gazellerine mahalli renkler katmaya çalışan şair, her gazelinin sonunda Mevlana’yı veya Bahaüddin-i Nakşibendi’yi anmıştır.

İzzet Molla hece ölçüsüyle türküler de yazmıştır.

Başlıca eserleri: Gülşen’i Aşk, Mihnet-i Keşan, Divan, Devhatü’l-mehamid fi Tercemet’l-valid, Layihalar, Şehr-i Elgaz-ı Ragıb Paşa, Mektuplar.

 

KEMAL TAHİR (1910 – 1973)

 

İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesini yarıda bıraktı. Gazetecilik, avukat katipliği ve ambar memurluğu yaptı. Siyasi nedenlerle girdiği cezaevinden çıkınca Düşün Yayınevini kurdu. İstanbul’da yaşama veda etti.

Tahir, sanat yaşamına şiir ve öyküleriyle başladı. Ardından romana yöneldi. Konularını Çankırı, Çorum civarından, cezaevi yaşantısından, Kurtuluş Savaşı’ndan, tarihten, eşkıya söylencelerinden alan romanlarında; törelere bağlı kökü geçmişe uzanan köy düzen ve sorunlarını işledi. Gerçek bir Anadolu romanı oluşturmasını bildi. Kemal Tahir, tarihsel ve toplumsal konulardaki değişik görüş ve yorumlarından dolayı sürekli tartışılan bir yazarımız olmuştur. Başlıca eserleri:

Mektup: Kemal Tahir’den Fatma İrfan’a Mektuplar.

Öykü: Göl İnsanları.

Roman: Sağırdere, Bir Mülkiyet Kalesi, Esir Şehrin İnsanları, Kör Duman, Damağası, Rahmet Yolları Kesti, Hür Şehrin İnsanları, Yediçınar Yaylası, Karılar Koğuşu, Köyün Kamburu, Namusçular, Eski Şehrin Mahpusu, Yol Ayrımı, Kelleci Memet, Büyük Mal, Yorgun Savaşçı, Kurt Kanunu, Bozkırdaki Çekirdek, Devlet Ana.

 

KERİME NADİR (1917 – 1984)

 

İstanbul doğumludur. Saint Joseph Fransız Kız Lisesini bitirdi. Basın yaşamına girdi. İstanbul’da yaşama veda etti.

Birçok baskısı yapılan, bir kısmı filme de alınan romanlarıyla halkın en çok ilgi gösterdiği romancılardan birisi oldu.

Başlıca romanları: Yeşil ışıklar, Suya Düşen Hayaller, Kalp Ağrısı, Kalp Uyumaz, Gönül Hırsızı, Seven Ne Yapmaz, Kırık Hayat, Samanyolu, Son Hıçkırık, Solan Ümit, Aşk Rüyası.

 

KIPLING, J. RUDYARD (1865 – 1936)

 

Bombay doğumlu İngiliz yazarıdır. Çocukluğunu Hintli uşaklar arasında geçirdiğinden iyi bir Hintçe öğrendi. Altı yaşında İngiltere’ye gönderildi. On yedi yaşında Hindistan’a döndü. Lahor’da gazeteciliğe başladı. İki yıl sonra çalıştığı gazete onu tekrar İngiltere’ye gönderdi. Orada yayımladığı çeşitli roman, öykü ve şiir kitaplarıyla adını duyurdu. İngiltere’den Amerikalı eşiyle birlikte Amerika’ya gitti. 1886’da tekrar İngiltere’ye döndü. 1901’de Boer Savaşı’nı gazetesi adına izlemek amacıyla Afrika’ya gönderildi. 1907’de Nobel Edebiyat Ödülü2ne layık görüldü. Londra’da öldü.

Kipling, Hindistan’ın toplum yaşamını, özelliklerini, törelerini, dini inançlarını ustalıkla işledi.okuyucusuna gülmeyi ve korkmayı aynı anda yaşattı. Çocuklar ve hayvanlar eserlerinin önde gelen kişileridir. Anlatımı dolaysızdır. Önceleri Anglosakson yayılmacılığını, yiğitliğini öven sert tutumu, o yıllarda savaştan nefret eden bir kuşağın da ortaya çıkmasıyla yumuşadı.

Başlıca eserleri: Tepelerden Sade Hikayeler, Çengel Kitabı I-II, Küçük Çocuklar İçin Hikayeler, Gezi Mektupları, Kara ve Deniz Hikayeleri, Kim, Sönen Işık, cesur Kaplanlar.

 

KISAKÜREK, NECİP FAZIL (1905 – 1983)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünden mezun oldu. Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla bir yıl Paris’te öğrenim gördü. Çeşitli yüksekokullarda öğretim üyeliği görevlerinde bulundu. Ağaç ve Büyük Doğu dergilerini çıkardı. Son Posta, Yeni İstanbul gibi gazetelerde fıkra yazarlığı yaptı. İstanbul’da yaşama veda etti.

Necip Fazıl ilk şiirlerini Yeni Mecmua’da yayımladı. Milli Mecmua, Hayat, Varlık dergilerinde çıkan şiirlerinden halk şiirimizin öz ve biçim yapısından faydalandı. Bunlara batılı, modern bir nitelik kazandırdı. Sonraları mistik, dinsel duyuşlarla şiirler yazdı. Heceyi ustalıkla kullandı. Sağlam bir teknikle esrarlı iç alemini, felsefi görüşlerini, etkileyici bir güçle dile getirdi.

Şiirlerinin yanı sıra oyun, makale, fıkra, biyografi, eleştiri, tarih, monografi ve öykü türlerinde eserler verdi. Eserlerinden bazıları:

Anı: Yılanlı Kuyudan, Babıali.

İnceleme-monografi: Namık Kemal.

Makale-fıkra: Çerçeve, Büyük Doğu’ya Doğru, Büyük Kapı.

Oyun: Tohum, Mukaddes Emanet, Bir adam Yaratmak, Künye, Kanlı Sarık, Abdülhamit Han, Sabırtaşı, Yunus Emre, Ahşap Konak, Para, Reis Bey.

Öykü: Birkaç Hikaye, Birkaç Tahlil; Ruh Burkuntularından Hikayeler.

Şiir: Örümcek Ağı, Şiirlerim, Çile, Kaldırımlar, Ben ve Ötesi, Sonsuzluk Kervanı.

 

KIYAFET, HASAN (1937)

 

Kırşehir doğumludur. Pazarören Köy Enstitüsünün ardından Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü İngilizce Bölümünü bitirdi. Yurdun çeşitli yerlerinde öğretmenlik yaptı.

Çeşitli gazete ve dergilerde yazıları yayımlandı. Başlıca eserleri:

Deneme-inceleme: Oy Pazarı, Yatırım Çocuklar.

Çocuk kitabı: Çingene Çocuğu (roman), Çin Topu (öykü), Almanya Afacanları.

Öykü: Baraç, Radar, Görüş Günü, Yelkovanotu.

Roman: Gominist İmam, Başlayan Kavga, Bizim Lise, Ali Ali, Yaşamak Yasak.

 

KOCAGÖZ, SAMİM (1916 – 1993)

 

Söke, Aydın doğumludur. İzmir Erkek Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Lozan Üniversitesinde sanat tarihi eğitimi aldı. Yaşamını çiftçilik yaparak sürdürdü.

Çeşitli dergilerde yayımlanan öyküleriyle adını duyurdu. Ardından romana geçti. Öykülerinde Söke Ovasının toprak sorunlarını, kırsal kesim insanlarının doğayla ve birbirleriyle ilişkilerini doğal anlatım biçimleriyle işledi. Romanlarında daha geniş konulara yöneldi. Üniversite gençliği, çok partili yaşama geçilen yıllarda kasaba insanlarının yaşantıları, tarımda makineleşmenin getirdiği sorunları konu edindi. Başlıca eserleri:

Çocuk öyküsü: Zarkanat.

Öykü: Telli Kavak, Sığınak, Sam Amca, Ahmet’in Kuzular, Yolun Üstündeki Kaya, Yağmurdaki Kız, alandaki Delikanlı, Gecenin Soluğu.

Roman: İkinci Dünya, İzmir’in İçinde, Bir Şehrin İki Kapısı, On Binlerin Dönüşü, Mor Ötesi, Bütün Öyküleri, Kalpaklılar, Tartışma, Doludizgin, Bir Çift Öküz.

 

KOCATÜRK, VASFİ MAHİR (1907 – 1961)

 

Gümüşhane doğumludur. Mülkiye Mektebini bitirdi. Liselerde edebiyat öğretmenliği, müdürlük ve müfettişlik yaptı. Gümüşhane milletvekili seçildi. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünde öğretmen olarak çalışırken vefat etti.

Vasfi Mahir Kocatürk Yedi Meşale şairlerindendir. Şiirlerinde genellikle hece ölçüsü kullandı, biçime önem verdi. Halk şiiri geleneğinden yararlanarak duygusal doğa şiirleri ve “Milli Edebiyat” anlayışını geliştirme gayretiyle epik şiirler kaleme aldı. Çocuk kitapları ve manzum oyun türünde eserler de verdi.

Vasfi Mahir Kocatürk tarih, edebyat tarihi, edebiyat araştırmaları, antoloji ve ders kitapları alanlarında da çalışmalarda bulundu. Başlıca eserleri:

Antoloji: Şaheserler Antolojisi I-II, Divan Şiiri Antolojisi, Türk Nesri Antolojisi, Türk Halk Şiiri Antolojisi, Türk Edebiyat Antolojisi.

Manzum oyun: On İnkılap, Sanatkar, Yaman.

Çocuk kitabı: Akıllı Bücür, Ali Baba ve Kırk Haramiler, Aslanın Kaptığı Çocuk.

Edebiyat tarihi: Türk Edebiyatı Tarihi, Metinlerle Türk Edebiyatı.

Şiir: Tunç Sesleri, Geçmiş Geceler, Ergenekon, Bizim Türküler.

 

KONGAR, EMRE (1941)

 

İstanbul doğumludur. Şişli Teknik Lisesinin ardından Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdi. ABD’de sosyal çalışma uzmanlığı eğitimi aldı. Yurda dönünce Hacettepe Üniversitesinde toplumbilim alanında profesör oldu. Öğretim üyeliği, kamuoyu araştırma çalışmaları yaptı. Kültür Bakanlığı müsteşarlığı görevinde bulundu.

Sanat, kültür, demokrasi ve iletişim alanlarındaki çalışmalarıyla tanındı. Türkiye’nin toplumsal yapısını, değişme eğilimlerini inceledi. Bilimsel yayınların yanında sanat, edebiyat eleştirileri ve denemeler yazdı.

Başlıca eserleri: İmparatorluktan Günümüze Türkiye’nin Toplumsal Yapısı, Toplumsal Değişme Kuramları ve Türkiye Gerçeği, Kültür Üzerine, Türkiye Üzerine Araştırmalar, 12 Eylül ve Sonrası, Yaşamın Anlamı (deneme), Hocaefendi’nin Sandukası (roman), 21. Yüzyıl ve Türkiye.

 

KORYÜREK, ENİS BEHİÇ (1891 – 1949)

 

İstanbul doğumludur. Yükseköğrenimini Mülkiye Okulunda bitirdi. Yurt dışı temsilciliklerinde görev aldı. Yurda dönünce adalet, İktisat ve Çalışma Bakanlıklarında çalıştı. Ankara’da öldü.

Sanat yaşamına aruz ölçüsüyle yazdığı şiirlerle başladı. Ardından Milli Edebiyat akımına bağlandı. Hece ölçüsüyle ve yalın bir dille, ulusal heyecanlarla yüklü epik şiirler yazdı. “Beş Hececi” şairlerindendir.

Başlıca şiir kitapları: Miras, Varidat-ı Süleyman.

 

KOZANOĞLU, ABDULLAH ZİYA (1906 – 1966)

 

İstanbul doğumludur. Kabataş Erkek Lisesinin ardından Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık ve İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümlerini bitirdi. Bir süre Milli Eğitim Bakanlığında başmimar olarak görev aldıktan sonra serbest mimar-mühendislik yaptı.

Konularını tarihsel olaylardan, ünlü kahramanların yaşamlarından alan romanları ile adından söz ettirdi.

Başlıca romanları: Kızıltuğ, Atlı Han, Kubilay Han’ın Gelini, Türk Korsanları, Arena Kraliçesi, Seydi Ali Reis, Gültekin, Kızıl Kadırga, Kozanoğlu, Kolsuz Kahraman, Dağlar Delisi, Savcı Bey, Fatih Feneri, Sarı Benizli Adam, Malkoçoğlu, Battal Gazi Destanı.

 

KÖKLÜGİLLER, AHMET (1936)

 

Bahçe, Adana doğumludur. Düziçi İlköğretmen Okulundan sonra Balıkesir Necatibey Eğitim Enstitüsünü bitirdi. Türkçe ve edebiyat öğretmenliği yaptı.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiir ve yazılarıyla tanındı. Eğitim-öğretim kaynak kitapları yazdı.

Başlıca eserleri: Ağrılı Üçgen (şiir kitabı, iki arkadaşıyla birlikte), 150 Soruda Türkçe Temel Bilgiler, Şair ve Yazarlarımız Nasıl Yazıyorlar (İbrahim Minnetoğlu’yla), Atatürk, Çözümlemeli Cümle Bilgisi, Açıklamalı Atasözleri ve Özdeyişler, Türk Yazarlarından Çocukluk ve Gençlik Anıları.

 

KÖPRÜLÜ FUAD (1890 – 1966)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde eğitim gördü. İstanbul’da bir süre lise öğretmenliği yaptı. Ardından Edebiyat Fakültesine atandı. Çeşitli üniversitelerde edebiyat profesörü olarak çalıştı. Kars ve İstanbul milletvekilliği yaptı. İstanbul’da öldü.

Fuad Köprülü, edebiyat alanına Fecr-i Ati şairleri arasında şiire girdi. Edebiyat Fakültesine geçtikten sonra edebiyatımız ve edebiyat tarihimiz üzerine çalışmalarını yoğunlaştırdı. Ziya Gökalp’ın çıkarttığı Yeni Mecmua’da klasik ve halk şiirimiz ile şairlerimiz üzerine tanıtım ve inceleme yazıları yazdı. Milli Tetebbular Mecmuası, Türkiyat Mecmuası gibi kültür tarihimizin önemli dergilerini çıkarttı. Türkiyat Enstitüsünü kurdu. Fuad Köprülü, Ziya Gökalp’ın Türkçülük programına paralel olarak, Türkçü bir tarih ve bilim anlayışından yola çıktı. Edebiyat tarihimizi, Osmanlı Devleti sınırlarını aşmamış, birer antoloji olmaktan öte gidememiş şuara tezkiresi anlayışından kurtardı, destanlar çağından günümüze bir bütün halinde ele aldı. Edebiyat tarihimizin çeşitli dönem ve kişilerini bilimsel tarih yöntemlerine göre, belgelere dayanarak ilk defa Köprülü aydınlığa çıkardı. Eski kitaplara girmemiş birçok şair ve yazarımızın varlığını bilim dünyasına tanıttı. Batı’da otorite sayılan birçok Türkolog’un yanlışlarını düzeltti veya eksiklerini tamamladı. Bu sistemli çalışmaları sayesinde birçok Avrupa üniversite ve bilim kuruluna üye seçildi. Uluslar arası bilim kongrelerinde ülkemizi temsil etti. Şarkiyat, Türk medeniyeti ve kültür tarihi, Türk edebiyatı tarihi, edebi tenkit, Türk dili, dini, Türk sanat musikisi, Türk hukuk ve iktisat tarihleri, Türk siyasal tarihi ve etnolojisi gibi alanlardaki geniş çalışmalarının ürünlerini çeşitli kitap, dergi ve ansiklopedilerde derledi.

Başlıca eserleri: Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, Türk Edebiyatı Tarihi I-II, Türkiye Tarihi, Bugünkü Edebiyat, Azeri Edebiyatına Ait Tetkikler, Divan Edebiyatı Antolojisi, Türk Dili ve Edebiyatı Hakkında Araştırmalar, Türk Saz Şairleri I-II-III, Edebiyat Araştırmaları.

 

KÖROĞLU (XVI. YÜZYIL)

 

Yaşamı hakkında pek bir bilgi bulunmamaktadır. Sultan III. Murat zamanında (1574 – 1595) Osmanlı ordusuyla İran savaşlarına katıldığı bilinmektedir. Bolu Bey’inden babasının öcünü almak için dağlara çıktı. Yiğitliği ve iyilikseverliği destanlaştırılan Köroğlu ile şair Köroğlu halk zihninde kaynaşmış durumdadır.

Köroğlu, halk şairlerimiz içerisinde mücadelenin sembolüdür. Şiirlerinde coşkun bir seslenişle yiğitlik, dostluk, aşk, doğa sevgisi çok sade bir dille anlatılır. Bu şiirler, hikayeci aşıkların düz yazıyla anlatılan hikayeleri arasına serpiştirilmiştir. Yirmi dördü bulan bu hikayeler, Türklük dünyasına yayılan bir Köroğlu destanının doğuşunu hazırlamıştır.

Köroğlu’nun şiirleri Fuad Köprülü, Pertev Naili Boratav, Cahit Öztelli ve başka birçok araştırmacı tarafından derlenmiştir.

 

KULİZADE, CELİL MEHMET (1886 – 1932)

 

Nahcivan doğumludur. İlköğrenimini molla mektebinde tamamladı. Ardından şehir mektebini bitirdi. Gori’de muallimlik seminerlerine katılarak Revan’ın Uluhanlı, Baş Noraşen ve Nehrem köylerinde öğretmenlik yaptı. Bu sırada Çay Desgahı adlı alegorik piyesi yazdı. Sonra Revan’a yerleşti ve mütercimlik yaptı. Poçt Kutusu adlı hikayesi Şarki Rus gazetesinde tefrika edildi. Bir müddet sonra gazeteyi satın alan Celil Mehmet Kulizade adını Gayret olarak değiştirdi. 1906’da Molla Nesreddin adlı mizahi gazeteyi çıkarttı. Kafkasya’da büyük yankı uyandıran Molla Nesreddin gazetesine Türkiye, İran, Hindistan, Afganistan, Avrupa ve hatta Amerika’dan bile aboneler kaydedilir; gazetenin haftalık tirajı beş bine yaklaşır.

Kulizade, Azerbaycan düşünce ve basın yaşamına birçok yenilik getirmiştir. Eserleri bugün dahi ilgiyle okunmaktadır. Azerbaycan’da sovhoz, kolhoz, kütüphane, çocuk bahçesi, cadde ve meydanlara onun adı verilmiştir. Nahcivan’daki Devlet Musiki Dram Tiyatrosu da Celil Mehmet Kulizade’nin adını taşımaktadır. Ayrıca 1967’de Astrahanbazar yöresi ile kenti ası değiştirilerek Celilabad olmuştur. Azerbaycan’ın Celilabad ve Nahcivan kentlerinde heykeli dikilmiştir.

Başlıca eserleri: İran’da Hürriyet, Hatıratım, Poçt Kutusu, İki Alma, Usta Zeynal, Yuhu, Buz, Novruzeli, Felyetonlar, Kurbanali Bey, Eşşeğin İtmekliyi, Nigarancılık, Şiir Bülbülleri, Kuzu, Molla Fezleli, Ölüler, Deli Yığıncağı, Sirke, Danabaş Kendinin Ehvalatları, Bakkal Meşedi Rehim, Belke de Gaytardılar, Konsulun Arvadı, Yahut İki Muallim.

 

KUNDERA, MİLAN (1929)

 

Brona doğumlu Çekoslovakyalı şair, romancı ve oyun yazarıdır. Ünlü bir piyanistin oğludur. Sinema eğitimi gördü. Eserlerinde ülkesinin yönetimini eleştirince yurdundan ayrılmak zorunda kaldı. Fransız yurttaşlığına geçti.

Kundera eserlerinde bireysel özgürlüğü ön plana çıkardı. Açıklık ve alaycılık eserlerinin genel niteliğidir.

Başlıca eserleri: Clovek Zahrada Ziva (şiir kitabı), Var Olmanın Dayanılmaz Hafifliği (roman), Şaka (roman), Gülüşün ve Unutuluşun Kitabı (roman), Gülünesi Aşıklar (öykü), Roman Sanatı (inceleme), Ölümsüzlük (roman), Gülün Adı (roman).

 

KUNOŞ, IGNACE (1862 – 1945)

 

Macar Türkolog’dur. Türk folkloru üzerine yaptığı inceleme ve araştırmalarla tanındı. 1885 yılında ülkemize gelerek beş yıl kaldı. Anadolu’yu dolaştı. Folklor derlemeleri yaptı. Derlediği atasözü, halk öyküsü, masal, türkü ve maniler yayımladı. Türk halk edebiyatının zenginliğini tüm dünyaya tanıttı.

Başlıca eserleri: Türk Halk Edebiyatı, Türk Halk Şarkıları, Türk Dili, Adakale Masalları, Türk Masalları (2 cilt).

 

KUNTAY, MİTHAT CEMAL (1885 – 1956)

 

İstanbul doğumludur. Vefa Lisesinin ardından Hukuk Fakültesini bitirdi. Adalet Bakanlığına bağlı görevlerde çalıştı. İstanbul’da yaşama veda etti.

Vatan ve ulus konularında aruz ölçüsüyle yazdığı epik-lirik şiirleriyle tanınır oldu. Yakın tarihimize ışık tutan araştırma yazıları yazdı.

Başlıca eserleri: Kemal (oyun), Türk’ün Şehnamesinden (şiir kitabı), 28 Kanunu Evvel (manzum oyun), Üç İstanbul (roman), Mehmet Akif, Namık Kemal.

 

KURDAKUL, ŞÜKRAN (1927 – 2004)

 

İstanbul doğumludur. İzmir Karşıyaka Lisesindeki öğrenimini yarıda bıraktı. İzmir Belediyesinde ve İstanbul’da bir bankada memurluk, çeşitli yayın organlarında düzeltmenlik yaptı.

Birçok gazete ve dergide çıkan şiir, yazı ve öykülerle adını duyurdu. Türk edebiyatının son dönemlerini inceleyen kitaplar ve sözlükler yazdı. Başlıca eserleri:

Öykü: Tanığın Biri, Öyküler, Beyaz Yakalılar, Kurtuluştan Sonra, Onların Çocukları.

Şiir: Tomurcuk, Ölümsüzlere, Zevklerin ve Hülyaların Şiirleri, Ökselerin Yöresinde, Giderayak, bir Yürekten Bir Yaşamdan, Nice Kaygılardan Sonra, İzmir’in İçinde Amerikan Neferi, acılar Dönemi.

Diğer eserleri: Çağdaş Türk Edebiyatı Meşrutiyet Dönemi, Çağdaş Türk Edebiyatı Cumhuriyet Dönemi, Namık Kemal, Nazım’ın Bilinmeyen Mektupları.

 

KUTLAR, ONAT (1936 – 1995)

 

Gaziantep doğumludur. Gaziantep Lisesinin ardından girdiği Hukuk Fakültesi öğrenimini yarıda bıraktı. Doğan Kardeş dergisinde sekreterlik, Sinematek Derneğinde yöneticilik yaptı. İstanbul’da öldürüldü.

Dergilerde çıkan şiirleri ile tanınır oldu. Daha sonra, masalsı, renkli, şiirli öyküler yazdı. Gazete ve dergilerde sinema yazıları, eleştiri ve denemeler yayımladı. Başlıca eserleri:

Öykü: İshak.

Şiir: Peralı Bir Aşk İçin Divan, Unutulmuş Kent.

Diğer eserleri: Yeter ki Kararmasın (deneme-mektuplar), Sinema Bir Şenliktir (sinema yazıları), Bahar İsyancıdır (deneme).

 

KUTLU, AYLA (1938)

 

Antakya doğumludur. Antakya Lisesinin ardından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdi. Devlet kurumlarında çalıştı.

İlk öyküleri Özgür İnsan dergisinde yayımlandı. Sonra Türk Dili, Sanat Olayı ve Gösteri dergilerinde yazdı. Başlıca eserleri:

Çocuk kitabı: Merhaba Sevgi, Yıldız Yavrusu, Harika İkizler, Küçük Mavi Tren, Kendini Köpek Sanan Ayakkabılar.

Öykü: Hüsnüyusuf Güzellemesi, Sen de Gitme, Triyandafilis.

Roman: Kaçış, Islak Güneş, Cadı Ağacı, Tutsaklar, Bir Göçmen Kuştu O, Hoşça Kal Umut.

 

KUTLU, MUSTAFA (1947)

 

Erzincan doğumludur. Erzincan Lisesinin ardından Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Edebiyat öğretmenliğinin yanında yayınevlerinde de çalıştı.

Sanat yaşamına şiirle başladı. Öykü ve incelemeleri ile tanınır oldu. İlk öykü ve yazıları Adımlar dergisinde yayımlandı. Ardından çeşitli dergilerde yazıları yayımlanmaya devam etti. Başlıca eserleri:

Deneme-inceleme: Şehir Mektupları (deneme), Sait Faik’in Hikaye Dünyası (inceleme), Sabahattin Ali (inceleme).

Öykü: Ortadaki Adam, Gönül İşi, Yokuşa Akan Sular, Yoksulluk İçimizde, Ya Tahammül ya Sefer, Bu Böyledir, Sır, Arka Kapak Yazıları.

 

KUTLU, ŞEMSETTİN (1918 – 1991)

 

Göksun doğumludur. Gaziantep Lisesinin ardından İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Milli Eğitim Bakanlığında müfettişlik ve liselerde öğretmenlik görevlerinde bulundu.

Dergilerde yayımlanan öyküleriyle tanınmaya başladı. Daha sonra tarih, dil ve edebiyat üzerine araştırma ve inceleme yazıları üzerine yoğunlaştı.

Başlıca eserleri: Eski Türk Hayatı, Dertli, Türk Romanları, Divan Edebiyatı Antolojisi, Dünya Edebiyatçıları Antolojisi, Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı Antolojisi, Eski İstanbul Ünlüleri, Metinlerle Örneklerle Şairler ve Yazarlar, Servet-i Fünun Dönemi Türk Edebiyatı Antolojisi, Türk Edebiyatında Kahramanlık Hikayeleri Antolojisi.

 

KÜLEBİ, CAHİT (1917 – 1997)

 

Zile, Tokat doğumludur. Sivas Lisesinin ardından İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Edebiyat öğretmenliği, Milli Eğitim müfettişliği yaptı. TDK genel yazmanı oldu.

İlk şiirleri Nazmi Cahit adıyla Gençlik dergisinde yayımladı. Şiirlerinde Anadolu insanının yaşamını doğal, içten bir gerçeklikle anlattı. Halk şiiri kaynaklarından faydalandı. Duygu ve düşüncelerini ince benzetmelerle ifade etti. Başlıca eserleri:

Şiir: Adamın Biri, Bütün Şiirleri, Rüzgar, Yangın, Atatürk Kurtuluş Savaşında, Yeşeren Otlar, Süt, Şiirler, Türk Mavisi, Sıkıntı ve Umut.

Diğer eserleri: Şiir Her Zaman (şiir üzerine düz yazılar), İçi Sevda Dolu Yolculuk (anı).

Muzaffer Uyguner, Cahit Külebi adlı bir inceleme kitabı yayımlamıştır.

 

KÜPÇÜ, RECEP (1934 – 1976)

 

Filibe yakınlarındaki Kuklene köyü doğumludur. İlkokul ve rüştiyeyi köyünde tamamladıktan sonra Kırcaali’de Türk Öğretmen Okulunda okumaya başladı. Ardından Razgrad Türk Öğretmen Okulunu bitirdi. Bulgaristan’da Türk okullarının Bulgar okullarıyla birleştirilmesine karşı çıktığı için öğretmenlik mesleğinden uzaklaştırıldı. Yeni Işık gazetesinde çalıştı. Varna’da öldü.

Şiirlerinde yapılan baskı ve haksızlıklara karşı sesini yükseltti. Açıkça söyleyemediklerini simgelerle anlatmaya çalıştı. Şiirlerinden bazıları Bulgarcaya çevrilerek Dostlarım, Yolcu Yolunda Gerek (1978) adıyla Varna’da basıldı. Recep Küpçü, içtenlik ve hüzün yüklü şiirlerinde temiz, akıcı ve zengin bir Türkçe kullandı.

Başlıca eserleri: Ötesi Var, Ötesi Düş Değil.

 

KÜR, PINAR (1945)

 

Bursa doğumludur. Lise öğrenimini New York’ta tamamladıktan sonra İstanbul Robert Koleji Yüksek Okulu Dil Bölümünden mezun oldu. Fransa’da doktora yaptı. Yurda dönünce Ankara Devlet Tiyatrosunda dramaturg olarak görev yaptı. Öğretmenlik görevinde de bulundu.

Önceleri yazar ve oyuncu olarak tiyatro ile ilgilendi. Ardından öykü ve romanlar yazdı. Başlıca eserleri:

Öykü: Bir Deli Ağaç, Akışı Olmayan Sular.

Roman: Yarın Yarın, Küçük Oyuncu, Sonuncu Sonbahar, Asılacak Kadın, Bitmeyen Aşk, Bir Cinayet Romanı.

 

L

 

LA FONTAİNE (1621 – 1695)

 

Fransız şairi ve fabl yazarıdır. Eserlerinde Eski Yunan ve Latin Edebiyatlarından esinlenmiştir. Fabllarında hayvanlar arasında geçen olaylar yoluyla insanlara dersler vermek istedi.

La Fontaine’in fablları dilimize çevrilerek değişik yayınevleri tarafından defalarca basılmıştır.

 

LAGERLÖF, SELMA (1858 – 1940)

 

İsveçli yazardır. Üç yaşında çocuk felcine tutuldu ve yaşam boyu özürlü kaldı. Çocukluğu masal dinleyerek geçti. Öğretmen okulunu bitirdi. Bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra kendini edebiyata verdi.

Roman, masal ve öyküler yazdı. Eserlerinde İsveç masal ve söylencelerinden faydalandı. Duygulu anlatımıyla İsveç romantizmine öncülük etti. Eserlerinde ana tema olarak insan sevgisini seçti. Başlıca eserleri:

Öykü-masal: Görünmez Bağlar, Masal Üstüne Masal, Troll’ların Dünyası.

Oyun: Dişi Civciv, Eski Ev.

Roman: Eski Ev, Ölümün Arabacısı, Sürgün, Nils Holgersson’un İsveç Gezisi (çocuk romanı)

 

LATİFİ (1491 – 1582)

 

Kastamonu doğumludur. Asıl adı Abdüllatif’tir. Öğrenim hayatına Kastamonu’da başladı. Fakat bu öğrenimini ne kadar sürdürdüğü bilinmemektedir. İskender Çelebi’ye sunduğu kasidenin beğenilmesi üzerine Belgrad’a atandı. Daha sonra İstanbul’a geldi ve katiplikte bulundu. Rodos ve Mısır’da devlet görevleri yaptı. Yaşamının son dönemine ait net bilgiler bulunmamaktadır. Mısır’dan Yemen’e giderken bindiği geminin batması üzerine boğularak öldü.

Latifi şairliğinden çok tezkiresiyle adını duyurdu. Kendisi bir divanı olduğunu söylese de bulunamadı. Mecmualarda rastlanan şiirleri pek güçlü bir şair olmadığını göstermektedir. Asıl ustalığı düz yazıda oldu. Alfabetik sıraya göre düzenlenen ilk tezkireyi, Latifi yazmıştır. Beğenisi ve şairler üstüne yargıları açısından en güvenilir kaynak odur.

Eserleri: Latifi Tezkiresi, Risale-i Evsaf-ı İstanbul (İstanbul’u tanıtan bir eserdir), Füsul-i Erbaa (Nazım ve nesir karışık olarak dört mevsimin özelliklerini anlatan bir eserdir), Subhatü’l Uşşak (Yüz hadisin tercümesidir), Esamaü’s-Suveri’l-Kur’an (Manzum olarak Kur’an surelerinin adlarını yazmıştır.), Ahval-i İbrahim Paşa (Bir paşanın serüvenini anlatır)

 

LEVEND, AGAH SIRRI (1894 – 1978)

 

Rodos doğumludur. Konya Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Öğretmenlik yaptı, milletvekili seçildi. TDK başkanlığı yaptı. Ankara’da yaşama veda etti.

Şiir, roman ve öykü türlerinde eserler de yazmasına karşın edebiyat tarihi alanındaki verimli çalışmalarıyla tanındı. Başlıca eserleri:

İnceleme: Edebiyat Tarihi Dersleri (3 cilt), Eserler ve Şahsiyetler, Divan Edebiyatı, Nabi’nin Surnamesi, Türk Dilinde Gelişme ve Sadeleşme Evreleri, Gazavatnameler ve Mihaloğlu Ali Beyin Gazavatnamesi, Türk Edebiyatında Şehrengizler ve Şehrengizlerde İstanbul, Arap-Fars ve Türk Edebiyatlarında Leyla ve Mecnun Hikayesi, Tarih Boyunca Türk Dili, Ümmet Çağı Türk Edebiyatı, Türk Edebiyatında Manzum Atasözleri ve Deyimler, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ali Şir Nevai (3 cilt), Ahmet Rasim, Şemsettin Sami, Türk Edebiyatı Tarihi.

 

LONDON, JACK (1876 – 1916)

 

San Francisco doğumlu Amerikalı romancıdır. Yoksulluk içinde büyüdü. Birçok serüven yaşadı, Çok kitap okuyarak kendini geliştirdi.

Eserlerinde, düşüncelerindeki genişlik ve anlatımda sağlamlık dikkati çeker.

Başlıca eserleri: Vahşetin Çağrısı, Hayatı Sevmek, Demir Ökçe, Martin Eden, Güney Denizi Hikayeleri.

 

LOTI, PIERRE (1850 – 1923)

 

Fransız romancısıdır. Deniz Akademisini bitirdi. Birçok ülkeyi gezdi. Gittiği ülkelerin törelerini öğrendi. Gözlemlerini, yazdığı romanlarda kullandı. Bu arada İstanbul’a da geldi. Aziyade ve Les Desanchan Tees romanlarında İstanbul’u anlattı.

Başlıca eserleri: Bir Sipahinin Romanı, İzlanda Balıkçısı, Beyaz Krizantem, Bezginler, Denizci, İlk Gençlik.

 

M

 

MAKAL, MAHMUT (1933)

 

Aksaray doğumludur. İvriz Köy Enstitüsünden sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünden mezun oldu. Öğretmenlik ve ilköğretim müfettişliği yaptı.

İlk yazıları öğretmenlik yaptığı köyün ekonomik ve sosyal yapısını anlatan notlar ve izlenimlerden oluşmaktadır. Bu yazılar Varlık dergisinde yayımlanınca büyük ilgi gördü. Ardından Bizim Köy adıyla kitaplaştırıldı. Mahmut Makal, edebiyatımızda köy yazıları dönemini başlattı. Makal, bazıları öykü biçiminde olan bu köy izlenimlerini yansıtan kitaplarını yazmaya devam etti. Toplum bilim ve eğitim konularında inceleme yazıları yazdı.

Başlıca eserleri: Bizim Köy, Köyümden, Bakırdaki Kıvılcım, Memleketin Sahipleri, Kuru Sevda, Faust’un Dediği, 17 Nisan, Ağlatı, Hayal ve Gerçek-Değişenler, Köye Gidenler, Kalkınma Masalı, Bir İşçinin Günlüğünden, Eğitimde Yolumuz Nereye, Köy Enstitüleri ve Ötesi, İplik Pazarı, Kamçı Teslimi, Karanlığı Zorlayanlar, Yer Altında Bir Anadolu, Kokmuş Bir Düzende, Bu Ne Biçim Ülke, Kokmuş Bir Düzende.

 

 

MAKAL, TAHİT KUTSİ (1937 – 1999)

 

Acıpayam doğumludur. Denizli Lisesinin ardından sonra İstanbul Gazetecilik Okulunu bitirdi. Çeşitli gazetelerde çalıştı. İstanbul’da yaşama veda etti.

Sanat yaşamına şiirle başladı. Sonra gazete ve dergilerde yayımlanan röportaj, inceleme ve gezi yazıları ile tanınırlığı arttı.

Başlıca eserleri: İç Göç, Kamyon (roman), Meydan Dayağı (roman), Acı Yol, Köylü Gözüyle Avrupa, Delitay, Sahte Ozanlar, Al Kırbacı Eline, Aşık Veysel, Dadaloğlu, Köroğlu, Anadolu’da Türk Mührü, Aşık Zülfikar Diyani, Türk Halk Şiiri Antolojisi, Zara’lı Aşık Erdem, Karacaoğlan.

 

MALLARME, STEPHANE (1842 – 1898)

 

Paris doğumlu Fransız şairidir. İngiltere’de dil öğrenimi gördü. Ülkesine döndükten sonra otuz yıl İngilizce öğretmenliği yaptı.

Mallarme, kapalı şiirler yazdı. sembolizmi savundu. Şiirin düşüncelerle değil, sözcüklerle yazıldığına inandı.

Başlıca eserleri: Eski Tanrılar, Saçmalar.

 

MAUPASSANT, GUY DE (1850 – 1893)

 

Fransız öykü ve roman yazarıdır. Süssüz ve açık bir anlatımı, sağlam bir biçemi vardır.

Maupassant natüralisttir. Konularını gerçekçi bir tarzda anlatır. Yaşamın acı yanlarını, insanların kusurlarını karamsar bir bakışla işlemiştir. 250’nin üstünde öykü yazdı. Öyküleri belli bir olaya dayanır. Enteresan sonlarla biter.

Öyküleri dilimize Hikayeler adı ile çevrilerek iki cilt halinde yayımlandı.

 

MEHMED KEMAL (1920 – 1998)

 

Ankara doğumludur. Ankara Lisesinin ardından üç yıl Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde okudu. Çeşitli dergilerde çalıştı. İstanbul’da vefat etti.

İlk şiiri Gençlik dergisinde yayımlandı. 1940’lı yıllar toplumsal şairleri içinde yalın anlatımı ile yer edindi. Gazete ve dergilerde yayımlanan, ülke gerçeklerini özgür bir görüşle dile getirdiği köşe yazısı, makale ve röportajlarıyla tanındı. Başlıca eserleri:

Şiir: Birinci Kilometre, Tükenmez, Dünya Güzel Olmalı, Söz Gibi.

Roman: Pulsuz Tavla, Sürgün Alayı.

Diğer eserleri: Acılı Kuşak, Haber Peşinde 50 Yıl, Politika ve Ötesi, Türkiye’nin Kalbi Ankara, Şairler Dövüşür.

 

MEHMET RAUF (1875 – 1931)

 

İstanbul doğumludur. Eyüp ve Soğukçeşme Askeri Rüştiyelerinde okudu. Heybeliada Bahriye Mektebini bitirdi. Ardından önce Girit’e sonra da Kiel Kanalının açılışında yer almak üzere Almanya’ya gönderildi. 1908’e dek Deniz Kuvvetlerinde görev yaptı. Mehasin ve Süs adlı kadın dergilerini çıkarttı. Yaşamının son yıllarında evinde acı ve yoksulluk içinde geçirdi. İstanbul’da öldü.

Askeri okul öğrenciliği yıllarında edebiyata ilgi duymaya başlayan yazarın ilk öyküsü, 1896’da Halit Ziya Uşaklıgil tarafından çıkarılan Hizmet gazetesinde yayımlandı. Servet-i Fünun dergisinde de yazan Mehmet Rauf, bu dergide tefrika edilen Eylül romanıyla büyük bir başarı elde etti. Bu romanda kahramanlarının ruhsal durumlarını canlı bir biçimde anlattı. Çağdaşlarına göre daha duru, daha akıcı ve temiz bir dil kullandı. Eylül’den sonra birçok öykü ve oyun yazan Mehmet Rauf, bu romanındaki başarıyı diğer eserlerinde yakalayamadı. Başlıca eserleri:

Mensur şiir: Siyah İnciler.

Oyun: Cidal, Ferdi ve Şürekası, Ceriha, Sansar.

Öykü: İhtizar, Aşıkane, Son Emel, Kadın İsterse, İlk Temas İlk Zevk, Hanımlar Arasında, Aşkın Kadını, Menekşe, Gözlerin Aşkı, Bir Aşkın Tarihi, Eski Aşk Geceleri, Üç Hikaye, Pervaneler Gibi.

Roman: Ferda-yı Garam, Hasas, Yara, Eylül, Kan Damlası, Son Yıldız, Karanfil ve Yasemin, Define, Genç Kız Kalbi, Böğürtlen.

 

MEHMET FUAT (1926 – 2004)

 

İstanbul doğumludur. Haydarpaşa Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Çeşitli dergi ve yayınevlerinde çalıştı.

Öykü, eleştiri, çeviri ve denemeleriyle tanınmaya başladı. Başlıca eserleri:

Çocuk Kitabı: İlkokul Çocukları İçin Şiirler, Türk Yazınından Seçilmiş Çocuklar İçin Şiirler.

Öykü: Aşk ve Sümüklüböcek (Tuna Baltacıoğlu’yla)

Roman: Yaşadığımız.

Diğer eserleri: Düşünceye Saygı (deneme-eleştiri), Gölgede Kalan Yıllar (anı), Başlangıcından Bugüne Türk ve Dünya Tiyatro Tarihi, Çeviri Şiirler, Unutulmuş Yazılar (deneme), Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi, Çağdaşımız Makyevel, Türk Yazınından Seçilmiş Denemeler, Çoğunluğun Gücü, Eleştiri Sorumluluğu, Biçemden Biçem, İki Yönlü Yozlaşma, Sömürüsüz Bir Dünya, Konuşan Toplum, Dağlarda Yüreğim, Ölümsüzlük Avı.

 

MANN, THOMAS (1875 – 1955)

 

Lübeck doğumlu Alman yazarıdır. Üniversite öğrenimini yarıda bırakmıştır. Haftalık bir gülmece dergisine öyküler yazdı. İtalya’ya gitti ve orada yazdığı Budden Brooklar romanı ile üne kavuştu. 1929 Nobel Edebiyat Ödülüne layık görüldü. Hitler yönetimine karşı çıkınca yurt dışına sürgüne gönderildi. Alman yurttaşlığında da çıkarıldı. Fransa, İsviçre ve ABD’ye gitti.

Mann, gerçekçi bir Romacı olarak bilinir. Eserlerinde Fransız biçimciliği ile Alman özcülüğünün bir sentezine ulaştı. Burjuva gelenek ve ahlakına karşı çıkan romanlar yazdı.

Başlıca eserleri: Venedik’te Ölüm, Büyülü Dağ, Doktor Faustos, Tanrının Sevgili Kulu, Serap.

 

MERAY, SEHA L. (1921 – 1978)

 

İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesinin ardından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun oldu. Aynı fakültede Devletler Hukuku kürsüsü profesörü oldu. Üniversite rektörlüğü ve TDK başkanlığı yaptı.

Mesleki bilimsel çalışmalar yaptı. Lozan Barış Konferansının dokümanlarını yayımladı. Eserlerinde Atatürk devrimlerini savundu.

Başlıca eserleri: Üniversite Sorunları, Lozan Barış Konferansı (6 cilt), Su Başlarını Devler Tutmuş (ülke sorunları üzerine yazılar), İnsanca Yaşamak (ülke sorunları üzerine yazılar).

 

MAYAKOVSKİ, VLADİMİR (1894 – 1930)

 

Kutaysi, Gürcistan doğumlu Rus şairidir. Güzel Sanatlar Okulunda okudu. Maksim Gorki’yle tanıştıktan sonra siyasi içerikli şiirler yazmaya başladı. Şiirlerinde biçimi önemsedi. Halk dilini kullanarak Rus şiirinde yeni bir dönem açtı. Başta Nazım Hikmet olmak üzere birçok Türk şairini etkiledi.

Başlıca eserleri: Pantolonlu Bulut, Şiirler, Banyo, İnsan, Yüz Elli Milyon, Tahta Kurusu.

 

MERİÇ, CEMİL (1916 – 1987)

 

Reyhanlı doğumludur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yabancı Diller Okulunda okudu. Elazığ Lisesinde Fransızca öğretmenliği, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yabancı Diller Okulunda okutmanlık yaptı. Aşırı çalışmaktan 1955’te gözlerini yitirdi ancak çalışmalarını sürdürdü. İstanbul’da öldü.

Meriç, İnsan, Yücel, XX. Asır gibi dergilerdeki inceleme ve makaleleriyle tanınmaya başladı. Balzac, Victor Hugo gibi yazarların çevirileri yanı sıra inceleme kitapları da yayımladı.

Batı, Hint ve Osmanlı kültürü ile ilgili araştırmalar yaptı. Tanzimat sonrası düşünce akımlarını, aydınların “kültür” sorununa bakışlarını ele aldı. Doğru bildiklerini çekinmeden dile getirdi. Başlıca eserleri:

İnceleme: Hint Edebiyatı, Işık Doğudan Gelir, Saint-Simon, Umrandan Uygarlığa, Kırk Ambar, Bir Facianın Hikayesi, Bir Dünyanın Eşiğinde.

Deneme: Mağaradakiler, Jurnal, Bu Ülke.

 

MERİÇ, NEZİHE (1925 – 2009)

 

Gemlik doğumludur. Eskişehir Lisesini bitirmesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine başladı ancak eğitimini yarıda bıraktı. Bir süre ilkokul öğretmenliği yaptıktan sonra yayıncılıkla ilgilenmeye başladı.

Seçilmiş Hikayeler dergisinde çıkan öyküleriyle tanındı. Öykülerinde, toplumsal yaşamın çarkları arasında sıkışmış genç kadınları şiirsel bir dille anlattı. Başlıca eserleri:

Çocuk kitabı: Alagün Çocukları, Küçük Bir Kız Tanıyorum On İki Yaşında, Küçük Bir Kız Tanıyorum On Altı Yaşında, Küçük Bir Kız Tanıyorum Yedi Yaşında, Küçük Bir Kız Tanıyorum Sekiz Yaşında, Küçük Bir Kız Tanıyorum Dokuz Yaşında.

Oyun: Sular Aydınlanıyordu, Sevdican.

Öykü: Bozbulanık, Topal Koşma, Menekşeli Bilinç, Dumanaltı, Bir Kara Derin Kuyu.

Roman: Korsan Çıkmazı.

 

MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ (1207 – 1273)

 

Horasan’ın Belh ili doğumludur. Babası Sultanü’l Ulema (Bilginler Sultanı) Bahaeddin Veled’dir. İlköğrenimini babasından aldı. Babası yaklaşan Moğol tehdidi üzerine ailesi ve müritlerini toplayarak Hicaz-Şam yolu üzerinden Anadolu’ya geçip, Konya’ya yerleşti. Mevlana Seyyit Burhanettin’den tasavvuf eğitimi aldı. Bilgisini geliştirmek için Halep ve Şam’a gitti. Dönüşünde medreselerde ders, camilerde vaaz verdi, çevresinde toplananları aydınlatmayı amaçladı. Konya’da yaşama veda etti.

Mevlana Celalettin-i Rumi, Farsça-Türkçe karışık birkaç şiiri dışında bütün şiirlerini Farsça yazdı. Doğu İslam kültürünün en büyük düşünür ve şairlerindendir. Irk ve din ayrımı gözetmeden bütün insanlığa seslenen; birliği, hoşgörüyü, iyiliği öğütleyen düşünceleriyle yalnız Türk şiirini değil, Doğu şiirini de besledi.

Her yıl Konya’da ölüm yıldönümü olan 17 Aralığa rastlayan hafta, sema gösterilerinin de yer aldığı anma törenleri düzenlenmektedir. Başlıca eserleri:

Mesnevi: Ayetler, hadisler, “Senai”, “Attar” gibi şairlerin şiirlerinden alıntılar, öyküler, öğütler yoluyla tasavvufu anlatan eserdir.

Divan-ı Kebir.

Fihi Ma Fih: Muineddin-i Pervane’nin konağında, toplu söyleyişteki sözlerden oluşur. Kendi yaşamına, dönemine ilişkin bilgileri de kapsar.

Mecalis-i Seb’a: Camilerdeki vaazlarından oluşmuştur. Arapça bir hutbeden sonra açıklayıcı öykülere geçilir. Yedi bölümdür.

Mektubat: Dönemin ileri gelenlerine yazılmış mektupları içermektedir.

Rubailer.

 

MİNNETOĞLU, İBRAHİM (1920 – 1993)

 

Malatya doğumludur. İstanbul Erkek Lisesini bitirdikten sonra gazetecilik yaptı. Ardından kendi yayınevini kurdu. İstanbul’da öldü.

Önce hece ölçüsüyle şiirler yazdı. Sonra zamanla serbest ölçülü şiirlere yöneldi. Yurdun her köşesinden konular ve renkler taşıyan şiirlerinde haksızlığa karşı koyuş, kötülüğe yergi, gerçeğe, tarihe bağlılık belirgin özelliklerdendir.

Başlıca şiir kitapları: İstanbul’un Fethi (destan), Kıbrıs Destanı, Sevgiler, Ağvan.

 

MİRAÇ, YAŞAR (1953)

 

Trabzon doğumludur. Trabzon Lisesinin ardından Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu.

Dergilerde yayımlanan şiirleriyle tanınır oldu. Şiirlerinde Karadeniz Bölgesinin folklorundan faydalandı.

Başlıca şiir kitapları: Trabzonlu Delikanlı, Karadeniz Hırçın Kız, Şili ile Söyleşi, Barış Günlerinin Gümüş Denizi, Gül Ekmek, Yurdumun İşçileri, Taliplerin Ağıdı, Çan Deresi Türküleri, İçli Şarkılar, İstanbul Bir Kırmızı Gül, Trabzon’dan Çıktım Yola.

 

MOLLİERE (1622 – 1673)

 

Paris doğumlu Fransız oyun yazarıdır. Asıl adı Jean Baptiste Poquelin’dir. Babası saray görevlilerindendi. İyi bir öğrenim gördü. Felsefe ve hukuk eğitimi aldı. Oyuncu olmaya karar verdi. Bejart Kardeşler’le bir kumpanya kurdu. On iki yıl taşrada bu kumpanyayla birlikte dolaştı. 1658’de Paris’e yerleşti. Bir yıl sonra Gülünç Kibarlar’ı sahneledi. Bu oyun sayesinde ünlendi. Kral XIV. Louis’nin ilgisini çekti. Tutucuların saldırılarına karşı kral tarafından korundu. Bu güvene dayanarak toplumun aksayan yanlarını çekinmeden eleştirebildi. Yaşamı mücadeleyle geçti. Hem tüyatroyu yönetiyor, hem oynuyor hem de oyunları kaleme alıyordu. Hasta olmasına karşın Hastalık Hastası adlı eserinin başrolünü üstlendi. Oyun sırasında fenalaştı. Ardından vefat etti. Din adamları naşını gömmeyi reddetti. Kral araya girince, geceleyin dinsel tören yapılmaksızın gömüldü.

Molliere, dünyanın en büyük komedi yazarlarındadır. Amacı seyirciyi salt güldürmek değil, aynı zamanda düşündürmekti. Eserlerinin bu yönü çağı için yeniliktir. Güldürme sanatının tüm biçimlerini kullandı. Sahte dindarlara, düzmece bilginlere, düşünce ürünlerine ve iyi duygulara yapmacık sevgi gösterisinde bulunanlarla alay etti. Toplumun iç yüzünü, gülünçlük ve çirkinliklerini sergiledi. Karakter ve töre komedyası çığırını açmıştır.

Türkçeye çevrilen başlıca eserleri: Gülünç Kibarlar, Hastalık Hastası, Kocalar Okulu, Kasınlar Okulu, Scapin’in Dolapları, Zorla Evlendirme, Tartuffe, Don Juan, Adamcıl, Zoraki Hekim, Kibarlık Budalası, Cimri, George Dandini.

 

MONTAİGNE (1533 – 1592)

 

Perigord doğumlu Fransız yazar ve düşünürüdür. Varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Montaigne, yeni pedagojik metotlarla çok iyi bir eğitim gördü. Alman öğretmeni onunla yalnızca Latince konuşuyordu. Ünlü öğretmenlerin görevli olduğu bir kolejde eğitim gördü. Hukuk öğrenimi yaptı. Vergi Mahkemesi ve ardından Bordeaux Parlamentosu üyeliğine getirildi. Bu görevde uzunca bir süre çalıştı. Saray çevresiyle ilişki kurdu. Yaşamının bundan sonraki kısmı malikanesinde, kitaplığında çalışarak geçti. Yaşamının son yıllarında iki kez üst üste seçildiği Bordeaux belediye başkanlığı görevinde bulundu.

Montaigne, Rönesans’ın ve Fransız edebiyatının en önemli isimlerinden birisidir. Her türlü gelişmenin anası kabul edilen “şüphe”yi benimser. Her insanın kendisinde “insanlığı” taşıdığına inanıyordu. Bu inançtan ötürü başkalarına yardımcı olabilmek için kendini inceledi. Eserlerinde açık sözlü, kültürlü, vicdan huzurunu, kendine egemen olmayı seven, şiddet ve bağnazlığa karşı bir kişiliğe sahip olduğu anlaşılmaktadır. Montaigne, Fransızcayı yabancı dillerin etkisinden kurtarmaya, konuşma dilinin yazı dili olarak kullanılmasına da gayret göstermiştir.

Montaigne’in tek eseri vardır: Essais (Denemeler, 3 cilt, 1580-1588)

 

MORAN, BERNA (1921 – 1993)

 

İstanbul doğumludur. Işık Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Aynı bölümde profesörlük yaptı.

Çeşitli dergilerde yayımlanan eleştiri yazılarıyla tanındı. Eleştiri anlayışına yeni bir bakış açısı getirdi.

Başlıca eserleri: Türklerle İlgili İngiliz Yayınlar Bibliyografyası, Edebiyat Kurumları ve Eleştiri, Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış (2 cilt).

 

MUALLİM NACİ (1850 – 1893)

 

İstanbul doğumludur. Asıl adı Ömer’dir. Sekiz yaşındayken babası vefat edince annesiyle birlikte Varna’ya dayısının yanına gittiler. Varna’da eğitim gördü. Arapça, Farsça, Fransızca öğrendi. Varna Ortaokuluna müdür yardımcısı oldu. Anadolu ve Rumeli’de küçük memurluklarda bulunmasının ardından İstanbul’da gazeteciliğe başladı. Tercüman-ı Hakikat gazetesinin edebi bölümünü yönetti. Saadet ve Vakit gazetelerinde yazdı. Mekteb-i Hukukla Mekteb-i Sultani edebiyat öğretmenliklerinde görev aldı. Recaizade Mahmut Ekrem’le yaptığı şiddetli edebiyat tartışması Saray’ın emriyle durduruldu. Kırk üç yaşındayken kalp krizi sonucu İstanbul’da öldü.

Muallim Naci, şiirimizi neo-klasisizme götürmek niyetindeydi. Kalsik şiirleri kadar, yeni anlayışın hakim olduğu şiirleri de vardır. Edebiyatımızın aşırı değişme dönemi içinde; tutumu iyi anlaşılamamış, yeni sanata düşman, eskiye sıkı sıkıya bağlı olarak görülmüştür.bununla birlikte, klasik edebiyata batılı bir görüşle ilk bilinçli dönüşü de o yapmıştır. İlk şiirlerinde Nedim’in edası ile Nabi’nin hikmetli tarzı kaynaşmıştır. Yeni bir söyleyiş kazanan sonraki şiirlerinde ise çağdaşları Abdülhak Hamit’le Recaizade Ekrem gibi, şiirin konusunu geliştirmeye çalıştı. Doğa betimlemelerine önem verdi. Aruzu kusursuz olarak Türkçeye uyguladı. Çocukluk anılarını anlatırken dilimizin nesir alanındaki en güzel örneklerinden birisini vermiştir. En sade, en düzgün Tanzimat nesri onunkisidir.

Muallim Naci, şiirden sonra edebi eleştiri türünde yazıları ile de tanınır. Eleştirilerinde konunun estetik ve sanat yönünden ziyade dil ve üslup özellikleriyle ilgilenmiştir.

Muallim Nazi, şiir, eleştiri, anı, tarih, sözlük, edebiyat bilgileri, tiyatro türlerinde eserler vermiş, çeviriler yapmıştır. Başlıca eserleri:

Edebi eleştiri: Yazmış Bulundum, Müdafaa-name, Muallim, Demdeme.

Mektup: Şöyle Böyle, İntikad, Muhaberat ve Muhaverat.

Dil ve edebiyat çalışmaları: Lügat-i Naci, İstihalat-ı Edebiyye, Osmanlı Şairleri, Esami.

Anı: Ömer’in Çocukluğu, Medrese Hatırları.

Okul kitabı: Ta’lim-i Kıra’at, Mekteb-i Edeb, Veza’if-i Ebeveyn.

Çeviri: Hurde-Furuş, Muamma-yı İlahi, İnşa ve İnşad, Saib’de Söz, Sanihatü’l Arab, Emsal-i Ali, Hikemü’r Rüfai, Hülasatü’l İhlas, Mütercem, Ubaydiya.

Oyun: Zatü’n-Nitakayn, Heder, Musa bin Ebi’l- Gazan yahut Hamiyyet.

Şiir: Terkib-i Bend-i Muallim Naci, Ateşpare, Şerare, Fürüzan, Sümbüle, Mir’at’ı Bedayi, Yadigar*ı Naci.

 

MUMCU, UĞUR (1942 – 1993)

 

Kırşehir doğumludur. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Gazetecilik yaptı. Ankara’da bir suikast sonucu öldürüldü.

Güncel olayları yorumlayan, belgelere dayalı köşe yazıları ile tanındı.

Başlıca eserleri: Suçlular ve Güçlüler, Gazi Paşa’ya Suikast, Sakıncalı Piyade, Kazım Karabekir Anlatıyor, Bir Pulsuz Dilekçe, Büyüklerimiz, İnkılap Mektupları, Çıkmaz Sokak, Tüfek İcat Oldu, Liberal Çiftçilik, Devrimci ve Demokrat, Söz Meclisten İçeri, Terörsüz Özgürlük.

 

MUNGAN, MURATHAN (1955)

 

İstanbul doğumludur. Mardin Lisesinin ardından Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümünden mezun oldu. Devlet Tiyatrolarında dramaturg olarak görev yaptı.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiir, öykü ve yazılarıyla tanındı. Öykü ve şiirlerinde iç çatışmalar içinde bunalan büyük kent insanlarını işledi. Şiirlerinde yeni biçim olanakları aradı. Öykülerinde şiirsel bir dil kullandı. Başlıca eserleri:

Oyun: Mahmud ile Yezida, Bir Garip Orhan Veli, Taziye, Geyikler Lanetler.

Öykü: Son İstanbul, Cenk Hikayeleri, Hedda Gabler Adlı Bir Kadın, Kırk Oda, Lal Masallar, Kaf Dağı’nın Önü.

Şiir: Osmanlı’ya Dair Hikayat, Kum Saati, Başkalarının Gecesi, Sahtiyan, Mürekkep Balığı, Yaz Sinemaları, Eski 45’likler, Şarkılar, Mırıldandıklarım, İntiharlar, Oda Poster ve Şeylerin Kederi, Omayra, Metal, Oyunlar.

 

MUSAHİPZADE CELAL (1870 – 1959)

 

İstanbul doğumludur. Nümune-i Terakki Lisesini bitirdi. Ardından Tercüme Odasına girdi. İstanbul’da yaşama veda etti.

Çocukluğunda izlediği Karagöz ve orta oyunlarından çok etkilenerek tiyatroya ilgi gösterdi. Türk tiyatrosuna yerli müzik ve motiflerle örgülü ilk opereti, konularını tarihten alan, yergili komedileri kazandırdı.

Başlıca oyunları: Fermanlı Deli Hazretleri, Selma, Aynaroz Kadısı, Yedekçi, Kafes Arkasında, Macun Hokkası, Bir Kavuk Devrildi, Lale Devri, Mum Söndü, Gülsüm, Pazartesi-Perşembe, İstanbul Efendisi, Kaşıkçılar, Gül ile Gönül, Atlı Ases, Balaban Ağa, Demirbaş Şarl.

Musahipzade Celal hakkında Sevda Şener, Musahipzade Celal ve Tiyatrosu adlı bir kitap yayımladı.

 

MUTLUAY, RAUF (1925 – 1995)

 

Eskişehir doğumludur. İstanbul Erkek Lisesinin ardından Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Çeşitli liselerde edebiyat öğretmenliği yaptı.

Gazete ve dergilerde yayımlanan deneme ve eleştiri yazılarıyla tanındı.

Başlıca eserleri: 100 Soruda Türk Edebiyatı, Bende Yaşayanlar (deneme-inceleme), XIX. Yüzyıl Türk Edebiyatı, Pas Demiri Yiyor (deneme), Edebiyat Bilgileri, Türk Halk Şiiri Antolojisi, Çağdaş Türk Edebiyatı, 50 Yılın Türk Edebiyatı, Tanzimattan Günümüze Kadar Türk Şiiri.

 

MÜFTÜOĞLU, AHMET HİKMET (1870 – 1927)

 

İstanbul doğumludur. Aksaray ve Söğütlüçeşme rüştiyelerinden sonra Galatasaray Lisesini bitirdi. Marsilya, Pire, Poti, Kerç konsolos katipliği ve konsolosluklarında; Ankara Hükümeti döneminde Dışişleri Bakanlığı genel müdürlüklerinde, müsteşarlığında, Galatasaray Lisesi edebiyat öğretmenliği görevlerinde bulundu. Darülfünun’da Alman ve Viyana ve Berlin’e gitti. Hariciye Müsteşarlığı yaparken İstanbul’da öldü.

Ahmet Hikmet Müftüoğlu’nun çeviri, makale, öykü ve şiir alanındaki ilk ürünleri Hazine-i Fünun, Servet-i Fünun dergilerinde yayımlandı. Tanınması ise Edebiyat-ı Cedide topluluğuna katıldıktan sonra oldu. II. Meşrutiyet Dönemi’nde Yeni Lisan ve Türkçülük akımlarını benimsedi. Türk Yurdu dergisiyle Türk Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı. Adını günümüze taşıyan öykü ve romanlarını da bu dönemde yazdı.

Başlıca eserleri:

Öykü: Leyla yahut Bir Mecnunun İntikamı, Haristan ve Gülistan, Çağlayanlar.

Çeviri: Patates, Tuvalet yahut Letafet-i Aza, Bir Riyazinin Muaşakası yahut Kamil.

Roman: Gönül Hanım.

Ahmet Hikmet Müftüoğlu hakkında, Hikmet Dizdaroğlu ve Fethi Tevetoğlu’nun incelemeleri vardır.

 

MÜTERCİM ASIM (1755 – 1819)

 

Gaziantep doğumludur. Asıl adı Mehmet Asım’dır. Gaziantep’in tanınmış bilginlerinden dersler aldı. Mahkeme ve divan katiplikleri yaptı. Vali Mehmet Nuri Paşa’nın ölüm cezasına çarptırılması ve bu arada çıkan karışıklıklar sırasında kendisine de zarar geleceğini anladığından Kilis’e kaçtı. 1789’da İstanbul’a gitti.

1791’de çevirmeye başladığı Burhanı Kaatı’yı 1797’de III. Selim’e sundu. Karşılığında kendisine bir ev, müderrislik rütbesi verildi. 1807’de vakanüvisliğe atandı. Kaamus çevirisini tamamlayıp II. Mahmut’a sunduktan sonra (1810) Süleymaniye müderrisliğine yükselerek, Selanik kadılığına atandı. İstanbul’da öldü.

Mütercim Asım, bilgin, tarihçi, şair ama hepsinden de öte dilcidir. Ona ün kazandıran kitaplar da iki sözlük çevirisidir. Mütercim adıyla anılmasının nedeni de bu olmuştur. Asım, çevirilerine başka kitaplardan da yararlanarak eklemeler yapmış, kimi yanlışları eleştirmiş, Arapça ve Farsça sözcüklere Türkçe karşılıklar göstermiştir. Gerek tarihte gerekse diğer eserlerinde sanatlı bir anlatım, ağdalı bir dil kullanmasına rağmen sözlük çevirileri oldukça başarılıdır. Başlıca eserleri:

Tibyan-ı Nafi’ der-terceme-i Burhan-ı Kaatı: Hüseyin-i Tebrizi’nin Burhan-ı Kaatı adlı Arapça sözlüğünün çevirisidir.

El-Okyanüsü’l basit fitercemet’l Kaamüsi’l Muhit: Mecdüddin-i Firuzabadi’nin Kaamus adlı Arapça sözlüğünün çevirisidir.

Tarih: İki cilttir. İlk cilt III. Selim dönemi sonuna kadar, ikinci cilt II. Mahmut dönemi başlarına kadar gelir.

Terceme-i Siyer-i Halebi: Halepli İbrahim Efendinin Siyer’inin Arapçadan çevirisidir.

Tuhfe-i Asım: Çocuklara Arapça öğretmek amacıyla hazırlanmış manzum sözlüktür.

 

N

 

NABİ (1642 – 1712)

 

Urfa doğumludur.asıl adı Yusuf’tur. İyi bir öğrenim gördü. IV. Mehmet döneminde İstanbul’a geldi. Muhasip Mustafa Paşa’nın divan katipliğini yaptı. Halep’e gidip uzunca bir süre orada kaldı. Halep valisi Baltacı Mehmet Paşa sadrazam olunca tekrar İstanbul’a gelerek devlet görevlerinde bulundu. İstanbul’da öldü.

Nabi, klasik edebiyatın en önemli didaktik şairlerinden birisidir. Şiirlerinde atasözlerinden, hikmetlerden, düşüncelerden geniş ölçüde yararlanır. Osmanlı toplum düzeni şiirine bütünüyle yansır. Toplumsal bozuklukların yarattığı psikolojiyi dile getirmiş, moral açıdan aksaklıkların düzeltilmesi görevini üstlenmiş gibidir. Şiirleri yüzyıllar boyu “atasözü” gibi dillerde dolaşmış, çağında “Şeyh-üş Şuara” olarak tanınmıştır. Nabi, bir duydu adamı değil, düşünce adamıdır. Şiirlerindeki rahat söyleyişi yaratan kusursuz bir nazım tekniği vardır. Mazmunlara, cinaslara, söz sanatlarına düşkün olmasına karşın, şiir dili sadedir. Yaşadığı dönemin en güzel İstanbul şivesi onun şiirlerinde görülür. Klasik şiiri yaşama bağlamak, toplumsal bozuklukları yansıtabilmek için hiciv yanı ağır basan mizahlı bir üslup kullanır. Eserleri:

Manzum eserleri: Türkçe Divan, Farsça Divançe, Tercüme-i Hadis-i Erbain (Camiden kırk hadisin tercümesi), Hayriyye, Hayrabad (İranlı şair Attar’ın bir eserindem yararlanarak yazdığı bir aşk hikayesidir), Sur-name (Padişahın şehzadeleri için 1675’te Edirne’de yapılan ve 15 gün süren sünnet şenliklerini anlatan 587 beyitlik mesnevidir)

Düz yazı eserleri: Fetih-name-i Kamaniçe (Padişah IV. Mehmet’in Kamaniçe Kalesi’ni fethetmesi üzerine yazılmıştır), Tuhfetü’l Haremeyn (Nabi’nin hac ziyaretini anlatır), Münşeat (mektupları).

 

NABİZADE NAZIM (1862 – 1893)

 

İstanbul doğumludur. Beşiktaş Askeri Rüştiyesinden sonra Mühendishanede okudu. Harp okulunu bitirdi. Askeri okullarda öğretmenlik yaptı. Suriye’de görevdeyken hastalanarak döndüğü İstanbul’da öldü.

Edebi yaşamına şiirle başladı. Ardından öykü ve romana yöneldi. Eserlerinde kişilerin konuşmalarını gerçeğe uygun vermeye gayret etti. Olayları, çevreyi anlatırken araya girip eserin akışını bozmadı. Karabibik romanının konusunu Anadolu’dan aldı. Edebiyatımızda ilk kez toprakla ilgili konuları işledi. Zehra romanında da İstanbul yaşantısını gerçekçi bir anlatışla yansıttı. Başlıca eserleri:

Öykü: Yadigarlarım, Zavallı Kız, Seyyie-i Tesamuh (Hoşgörünün Kötülüğü), Sevda, Hala Güzel, Haspa.

Şiir: Heves Ettim.

Roman: Karabibik, Zehra.

 

NADİR NADİ [ABALIOĞLU] (1908 – 1991)

 

Fethiye, Muğla doğumludur. Galatasaray Lisesinin ardından Lozan Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Sosyal Bilimler Bölümünden mezun oldu. Yurda dönünce bir süre öğretmenlik yaptı. Milletvekili ve senatör oldu. Cumhuriyet gazetesinde başyazarlık yaptı.

Gazetede başyazı, köşe yazısı, deneme ve makale türlerinde yazılar yazdı. Yazıları ile Atatürk devrimlerini savundu.

Başlıca eserleri: Sokakta Gürültü Var (gazete yazıları), Atatürk İlkeleri Işığı Altında Uyarmalar (makale), Dostum Mozart (deneme), Perde Aralığından (anı), Olur Şey Değil (deneme-anılar), İki Sovyet Rusya (gezi yazısı), Sil Baştan (başyazılar).

 

NAİMA (1655 – 1716)

 

Halep doğumludur. Asıl adı Mustafa Naim’dir. Öğrenimini memleketinde yapmasının ardından İstanbul’a geldi. Vakanüvisliğe getirildi. Mora Savaşı sırasında Patras’ta öldü.

Türk tarihi yazarlığında yeni bir çığır açan Naima, insan psikolojisinin derinliklerine inmekte, olayları eleştiri süzgecinden geçirmekte büyük başarı gösterdi. Kendinden önceki Osmanlı tarihçilerinden gözlemlerindeki gerçekçiliğiyle, olayları, akla uygun olarak değerlendirmesiyle ayrılır.

Altı ciltlik Ravzatü’l-Hüseyn fi Hülasatı Ahbarü’l Hafikeyn adlı Naima Tarihi en önemli eseridir.

 

NAMIK KEMAL (1840 – 1888)

 

Tekirdağ doğumludur. Çocukluğunu dedesinin yanında Anadolu ve Rumeli’de çeşitli illerde geçirdi. Özel öğrenim gördü. 1863’te Tercüme Odası’nda çalışmaya başladı. “Yeni Osmanlılar Cemiyeti”ne katıldı ve Tasvir-i Efkar gazetesinde hükümeti eleştiren yazılar kaleme aldı. Bu nedenle gazete kapatıldı. Namık Kemal İstanbul’dan uzaklaştırılmak, Erzurum’a vali muavini olarak gönderilmek istendi. Erzurum’a gitmeyip, Mustafa Fazıl Paşa’nın desteğiyle Paris’e gitti. Londra’ya gitti. Ali Suavi’nin Muhbir gazetesinde yazılar yazdı. 1870’de İstanbul’a döndü, İbret gazetesinde yazmaya başladı, bir yazısı üzerine gazete dört ay kapatıldı. Namık Kemal de Gelibolu Mutasarrıflığına sürgün edildi. Orada yazdığı Vatan Yahut Silistre oyunu 1873’te Gedikpaşa Tiyatrosunda sergilenince halkı coşturup olaylara neden oldu. Bunun ardından Namık Kemal tutuklandı ve kalebent olarak Magosa’ya gönderildi. I. Meşrutiyet’in ilanının ardından İstanbul’a döndü. Şüra-yı Devlet (Danıştay) üyesi oldu. Kanun-i Esasi’yi (Anayasa) hazırlayan kurulda görev aldı. 1877’de tutuklandı. Beş ay tutuklu kaldıktan sonra Midilli adasına sürüldü. 1879’da Midilli mutasarrıfı oldu, aynı görevde 1884’te Rodos, 1887’de Sakız adasına gönderildi. Orada öldü.

Namık Kemal edebiyatın hemen her türünde eserler verdi. Eserlerinde çoğunlukla toplumsal konuları; vatan, millet, hürriyet kavramlarını konu edinmiş, “toplum için sanat” ilkesini benimsemiştir. Klasik şiirin biçim özelliklerinden yararlanarak, yeni içerikli şiirler yazdı.

Eleştiri, makale, oyun. Roman türlerindeki eserlerinde halkı eğitmeyi amaçladı. Oyun ve romanlarında romantizmin tesirinde kaldı. Dilde yalınlaşmayı, konuşma diline yaklaşmayı savunmasına karşın oyunları dışında ağır bir dil kullandı. Başlıca eserleri:

Edebiyat ve eleştiri yazısı: Tahrib-i Harabat, Renan Müdafaanamesi, Takip, İrfan Paşa’ya Mektup, Mukaddeme-i Celal, Son Pişmanlık Mukaddimesi.

Tarih: Devr-i İstila, Barika-i Zafer, Osmanlı Tarihi, Kanije, Evrak-ı Perişan, Silistre Muhasarası.

Mektup: Namık Kemal’in Mektupları (hazırlayan: Fevziye Abdullah Tansel).

Oyun: Vatan Yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Celalettin Harzemşah, Kara Bela.

Roman: İntibah, Cezmi.

Namık Kemal’in şiirleri, kitap olarak Sadettin Nüzhet Ergun tarafından yayımlandı: Namık Kemal’in Şiirleri (1941).

 

NASRETTİN HOCA (1208 – 1284)    

 

Nasrettin Hoca bir Türk halk bilgesidir.

Nasrettin Hoca Sivrihisar’ın Hortu beldesinde doğmuş, Akşehir’de ölmüştür.

Sivrihisar’da medrese eğitimi görmüş, babasının ölümünün ardından Hortu’da köy imamı olmuştur. 1237’de Akşehir’e yerleşmiştir. Söylentilere göre medresede dersler okutmuş, kadılık görevinde bulunmuştur. Halkın yoğun sevgisi Nasrettin Hoca’nın yaşamı üzerinde yaygın rivayetler oluşmasına yol açmıştır. Bunlar Selçuklu sultanlarıyla tanıştığı, Timur’la aynı dönemde yaşamış olup onunla karşılaştığı, Mevlana ile görüştüğü gibi söylentilerdir.

Nasrettin Hoca’nın fıkralarında dile gelen, onun kişiliğinde halkın duygularının bir tezahürüdür. Eşeğinden ayrı düşünülemeyen, kaba sofulara karşı olan Nasrettin Hoca, gülmece türünün yaygınlaşmasının öncüsüdür. Nasrettin Hoca’nın fıkraları yıllardır dilden dile aktarılmış, yüzlerce kitapta ayrı ayrı derlenmiş ve hakkında yüzlerce araştırma yapılmıştır.

 

NAYIR, YAŞAR NABİ (1908 – 1981)

 

Üsküp doğumludur. Galatasaray Lisesinin ardından Bankalarda, Ulus gazetesinde, Türk Dil Kurumunda, Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosunda çalıştı. Kurduğu Varlık yayınlarını yönetti. İstanbul’da öldü.

Edebiyat yaşamına şiirle başladı. “Yedi Meşale” topluluğunun şairlerinden birisi olarak tanındı. Sonradan öykü, oyun, roman, deneme ve makale türlerinde eserler verdi. Çeviriler yaptı, antoloji ve derleme kitaplar hazırladı. Başlıca eserleri:

Makale-inceleme: Edebiyatımızın Bugünkü Meseleleri, Atatürkçülük Nedir, Atatürk Yolu, Edebiyat Dünyamız, Dost Mektupları (mektup).

Oyun: Mete (manzum), Köyün Namusu, Radyofonik Öyküler (radyo oyunu).

Öykü: Sevi Çıkmazı, Bu da Bir Hikayedir.

Şiir: Kahramanlar, Onar Mısra.

Roman: Adem ile Havva, Bir Kadın Söylüyor.

 

NAZIM HİKMET [RAN] (1902 – 1963)

 

Selanik doğumludur. Heybeliada Bahriye Okulunda okudu. Hastalanması üzerine askeriyeden ayrıldı. Milli mücadeleye katılmak için Anadolu’ya geçti. Bir süre sonra Rusya’ya giderek Moskova Doğu Üniversitesinde ekonomi ve toplumbilim okudu. Yurda sönünce İstanbul’a yerleşti. Çeşitli gazete ve dergilerde, fil stüdyolarında çalıştı. Yazdıklarından dolayı uzun süre cezaevinde yattı. Moskova’da yaşama veda etti.

Dergilerde çıkan ilk şiirlerini hece ölçüsüyle yazmıştı. Daha sonra serbest ölçülü şiirlere geçti. Öz, biçim ve konu bakımından yeni şiiriyle toplumcu şiirin öncüsü oldu. Kendisinden sonraki birçok şairi etkiledi. Nazım Hikmet’in şiirleri yüksek sesle okunmaya elverişlidir. Coşkularını konularından alan, dışa açık nitelikler taşır. Başlıca eserleri:

Masal: Sevdalı Bulut.

Mektup: Kemal Tahir’e Mahpushaneden Mektuplar, Oğlum Canım Evladım Memedim, Nazım ile Piraye (karısına mektuplar).

Oyun: Kafatası, Bir Ölü Evi yahut Merhumenin Hanesi, İnek, Ocak Başında/Yolcu, Yusuf ile Menofis.

Şiir: 835 Satır, Memleketimden İnsan Manzaraları (5 cilt), Jakond ile Si-Ya-U, Kurtuluş Savaşı Destanı, Sesini Kaybeden Şehir, Simavra Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanı, Gece Gelen Telgraf, Taranta Babu’ya Mektuplar, Benerci Kendini Niçin Öldürdü, Tüm Şiirleri (8 kitap).

Roman: Kan Konuşmaz, Yaşamak Ne Güzel Şey Be Kardeşim.

 

NECATİ (? – 1509)

 

Edirne doğumludur. Asıl adı İsa’dır. Edirne’de iyi bir eğitim gördü. Kastamonu’ya gitti. Orada hattatlığı ve şairliğiyle tanındı. Fatih Sultan Mehmet’in divan katipliğine atanınca İstanbul’a geldi. Devlet görevlerinde çalıştı. İstanbul’da öldü.

Necati, XV. yüzyılın klasik edebiyat şairlerindendir. Atasözü ve deyimlerle zenginleştirdiği şiirlerinde yerli motifleri kullandı.

Necati Bey Divanı, Ali Nihad Tarlan tarafından basıma hazırlandı.

 

NECATİGİL, BEHÇET (1916 – 1979)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Çeşitli liselerde ve İstanbul Eğitim Enstitüsünde öğretmen olarak görev yaptı. İstanbul’da öldü.

İlk şiiri lise öğrencisiyken Varlık dergisinde yayımlandı. Şiirlerinde orta halli kişilerin ev-aile-yakın çevre ilişkileri içinde gerçek ve hayal yaşantılarını işledi. Evreni ve insan toplumlarını sembolist bir gerçekçilikle ele aldı. Başlıca eserleri:

Düz yazı: Bile/Yazdı.

Radyo oyunu: Yıldızlara Bakmak, Pencere, Gece Aşevi, Üç Turunçlar.

İnceleme-araştırma: Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü, Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü.

Çeviri şiir: Yalnızlık Bir Yağmura Benzer.

Şiir: Kapalı Çarşı, Sevgilerde, Çevre, Söyleriz, Evler, Beyler, Eski Toprak, Kareler Aklar, Arada, Zebra, Dar Çağ, Yaz Dönemi, Divançe, İki Başına Yürümek, En/Cam.

 

NEDİM (1681 ? -1730)

 

İstanbul doğumludur. Asıl adı Ahmet’tir. Medrese öğrenimini tamamladıktan sonra ilmiye mesleğine girdi. Müderris oldu. İstanbul’un çeşitli medreselerinde müderrislik yaparken, Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın özel kitaplığının “hafız-ı kütüp”lük görevini de üzerine aldı. Sadrazam Ali Paşa, Nevşehirli İbrahim Paşa ve III. Ahmet tarafından korundu. Lale devrinin saz ve söz alemlerinde eğlenceli bir yaşam sürdü. Patrona Halil isyanında canını kurtarmak için damdan dama atlayarak kaçmak isterken düşerek öldü. Mezarı İstanbul’un Çiçekçi semtindedir.

Nedim, aşk, zevk ve neşe şairi olarak bilinir. Klasik şiirimize yeni bir söyleyiş, yerli ve gerçekçi bir içtenlik, nükteli bir ses ve söz kazandırmıştır. En güçlü yanı, gazellerinde, şarkılarında ve bir de kasidelerinin nesip bölümlerinde görünür. Nedim yaşama iyimser bir gözle bakar. Hafif alaycı lakin her daim hayat ve neşe doludur. Çağdaşlarından itibaren hemen bütün Türk şairleri onun etkisinde bir şekilde kalmıştır. Edebiyatımızda “mahallileşme” adı verilen akımın da öncüsü kabul edilir.

Başlıca eserleri: Nedim Divanı, Şehit Ali Paşa’ya İstida (Arapça-Farsça dizelerden oluşan bir eser.), Nigarname (İzzet Ali Paşa’nın tezkiresine şaka yollu yazılan bir cevap).

 

NEFİ (1572 ? – 1635)

 

Hasankale, Erzurum doğumludur. Asıl adı Ömer’dir. İyi bir medrese eğitimi aldıktan sonra İstanbul’a geldi. Bazı devlet görevlerinde çalıştı. I. Ahmet, I. Mustafa, II. Osman ve IV. Murat zamanlarında yaşadı. Padişaha ve dönemin ileri gelenlerine sunduğu kasidelerle göze girdi. Kaynaklar, Siham-ı Kaza (Kaza Okları) adlı eserini okuyan Padişahın, çevreye düşen bir yıldırım üzerine bir daha hiciv yazmayacağına söz verdirdiğini söylemektedir. Sözünde dutmayıp Vezir Bayram Paşa hakkında bir hicviye yazması üzerine boğdurularak denize atıldı.

Nefi yaşadığı dönemden başlayarak kaside ve hiciv alanlarında Türk Edebiyatının en usta şairi olarak tanınmıştır. Şiir tekniğine egemendir. Ölçü ve uyağı ustalıkla kullanmıştır. Yeni, kullanılmamış sözcükler, tamlamalar ve deyimlerden oluşan zengin sözlüğü, akıcı, süslü ve abartılı söyleyişiyle kendinden sonraki şairleri de etkilemesini bilmiştir. Abartmaya olan eğilimi, güçlü, renkli hayal gücü ile kendine özgü bir şiir geliştirmiştir. Eserleri:

Türkçe Divanı (59 kaside, 119 gazel, 15 rubai ve kıtalardan oluşmuştur), Farsça Divanı, Siham-ı Kaza (Kaza Okları, hiciv), Tuhfet ül-Uşşak (97 beyitlik Farsça bir kasidedir.).

 

NERUDA, PABLO (1904 – 1973)

 

Şilili şairdir. İlk şiirlerinde bireysel duyguları işledi. Ardından toplumsal konulara eğildi. Çeşitli baskılar altında bulunan kişilerin şiirlerini yazdı. düşsel çağrışımlarla, mecazlarla yüklü müzikal bir şiir yapısı vardır. 1971 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne layık görüldü.

Başlıca eserleri: Yirmi Aşk Şiiri ve Bir Umutsuzluk Şarkısı, Kalpteki İspanya, Yeryüzünde Konaklama, Genel Şarkı, Bağ ve Rüzgar.

 

NESİMİ (1339/1344 ? – 1418 ?)

 

XIV. yüzyıl tasavvuf şairlerindendir. Asıl adı İmadettin’dir. Bağdat’ın Nesim kasabası doğumludur. Şiir ve düşünceleri ile dönemin yaygın din anlayışına karşı çıktığı için Halep’te derisi yüzülerek öldürülmüştür.

Nesimi, çağının Türkçesini başarı ile kullanan bir şair olmuştur. Çok güçlü lirizmi ile kendinden sonra gelen divan ve halk şairlerini etkilemiştir.

Nesimi’nin Türkçe ve Farsça iki divanı vardır. Türkçe Divanı’ndan seçmeleri, Kemal Edip Kürkçüoğlu Seyyid Nesimi Divanı’ndan Seçmeler adıyla yayımlanmıştır.

 

NESİN, AZİZ (1915 – 1995)

 

İstanbul doğumludur. Kuleli Askeri Lisesinin ardından Harp Okulunu bitirdi. İki yıl Güzel Sanatlar Akademisinde okudu. Ordudan ayrılıp gazeteciliğe başladı. Yaşamı boyunca yazdı. İzmir’de vefat etti.

Sanat yaşamına şiirle başladı. Ardından öykü ve roman başta olmak üzere edebiyatın birçok türünde eserler verdi. Toplumun aksayan, yerilmeye elverişli olaylarını, değerleri çürümüş tipolojileri rahat ve oyunlu anlatımıyla sergiledi. Dünyaca tanınan güçlü bir gülmece yazarı oldu. Başlıca eserleri:

Anı: Bir Sürgünün Hatıraları, Böyle Gelmiş Böyle Gitmez, Poliste, Rüyalarım Ziyan Olmasın, Yokuşun Başı, Salkım Salkım Asılacak Adamlar, Benim Delilerim.

Masal: Memleketin Birinde, Aziz Dededen Masallar, Hoptirinam, Uyusana Tosunum.

Gazete-dergi yazısı: Nutuk Makinesi, Ah Biz Ödlek Aydınlar, Korkudan Korkmak, Az Gittik Uz Gittik, Merhaba, Suçlanan ve Aklanan Yazılar.

Gezi yazısı: Duyduk Duymadık Demeyin, Dünya Kazan Ben Kepçe.

Konuşmalar: İnsanlar Konuşa Konuşa, Çuvala Doldurulmuş Kediler.

Oyun: Biraz Gelir misiniz, Barbarosun Torunları, Bir Şey Yap Met, Toros Canavarı, Hakkımı Ver Hakkı, Düdükçülerle Fırıncıların Savaşı, Bütün Oyunları, Üç Karagöz Oyunu, Çiçu, Beş Kısa Oyun, Tut Elimden Rovni, Hadi Öldürsene Canikom, Pırtlatan Bal (çocuk oyunu).

Öykü: Geriye Kalan, Nah Kalkınırsın, İt Kuyruğu, Yedek Parça, Fil Hamdi, Damda Deli Var, Koltuk, Kazan Töreni, Maçinli Kız İçin Ev, Toros Canavarı, Deliler Boşandı, Mahallenin Kısmeti, Kalpazanlık Bile Yapılamıyor, Ölmüş Eşşek, Hangi Parti Kazanacak, 70 Yaşım Merhaba, Havadan Sudan, Bay Düdük, Nazik Alet, Gıdıgıd, Hayvan Deyip De Geçme, Aferin, Kördöğüşü, Mahmut ile Nigar, Öküz Başkan (çocuk öyküleri), Gözüne Gözlük, Ah Biz Eşekler, Yüz Liraya Bir Deli, Yaşasın Memleket, Borçlu Olduklarımız (çocuk öyküleri), Bir Koltuk Nasıl Devrilir, Biz Adam Olmayız, İhtilali Nasıl Yaptık, Rıfat Bey Neden Kaşınıyor, Yeşil Renkli Namus Gazı, Bülbül Yuvası Evler, Vatan Sağolsun.

Şiir: Sondan Başa, Sivas Acısı, Seviye On Ölüme Beş Kala, Kendini Yakalamak, Hoşçakalın.

Roman: Kadın Olan Erkek, Tatlı Betüş, Gol Kralı Sait Hopsait, Erkek Sabahat, Saçkıran, Zübük, Şimdiki Çocuklar Harika, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Tek Yol.

Diğer eserleri: Mizah Hikayeleri Antolojisi, Cumhuriyet Döneminde Türk Mizahı.

 

NİYAZİ-İ MISRİ (1618 – 1693)

 

Malatya doğumludur. Asıl adı Mehmet’tir. Tasavvuf kültürünü geliştirmek için Malatya’dan sonra Diyarbakır, Mardin, Bağdat, Kerbela, Mısır şeyhlerinden dersler aldı. 1646’da İstanbul’a gitti. Zamanın görüşlerine aykırı düşen düşüncelerinden ötürü Rodos’a, Limni’ye sürgün edildi. İki kez sürüldüğü Limni adasında öldü.

Mısri özlü bir içtenlikle, tasavvufi şiirler dillendirmiştir. Aruzla yazdığı şiirlerinde genellikle Fuzuli ile Nesimi’nin, heceyle söylediklerinde ise Yunus Emre’nin etkileri görülür.

Başlıca eserleri: Niyazi-i Mısri Divanı, Risaletü’t Tevhid (düz yazı, Tevhidin Mertebeleri.), Şerh-i Esmai’l-Hüsna (düz yazı, tasavvufla ilgili), Es’ile ve Evcibe-i Mutasavvıfhane (düz yazı, tasavvuf terimleriyle ilgili), Şerh-i Nutk-ı Yunus Emre (şathiye şerhi), Risale-i Eşrat-i Saat (kıyametle ilgili eser).

 

NİZAMİ [GENCELİ] (1140 – 1203)

 

Gence doğumlu İranlı şairdir. Asıl adı İlyas’tır. Firdevsi’den sonra İran edebiyatının en büyük mesnevi şairi olarak kabul edilir. “Hamse”si ile ünlüdür.

Başlıca eserleri: Leyla ile Mecnun, Divan, İskendername, Mahzen-i Esrar, Hüsrev ile Şirin.

 

NUSRET DİŞO (1938)

 

Prizren, Yugoslavya doğumludur. Öğrenimini Prizren’de tamamladı. Öğretmenlik, gazetecilik yaptı.

Nusret Dişo, Varlık dergisinde yayımlanan şiirleriyle tanındı. Sevinç adlı çocuk dergisini yönetti.

Başlıca eserleri: Diyeceklerim (şiir kitabı), Üçgen (şiir kitabı), Ozanlar Güncesi, Deniz ve Ben (şiir kitabı).

 

 

O

 

OFLAZOĞLU, TURAN (2932)

 

Adana doğumludur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Filolojisi ve Felsefe Bölümlerini bitirdi. Washington Üniversitesinde oyun yazarlığı ve tiyatro dersleri aldı. İstanbul Radyo Tiyatrosunda dramaturg oldu.

Oyunlarında daha çok tarihsel konu ve kişiler aracılığıyla varoluş sorununu ele aldı. Oflazoğlu’nun oyunları kapalı ve açık biçimleri bir arada içeren, çeşitli toplum kesimlerini bir arada yoğuran karakter tragedyası yapısındadır. Nazım-nesir iç içedir.

Başlıca oyunları: Keziban, Gardiyan, Deli İbrahim, IV. Murat, Sokrates Savunuyor, Elif Ana, Kösem Sultan, Genç Osman, Fatih, III. Selim, Sinan.

 

 

OĞUZCAN, ÜMİT YAŞAR (1926 – 1984)

 

Tarsus doğumludur. Eskişehir Ticaret Lisesinin ardından otuz yıl banka memuru olarak çalıştı. Emekli olunca İstanbul’da sanat galerisi açtı. İstanbul’da öldü.

İlk şiirleri Yedigün dergisinde çıktı. Büyük Doğu, Yücel, Varlık, Toprak, Türk,2e Doğru, Çığır, Hisar ve çağrı dergilerinde yayımlanan şiirleri, yergileri, şarkı sözleriyle ünlendi. Şiirlerinde aşk, ayrılık ve özlem temalarını işledi. Başlıca eserleri:

Antoloji-inceleme: Şairlerin Seçtikleri, Aşık Veysel.

Şiir: İnsanoğlu, Deniz Musikisi, Dillere Destan, Dolmuş, Aşkımızın Son Çarşambası, Bir Daha Ölmek, Kör Ayna, İki Kişiye Bir Dünya, Beni Unutma, Karanlığın Gözleri, Seninle Ölmek İstiyorum, Akıllı Maymunlar, Sahibini Arayan Mektuplar, Üstüme Gelme İstanbul, Yeni Dünya Rekoru, Sevenler Ölmez, Ötesi Yok, Çigan Gözler, Hüzün Şarkıları, Bir Gün Anlarsın, Sadrazamın Sol Kulağı, Mihriban’a Şiirler, Biraz Kül Biraz Duman, Taşlar Başlar, Seni Sevmek (rubailer), İnşallah Maşallah, Avrupa Görmüş Adam (gezi-şiir), Toprak Olana Kadar, Göbek Davası (yergiler), Ben Seni Sevdim mi, Halktan Yana, Aşk mıydı O, Önce Sen Sonra Sen, Rubailer, Yalan Bitti, En Eski Yalnızlığımdır Aşk Benim, Acılar Denizi, Şiirle Kırk Yıl, Dikiz Aynası (yergiler), Yüzyıl Yanarım Yanmayı Öğrendimse (rubailer-dörtlükler).

 

OĞUZKAN, FERHAN (1921 – 1999)

 

İstanbul doğumludur. Haydarpaşa Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ve Amerika’da Columbia Üniversitesi Eğitim Fakültesini bitirdi. Yurda dönünce çeşitli yüksekokullarda eğitim ve öğrenim metotları dersi okuttu.

Dergilerde yayımlanan şiir ve yazılarıyla tanındı. Çocuk edebiyatı alanında önemli çalışmalar yaptı.

Başlıca eserleri: Türk Edebiyatı Tarihi, İstanbul Şiirleri Antolojisi, Mehmet Emin Yurdakul, Samipaşazade Sezai, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Devrimci Atatürk, Ansiklopedik Eğitim Sözlüğü, Yerli ve Yabancı Yazarlardan Örneklerle Çocuk Edebiyatı.

 

O’HENRY (1862 – 1910)

 

Amerikalı öykü yazarıdır. Gazetecilik ve banka memurluğu yaptı.

Konularını günlük yaşamdan aldığı, ilgiyle okunan, sonları genellikle sürprizli biten öyküler yazdı.

Dilimize çevrilen başlıca eserleri: Hikayeler I-II, Son Yaprak.

 

OKAY, HAŞİM NEZİHİ (1904 – 1998)

 

Amasya doğumludur. Trabzon öğretmen Okulunu bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde sınavlara girerek edebiyat öğretmeni oldu. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı.

Sanat yaşamına şiirle başladı. Ardından halk edebiyatı araştırmaları ile tanındı. Halk şairleri ile ilgili çalışmalar yaptı. Başlıca eserleri:

Halk edebiyatı çalışmaları: Aşık Sümmani, Seyrani, Dertli, Dadaloğlu, Köroğlu ve Dadaloğlu.

 

OKTAY, AHMET (1933)

 

Ankara doğumludur. Atatürk Lisesindeki eğitimini yarıda bıraktı. Ankara’da gazetecilik ve memurluk yaptı. TRT’de çalıştı.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiir, deneme, inceleme ve eleştiri yazılarıyla tanındı. Başlıca eserleri:

Anı: Gizli Çekmece.

İnceleme: Yazın İletişim İdeoloji, Toplumcu Gerçekçiliğin Kaynakları, Kültür ve İdeoloji, Sanat ve Siyaset, Türkiye’de Popüler Kültür, Cumhuriyet Dönemi Edebiyat 1923/50.

Deneme: Bir Arayışın Yazıları Bir Yazının Arayışları, İnsan Yazar Kitap, Şiddet Söz Yaşam.

Oyun: Kurt Dişi.

Şiir: Gölgeleri Kullanmak, Her Yüz Bir Öykü Yazar, Dr. Kaligari’nin Dönüşü, Sürgün, Sürdürülen Bir Şarkının Tarihi, Kara Bir Zamana Alınlık, Yol Üstündeki Semender, Ağıtlar ve Övgüler, Bütün Şiirleri.

 

OKTAY RIFAT (1914 – 1988)

 

Trabzon doğumludur. Ankara Erkek Lisesinin ardından Paris Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdi. Yurda dönünce devlet kuruluşlarında çalıştı. İstanbul’da öldü.

Varlık dergisinde çıkan şiirleri ile tanındı. Orhan Veli Kanık ve Melih Cevdet Anday ile birlikte “Garip” adı verilen yeni bir şiir anlayışının önderlerinden oldu. Şiirlerinde sürekli bir değişim, başkalık peşinde koştu. Başlıca eserleri:

Çeviri: Latin Ozanlarından Çeviriler, Yunan Antologyası.

Oyun: Bir Takım İnsanlar, Kadınlar Arasında, Yağmur Sıkıntısı.

Şiir: Garip (Orhan Veli ve Melih Cevdet’le), Güzelleme, Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üzerine, Şiirler, Aşağı Yukarı, Karga ile Tilki, Perçemli Sokak, Aşk Merdiveni, İkilik, Elleri Var Özgürlüğün, Yeni Şiirler, Çobanıl Şiirler, Denize Doğru Konuşma, Dilsiz ve Çıplak, Koca Bir Yaz.

Roman: Bir Kadının Penceresinden, Danaburnu, Bay Lear.

 

ONAN, NECMETTİN HALİL (1902 – 1968)

 

Çatalca doğumludur. Vefa Lisesinin ardından İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Liselerde öğretmenlik, Milli Eğitim Bakanlığında müfettişlik yaptı. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde Türk Dili ve Edebiyatı Kürsüsü profesörü oldu. İstanbul’da öldü.

Necmettin Halil Onan, şair, yazar ve edebiyat tarihçisidir. İlk şiirlerini aruz ölçüsüyle yazdı. daha sonra hece ölçüsüyle ulusal duyguları işleyen şiirlere yöneldi. Edebiyat inceleme ve araştırmaları yaptı. Okullar için dil bilgisi kitapları hazırladı. Başlıca eserleri:

Edebiyat tarihi araştırması: İzahlı Divan Şiiri Antolojisi, Namık Kemal’in Talim-i Edebiyat Üzerine Bir Risalesi, Leyla İle Mecnun (Fuzuli’nin ünlü mesnevisi hakkında).

Şiir: Çakıl Taşları, Bir Yudum Daha.

Roman: İşleyen Yara.

 

ORAL, ÜNVER (1937)

 

Lise öğrenimi ardından geleneksel Türk halk tiyatrosu alanındaki çalışmalarıyla tanınır oldu. Dünya Kukla ve Gölge Oyunu Birliği (UNIMA) Türkiye temsilciliği yaptı. Halk tiyatrosu konusunda konferanslar verdi, yazıları yayımlandı, kurs ve sergiler açtı. Radyo-televizyon programları hazırladı. Halk Tiyatrosu dergisini yayımladı.

Ünver Oral, film senaryosu, tiyatro, canlı Karagöz, orta oyunu, kukla, Karagöz metinleri ve Karagöz belgeseli senaryosu ile ödüller kazandı.

Çalışmaları yurt içinde ve yurt dışında yenilikler yaptığı Karagöz ve kukla gösterileriyle sürdürdü.

Başlıca eserleri: Öp Hacivat’ın Elini, Karagözname, Lorel-Hardi İstanbul’da, Karagöz Amca (öykü dizisi, on iki kitap), Karagöz Boyama Kitabı (4 kitap), Çocuklara ve Gençlere Halk Tiyatrosu Dizisi (on kitap), Cin İkizler, Küçük Kuklacılar, Prenses ile Çoban, Karagöz Perde Gazelleri, Ah Şu İnsanlar (çocuk oyunu), Çocuklara Karagöz ve Kukla Şiirleri, Kuklacı Kardeşler, Kiracı (oyun), Çocuklara Karagöz Şiirleri, Çocuklara Karagöz Hikayeleri, Karagöz Park Bekçisi (çocuk oyunu), Barış Korkusu (radyo oyunu).

 

ORHAN KEMAL (1914 – 1970)

 

Ceyhan doğumludur. Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü’dür. Babasının siyasi nedenlerle Suriye’ye gitmesi üzerine ortaokul son sınıftan ayrılmak zorunda kaldı. Babasıyla birlikte 1 yıl Suriye ve Lübnan’da kaldıktan sonra Adana’ya döndü. İşçilik, katiplik ve dokumacılık yaptı. 1950’de İstanbul’a geldikten sonra yazdıklarıyla geçinmeye başladı. Yazarlar Birliğinin davetlisi olarak gittiği Sofya’da beyin kanaması geçirerek yaşama veda etti.

Edebiyat yaşamına şiirle başladı. Ardından öykü ve romana yöneldi. Çocukluk ve gençlik yıllarını konu edindiği Baba Evi ve Avare Yıllar romanlarıyla tanındı.

Orhan Kemal seçtiği konularda, çizdiği karakterlerle, eserlerindeki kişiliğiyle, XX. yüzyıl Türkiye’sinin toplumsal durumunu yansıtan gerçekçi bir yazardır. Yetiştiği ve yaşama mücadelesini yakından bilip paylaştığı çevrelerin sözcülüğünü üstlendi. Olay ve malzemeye önem vererek biçimi ve süslemeyi ikinci plana bıraktı. Eserlerindeki sürükleyicilik, yaşanmışlıktan gelen güçle kişileri konuşturmada başardığı doğallık ve gerçeğe uygunluğa dayanır. Başlıca eserleri:

Oyun: İspinozlar.

Öykü: Ekmek Kavgası, İşsiz, Önce Ekmek, Sarhoşlar, Çamaşırcının Kızı, 72. Koğuş, Grev, Arka Sokak, Kardeş Payı, Babil Kulesi, Dünyada Harp Vardı.

Roman: Baba Evi, Avare Yıllar, Murtaza, Devlet Kuşu, Cemile, Bereketli Topraklar Üzerinde, Dünya Evi, Hanımın Çiftliği, Eskici ve Oğulları, Gurbet Kuşları, Sokakların Çocuğu, Müfettişler Müfettişi, Yalancı Dünya, Evlerden Biri, Arkadaş Islıkları, Sokaklardan Bir Kız, Kötü Yol, Tersine Dünya.

 

ORHON, ORHAN SEYFİ (1890 – 1972)

 

İstanbul doğumludur. Mercan Lisesinden sonra İstanbul Hukuk Fakültesini bitirdi. Öğretmenlik, gazetecilik yaptı. Çeşitli dergiler çıkarttı. Milletvekili oldu. İstanbul’da öldü.

Milli Edebiyat akımının etkisiyle hece ölçüsü ile şiirler yazdı. “Hecenin Beş Şairi”nden biri sayıldı. Bireysel duyguları işleyen ahenkli ve zarif şiirlerinde temiz, duru bir Türkçe kullandı. Başlıca eserleri:

Şiir: Fırtına ve Kar, Peri Kız ile Çoban Hikayesi (manzum masal), Gönülden Sesler, O Bir Beyaz Kuştu, Kervan.

Roman: Çocuk Adam.

Diğer eserleri: Düğün Gecesi (gülmece-yergi öyküleri), Dün-Bugün-Yarın (makaleler), Kulaktan Kulağa (gazete yazıları).

 

ORTAÇ, YUSUF ZİYA (1896 – 1967)

 

İstanbul doğumludur. Vefa Lisesinin ardından Darülfünun’da sınavı verdikten sonra İzmit Sultanisinde başladığı edebiyat öğretmenliğine İstanbul’daki yabancı okullarda devam etti. Sular İdaresi Yönetim Kurulu üyeliği, Ordu milletvekilliği görevlerinde bulunduktan sonra sahibi olduğu Akbaba dergi ve yayınlarına döndü. Bir kalp krizi sonucu İstanbul’da öldü.

Yusuf Ziya Ortaç, “Hecenin Beş Şairi”nden biridir. Şiirlerinden başka mizah manzumeleri, yazıları da yazmıştır. Binnaz (1919) adlı oyunu, tiyatro edebiyatımızda edebiyat değeri olan ilk manzum oyun sayılmaktadır. Başlıca eserleri:

Anı: Portreler, Bizim Yokuş.

Fıkra: Beşik, Ocak, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Gün Doğmadan.

Gezi yazısı: Göz Ucuyla Avrupa.

Oyun: Binnaz, Name, Nikahta Keramet.

Şiir: Akından Akına, Cenk Ufukları, Aşıklar Yolu, Yanardağ, Bir Servi Gölgesi, Kuş Cıvıltıları, Bir Rüzgar Esti.

Roman: Göç, Üç Katlı Ev.

 

ORWELL, GEORGE (1903 – 1950)

 

İngiliz romancısıdır. Eton Kolejinde okudu. Bir süre subaylık yaptı. İngiliz emperyalizmini protesto etmek için ordudan ayrıldı. İşsiz kaldı. Bulaşıkçılık ve özel öğretmenlik yaparak geçimini sağladı. İspanya İç Savaşı’nda cumhuriyetçilerin saflarında gönüllü olarak savaşa katıldı. Yaralanınca İngiltere’ye geri döndü.

Toplumsal içerikli eserler üretti. Eserlerinde mevcut yönetim biçimlerini eleştirdi.

Başlıca eserleri: Hayvan Çiftliği (Sovyet rejimini eleştiren bir romandır), Bin Dokuz Yüz Seksen Dört (Dünyanın üç büyük devlet tarafından kişisel özgürlüklerin yok edilerek yönetilmesini anlatan bir romandır).

 

OTYAM, FİKRET (1926)

 

Aksaray doğumludur. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisinin orta ve yüksek bölümlerini bitirdi. Çeşitli gazetelerde çalıştı.

Adım adım gezdiği Anadolu’yu röportajlarında anlattı. Ülkemizin sorunlarını gözler önüne serdi. Tanınmasını sağlayan röportajlarını Gide Gide genel başlığı altında topladı. Başlıca eserleri:

Röportaj: Ha Bu Diyar, Harran Koçaklaması, Doğudan Gezi Notları, Topraksızlar, Adı Yemen’dir, Hü Dost, Bir Karış Toprak İçin, Mayınlı Topraklar Üzerinde, Oy Fırat Asi Fırat, Korku, Can Pazarı, Kara Sevdam Anadolu’m, Vay Kurban, Hayvanlar ve İnsanlar.

Çocuk kitabı: Can Arkadaş, Ceylanlar Suya İndi, Mayınlar Çiçek Açmaz, Şu Bizim Gazi Paşa ve İsmet Paşa’lı Yıllar.

Diğer eserleri: Mayın (oyun), Arkadaşım Orhan Kemal (anı).

 

OY, AYDIN (1937 – 1996)

 

Tekirdağ doğumludur. İstanbul İlköğretmen Okulunu bitirmesinin ardından Eğitim Enstitüsünü ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Çeşitli illerde öğretmenlik yaptı.

Türk Dili, Türk Folklor Araştırmaları, Hisar, Ilgaz dergilerinde şiirleri, eleştirileri ve incelemeleri yayımlandı. Başlıca eserleri:

İnceleme-araştırma: Tekirdağ İli Yer Adları, Tekirdağ’da Atatürk, Tarih Boyunca Türk Atasözleri, Folklor ve Etnografya Araştırmaları (İbrahim Aslanoğlu, İ. Gündağ Kayaoğlu ve M. Sabri Koz ile birlikte), Şiir Dünyamızda Atatürk, Tarihte Hayrabolu ve Çevresi, Atatürk Şiirleri Antolojisi.

Şiir: Malazgirt Destanı.

 

OZANSOY, HALİT FAHRİ (1891 – 1971)

 

İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesinin ardından öğretmenlik sınavını kazanarak kırk yıl çeşitli liselerde edebiyat öğretmenliği yaptı. İstanbul’da öldü.

İlk şiirlerini öğrencilik yıllarında Rübap ve Şehbal dergilerinde çıktı. I. Dünya Savaşı yıllarında adını aruzla yazdığı şiirleriyle duyurdu. Ardından Yeni Mecmua dergisinde hece ölçüsü ile yazdığı şiirleri yayımlanınca “Beş Hececiler”den birisi oldu. Şiirlerinde aşk, ölüm temalarına; egzotik, hüzünlü, melankonik duygulara oldukça geniş yer verdi. Başlıca eserleri:

Anı: Edebiyatçılar Geçiyor, Darülbedayi Devrinin Eski Günleri, Eski İstanbul Ramazanları.

Oyun: Baykuş, İlk Şair, Sönen Kandiller, Nedim, On Yılın Destanı, Hayalet, Bir Dolaptır Dönüyor, İki Yanda.

Şiir: Rüya, Sonsuz Gecelerin Ötesinde, Cenk Duyguları, Hep Onun İçin, Efsaneler, Sulara Dalan Gözler, Zakkum, Balkonda Saatler, Bulutlara Yakın, Gülistanlar Harabeler, Paravan.

Roman: Sulara Giden Köprü, Aşıklar Yolunun Yolcuları.

 

OZANSOY, MUNİS FAİK (1911 – 1975)

 

Midilli doğumludur. Galatasaray Lisesinden sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Çeşitli devlet görevlerinde çalıştı. Paris’te öldü.

Şark, Çığır, Millet, Bayrak, Marmara, Hisar dergilerinde yayımlanan şiir ve yazılarıyla tanındı. Başlıca eserleri:

Şiir: Büyük Mabedin Eşiğinde, Hayal Ettiğim Gibi, Yakarış, Bir Daha, Zaman Saati, Yakınma, Kaybolan Dünya.

Oyun: Medea.

Deneme: Düşündüğüm Gibi.

 

 

Ö

 

ÖCAL, CEMAL OĞUZ (1913 – 1971)

 

Seydişehir doğumludur. İstanbul Erkek Öğretmen Okulundan mezun oldu. Çeşitli şehirlerde öğretmenlik yaptı.

Açık, duru bir dille ve hece ölçüsüyle yazdığı şiirleriyle tanınmaya başladı. Şiirlerinde ulusal temaları işledi. Başlıca eserleri:

Makale: Ata Sevgisi, Her Şey Vatan İçin.

Şiir: Yurttan Sesler, Kıbrıs’a Seferim Var, Türk Çocuklarına Milli Şiirler.

 

ÖMER NİDA [BIÇAKÇI] (1929)

 

Trabzon doğumludur. Kadıköy Kemal Atatürk Ortaokulunu bitirdi. Çeşitli kurumlarda memurluk görevinde bulundu.

İlk şiirleri XX. Asır dergisinde yayımlandı. Türk Dili, Yenilik, Yelken, Yeni Ufuklar, Gerçek Sanat dergilerinde şiir ve öyküleri basıldı. Toplumsal gerçekçi edebiyat akımı doğrultusunda eserler verdi. Başlıca eserleri:

Öykü: Yaşayıp Gitmek.

Şiir: İskeledeki Işık, Bir Sürgün Mavi, Kum, Padişahlar Taşlaması (gülmece şiirleri), Aşk Kurultayı, Dikenler de Okşanır.

Deneme-inceleme: İşçi Tiyatrosuna Doğru, Yarın Biz Konuşacağız, Kadın Romancılarımız, Halk Sanat İlişkileri, Sanatta Kişilik Sorunu.

 

ÖMER SEYFETTİN (1884 – 1920)

 

Gönen, Balıkesir doğumludur. Gönen’de başladığı öğrenimini İstanbul’da sürdürdü. Eyüp Baytar Rüştiyesini, Edirne Askeri İdadisini ve Harbiye’yi bitirdi. İzmir’de teğmen, Rumeli’de üsteğmen olarak askeri görevlerde bulunduktan sonra ordudan ayrıldı. Balkan Savaşları esnasında tekrar askere çağrıldı. Yanya Savunmasında tutsak düştü. Serbest bırakılınca İstanbul’a döndü. Kabataş Lisesinde edebiyat öğretmenliği yaptı. İstanbul’da öldü.

Ömer Seyfettin’in İhtiyarın Tenezzühü adlı ilk öyküsü Sabah gazetesinde yayımlandı. Asıl ününü ise Genç Kalemler dergisinde yakaladı. İlk sayısında imzasız olarak yayımlanan Yeni Lisan başlıklı yazısı Milli Edebiyat akımının başlangıç bildirgesi sayılır. Yalın, anlaşılır, halkın konuştuğu dille yazmanın gerekliliğini savundu. Ali Canip Yöntem ve Ziya Gökalp ile yürüttükleri Milli Edebiyat akımının öykü alanında en başarılı örneklerini verdi. Konularını günlük yaşamdan seçtiği öyküleriyle içinde yaşadığı toplumsal düzenin aksayan yanlarını gözler önüne serdiği gibi, mizahtan da yararlanarak yergici bir tutum içinde de oldu. Türklük bilincini oluşturmak, yenilgilerin getirdiği karamsarlığı dağıtmak amacıyla konusunu tarihten alan, ulusal duyguların işlendiği öyküler kaleme aldı. Folklor ve halk edebiyatından geniş ölçüde faydalandı.

Ömer Seyfettin, şiir, öykü, makale, fıkra, anı, roman, tiyatro türlerinde eserler yazdı. az sayıdaki şiirleri biçim ve içerik bakımından Edebiyat-ı Cedide çizgisinden izler taşır. Başlıca eserleri:

Düşünce eserleri: Milli Tecrübelerden Çıkarılmış Ameli Siyaset, Türklük Mefkuresi.

Oyun: Canlar ve Patlıcanlar, İhtiyar Olsam Da, Mahçupluk İmtihanı, Telgraf, Nasrettin Hoca.

Öykü: Harem, Bomba, Beyaz Lale, İlk Düşen Ak, Falaka, Mahçupluk İmtihanı, Bahar ve Kelebekler, Aşk Dalgası, Yüksek Ökçeler, Eski Kahramanlar, Gizli Mabet.

Şiir: Ömer Seyfettin’in Şiirleri (derleyen: Fevziye Abdullah Tansel).

Roman: Ashab-ı Kehfimiz, Efruz Bey, Yalnız Efe.

Ömer Seyfettin’in yaşamı ve eserleriyle ilgili Ali Canip Yöntem’in, Yaşar Nabi Nayır’ın, Tahir Alangu’nun, Atilla Özkırımlı’nın, Şerif Oktürk’ün, Şerif Hulusi’nin, Hilmi Yücebaş’ın, Hikmet Dizdaroğlu’nun ve Fevziye Abdullah Tansel’in çalışmaları mevcuttur.

 

ÖNDER, MEHMET (1926 – 2004)

 

Konya doğumludur. Konya Lisesinin ardından Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. Müzelerde müdürlük, Milli Eğitim Bakanlığında genel müdürlük ve kültür müsteşarlığı görevlerinde bulundu.

İlk şiir ve yazıları Konya’daki dergilerde yayımlandı. Tarih, tasavvuf, sanat tarihi ve folklor alanlarında araştırmalar yaptı. Ulusal değerlerimizi ve bu değerleri yaratanları yaşatmak için çaba gösterdi. Başlıca eserleri:

Şiir: Köyün Bağrından, Zafer Yolunda, Mevsim Sonu.

Diğer eserleri: Seyahatnamelerde Konya, Anadolu Kentleri, Gönüller Sultanı Mevlana, Antika ve Eski Eserler Ansiklopedisi, Anadolu Efsaneleri, Aldı Sözü Anadolu, Efsane ve Hikayeleriyle Anadolu Şehir Adları, Bitmez Tükenmez Anadolu, Atatürk’ün Yurt Gezileri, Anadolu Fetih Destanları, Nasrettin Hoca, Şehirden Şehire.

 

ÖNGAY, MEHMET NECATİ (1914 – 1992)

 

Ankara, Ayaş doğumludur. Kayseri İlköğretmen Okulunu bitirdi. Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğünde, Ulus gazetesinde çalıştı. Öğretmenlik yaptı.

Şiirleri ve çocuk edebiyatı alanında yaptığı çalışmalarla adından söz ettirdi. Başlıca eserleri:

Çocuk kitabı: Çocuk Şiirleri, Çocuklara Sevgi Şiirleri, Sevgi Bahçesi.

Şiir: Dağınık Deyişler, Bir Gölde Kaybolan Su, Ergenekon’dan Doğan Güneş, Tılsım.

 

ÖNGÖREN, VASIF (1938 – 1984)

 

Tavşanlı doğumludur. Kütahya Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Jeofizik Bölümündeki öğrenimini yarıda bıraktı. Almanya’da tiyatro eğitimi aldı. Yurda dönünce çeşitli tiyatrolarda çalıştı. Ardından yurt dışına gitti. Amsterdam’da öldü.

Vasıf Öngören, epik tiyatro biçiminde oyunlar yazdı. Tiyatro yoluyla izleyicileri bilinçlendirmek istedi. Başlıca eserleri:

Çocuk kitabı: Masalın Aslı.

Oyun: Güç, Asiye Nasıl Kurtulur, Almanya Defteri, Oyun Nasıl Oynanmalı, Zengin Mutfağı.

 

ÖRİK, NAHİT SIRRI (1894 – 1960)

 

İstanbul doğumludur. Bir süre Galatasaray Lisesinde okudu. Hukuk eğitimi aldı. Uzun yıllar Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşadı. Yurda dönünce Milli Eğitim Bakanlığında çevirmen, gazetelerde yazar olarak çalıştı. İstanbul’da öldü.

Öykü, roman, oyun, eleştiri, gezi ve anı türlerinde eserler kaleme aldı. Öykü ve romanlarında geleneksel yaşantıdan koparak Batı’ya öykünen Tanzimat sonrası aydınlarının yeni yaşantılarını işledi. Dil ve anlatım yönlerinden, eski düz yazı anlayışına sadık kaldı. Gezi yazılarında gözlem ve coğrafyadan çok tarihsel ayrıntıların üzerinde durdu. Başlıca eserleri:

Anı: Eski Zaman Kadınları Arasında.

Gezi: Anadolu’da, Bir Edirne Seyahatnamesi, Kayseri-Kırşehir-Kastamonu.

Makale: Hayat ile Kitaplar.

İnceleme: Edebiyat ve Sanat Bahisleri, Tarihi Çehreler Etrafında, Roman ve Hikaye.

Oyun: Sönmeyen Ateş, Muharrir, Alın Yazısı.

Öykü: Kırmızı ve Siyah, Sanatkarlar, Eski Resimler.

Roman: Eve Düşen Yıldırım, Kıskanmak, Sultan Hamid Düşerken.

 

ÖZ, ERDAL (1935 – 2006)

 

Yıldızeli doğumludur. Tokat Lisesinin ardından Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Yayıncılık alanında çalıştı.

Çeşitli dergilerde çıkan şiir, öykü ve eleştiri yazılarıyla tanındı. Öykü ve romanlarında, çeşitli baskılar altında kalan kişilerin yaşamlarından kestiler sundu. Başlıca eserleri:

Anı: Gülünün Solduğu Akşam.

Çocuk kitabı: Dedem Korkut Öyküleri, Beyaz Yele, Alçaktan Kar Yağar.

Gezi: Allı Turnam.

Öykü: Yorgunlar, Havada Kar Sesi Var, Kanayan.

Roman: Yaralısın, Odalarda.

 

ÖZAKMAN, TURGUT (1930)

 

Ankara doğumludur. Ankara Atatürk Lisesinin ardından Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Almanya’ya giderek Köln’de Tiyatro Bilgileri Enstitüsünde okudu. Yurda dönünce Devlet Tiyatrolarında, Basın Yayın Turizm Genel Müdürlüğünde ve TRT’de çalıştı.

Özakman, oyunları ile tanınan bir yazarımızdır. Oyunlarında insanı toplumsal çevresiyle birlikte, toplumsal sorunlarına eğilerek işledi.

Başlıca oyunları: Pembe Evin Kaderi, Fehim Paşa Konağı, Güneşte On Kişi, Tufan, Sarıpınar (Reşat Nuri Güntekin’in Değirmen romanından uyarlama), Duvarların Ötesi, Komşularımız, Kanaviçe, Ocak, Ulusal Kolej Disiplin Kurulu, Paramparça, Bulvar.

 

ÖZCAN, CELAL (1941)

 

Mudurnu doğumludur. Necatibey Öğretmen Okulunun ardından İstanbul Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. Çeşitli şehirlerde öğretmenlik yaptı.

Sanat yaşamına şiirle başladı. Ardından öykü ve romana yöneldi. Öykü ve romanlarında kırsal kesimden büyük kente gelenlerin yaşamlarını işledi. Çeşitli dergilerde kitap tanıtım yazıları, eleştiri ve denemeleri basıldı. Başlıca eserleri:

Çocuk kitabı: Sosas Kedileri (öykü), Şakacı Çocuklar (roman), Ovadaki Şenlik (masal-roman), Pamuk Kız, Canım Kitabım (öykü).

Öykü: Gökova’nın Yalazları, Düğüncüler.

Roman: Sevgi Tuzak mı.

 

ÖZDEMİR ASAF (1923 – 1981)

 

Ankara doğumludur. İstanbul Kabataş Erkek Lisesini bitirdi. Hukuk ve İktisat fakültelerindeki öğrenimini yarıda bıraktı. Gazetecilik, çevirmenlik ve matbaacılık yaptı. İstanbul’da vefat etti.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiirleriyle tanındı. Yoğun duygu ve düşüncelerini, küçük dizeler halinde işlediği kısa şiirler yazdı. başlıca eserleri:

Öykü: Yağmur Yağacak.

Şiir: Dünya Kaçtı Gözüme, Benden Sonra Mutluluk, Sen Sen Sen, Bir Kapı Önünde, Yalnızlık Paylaşılmaz, Yuvarlağın Köşeleri, Yumuşaklıklar Değil, Nasılsın, Çiçekleri Yemeyin.

 

ÖZDEMİR, EMİN (1931)

 

Kemaliye doğumludur. Pamukpınar Köy Enstitüsünden sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünden mezun oldu. Aynı bölümde asistanlık yaptı. Çeşitli yüksekokullarda öğretim görevlisi olarak çalıştı.

Varlık, Türk Dili gibi dergilerde, edebiyatla ilgili yazıları ve eleştirileri yayımlandı. Eğitim-öğretim kaynak kitapları hazırladı.

Başlıca eserleri: Yazma Tekniği, Türkçe Öğretimi, Güzel Dilimiz Türkçe ve Okuma Kitabı, Dil Devrimimiz, Sözcük Sözcük İçinde, Öz Türkçe Üzerine, Yazma Sanatı-Kompozisyon, Erdemin Başı Dil, Eleştirel Okuma, Düşüncenin Toprağı, Dil ve Edebiyat Öğretimi, Yazı ve Yazınsal Türler, Okuma ve Metin İnceleme, Türk ve Dünya Edebiyatı, Edebiyat Bilgileri Sözlüğü, Mustafa Nihat Özön, Türkçe Öğretim Kılavuzu, Okuma Sanatı, Anlatım Sanatı-Kompozisyon, Atasözleri Sözlüğü, Güzel ve Etkili Konuşma Sanatı, Deyimler Sözlüğü, Sözcükler Arasında, Dil Bilgisi Oyunları.

 

ÖZDENOĞLU, ŞİNASİ (1922)

 

Gümüşhane doğumludur. Trabzon Lisesinin ardından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler ve Hukuk Fakültelerini bitirdi. Kaymakamlık ve avukatlık yaptı. Milletvekili seçildi.

Çeşitli dergilerde çıkan şiirleri ile tanınmaya başladı. Başlıca eserleri:

İnceleme: Edebiyatımızın Beş Ana Meselesi (sanatçılarla konuşmalar).

Öykü: Seninle Bir Yılbaşı.

Şiir: Teselli, Anaforda Dönen Adam, Sımsıcak Dostluğunda Ölümün, Vatanım Benim, Özgürlük Tek Sevgilim, Özgürlük İçin Ölmek, Acısıyla Yanmak Türkiye’nin, Memleket Sevmek Suçu, Şairler Böyle Sever, Yasaklar Cehennemi.

 

ÖZDEŞ, OĞUZ (1920 – 1979)

 

Kırşehir doğumludur. Ankara Erkek Lisesini bitirdi. Dergilerde sekreterlik, yazı işleri müdürlüğü yaptı. İstanbul’da öldü.

Yazdığı kırkı aşkın aşk ve tarihsel romanı ile adını duyurdu.

Başlıca romanları: Aşk Istıraptır, Hasret, Gizlenen Istıraplar, Aşka Susayan Dudaklar, Coşkun Gönüller, Herkesten Uzak, Şafak Sökerken, Reyhan, Şebnem, Vatan Borcu, Dağ Başını Duman Almış, Oğuz Han, Karapençe Estergon’da, Karapençe’nin İntikamı.

 

ÖZEL, İSMET (1944)

 

Kayseri doğumludur. Ankara Gazi Lisesinin ardından Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. İstanbul Devlet Konservatuarında Fransızca öğretmeni olarak görev yaptı.

Çeşitli dergilerde çıkan şiirleriyle tanınır oldu. Şiirlerinde yoğun bir söyleyiş, taze buluşlar, mistik bir hava dikkati çeker. Başlıca eserleri:

Şiir: Geceleyin Bir Koşu, Evet İsyan, Cinayetler Kitabı, Şiirler, Celladıma Gülümserken, Erbain.

İnceleme ve diğer düz yazıları: Üç Mesele, Şiir Okuma Kılavuzu, Zor Zamanda Konuşmak, Taşları Yemek Yasak, Bakanlar ve Görenler, Faydasız Yazılar, Surat Asmak Hakkımız, Cuma Mektupları, Genç Bir Şairden Genç Bir Şaire (Ataol Behramoğlu ile mektuplaşmaları).

 

ÖZER, KEMAL (1935)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Erkek Lisesini bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümündeki öğretimini yarıda bıraktı. Kitapçılık, yayıncılık ve gazetecilik yaptı.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiirleri ile tanındı. Şiirlerinde özgün bir dil, sağlam bir yapı görülür. Kitaplarındaki tek tek şiirlerin oluşturduğu bir bütünlük göze çarpar. Uzak çağrışımlardan somuta varır. Başlıca eserleri:

Gezi yazısı: Güldeki Şafak, Düşmanı Kardeş Yapmak.

Deneme: Umut Edebiyatı Yedi Canlıdır, Acı Şölen, Gün Olur Söze Yazılır.

Derleme: Sanatçılarla Konuşmalar, Şiirlerle İstanbul, Soruların Gündeminde.

Şiir: Gül Yordamı, Oğulları Öldürülen Analar, Ölü Bir Yaz, Bir Adı Gurbet, Tutsak Kan, İnsan Yüzünün Tarihinden Bir Cümle, Kavganın Yüreği, Yaşadığımız Günlerin Şiirleri, Sen de Katılmalısın Yaşamı Savunmaya, Geceye Karşı Söylenmiştir, Kimlikleriniz Lütfen, Araya Giren Görüntüler, Çağdaş ve Boyun Eğmeyen, Sınırlamıyor Beni Sevda.

Günce: Tanık Günler (2 cilt).

Çocuk Kitabı: Nasrettin Hoca, Tatil Köyünün Çocukları, Trenler Ne Güzeldir, Dünya Onlarla Daha Güzel, Çiçek Dürbünü.

 

ÖZERDİM, SAMİ NABİ (1918 – 1997)

 

Hayrabolu doğumludur. İstanbul Erkek Lisesinden sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Macar Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Öğretmenlik, Milli Kütüphane müdürlüğü, TDK genel sekreterliği, TBMM Kütüphanesi müdür yardımcılığı, Siyasal Bilgiler Fakültesi kütüphanesi müdürlüğü görevlerinde bulundu.

Yeni yayınlar üzerine bibliyografya ve tanıtım yazıları, sosyal ve ulusal konularda makaleler, denemeler yazdı. Macar edebiyatından çeviriler yaptı.

Başlıca eserleri: Bayraklaşan Atatürk, Atatürk Devrimi Kronolojisi, Sevgiye Saygı (deneme), Seçilmiş Bektaşi Fıkraları, Elli Yılda Kitap, Bilinmeyen Atatürk, Yazı Devriminin Öyküsü, Atatürkçülüğün El Kitabı.

 

ÖZGENTÜRK, IŞIL (1948)

 

Gaziantep doğumludur. Çamlıca Kız Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu.

Çocuk edebiyatı alanında yaptığı çalışmalarla tanındı. Daha sonra senaryolar yazdı ve yönetmenlik yaptı.

Başlıca eserleri: Keloğlan’ın Tembelliği (çocuk oyunu), Dünyayı Tanıyorum (çocuk oyunu), Kuş Ne Yana Öter (çocuk romanı), Hayat Okulu (çocuk öyküsü), Dünyaya Masallar, Yokuşu Tırmanır Hayat (öykü), Hançer (çocuk öyküsü), Derdim Yeter Sakin Ol (öykü), Küçük Sevinçler Bulmalıyım (şiir-kabare), At (senaryo, Ali Özgentürk’le).

 

ÖZKAN, HAKKI (1926 – 1999)

 

Bursa doğumludur. İstanbul’da Eyüp Ortaokulunu bitirdi. Basımevi teknisyenliği, yayınevlerinde redaktörlük yaptı. İstanbul’da öldü.

Dergilerde yayımlanan öyküleriyle tanındı. Çocuk edebiyatı alanında çalışmalar yaptı. Başlıca eserleri:

Çocuk kitabı: Taş (çocuk romanı), Pilli Bebek, Her Çocuğun Kanadı Vardır, Bütün Çocuklar Gülmeli, Okyanus Çocukları, Şans.

Öykü: Bedava, Babamın Türküleri, Kuşlar Gibi, Kıvılcım, Kız, Kırmızı Kırlangıç, Bakışların, Unutulmayan.

Şiir: Güneşli, Aynalı Çarşı.

Roman: Yokuştakiler, Kandilli Güzel Mahallesi, Adamcık, Umutsuzlar, Dönüş, Sürtük, Grevden Sonra, Şeytan Üçgeni Yolunda, İnci.

 

ÖZKIRIMLI, ATİLLA (1942)

 

Konya doğumludur. Maraş Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Altın Kitaplar Yayınevinde görev yaptı. Meydan Larousse Ansiklopedisi yazı kurulu kadrosunda görev aldı. Hacettepe Üniversitesi Temel Bilimler Yüksek Okulunda ve Atatürk Eğitim Enstitüsünde öğretmenlik yaptı.

Düzlem ve Su dergilerinde şiirleri ve öyküleri yayımlandı. Ardından çeşitli dergilerde deneme ve eleştiri yazıları ile görüldü. Edebiyat alanında inceleme kitapları yayımladı.

Başlıca eserleri: Kabusname (2 cilt, Mercimek Ahmet’ten), Nedim, O Güzel İnsanlar (edebiyatımızdan portreler), Ahmet Haşim, Öykülerle Romanlarda Yaşamak (eleştiri), Tevfik Fikret, Sabahattin Ali (Filiz Ali’yle), Sevgim Acıyor (deneme), Türk Edebiyatı Ansiklopedisi (5 cilt), Edebiyat İncelemeleri, Tarih İçinde Türk Edebiyatı, Alevilik Bektaşilik ve Edebiyatı, Romanların Dünyasında (eleştiri), Yazarları da Vururlar (Celal Üster’le), Dil ve Anlatım, Tarihe Not Düşmek, Ömer Seyfettin-Seçilmiş Hikayeler, Hayatımıza Sevgisizliğe ve Yalnızlığa Dairdir, Açıklamalı Edebiyat Terimleri Sözlüğü, Söylev (yalınlaştırılmış özet metin), Çağdaş Türk Edebiyatı.

 

ÖZLÜ, DEMİR (1935)

 

İstanbul doğumludur. Kabataş Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Avukatlık yaptı. Uzun yıllar İsveç’te yaşadı.

Türk Dili dergisinde basılan şiirleriyle edebiyat dünyasına adım attı. 1955’ten sonra yayımladığı öykülerle tanındı. Öykülerinde ele aldığı kişileri çözümlerken çevre, toplum, doğa bağlarından kopararak işledi. Kahramanlarını çeşitli bulanımlar içinde yaşayan tedirgin kişilerden seçti. Onların yalnızlığını, umutsuzluğunu yansıtmaya çalıştı. Başlıca eserleri:

Anlatı kitabı: Bir Beyoğlu Düşü, Berlin’de Sanrı, Kanallar.

Anı: Sürgünde on Yıl.

Günce: Berlin Güncesi.

Öykü: Bunaltı, Soluma, Stockholm Öyküleri, İstanbul Büyüsü, Boğuntulu Sokaklar, Öteki Günler Gibi Bir Gün, Aşk Ve Poster.

Roman: Bir Uzun Sonbahar, Bir Küçük Burjuvanın Gençlik Yılları, Bir Yaz Mevsimi Romansı, Tatlı Bir Eylül, İthaca’ya Yolculuk.

 

ÖZÖN, MUSTAFA NİHAT (1896 – 1980)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Liselerde ve Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünde öğretmenlik yaptı. Ankara’da öldü.

Edebiyat tarihi alanındaki verimli çalışmalarının yayında yayımladığı sözlüklerle tanındı. Liselere ders kitapları hazırladı.

Başlıca eserleri: Metinlerle Muasır Türk Edebiyatı Tarihi, Türkçede Roman, Gördüklerim (2 cilt, Evliya Çelebi’den), Namık Kemal ve İbret Gazetesi, Türk Tiyatrosu Ansiklopedisi (Baha Dürder’le), Son Asır Türk Edebiyatı Tarihi, Türkçe Tabirler Sözlüğü, Resimli Türk Dili Sözlüğü, Osmanlıca Türkçe Sözlük, Edebiyat ve Tenkit Sözlüğü, Türkçe Yabancı Kelime Sözlüğü.

 

ÖZTELLİ, CAHİT (1910 – 1978)

 

Erzincan doğumludur. Trabzon Lisesinin ardından Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Lise ve yüksekokullarda öğretmenlik yaptıktan sonra Milli Eğitim Bakanlığı Folklor Enstitüsü müdürlüğü yaptı. Ankara’da yaşama veda etti.

Türk halk edebiyatı ve folkloru alanındaki çalışmalarıyla tanındı.

Başlıca eserleri: Zileli Şairler, Kul Nesimi, Pir Sultan’ın Dostları,, Belgelerle Yunus Emre, Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Ercişli Emrah Üzerine Çalışmalar, Yunus Emre, Evlerinin Önü (halk türküleri), Bektaşi Gülleri (Alevi-Bektaşi şiirleri), Köroğlu-Dadaloğlu-Kuloğlu, Uyan Padişahım (tarihsel ve toplumsal şiirleri).

 

ÖZYALÇINER, ADNAN (1934)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Erkek Lisesini bitirmesinin ardından Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümündeki öğrenimini yarıda bıraktı. Çeşitli dergi ve gazetelerde çalıştı.

İlk öyküsü Demet dergisinde yayımlandı. Önceleri İstanbul’un kenar semtlerini anlatan öyküler yazdı. İnsanların psikolojik durumlarını çözümlemeye çalışan soyut öykülere yöneldi. Ardından yine toplumsal sorunları konu alan öyküler yazdı. Başlıca eserleri:

İnceleme: İstanbul’un Taşı Toprağı Altın (Sennur Sezer’le).

Çocuk kitabı: Kırmızı Çini Kase, Ölümsüzleşen Bahçe, Sabırtaşı Çatladı, Garip Nasıl Okuyacak, Anıtların Öyküleri, Devlet Kuşu (masallar), Keloğlan ile Köse (Sennur Sezer’le).

Öykü: Panayır, Sur, Taş, Alaycı Öyküler, Yağma, Yıkım Günleri, Gözleri Bağlı Adam, Cambazlar Savaşı Yitirdi.

 

P

 

PAMUK, ORHAN (1952)

 

İstanbul doğumludur. Robert Kolejinin ardından İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Yüksekokulunu bitirdi.

Cevdet Bey ve Oğulları adlı romanı ile Milliyet ve Orhan Kemal Roman ödüllerini kazanınca tanınmaya başladı. Art arda yayımladığı romanları çeşitli dillere çevrildi. Romanlarında yarattığı sanal ortamda kişilerini dolaştırdı. Çağımızın karmaşık insan ilişkilerini grift bir kurguda verdi. Benim Adım Kırmızı adlı romanında somuta yaklaştı. 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne layık görüldü. Başlıca eserleri:

Senaryo: Gizli Yüz.

Roman: Cevdet Bey ve Oğulları, Sessiz Ev, Beyaz Kale, Kara Kitap, Yeni Hayat, Benim Adım Kırmızı, Kar.

Diğer kitapları: Öteki Renkler (seçme yazılar ve bir öykü).

 

PAR, ARİF HİKMET (1920)

 

Muğla doğumludur. İstanbul Erkek Öğretmen Okulunu bitirmesinin ardından Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünden mezun oldu. Çeşitli illerde öğretmenlik, Milli Eğitim Bakanlığında şube müdür yardımcılığı yaptı.

Kaynak, Fikirler, Şadırvan ve Varlık dergilerinde yayımlanan şiirleriyle isminden söz ettirdi. Tarihsel kaynaklarımızı destansal bir dille anlatan epik şiirler yazdı. eğitim-öğretim kaynak kitapları hazırladı. Başlıca eserleri:

Oyun: Dertli Dolap.

Şiir: İstiklal Destanı, İstanbul’un Fethi Destanı, Ulu Şark-Mevlana, İki Kemal.

 

PAZARKAYA, YÜKSEL (1940)

 

İzmir doğumludur. Ortaöğrenimini İzmir’de tamamladıktan sonra Almanya’da Stutgart Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünden mezun oldu. Aynı üniversitede edebiyat doktorasını verdi. Almanya’da öğretim üyeliği yaptı.

Türkiye ve Almanya’daki çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanan şiir, öykü, eleştiri, inceleme ve çevirileri ile tanındı. Radyo ve sahne oyunları yazarlığı yaptı. Eserlerinde Almanya’da yaşayan Türk işçilerinin sorunlarını işledi. Başlıca eserleri:

Öykü: Oturma İzni, Yaban Sıla Olur mu.

Çocuk kitabı: Utku (Türkçe-Almanca öyküler), Ağaca Takılan Uçurtma (derleme, öyküler-şiirler-masallar), Ay’a Uçan Minare, Oktay Atatürk’ü Anlatıyor, Balinanın Bebeği.

 

PEÇEVİ (1574 – 1649 ?)

 

Peç, Macaristan doğumludur. Asıl adı İbrahim Peçevi’dir. On dört yaşındayken babası ölünce orduya katıldı. Çeşitli seferlerde bulundu ve bazı sancakların yazım görevinde yer aldı. Diyarbakır, Tokat, Tuna’da defterdarlık yapmasının ardından Bosna Sancak Beyliğine gönderildi. Belgrad valiliğinin ardından da 1641 yılında kendi isteğiyle görevinden ayrıldı. Son yıllarını Budin ve Peç’te tarihini yazmakla geçirdi. Ölüm tarihi kesin olarak bilinmemektedir.

Gençliğinden beri tarihe ilgi duyan Peçevi, Kanuni Sultan Süleyman’ın seferleriyle ilgili bilgileri toplayarak Gazavat ve Fütuhat-ı Sultan Süleyman Han adlı eserleri hazırladı.

Peçevi, 1520-648 yılları arasındaki olayları Tarih-i Peçevi adlı eserinde anlattı. Klasik Osmanlı vakayinameleri şeklinde yazdığı bu eserde olaylar abartısız ve yalın bir biçimde aktarılmıştır. Özellikle konuşma bölümlerinde eserin dili oldukça sadedir. Yer yer toplumsal ve kültürel konulara da değinen eser, güvenilir bir kaynak olma özelliğini günümüze kadar korumuştur.

 

PİR SULTAN ABDAL (? – 1560 ?)

 

Yaşamı üzerine net bir bilgi mevcut değildir. Şiirlerinden öğrenildiğine göre Sivas’ın Yıldızeli ilçesinin Banaz köyünde doğmuştur. Asıl adı Koca Haydar’dır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında yaşamıştır. Bektaşi tarikatına bağlıdır. Bir ayaklanma hareketine katıldığı için Vezir Hızır Paşa tarafından önce hapsedilmiş, sonra Sivas’ta asılarak katledilmiştir.

Pir Sultan Abdal, halk tasavvuf edebiyatının en önemli şairlerinden biridir. Tasavvuf konusunu işlediği şiirlerine, zaman zaman kuru ve öğretici özellikler görülmesine karşın didaktik olmamaya özen göstermiştir. Köylü yaşantısını, doğa güzelliklerini, insan ve yaşama sevgisini işlediği şiirleri de mevcuttur. Şiirlerinde lirik bir anlatım vardır. Pir Sultan Abdal’ın şiirlerinde, bir tasavvuf şairinin öğreticiliği ile saz şairinin yaşama bağlılığı ve doğa sevgisi bulunabilir.

Şiirleri Fuad Köprülü, Abdülbaki Gölpınarlı ve Pertev Naili Boratav tarafından derleyip yayımlanmıştır.

 

POE, EDGAR ALLAN (1809 – 1849)

 

Boston doğumlu Amerikalı şair ve yazardır. Gezgin bir tiyatrocu ailenin çocuğudur. Öğrenimini yarıda bırakmıştır. Gazetecilik yaptı. Dağınık bir yaşamı olmuştur. Genç yaşında Baltimore’da yoksulluk içinde öldü.

Şiir ve öykü türlerinde yazdığı eserleriyle tanınmıştır. Şiirlerinde duygulu, öykülerinde gizemli konuları işledi. “Annabel Lee” adlı şiir ile geniş bir ün sağladı. Başlıca eserleri:

Şiir: Kuzgun ve Başka Şiirler, Helen’e, Çanlar.

Öykü: İşitilmedik Öyküler (2 cilt).

 

POLO, MARCO (1254 – 1324)

 

Venedikli bir gezgindir. Varlıklı bir tüccar ailenin oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Gezilerine babası ve amcası ile birlikte 1271 yılında Adana’dan başladı. Doğu Anadolu üzerinden Gürcistan’a, oradan da Basra Körfezine ulaştılar. Yeniden kuzeye yönelip İran üzerinde n Orta Asya’yı dolaşıp Çin’e vardılar. Çin’de şaşırtıcı bir uygarlıkla karşılaştılar. Çin hükümdarı, Marco Polo’yu korumasına aldı. Polo’yu Çin’in yönetim örgütü, mükemmel posta düzeni, bayındırlık (yollar, köprüler, kanallar), zanaat (özellikle ipek işçiliği) ve kağıt para kullanımı çok etkiledi. 17 yıl orada kaldı. Dönüşte İran üzerinden Trabzon’a geldi. Deniz yoluyla İstanbul’a ulaştıktan sonra Venedik’e döndü.

Marco Polo, Cenova’yla Venedik arasındaki bir deniz savaşında tutsak düştü. Mahpusluğu sırasında Rustichello adlı bir yazara, Marco Polo Seyahatnamesi adlı kitabını yazdırdı.

 

PORTER, ELEANOR (1868 – 1920)

 

            Amerikalı romancıdır. Çocuk romanı alanında dünyada ün yaptı. En ünlü eseri Polianna’dır. Bu romanda iyimser bir kız çocuğunun çevresindeki insanlara umut aşılaması anlatılır.

            Eleanor Porter, eğitsel nitelikte romanlar yazdı. çocukların düzeyine uygun bir dil ve anlatım kullandı.

            Başlıca eserleri: Polianna, Polianna’nın Gençliği, Março’nun Öyküsü.

           

            POUND, EZRA (1885 – 1972)

 

            Halley-Idaho doğumlu Amerikalı şairdir. Üniversite öğreniminin ardından Amerika’dan ayrıldı. İngiltere, Fransa ve İtalya’da yaşadı. II. Dünya Savaşında Almanya-İtalya tarafını destekleyince savaştan sonra Amerika’da akıl hastanesine kapatıldı. Oradan çıkınca İtalya’ya yerleşti. Venedik’te öldü.

            Pound, dünya şiirini inceledi. Amerikan şiiri üzerinde etkisi inkar edilemezdir. 1914’te kendisini izleyen İngiliz ve Amerikalı şairlerden derlediği şiirleri küçük bir antolojide topladı. Bunlar “İmgeciler” olarak adlandırıla geldi. Başlıca eserleri:

            Deneme ve eleştiri: Nasıl Okumalı, Edebiyat Denemeleri, Ezra Pound’un Mektupları.

            Şiir: Şarkılar.

 

            PUŞKİN, ALEKSANDR (1799 – 1837)

 

            Moskova doğumlu Rus şair ve yazarıdır. Küçük yaşta Fransızca öğrendi. Modern Rus edebiyatının kurucusu kabul edilir.

            Fransız şair ve yazarlarından etkilendi. Yurdunun güzelliklerini eserlerinde anlattı.

            Başlıca eserleri: Şiirler, Erzurum Yolculuğu, Yüzbaşının Kızı, Çar Sultan, Kafkas Mahpusu, Bahçe Saray Çeşmesi, Çingeneler.

 

            PÜSKÜLLÜOĞLU, ALİ (1935)

 

            Kadirli doğumludur. Mersin Lisesindeki öğrenimini yarıda bıraktı. Avukat yazmanlığı, gazetecilik ve kitabevi yöneticiliği yaptı. TDK’de Yayın ve Tanıtma Kolu uzmanlığı görevinde bulundu.

            İlk şiirleri Varlık ve Hisar dergilerinde yayımlandı. Ardından çeşitli dergilerde yazdı. dil üzerine radyo konuşmaları yaptı. Sözlükler hazırladı, antolojiler çıkardı. Anadolu efsanelerini derledi.başlıca eserleri:

Antoloji: Sevgi Şiirleri Antolojisi, Yeni Türk Tiyatrosu (oyunlar antolojisi), Türk Halk Şiiri Antolojisi, Otuz Beş Ozandan Çocuklara Şakacı Şiirler.

Çocuk kitabı: Okuma Sevinci, Kırlangıcın Kanat Vuruşu (seçki), Afacan Cem (on kitap).

Sözlük: Öztürkçe Sözlük, Yaşar Kemal Sözlüğü, Çağdaş Türkçe Sözlük.

Şiir: Pembe Beyaz, Babadat, Karanfilli Saksı, Uzun Atlar Denizi, Seçilmiş Şiirler, Sırtımızda Kızgın Güneş, Unutma Onları, Yaz ve Yağmur, Gül Sevgili Yurdum, Eskidikçe.

 

R

 

RACİNE (1639 – 1699)

 

Ferte-Millon doğumlu Fransız trajedi yazarıdır. Bir maliye memurunun oğludur. Anne ve babasını küçük yaşta kaybetti. Port-Royal rahibeleri tarafından yetiştirildi. 1658’de Harcount Kolejinde felsefe öğrenimi yaparken ilk şiirini yayımlamaya başladı. Kendini tiyatroya verdi. İlk oyunu pek ilgi görmedi lakin İskender adlı oyunu ile ünlü yazarlar arasına girdi. Sarayın resmi tarihçiliğiyle görevlendirildi. On iki yıl bu görevde çalıştıktan sonra tiyatroya döndü. Dinsel oyunları tepkiyle karşılandı. Bu tür oyunları yazmaktan bu yüzden vazgeçti. Bir süre sonra oyun yazarlığını da bıraktı. Paris’te öldü.

Racine, Fransız edebiyatının ve XVII. yüzyıl klasisizm akımının Corneille ile birlikte en büyük tragedya şairi olarak kabul edilmektedir.

Başlıca eserleri: Thebaide, Phedre, İphigenie, Andromak, Davacılar, Britannicus, Berenice, Beyazıt, Büyük İskender, Athalie, Esther.

 

RADO, ŞEVKET (1913 – 1988)

 

Radovişte, Yugoslavya doğumludur. İstanbul Pertevniyal Lisesinden sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Akşam gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Çeşitli dergiler çıkardı. İstanbul’da öldü.

Sanat yaşamına Varlık dergisinde yayımlanan şiirlerle ile başladı. Dergilerde yayımlanan söyleşileriyle tanınırlığı arttı. Söyleşileri genellikle gençlere doğru yolu gösteren, yaşama sevinci uyandıran karşılaşılabilecek zorlukları iyimse bir görüşle yorumlayan özellikler barındırır. Başlıca eserleri:

Söyleşi: Eşref Saat, Saadet Yolu, Ümit Dünyası, Aile Sohbetleri, Hayat Böyledir.

Gezi yazısı: 50. Yılında Sovyet Rusya.

Şiir: Şiirler.

 

RECAİZADE MAHMUT EKREM (1847 – 1914)

 

İstanbul doğumludur. Beyazıt Ortaokulunu bitirdi. Harbiye Lisesindeki öğrenimini yarıda bırakarak Fransızca öğrendi. Devlet kurumlarında memur olarak çalıştı. Mülkiye Okulu ve Galatasaray Lisesinde edebiyat öğretmenliği yaptı. İstanbul’da öldü.

Recaizade Mahmut Ekrem, şiir, roman, oyun, eleştiri, türlerinde eserler verdi. Tanzimat’la başlayan Batı edebiyatı değerlerinin yayınması için gayret gösterdi. Eskiye bağlı yazarlarla yaptığı tartışmalarla ün kazandı. Üç çocuğunun ölmesi üzerine yabancı sözcük ve tamlamalarla yüklü içli şiirler yazdı. İnsanı doğa, sevgi, ölüm üçgeninde değerlendirdi. Öykülerinde şairane betimlemeler yaptı. Araba Sevdası adlı romanı gerçekçilik akımının ilk örneklerinden olduğu için önemli sayıldı. Başlıca eserleri:

Eleştiri: Takdir-i Elhan (Menemenlizade Tahir’in şiir kitabına öz yazı. İlk eleştiri yazısı kabul edildi.).

Oyun: Afife Anjelik, Vuslat yahut Süreksiz Sevinç, Çok Bilen Çok Yanılır.

Öykü: Muhsin Bey yahut Şairliğin Hazin Bir Neticesi, Şemsa.

Şiir: Nağme-i Seher (Tan Vakti Ezgileri), Yadigar-ı Şebab (Gençlik Armağanı), Zemzeme (Tatlı Sesler, 3 cilt), Nijad Ekrem (Oğlu Nijad’a şiirler, anılar).

Roman: Araba Sevdası.

 

REGÜ, ŞÜKRÜ ENİS (1923 – 1976)

 

Çankırı doğumludur. Lise öğrenimini yarıda bıraktı. Yayınevlerinde, gazete ve dergilerde çalıştı. İstanbul’da öldü.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiirleriyle tanındı. Şiirlerinde çocukların dünyasını, güzel günlerin özlemini işledi. Çocuk öykü ve masal kitapları yazdı. Başlıca eserleri:

Şiir: Buğu, Yağmur, Canım Dünya, Elma Ağacı (çocuk şiirleri).

Diğer eserleri: Onlar da Çocuktu (ünlü kişilerin yaşam öyküleri), Günaydın Kuşu, Uyuyan Gölge (çocuk öyküleri).

 

REŞAT ENİS [AYGEN] (1909 – 1984)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Erkek Lisesini bitirdi. Bir süre Yüksek Ticaret Okulunda okudu. Çeşitli gazetelerde çalıştı. İstanbul’da öldü.

Öykü ve romanlarında toplumun alt kesimlerinin yaşantısını katı bir gerçekçilikle işledi. Eserlerinde canlı halk dilinden yararlandı. Başlıca eserleri:

Öykü: Kılıcımı Sürüyorum.

Roman: Kanun Namına, Gong Vurdu, Sarı İt, Despot, Gece Konuştu, Afrodit Buhurdanında Bir Kadın, Kara Toprak, Ekmek Kavgamız, Ağlama Duvarı, Yol Geçen Hanı.

 

RIMBAUD, ARTHUR (1854 – 1891)

 

Charleville doğumlu Fransız şairi. Çocukluğu yoksullukla geçti. Serüvenli bir yaşam sürdü. Marsilya’da öldü.

Rimbaud, şiirlerinde gerçekle düş karışımı yepyeni bir birleşime ulaşmaya çalıştı. Özenli bir dil kullandı. İmge gücünü ve bilinçaltı duygularını şiirlerinde anlattı.

Başlıca eserleri: Cehennemde Bir Mevsim, İlhamlar, Bütün Şiirler.

 

RUHİ [BAĞDATLI] (1548 ? – 1605)

 

XVI. yüzyıl klasik Türk edebiyatı şairlerindendir. Bağdat doğumludur. Asıl adı Osman’dır. Bir çok yeri dolaştı. Şam’a yerleşti ve orada öldü.

Bağdatlı Ruhi, toplumun aksayan yönlerini şiirlerinde işledi. Duygu ve düşüncelerini söz oyunlarına sapmadan, süssüz, iğneleyici bir söyleyişle dile getirdi. Divanında bulunan Terkib-i Bend’i ünlüdür. Bu şiire birçok şair tarafından nazire (izlek) yazılmıştır.

Bağdatlı Ruhi’nin Divan’ı 1870’de basıldı. Abdülbaki Gölpınarlı tarafından hakkında bir tanıtım kitabı çıkarıldı.

 

S

 

SABA, ZİYA OSMAN (1910 – 1957)

 

İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Bir bankada çalıştı. Milli Eğitim Basım Evi Düzeltme Bürosu şefliğinde bulundu. İstanbul’da yaşama veda etti.

İlk şiirleri Servet-i Fünun dergisinde yayımlandı. “Yedi Meşale” topluluğuna katıldı. Genellikle hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerde Batı nazım biçimlerini kullandı. Çocukluk özlemi, anılara düşkünlük, ev-aile sevgisi, yoksullara acıma, Tanrı sevgisi, küçük mutluluklarla yetinme gibi temaları işledi. Başlıca eserleri:

Öykü: Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi, Değişen İstanbul.

Şiir: Sebil ve Güvercinler, Nefes Almak, Geçen Zaman.

 

SABAHATTİN ALİ (1907 – 1948)

 

Gümülcine, Yunanistan doğumludur. İstanbul İlköğretmen Okulunu bitirdi. Milli Eğitim Bakanlığınca Almanya’ya gönderildi. Yurda dönünce Almanca öğretmenliği, Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğünde memurluk ve Devlet Konservatuarında dramaturgluk yaptı. Çeşitli gazetelerde görev yaptı. Kırklareli’nde öldürüldü.

Sabahattin Ali, sanat yaşamına şiirle başladı. Sonra öykü ve roman türlerinde eserler verdi. Çeviriler yaptı. Anadolu köy-kasaba yaşamından aldığı acılı konuları gerçekçi bir yöntemle işledi. Kişilerden çok kişileri kuşatan toplumsal düzeni anlattı. Öykülerinde güçlü bir gözleme dayanan doğa betimlemelerine yer verdi. Başlıca eserleri:

Oyun: Esirler.

Öykü: Değirmen, Kağnı, Ses, Yeni Dünya, Sırça Köşk (masallar-öyküler).

Şiir: Dağlar ve Rüzgar.

Roman: Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan, Kürt Mantolu Madonna.

 

SABUNCU, BAŞAR (1943)

 

İstanbul doğumludur. Saint Joseph Fransız Lisesini bitirdi. Çeşitli tiyatrolarda, Ankara Radyosu Tiyatrosunda aktör, rejisör ve uygulayıcı olarak çalıştı.

Başar Sabuncu, oyun yazarı olarak tanındı. Oyunlarında, duyurmak istediği temel düşünceyi çeşitli durumların karşılığından yararlanarak olumlu bir sona ulaştırdı.

Başlıca oyunları: Kargalar, Şerefiye, İşgal ya da Talihli Amele Mehmet Ali’nin Harikulade Maceraları, Zemberek, Lades ya da Aile Ocağı, Çark, İşçi Babası Ömer Ağa ile Küçük Hanımın Şoförü Recep, Mutemet Ali Rıza Bey, Memurlar.

 

SADİ (1213 – 1292)

 

Şiraz doğumlu İran edebiyatının en büyük şairlerindendir. Asıl adı Ebu Abdullah Meşerefüddin’dir. Yaşamı hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Medrese eğitimi gördüğü, İslam ülkelerini gezdiği bilinmektedir. Şiraz’da ölmüştür.

Sadi, şiir ve düz yazı türlerinde eserler vermiştir. Özellikle gazel nazım biçimi ile yazdığı lirik-didaktik şiirleri ile tanınmıştır. Kişinin onurlu ve insanca bir yaşam sürmesini; bilgi, güzel ahlak ve deneyim gibi erdemlerinin yüceltilmesini; insan sevgisinin ve insana duyulan saygının önemini ve gerekliliğini kimi zaman tasavvufi açıdan değerlendirerek, kimi zaman da yalnız olayları aktararak vurgulamıştır.

Din, ahlak, tasavvuf gibi konuları işleyen Gülistan (1258) ve Bostan (1257) adlı eserleri ünlüdür.

Pendname, Risalet, Kasaid Marasi, Tayyibat, Badaye, Gazaliyat-ı Kadim, Kavatim diğer eserleridir.

 

SAFA, PEYAMİ (1899 – 1961)

 

İstanbul doğumludur. Dokuz yaşında başlayan hastalığından dolayı ve on üç yaşında da çalışmak zorunda kaldığından ötürü düzenli bir eğitim göremedi. Kendi kendini eğitti. Öğretmen olarak çalıştı. Sonra basına geçti. Yirminci Asır adlı bir gazete yayımladı. Bu gazetede çıkan ilk öyküleri ilgiyle karşılandı. İstanbul’da beyin kanamasından ölene dek fıkra, makale ve roman yazarı olarak gazetelerde çalıştı.

Peyami Safa, geçimini kalemiyle sağladığı için hızlı bir tempoda yazdı. Değerli bulmadığı romanlarında Server Bedi takma adını kullandı. Kendi adını taşıyan romanlarında ruhsal çözümlemelere sıklıkla yer verdi. Romanlarının hemen hepsinde kahramanlar, Doğu uygarlığından Batı uygarlığına geçişin sıkıntılarını yaşayan, bu sıkıntıların çözümlerini simgeleyen kişilerdir. Başlıca eserleri:

Fıkra ve deneme: Sanat, Edebiyat, Tenkit; Yazarlar, Sanatçılar, Meşhurlar; Din, İnkılap, İrtica.

Roman: Gençliğimiz, Yalnızız, Sözde Kızlar, Biz İnsanlar, Şimşek, Matmazel Noraliya’nın Koltuğu, Mahşer, Bir Tereddüdün Romanı, Bir Akşamdı, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Atilla, Fatih-Harbiye.

 

SALİHOĞLU, MEHMET (1922)

 

Çayeli doğumludur. İstanbul Erkek Lisesinin ardından İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesini bitirdi. Demiryolları ve Karayollarında çalıştı. İmar ve İskan Bakanlığında genel müdürlük, müsteşarlık, teknik kurul başkanlığı yaptı.

Şiir, deneme, eleştiri, inceleme türlerinde eserler verdi. Dil üzerine yazdığı denemelerle tanındı. Dilin özleşmesi yolunda çaba harcadı. Şairin, topluma ve kişilere pembe gözlüklerle değil, çıplak gözle bakması gerektiğini savundu. Başlıca eserleri:

Deneme: Işıklanan Ülke, Günlerden Gelen, Ataç’la Gelen, Atatürkçü Düşünce, Gün Işığına Çıktıkça, Okuyup Düşündükçe.

Şiir: Ağacın Derdi, Duman Duman Üstüne, Bana Sensin Yaşamak, Esintiler Kavşağı, Sevgi Tutanağı, Güz Şarkıları, Güzellikler Ortasında.

 

SAMANOĞLU, GÜLTEKİN (1927)

 

Konya doğumludur. Kuleli Askeri Lisesinden sonra Harp Okulundan mezun oldu. Bir süre orduda çalıştıktan sonra ordudan ayrılarak Turizm ve Tanıtma Bakanlığına geçti. İstanbul’da Basın Yayın Kurumu genel müdürlüğü yaptı.

Hisar dergisinde yayımlanan şiirleriyle adından söz ettirdi. Duru bir Türkçeyle lirik şiirler yazdı. Başlıca eserleri:

İnceleme: Cahit Sıtkı Tarancı, Kemalettin Kamu.

Şiir: Alacakaranlık, Uzun Vuran Gölge.

 

SAMİPAŞAZADE SEZAİ (1860 – 1936)

 

İstanbul doğumludur. Özel öğrenim gördü. Devlet kurumlarında görev yaptı. Londra Büyükelçiliği ikinci katipliğinde bulundu. Baskı döneminde Paris’e kaçtı. 1908’de Meşrutiyet ilan edilince İstanbul’a geldi. Madrid Büyükelçisi oldu. İstanbul’da öldü.

Sanat yaşamına, makale ve tiyatro eserleri yazarak başladı. Asıl ününü öykü ve romanlarıyla yaptı. Bunlar, gerçekçi öykü ve romanın öncüleri sayıldı. Eserlerinde küçük, önemsiz konuları, olmuş, olması mümkün olayları ruh çözümlemeleriyle doğal ve günlük konuşma diliyle işledi.

Başlıca eserleri: Şir [Aslan (oyun)], Sergüzeşt (roman), Küçük Şeyler (öykü), Rumuzu’l-Edeb [Edebiyat Rumuzları (söyleşi-anı-gezi yazıları)], İclal (mektuplar).

 

SARAÇ, TAHSİN (1930 – 1989)

 

Muş doğumludur. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca Bölümünü bitirdi. Paris’te Fransız Dili ve Edebiyatı üzerine öğrenim gördü. Gazi Eğitim Enstitüsünde Fransızca öğretmenliği yaptı. İzmit’te öldü.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiirleriyle tanındı. Yalnızlık, aşk, toplumsal sorunlar, haksızlıklara karşı mücadele şiirlerinin başlıca konularıdır. Türkçeden Fransızcaya, Fransızcadan Türkçeye çeviriler yaptı. Başlıca eserleri:

Antoloji-inceleme: Günümüz Fransız Şiiri, Çağdaş Fransız Şiiri Antolojisi.

Şiir: Bir Ölümsüz Yalnızlık, Güneş Kavgası, Direnmeler, Güvercin Kasapları, Bir Sevgi Görüntüleme.

 

SARTRE, JEAN PAUL (1905 – 1980)

 

Paris doğumlu Fransız şair ve yazarıdır. Yüksek Öğretmen Okulunun Felsefe bölümünden mezun oldu. Öğretmenlik yaptı. II. Dünya Savaşı’nda Almanlara tutsak düştü. Kurtulunca kendini felsefe ve edebiyata verdi. Paris’te yaşama veda etti.

Sartre, varoluşçuluk akımının kurucusudur. Bu akıma göre var olma özden önce gelir. Yani insan dünyaya gelince kendi özünü kendisi oluşturur, ne olmak istiyorsa öyle olur. Bu düşünce sisteminin edebiyata uyarlanmasında karakterle ön plana çıkmaz. Durumlarla karşı karşıya gelmiş, ne yapacağı önceden bilinmeyen insanlar söz konusudur. Böylece roman ve öykülerin örgüsü sürekli okuyucunun ilgisini canlı tutar.

Sartre roman, öykü, oyun, deneme türlerinde eserler verdi. 1964’de kazandığı Nobel Edebiyat Ödülünü reddetti. Başlıca eserleri:

Öykü: Duvar.

Oyun: Sinekler, Saygılı Yosma, Kirli Eller, Gizli Oturum.

Roman: Bulantı, Özgürlük Yolları (3 cilt), Akıl Çağı, İçimizdeki Ölüm, Mühlet, Son Şans.

 

SAYAR, ABBAS (1923 – 1999)

 

Yozgat doğumludur. Yozgat Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümündeki öğrenimini yarıda bıraktı. Gazete satıcılığı, kitapçılık, matbaacılık ve çiftçilik gibi işlerle uğraştı. İstanbul’da yaşama veda etti.

Edebiyat yaşamına şiirle başladı. Asıl tanınması Yılkı Atı romanı sayesinde oldu. Romanlarında başarılı çevre betimlemeleriyle Orta Anadolu gerçeklerini yansıttı. Kişileri toplumsal koşulları içinde ele aldı. Eserlerinde özentiye ve gereksiz uzatmalara, gerçeği saptıran çözümlemelere düşmedi. Başlıca eserleri:

Öykü: Yorganımı Sıkı Sar.

Şiir: Gönül Sandalı, Sereserpe, Neco’ya Mektuplar, Gibi, Bolluğa Takılan Ses.

Roman: Yılkı Atı, Çelo, Can Şenliği, Dik Bayır, Tarlabaşı Salkım Saçak, Anılarda Yumak Yumak.

 

SCHILLER, FRIEDRICH (1759 – 1805)

 

Alman dram şairidir. Tıp öğrenimi gördü. Askeri doktor olarak çalıştı. Haydutlar adlı eserinin oynaması üzerine cezalandırılınca ordudan ayrıldı.

Dramlarında heyecanlı olayları sürükleyici bir şekilde anlattı. Özgürlük, vatan sevgisi, tutku gibi konuları işledi.

Dilimize çevrilmiş başlıca eserleri: Don Carlos, Maria Stuart, Wilhelm Tell.

 

SELÇUK, İLHAN (1925 – 2010)

 

Aydın doğumludur. Adana Erkek Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Bir süre avukatlık yaptıktan sonra gazeteciliğe başladı. Köşe yazıları yazdı.

İlhan Selçuk, köşe yazısı (fıkra) türünün özgün yazarlarından kabul edilir. Yazılarında Atatürk devrimlerini savundu.

Başlıca eserleri: Güzel Amerikalı (gezi yazısı), Uzak Komşu Rusya’dan Gezi Notları, Mustafa Kemal’in Saati (belgesel yazılar), Yüzbaşı Selahattin’in Romanı (roman, 2 cilt), Yeni Krallar Yeni Soytarılar, Ağlamak ve Gülmek, Düşünüyorum Öyleyse Vurun, Görülmüştür, Ziverbey Köşkü (anı), Japon Gülü.

 

SELİMOĞLU, ZEYYAT (1922 – 2000)

 

İstanbul doğumludur. Alman Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Bir süre bir denizcilik şirketinde çalıştı.

Öyküleri, radyo oyunları ve Almancadan çevirileri ile tanındı. Konularını genellikle denizcilerin renkli, devinimli yaşamlarından aldı. Eserlerinde kişilerin iç dünyalarını başarılı bir şekilde yansıttı. Başlıca eserleri:

Anı: Yeni Defter’den Eski Defter’e.

Çocuk kitabı: Yavru Kayık, Martılar Adası, Uyumsuz Nuri.

Öykü: Kavganın Sonu ve Başı, Derin Dondurucu İçin Öykü, Direğin Tepesinde Bir Adam, Denizlerin İstanbul, Kıç Üstünde Toplantı, Koca Denizde İki Nokta, Aramızdaydı O Gün, Karaya Vurdu Deniz, Deprem, Soyunanlar, Çiçekli Dağ Sokağı, Gemi Adamları, Bir Şarkı Gibiydi.

Roman: Tutkunun Köşeleri.

 

SEMEDİ, ZİYA (1914 – 2000)

 

Honihay, Kazakistan doğumludur. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladı. 1931 yılında Doğu Türkistan’a yerleşti. 1934’de Gulca’da Öğretmen Okulunu bitirdi. Ümit Okulunda öğretmenlik yaptı.

Edebiyat dünyasına şiirle girdi. İli gazetesinde 1934 itibariyle şiirleri yayımlanmaya başladı. 1936 yılında Gerip ve Senem, 1937’de Köyümçan Ana (Şefkatli Ana) oyunlarını yazdı.

1937 yılında düşüncelerinden dolayı Çin yönetimi tarafından tutuklandı. Şin Şişey Cezaevinde yedi yıl yattı. 1944 yılında Uygur bağımsızlık mücadelesine katıldı. 1950’den sonra Doğu Türkistan’daki Uygur Muhtar Bölgesinde kültür bakanlığı yaptı. Yazarlar Birliği başkanlığı görevini yürüttü. 1961 yılında Kazakistan’a döndü. Şiir, tiyatro ve roman türlerinde eserler verdi. Eserlerinde Uygur Türklerinin mücadelelerini anlattı.

Başlıca eserleri: Roşen, Mayimhan, Kanlik Dağ, Jillar Siri, Gerip ve Senem, Köyümçan Ana, Siri Eçildi, Sürlük Mi-nutlar, Hitay Zindanlirada.

 

SENECA, LUCIUS ANNAEUS (MÖ 4 – MS 65)

 

Cordoba, İspanya doğumlu Latin düşünürü, şair ve tragedya yazarıdır. Roma’da felsefe ve hukuk öğrenimi gördü. Avukatlık ve defterdarlık yaptı. Sarayda görevli iken Neron’un emri ile kendini öldürdü.

Seneca, “Stoacılık” denilen düşünce sisteminin öncüllerindendir. Bu felsefeye göre, çileli bir yaşam sürmek gerekmektedir. Yoksullar övülür.

Başlıca eserleri: Dialoglar (on iki kitap), Lucius’a Ahlak Mektupları (yirmi kitap), Doğa Olayları Üzerine Düşünceler, Yergiler, Tragedyalar (dokuz kitap, oynanmaktan çok okunmak için yazılmıştır).

 

SEPETÇİOĞLU, MUSTAFA NECATİ (1932 – 2006)

 

Zile doğumludur. Haydarpaşa Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. SSK’da ve Milli Eğitim Basımevinde görev yaptı.

Çeşitli dergilerde yayımlanan öyküleri ile tanındı. Öykü yanında oyun ve roman türlerinde eserler verdi. Romanlarında, Türk tarih ve yaşamını konu aldı. İslamiyet öncesi Türk destanlarını günümüz Türkçesine aktardı. Başlıca eserleri:

Destan: Yaratılış ve Türeyiş, Türk Destanları ve Dede Korkut Hikayeleri.

Oyun: Çardaklı Bakıcı, Köprü, Her Bizans’a Bir Fatih, Büyük Otmarlar, Mehveş Hanım, Son Bloklar.

Öykü: Abdürrezzak Efendi.

Roman: Kilit, Bu Atlı Geçide Gider, Anahtar, Kapı, Konak, Çatı, Cevahir ile Sadık Çavuşun Buğday Kamyonu, Darağacı, Ebemkuşağı, Geçitteki Ülke, Üçler-Yediler-Kırklar.

 

            SEVENGİL, REFİK AHMET (1903 – 1970)

 

            Bingazi, Libya doğumludur. Özel öğrenim gördü. Edebiyat öğretmenliği, Şehir Tiyatrosu Edebi Kurulu üyeliği, İstanbul Şehir Meclisi üyeliği görevlerinde bulundu. TRT’de çalıştı. Milletvekili seçildi. Ankara’da vefat etti.

            Gazetelerde yayımlanan tiyatro ve kitap eleştirileriyle tanındı. Öykü ve romanlar yazdı. Tiyatro tarihi üzerine geniş araştırmalar yaptı. Başlıca eserleri:

            İnceleme: Yakın Çağlarda Türk Tiyatrosu (2 cilt), Hüseyin Rahmi Gürpınar, Türk Tiyatrosu Tarihi (5 cilt, I. Eski Türklerde Dram Sanatı, II. Opera Sanatı ile İlk Temaslarımız, III. Tanzimat Tiyatrosu, IV. Saray Tiyatrosu, V. Meşrutiyet Tiyatrosu).

            Söyleşi: Bizim İstediğimiz Edebiyat, Eski Şiirlerimizin Ustaları, Yüzyıllar Boyunca Halk Şiirleri, Çağımızın Halk Şiirleri.

            Öykü: Köyün Yolu.

            Roman: Çıplaklar, Açlık.

 

            SEVÜK, İSMAİL HABİB (1892 – 1954)

 

            Edremit doğumludur. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesinde başladığı edebiyat öğretmenliğini Galatasaray Lisesinde son erdirdi. Sinop milletvekilliği yaptı. İstanbul’da öldü.

            İsmail Habib Sevük, Milli Mücadele yıllarında İzmir’e Doğru (Balıkesir), Açıksöz (Kastamonu) gazetelerinde başyazarlık yaptı.

            Türk Teceddüt Edebiyatı Tarihi adlı çalışması ile ünlendi. Bu eser daha sonraları Edebi Yeniliğimiz ve Tanzimat’tan Beri adıyla basıldı. Eserin en önemli niteliği, lise öğreniminde yeni Türk edebiyatının sistemli bir biçimde öğrenilmesini amaçlamasıdır.

Sevük, edebiyat tarihi ile ilgili çalışmalarının yanında sanatkar bir üslupla anı ve gezi yazıları da yazmıştır. Başlıca eserleri:

Anı: O Zamanlar.

Gezi yazısı: Tuna’dan Batı’ya, Yurttan Yazılar.

İnceleme-araştırma: Avrupa Edebiyatı ve Biz, Edebiyat Bilgileri.

 

SEYDA, MEHMET (1919 – 1986)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Pertevniyal Lisesindeki öğrenimini yarım bıraktı. Çeşitli devlet dairelerinde memurluk yaptı. İstanbul’da öldü.

Öz yaşam öyküsel öykü ve romanlarıyla tanındı. Eserlerinde yaşam deneylerini, anılarını ve gözlemlerini iç diyaloglar eşliğinde aktardı. Büyük kentin aile, töre ve gelenek bağlarından kopmuş yalnız kişileri işledi. Romanlarında, büyük bir ailenin belirli kşilerinin yaşam sürecini, tinsel çözümlemeler altında toplumun gelişim evreleriyle koşut vermeye çalıştı. Başlıca eserleri:

Öykü: Beyaz Duvar, Zonguldak Hikayeleri, Başgöz Etme Zamanı, Oyuncakçı Dükkanı, Garnizonda Bir Olay, Anahtarcı Salih, Kör Şeytan, Cumhuriyet Yazarlarından Hikayeler, Çocuklara Hikayeler, Çikolata (çocuk öyküleri), Bana Karşı Ben (gülmece öyküleri), Cumhuriyet Öncesi Yazarlardan Çocuklara Hikayeler, Kapatma.

Roman: Bir Gün Büyüyeceksin (çocuk romanı), Yaş Ağaç, Ne Ekersen, İçe Dönük ve Atak, Gerçek Dışı, Cinsel Oyun, Köroğlu, Şeytan Çekiçleri (çocuk romanı), Sultan Döşeği, Nemrut Mustafa, Süeda Hanımın Ortanca Kızı, Yanartaş, İhtiyar Gençlik.

Diğer eserleri: Bir Açıdan (deneme), Edebiyat Dostları (24 edebiyatçı ile yapılan görüşme), Çocukluk Yılları (yazarlardan çocukluk anıları).

 

SEYDİ ALİ REİS (1498 ? – 1562)

 

İstanbul doğumludur. Tersanede çalıştı. Bilim ve edebiyata da ilgi duyarak kendi kendini yetiştirdi. Reisliğe yükseldi. Rodos seferine katıldı. Portekizlilerle yapılan bir deniz savaşından sonra çıkan kasırga sonucu gemisi Hindistan kıyılarına sürüklendi. Karadan Gucerat, Lahor, Semerkand, Buhara, Horasan, Meşhed, Kazvin, Hemedan yoluyla Bağdat’a geldi. Edirne’de bulunan Kanuni’ye yolculuğu sırasında görüştüğü hükümdarın yazdığı mektupları sunarak kendini bağışlattı. Kanuni’nin isteğiyle üç yıl beş ay süren serüvenini Miratü’l Memalik adlı kitapta anlattı. İstanbul’da öldü.

Seydi Ali Reis, denizciliğinden başka şair, coğrafya, matematik ve astronomi bilginidir. Şiirlerinde “Seydi”, “Katibi” takma adlarını kullandı. Edebiyatımızdaki önemli yeri; oldukça sade bir Türkçe ile aruz ve hece ölçüleriyle yazdığı lirik-epik şiirlerinden çok, yolculuk notlarından ileri gelmektedir.

Eserleri: Miratü’l Memalik, Mirat-ı Kainat (Denizcilikle İlgilidir), Hülasatü’l-Hey’e (astronomi ve matematikle ilgili Ali Kuşçu’dan çeviri), Muhit (1554’de Hindistan’da denizcilere yararlı bilgiler vermek amacıyla yazılan bir eserdir.).

 

SEYRANİ (1807 ? – 1866)

 

            Kayseri’ye bağlı Develi ilçesinin Oruza mahallesinde doğmuştur. Asıl adı Mehmet’tir. İki yıl kadar medrese eğitimi aldı. Abdülmecit döneminde (1839 – 1861) İstanbul’a geldi. Yedi yıl (bazı kaynaklarda üç yıl diye geçmektedir) kaldığı İstanbul’da devlet yöneticilerini hicvettiği için memleketine dönmek zorunda kaldı. Yaşamının bundan sonrası yokluk içinde geçti. Kayseri’de öldü.

            Seyrani’nin klasik şiirin geleneklerine bağlı kalarak aruzla yazdığı şiirler, dilinin yabancı sözcük ve tamlamalarla dolu olmasının yanı sıra söyleyiş kusurlarıyla da doludur. Asıl başarısı, aşık tarzı şiirlerinde görülür. Koşma, semai ve nefeslerinde görülen dil ve anlatım yenilikleri, söyleyişlerindeki uyum, geniş bir hayal gücü, benzetme ve buluşlarındaki ustalık onu XIX. yüzyılın önemli şairlerinden biri yaptı.

Seyrani’nin şiirleri ilk olarak Everekli Müftizade Ahmet Hazım tarafından Sanihat-ı Seyrani (Seyrani Baba Divanı) adı altında 1921’de yayımlanmıştır. Ardından Haşim Nezihi Okay ve Cahit Öztelli yaşamı ve sanatı ile ilgili bir incelemeyle birlikte şiirlerini yayımladılar.

 

SEZER, SENNUR (1943)

 

Eskişehir doğumludur. İstanbul Kız Lisesindeki öğrenimini yarım bıraktı. Muhasebecilik yaptı ve yayınevlerinde çalıştı.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiirleri ile tanınmaya başladı. Ezilen, hor görülen, ekmeğini alın teriyle kazanan kişilerin yaşam mücadelelerini şiirlerinde dile getirdi. Başlıca eserleri:

Deneme: İstanbul’un Taşı Toprağı Altın (Adnan Özyalçıner’le), Şiir Gündemi.

Çocuk kitabı: Gerçeğin Masalı (şiirler), Sümüklü Böceğin Masalı (manzum masal), Keloğlan ile Köse (A. Özyalçıner’le), Hasır Ören Padişah (masal).

Şiir: Gecekondu, Uçuk Seçik Şiirler, Yasak, Afiş, Direnç, Sesimi Arıyorum, Bu Resimde Kimler Var, Kimlik Kartı.

 

SHAKESPEARE, WILLIAM (1564 – 1616)

 

Stratford, İngiltere doğumludur. Bir tüccar oğludur. Çocukluğunda doğduğu kasabanın okuluna gitti. Babasının durumu dolayısıyla okulunu bıraktı. Soylu bir ailenin avlusunda izinsiz avlandığı için hapsedilmekten korkarak Londra’ya kaçtı. Bir süre tiyatro kapılarında izleyicilerin atlarına bakarak yaşamını sürdürdüğü rivayet edilir. 1599’da bir arkadaşıyla “Globe” tiyatrosunu işletmeye başladı. Büyük eserlerini bu dönemde yazdı. kraliçe Elizabeth’in ölümüyle tahta çıkan I. James, Shakespeare’in topluluğunu beğenmiş, “Kralın Oyuncuları” adını vermiştir. Son yıllarını Stratford’da eserlerini yazarak geçirmiş, orada ölmüştür.

Shakespeare, komedi ve trajedi türünde dünyanın sayılı büyük yazarlarından kabul edilmektedir. Eserlerini nazımla ya da düz yazıyla, kimilerini ise iki anlatım yolunu da kullanarak yazmıştır. Oyunları beşer perdeliktir. Her perde de kendi içinde sahnelere ayrılmıştır. İnsanı, bütün duygu ve tutkularıyla sahnede başarıyla canlandırmıştır. Yarattığı kahramanlar [Hamlet, Macbeth, Othello, Kral Lear…] ölümsüzleşmiştir.

Ölümünden önce oyunları toplu olarak yayımlanmayan Shakespeare’in oyunlarının yazılış tarihleri kesin olarak bilinmemektedir. Soneleriyle de başarılı bir şair olduğunu kanıtlayan yazarın, gelmiş geçmiş yazarların en büyüklerinden biri sayılmasının nedeni, eserlerinde yalnız bir tarihsel dönemin değil, insanın değişmeyen, evrensel özelliklerini kavrayıp başarıyla yansıtmasındandır.

Konularını genellikle tarihten, tarihsel olay ve kişilerden alan Shakespeare’in eserlerinde toplumsal ve siyasal değişmeler en çarpıcı yanlarıyla yansımakta ve anlatım zenginliğiyle okurun karşısına çıkmaktadır. Başlıca eserleri:

Oyun: IV. Henry, II. Richard, Julius Caesar, Fırtına, Kısasa Kısas, Othello, Yanlışlıklar Komedyası, Hamlet, Kral John, V. Henry, Hırçın Kız, Romeo ve Juliet, Bir Yaz Gecesi Rüyası, VI. Henry, Venedik Taciri, Macbeth, Kral Lear, III: Richard, Antonius ile Kleopatra, Atinalı Timon, Kış Masalı, VIII. Henry.

Şiir: Venüs ile Adonis, Anka Kuşu ile Kumru, Soneler.

 

SHAW, GEORGE BERNARD (1856 – 1950)

 

Dublin doğumlu İrlandalı yazardır. Yaşam şartları yüzünden on dört yaşında okuldan ayrılmak zorunda kaldı. Edebiyata olan ilgisi dolayısıyla gazeteciliğe yöneldi. 1876’da Londra’ya gitti. Resim, müzik, tiyatro üzerine yazdığı eleştirilerle tanındı. Ekonomi ve toplum sorunlarıyla ilgili çalışmaları, yazıları da ününü artırdı. Romanlarında pek başarı sağlayamadı. En tutulan eserleri oyunları oldu. Dünyanın en büyük tiyatro yazarlarından birisidir. 1925’te Nobel Edebiyat Ödülüne layık görüldü. Ayot Saint Lawrence’te öldü.

Shaw, siyasal ve toplumsal görüşünü eserlerine yansıttı. Kahramanları, yalnız kendi duygu ve heyecanlarını yansıtmakla kalmazlar; halkın, toplumun sorunlarını ve ahlak görüşlerini de yansıtırlar.

Başlıca eserleri: Candida, Caesar ve Kleopatra, Balnco Posnet’in Sırrı, Pygmalion, Ermiş Jeanne, Bir Çuval İncir, Silahlar ve Kahraman, Kırgınlar Evi, İyi Olmayacak Kadar Gerçek, Acı Çekme Oyunu.

 

SİNAN PAŞA (1440 – 1486)

 

Bursa ya da Edirne doğumludur. Asıl adı Yusuf Sinaneddin’dir. İstanbul’un ilk kadısı olan Celaleddinade Hızır Bey’in oğludur. İyi bir öğrenim görmüş, ilmiye mesleğine girmiş, Edirne Dar-ül-hadisinde müderrislik yapmış, Fatih’in gözüne girerek müsahib, hoca ve vezir sıfatlarıyla uzun zaman sarayda büyük bir nüfus kazanmış; hocalığı dolayısıyla “Hoca Paşa” diye anılmıştır. Sonradan Fatih’in gözünden düşmüş ve hapsedilmiştir. Sivrihisar’a sürülmüş; II. Bayezid döneminde tekrar Edirne’ye müderris olarak atanmış, İstanbul’da ölmüştür.

Sinan Paşa, nazımla da uğraşmakla birlikte aslen nesir alanında ünlenmiştir. Kendi çağında ve daha sonraki dönemlerde yetişen nesir yazarları üzerinde güçlü bir etki bırakmıştır.

Başlıca eserleri: Tazarruname, Tezkiretü’l-Enbiya, Tehzibü’l Ahlak, Maarifname.

 

SİYAVUŞGİL, SABRİ ESAT (1907 – 1968)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Öğretmen Okulu ve İstiklal Lisesinde okudu. Fransa’da felsefe öğrenimi gördü. Yurda dönünce İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümünde doçent ve profesör oldu. İstanbul’da öldü.

Güneş ve Hayat dergilerinde çıkan şiirleri ile tanındı. Şiirin konularını genişletmek, şairanelikten kurtulmak, canlılık, içtenlik, yenilik ilkeleriyle yola çıkan “Yedi Meşale” topluluğuna katıldı. Daha sonra çeviri, ruhbilim, folklor, eğitim, inceleme, deneme alanlarında eserler verdi. Başlıca eserleri:

Şiir: Odalar ve Sofalar.

Diğer eserleri: İstanbul’da Karagöz ve Karagöz’de İstanbul, Psikoloji ve Terbiye Bahisleri, Karagöz.

 

STEİNBECK, JOHN (1902 – 1968)

 

California doğumlu ABD’li romancı ve öykücüdür. Alman asıllıdır. Ortaokulun ardından Stanford Üniversitesinin Biyoloji Bölümüne dinleyici öğrenci olarak devam etti. Özellikle deniz biyolojisi üzerine çalıştı. İnşaatlarda çalıştı. Eczanelerde kalfalık, bahçelerde meyve toplayıcılığı ve çiftlik kahyalığı yaptı. New York’ta gazeteciliğe başladı. Bu sıralarda yazdığı Fareler ve İnsanlar romanıyla tüm dünyada tanındı.

Steinbeck eserlerinde toplumu çeşitli yönleriyle ele aldı. İnsanların yoksulluğunu işledi. Eserlerinde natüralist bir gerçekçilik, imge gücüne dayanan bir gözlem, ironik bir alaycılık, toplum yaşamını derinden kavrayış görülür.

Başlıca eserleri: Altın Kupa, Uğurlu Perşembe, Cennet Çayırları, Cennet Yolu, Bilinmeyen Bir Tanrıya, İnci, Aşk Otobüsü, Alev, Yukarı Mahalle, Sardalya Sokağı, Bitmeyen Kavga, Al Midilli, Ay Battı, Gazap Üzümleri, Fareler ve İnsanlar.

 

STENDAL (1783 – 1842)

 

Grenoble doğumlu Fransız yazarıdır. Asıl adı Henri Beyle’dir. Bir avukatın oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Başarılı bir lise öğreniminin ardından Politeknik Okuluna gitmek için Paris’e gitti. Okulla pek ilgilenmedi. Bütün zamanını tiyatrolarda geçirdi. Askerlik mesleğine geçti. İtalya ve Avusturya seferlerine katıldı. Viyana’ya gitti. 1810’da Danıştay yardımcı üyesi olarak Rusya’ya gönderildi. 1812 yılına kadar Rusya’da kaldı. İmparatorluk çökünce kendi imkanlarıyla İtalya’ya döndü. İlk inceleme ürünlerini Milano’da verdi. 1821’de Paris’e dönerek çeşitli konularda Fransızca ve İngilizce makaleler yazdı. Trieste ve Civitavecchia’ya konsolos olarak atandı. Paris’te öldü.

Eserlerini yazdığı sırada Fransa’da “romantikler” etkili olduğu için pek dikkat çekmedi. Kendisi de eserlerinin elli yıl sonra anlaşılabileceğini söylüyordu. Böylece romantizmden realizme geçiş döneminin büyük bir yazarı oldu.

Stendal eserlerini kuru denebilecek bir dille yazdı. ancak güçlü mantığı ve psikolojik çözümlemeleriyle zamana direnebilecek eserler ortaya çıkarttı. Sezgisi, kesinlik ve derinliğiyle okuyucularını derinden etkiledi. Başlıca eserleri:

Öykü: Castro Rahibesi, İtalyan Hikayeleri, Bir Turistin Anıları.

Roman: Armance, Lucien Leuwen ve Amiel, Kırmızı ve Siyah, Parma Manastrı, Henri Brulard’ın Yaşamı.

İnceleme: Mozart’ın Yaşamı, Napolyon’un Yaşamı, Rossini’nin Yaşamı, Roma, Napoli ve Fransa, Aşk Üzerine, Roma’da Gezintiler, Racine ve Shakespeare.

Ayrıca 5 ciltlik Günceler ve 2 ciltlik Bir Bencilin İtirafları adlı eserleri vardır.

 

SU, MÜKERREM KAMİL (1906)

 

Bursa doğumludur. İstanbul Çapa Öğretmen Okulunu bitirdi. Bir süre ilkokul öğretmenliği yaptıktan sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünün sınavlarında başarılı olarak Türkçe ve edebiyat öğretmeni oldu.

Aşk ve serüven romanları yazarı olarak tanındı. Atatürk kitapları hazırladı.

Başlıca eserleri: Sevgim ve Istırabım, Atatürk Bizimle, Dinmez Ağrı, Çırpınan Sular, Uyuyan Hatıralar, Gençliğimin Rüzgarı, Aynadaki Kız, Ayrı Dünyalar, Ata’nın Romanı.

 

SUTÜVEN, MUSTAFA SEYİT (1908 – 1969)

 

Edremit doğumludur. Balıkesir Lisesini dışarıdan bitirdi. Ticarete atıldı. İzmir’de öldü.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiirleriyle tanınırlığı arttı. Aruz, hece ve serbest ölçüyle şiirler yazdı. Halk şiiri geleneğinden, Yunan mitolojilerinden yararlandı. Şiirleri lirik ve epik nitelikler barındırdı.

Şiir: Bütün Şiirleri.

 

SÜLEYMAN ÇELEBİ (1351 ? – 1422)

 

Bursa doğumludur. Halk arasında Süleyman Dede diye anılır. Yaşamı hakkında sınırlı bir bilgi mevcuttur. I. Murat’ın veziri Ahmet Paşa’nın oğludur. Küçük yaşından itibaren iyi bir din eğitimi gördüğü anlaşılmaktadır. I. Bayezid zamanında Bursa Ulucamii’nde imamlık yaptı ve bir süre de Bayezid’in oğlu Emir Süleyman’ın sarayında bulundu. Mezarı Bursa’dadır. Süleyman Çelebi’nin edebi kişiliğini ortaya koyan eseri Mevlid’dir. Bu eseri Ulucami’deki dinsel bir tartışma sonunda İranlı bir vaizin, Hz. Muhammed’le öteki peygamberler arasında hiçbir fark olmadığını ileri sürmesi üzerine yazdığı rivayet edilmektedir.

Süleyman Çelebi, birçok dile çevrilen Mevlidi’yle, dinsel edebiyat alanında çığır açmakla kalmamış, gerek dili gerekse söyleyiş ustalığıyla yaşarlığını sürdürmüştür.

1409’da bitirdiği ve Vesiletü’n-Necat (Kurtuluş Yolu) adını verdiği Mevlid’den başka bir eseri günümüze ulaşamamıştır.

 

SÜLEYMAN NAZİF (1870 – 1927)

 

Diyarbakır doğumludur. Özel öğrenim almıştır. Arapça, Farsça ve Fransızca öğrendi. İstibdat döneminin baskı ortamından kaçarak Paris’e gitti. Yurda dönünce valilik yaptı. İstanbul’un işgaline karşı çıkan yazılarından dolayı Malta’ya sürüldü. Sürgünden dönünce gazetelerde çalıştı. İstanbul’da öldü.

Nazif, Servet-i Fünun şair ve yazarlarındandır. Özellikle Malta’da sürgündeyken yazdığı şiirlerde abartıya ve söz oyunlarına düşmeden sıla özlemini, işgal acılarını içli bir dille anlattı. Düz yazılarında ahenkli kaygısıyla yabancı sözcük ve tamlamalara yer verdi. Başlıca eserleri:

İnceleme: Mehmet Akif, İki Dost (Ziya Paşa ile Namık Kemal hakkında), Fuzuli.

Makale: Çal Çoban Çal, Tarihin Yılan Hikayesi.

Şiir düz yazı iç içe kitapları: Batarya ile Ateş, Malta Geceleri.

Şiir: Gizli Figanlar, Firak-ı Irak (Irak’tan Ayrılış).

 

Ş

 

ŞAHİN, OSMAN (1938)

 

Mersin doğumludur. Dicle Köy Enstitüsünün ardından Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Beden Eğitimi Bölümünü bitirdi. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı.

Kırmızı Yel adlı öyküsü ile TRT büyük ödülünü kazanınca adından söz ettirdi. Öykülerinde Fırat civarındaki gözlem ve yaşam deneyimlerinden yararlandı. Kırsal kesim insanlarının hikayelerini çarpıcı olaylar içerisinde yerel bir dille anlattı. Başlıca eserleri:

Senaryo: Ayna, Kan.

Röportaj: Son Yörük.

Öykü: Acente Mirza, Kolları Bağlı Doğan, Ay Bazen Mavidir, Selam Ateşleri, Ağız İçinde Dil Gibi, Acı Duman.

Roman: Başaklar Gece Doğar.

 

ŞATIROĞLU, AŞIK VEYSEL (1894 – 1973)

 

Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyü doğumludur. Yedi yaşında çiçek hastalığından gözlerini kaybetti. On yaşında saz çalmaya başladı. 1931’de Sivas’ta düzenlenen “Halk Şairleri Bayramı”na katıldı. Bir arkadaşının da yardımıyla üç ay yürüyerek Cumhuriyetin Onuncu Yıl Dönümünde Ankara’ya ulaştı. Ankara ve İstanbul radyolarında kendine özgü sesi ve sazıyla okuduğu şiirlerinden sonra ünlendi. Yurdun dört bir yanını dolaşıp şiirlerini söyledi. Birçok köy enstitüsünde halk türküsü öğretmenliği yaptı. Kendi köyünde yaşama veda etti.

Aşık Veysel şiirlerinde, aşk, yurt, toprak sevgisini alışılagelen söyleyişten uzak bir duyarlılıkla dillendirdi. Gözlerinin kör olması, ona zengin bir iç dünya kazandırmıştır. İç gözlemi son derece güçlüdür. Geleneksel Türk halk şiiri ile çağın gerçeklerini düzelerinde yaşatmayı başarmıştır.

Eserleri: Değişler, Sazımdan Sesler, Aşık Veysel Hayatı ve Şiirleri, Dostlar Beni Hatırlasın.

 

ŞEHRİYAR, MUHAMMED HÜSEYİN (1906 – 1988)

 

Tebriz, İran doğumludur. İran’ın ve Güney Azerbaycan’ın en büyük çağdaş şairlerinden biridir. Şehriyar’ın çocukluk yılları, Kara Çemen’in Hoşgenab Kasabası Haydar Baba köyünde geçmiştir. Köy adını, eteklerinde kurulduğu dağdan almıştır. Tahran’da Darü’l-fünun adlı liseyi bitirdi. Tıp Fakültesini son sınıfta bıraktı. Tahran’da öldü.

Annesinin söylediği Türkçe mahalli türkülerin, masalların, ninnilerin Şehriyar üzerinde derin etkileri olmuştur. Farsça ve Türkçe şiirler yazdı. en ünlü eseri Türkçe kaleme aldığı Heyder Baba’ya Selam’dır.

Başlıca eserleri: Heyder Baba’ya Selam, Behçetabad Hatırası, Rahim Bey’e Mektup.

 

ŞEMSETTİN SAMİ (1850 – 1904)

 

Yanya doğumludur. Ortaöğrenimini bir Rum okulunda tamamladı. Yunanca, Fransızca, İtalyanca, Arapça ve Farsça öğrendi. İstanbul’a gelince çeşitli devlet görevlerinde bulundu. Gazetecilik yaptı. İstanbul’da öldü.

Şemsettin Sami, Türk dilinin gelişmesi, yalınlaşması için çaba gösterdi. Sözlük ve dil bilgisi alanlarına eserler verdi. İlk romanımız sayılan Taaşşuk-ı Tal’at ve Fitnat’ı yazdı. çeşitli oyunlar kaleme aldı. Başlıca eserleri:

Oyun: Seyyid Yahya, Besa yahut Ahde Vefa, Gave.

Ansiklopedi: Kamusü’l-A’lam (6 cilt, tarih, coğrafya, ünlü kişiler ansiklopedisi).

Çeviri: Sefiller, Robinson.

Sözlük: Kamus-i Fransevi (2 cilt, Fransızca-Türkçe sözlük).

Roman: Taaşşuk-ı Tal’at ve Fitnat.

Şemsettin Sami hakkında, Agah Sırrı Levend bir inceleme kitabı yayımlamıştır.

 

ŞEYH GALİB (1757 – 1799)

 

İstanbul doğumludur. Asıl adı Mehmet’tir. Önce “Esat” sonra “Galib” takma adını kullanmıştır. Mustafa Reşit adlı bir Mevlevi’nin oğludur. Evlerinde şiir ve tasavvuf havasının bulunması, Galib’in erken yaşta olgunlaşmasına büyük katkı sunmuştur. Babası ve Şair Neşet’ten Farsça öğrendi. Beylikçilik Kaleminde katip yardımcısı oldu. Ardından kendini okumaya ve tasavvufa verdi. Konya’ya gidip geldi. Galata Mevlevihanesi şeyhi oldu. III. Selim tarafından korundu. Genç yaşta İstanbul’da öldü.

Şeyh Galib klasik şiirin son büyük temsilcisidir. Klasik şiirin geleneklerine bağlı kalmasının yanı sıra, belli manzumlar yaratmış, yeni imajlarla klasik şiirin ufkunu genişletmiştir. Düşüncelerine yoğun bir hayal gücü hakimdir.

Şeyh Galib şiirlerinde yabancı sözcükleri çok kullanmış, uzun tamlamalar yapmıştır. Bu ağır ve süslü dili yanında sade bir Türkçe ile söylediği şiirleri de mevcuttur.

Eserleri: Şeyh Galib Divanı, Hüsn ü Aşk, Şerh-i Cezire-i Mesnevi (Mesnevi açıklamasıdır), er-Risaletü’l Behiyye fi Tarikati’l-Mevleviyye (Mevlevilikle ilgili bir şerhtir.).

 

ŞEYHİ (1375 ? – 1431 ?)

 

Kütahya doğumludur. Asıl adı Yusuf Sinan’dır. İyi bir öğrenim görmüştür. Zamanının birçok bilgininden dersler almış, İran’da tıp ve tasavvuf öğrenimi görmüş, ünlü bir göz hekimi olmuştur. Hekim Sinan diye de bilinmektedir. I. Bayezid, Süleyman Çelebi, Çelebi Sultan Mehmet, II. Murat dönemlerinde yaşayan şair, Germiyan Bey’i II. Yakub’un tabipliğiyle birlikte müsahibliğini de yapmıştır. Ankara’da Çelebi Mehmet’i tedavi etmesi üzerine (1415), kendisine Tokuzlu köyü tımar olarak verilmiştir. Bu köye giderken yolda tımarın eski sahipleri tarafından soyulmuştur. Harname bu olayı padişaha anlatmak için kaleme alınmıştır. Son yıllarını nerede, nasıl geçirdiği konusunda net bir bilgi yoktur. Mezarı Kütahya Dumlupınar’dadır.

Şeyhi klasik şiirin ilk büyük ustalarındandır. Gazel, kaside ve mesnevileri ile klasik şiirin kurallarını, özelliklerini, manzumlarını, açık, özlü bir anlatışla ortaya koymuştur. Güçlü bir tasavvuf bilgini ve Hacı Bayram’a bağlı bulunmakla beraber, din dışı konuları da işlemiş, sofuluktan uzak, özgür, geniş bir anlayışla şiirlerini yazmıştır.

Şeyhi’nin şiiri uzun bir dönem ölçü olarak alınmış, bir çok kaside ve gazeline Ahmet Paşa, Necati, Fuzuli ve Baki’nin de bulunduğu 45’e yakın şair nazire yazmıştır. Eserleri:

Divan: 20 kadar kaside, 2 terkib-i bend, 3 terci-i bend, 2 müstezad ve 200 kadar gazelden oluşur.

Hüsrev ü Şirin: Edirne’de II. Murat’ın sarayında yazmaya başladığı ve 6644 beyitlik kısmını yazdığı bu mesnevisini bitiremeden ölmüştür.

Harname ve ayrıca Kenzü’l-Menafi adlı tıpla ilgili bir eseri vardır.

 

ŞİNASİ (1826 – 1871)

 

İstanbul doğumludur. Topçu yüzbaşısı olan babası 1829 Osmanlı-Rus Savaşı’nda ölünce Şinasi’yi annesi yetiştirdi. Feyziye Okulunu bitiren Şinasi devlet memuru adayı olarak işe başladı ve burada Arapça, Farsça, Osmanlıca ve Fransızcayı öğrendi. Çalışkanlığı dolayısıyla devlet memurluğuna seçilerek eğitim için Fransa’ya gönderildi. Orada bilimsel ve edebi bilgilerini genişletti. 1854’de yurda döndü ve çeşitli memurluklar yaptı. Mustafa Reşit Paşa sadrazamlıktan ayrılınca o da memurluktan atıldı. 1857’de Reşit Paşa dönünce Şinasi de görevine döndü.

1860’da Agah Efendi ile birlikte Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarttı. 1862’de Tasvir-i Efkar gazetesini çıkartmaya başladı. Yönetimi eleştirince 1863’te görevine son verildi. 1865’te Fransa’ya gidip sözlük çalışmalarına başladı. İstanbul’a dönünce bir matbaa kurup eserlerini basmaya başladı ve 1871’de beyin tümöründen öldü.

Batı edebiyatı yolunda ilk örnekleri veren, Batılı türleri tanıtan Şinasi, Tanzimat Edebiyatının kurucularındandır. Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yaptı. Eski nazım biçimiyle yeni düşünceleri ifade ettiği gibi, öz ve biçim bakımından bütünüyle yeni şiirler de yazdı. Ancak Şinasi’nin asıl önemi, gazetecilik alanındaki çalışmalarından dolayıdır. Özellikle Tavir-i Efkar, bir düşünce gazetesi kimliğiyle, yalnız Türk basın tarihinin değil Türk kültür tarihinin de önemli bir aşamasıdır. Gazeteyi ve edebiyatı halkı eğitmekte araç sayan Şinasi, halkın anlayacağı bir dille yazmanın gerekliliğini savunmuş, bu yolda kısa, yalın düşünce cümlesini geliştirmiştir. Şair Evlenmesi’yle de konuşma dilini başarıyla kullanarak Batı tekniğine uygun tiyatronun ilk örneğini verdi. Başlıca eserleri:

Tercüme-i Manzume: Racine’in Esther, Athalie, Andromaque adlı trajedileri ile La Fontaine, Gilbert, Fenelon ve Lamartine’den seçilen küçük parçaların çevirisidir.

Şair Evlenmesi: Oyun.

Durüb-i Emsal-i Osmaniye: İlk baskıda 1500 kadar atasözü ve 300 kadar deyimden oluşmuştur. İkinci baskıda eserin söz varlığı 2500’ü bulmuştur.

Müntahabat-ı Tasvir-i Efkar: Ebuzziya Tevfik tarafından Şinasi’nin Tasvir-i Efkar’da çıkan yazılarının toplandığı kitaptır.

Ahmet Rasim, Hüseyin Seçmen, Fuat Bengü, Hikmet Dizdaroğlu, Murat Uraz, Satı Erişen, İsmail Hikmet Ertaylan gibi araştırmacıların Şinasi’nin sanatı ve yaşamını inceleyen eserleri vardır.

 

ŞİRİN, MUSTAFA RUHİ (1955)

 

Of doğumludur. Ankara Ticari İlimler Akademisi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulunu bitirdi. TRT’de çalıştı. İstanbul Radyosunda çocuk yayınlarını yönetti.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiirleriyle tanındı. Çocuk edebiyatı alanında birçok çalışmada bulundu.

Başlıca eserleri: Gökyüzü Çiçekleri, Masal Mektuplar, Gösteri Çağı Çocukları, Leyleğin Aklı, Çocuğa Adanmış Konuşmalar, Bilgi Ağacı, Yüzük Taşı, Çocukluğun Kozası, Altın Kiremitli Saray, Televizyon Çocuk ve Aile, Bebeğin Duası, Rüya Saati, Kar Altında Bir Kelebek, Guguklu Saatin Kumrusu, Çocuk Yüzlü Yazılar, Çocuk Kalbimdeki Kuş, Her Çocuğun Bir Yıldızı Var.

 

ŞOLOHOV, MİHAİİL ALEKSANDROVİÇ (1905 – 1984)

 

Kazak asıllı Rus Romacısıdır. Çocukluğu Kazak bozkırlarında geçti. Sovyet Devrimine katıldı. 1965 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne layık görüldü.

Romanlarında Sovyet Devrimi’ni ve sonrasını anlattı. Toplumsal gerçekçi anlayışla eserler verdi.

Başlıca eserleri: Don Hikayeleri, Ve Durgun Akardı Don (4 cilt), Uyandırılmış Toprak, Yalnız Dönüyorum, Sabah Kuşları (şiirleri), Vatanları İçin Savaştılar.

 

T

 

TAGOR (1861 – 1941)

 

Hindistanlı şair, oyun yazarı, romancı, filozof, ressam ve müzikçidir. Kalküta doğumludur. Özel öğrenim almıştır. Hukuk eğitimi almak için İngiltere’ye gitti. Batı edebiyatını yakından tanıma fırsatı buldu. Bazı eserlerini İngilizce yazdı. birçok ülkeyi gezdi. 1913’te Nobel Edebiyat Ödülüne layık görüldü. Kalküta’da öldü.

Hindu dinini putperestlikten arındırıp tek tanrılı bir dine dönüştürmeye çalışan bir dini akımın önderi olan Tagor, küçük yaşta şiirler yazmaya başladı. Eserlerinde çocuk, doğa ve tanrı sevgisini işledi. Başlıca eserleri:

Oyun: Çitra.

Şiir: Bahçıvan, Meyve Zamanı, Gitanjali, Büyüyen Ay.

Roman ve öykü: Gora, Yurt ve Dünya, Hoşça kal Dostum, Bidodini.

 

TALAS, İ. HAKKI (1909 – 1978)

 

Talas, Kayseri doğumludur. Adana Erkek Öğretmen Lisesini bitirdi. İstanbul Edebiyat Fakültesinde açılan ortaokul Türkçe öğretmenliği sınavını kazandı. Ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Öğretmenlik ve avukatlık yaptı. Yayıncılık işleri ile uğraştı. Tedavi için gittiği Londra’da öldü.

İ. Hakkı Talas, çocuk edebiyatı alanında eserler kaleme aldı. Çocuk şiirine bilgi ve duygu yüklü yeni bir soluk getirdi.

Başlıca şiir kitapları: Armağan, Bütün Şiirlerim, Bahar, Pınar, Günaydın, Saat, Vatan, Cumhuriyet, 10 Kasım, 23 Nisan-19 Mayıs.

 

TALU, ERCÜMENT EKREM (1886 – 1956)

 

İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesini bitirdi. Paris’te hukuk öğrenimi gördü. Çeşitli devlet görevlerinde bulundu. Öğretmenlik yaptı. İstanbul’da öldü.

Mizahi öykü ve romanları ile tanınır oldu. Eserlerinde yeni zenginlerin, mirasyedilerin, savaş vurguncularının, külhanbeylerinin ve azınlıkların yaşamlarını anlattı.

Başlıca romanları: Evliya-yı Cedid (Yeni Evliya Çelebi), Asriler, Gün Batarken, Kopuk, Sabir Efendinin Gelini, Gemi Aslanı, Meşhedi Aslan Peşinde, Kodaman, Papeoloğlu, Beyaz Şemsiyeli, Çömlekçioğlu ve Ailesi, Meşhedi’nin Hikayeleri.

 

TANER, HALDUN (1915 – 1986)

 

İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesinin ardından Almanya’da Siyasal Bilgiler Fakültesinde okudu. Yurda dönünce İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Edebiyat fakültesinde tiyatro tarihi dersleri verdi. Tercüman, Milliyet gazetelerinde çalıştı. İstanbul’da öldü.

İlk öyküsü Töhmet, “Haldun Hasırcıoğlu” takma adıyla Yedigün dergisinde basıldı. Düşüncelerden olay değil, olaylardan düşünce çıkartır. Canlı, neşeli, nükteli, meddah konuşmalarına kaçan, işlediği tipleri şiveleriyle ele alan bir üslup yapısı vardır. Başlıca eserleri:

Öykü: Yaşasın Demokrasi, Konçinalar, Sancho’nun Sabah Yürüyüşü, Tuş, Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu, Ayışığında Çalış-kur, On İkiye Bir Var.

Oyun: Dışardakiler, Ve Değirmen Dönerdi, Fazilet Eczanesi, Lütfen Dokunmayın, Günün Adamı, Huzur Çıkmazı, Keşanlı Ali Destanı, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım, Eşeğin Gölgesi, Zilli Zarife, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı.

Söyleşi: Hak Dostum Diye Başlayım Söze.

Portre: Ölür ise Ten Ölür, Canlar Ölesi Değil.

Gezi yazısı: Düşsem Yollara Yollara.

 

TANİLLİ, SERVER (1931)

 

İstanbul doğumludur. Haydarpaşa Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Hukuk profesörü oldu. Üniversitelerde öğretim üyeliği yaptı. Yurt dışına gitti. Strasbourg Üniversitesinde öğretim üyesi olarak görev aldı.

Hukuk, edebiyat, kültür ve siyasetle ilgili eserleriyle tanındı.

Başlıca eserleri: Anayasalar ve Siyasal Bilgiler, Devlet ve Demokrasi, Uygarlık Tarihi, Yüzyılların Gerçeği ve Mirası, Diderot, Victor Hugo-Bir Dahinin Romanı, Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz, Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz, Bir Çağdaş Öncü-Namık Kemal, Dünyayı Değiştiren On Yıl, Fransız Devrimi’nden Portreler.

 

TANJU, SADUN (1923)

 

Çarşamba doğumludur. Konya Lisesini bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümündeki öğrenimini yarıda bıraktı. Çeşitli gazetelerde çalıştı. Şiir ve röportajlarıyla tanındı.

Başlıca eserleri: Çocuk Şiir Kitabı, Daha Güzel Bir Dünya, Kıbrıs – Şarkısız Halk (röportaj), Kutsal İnekler, Macaristan Notları, Tepedeki Dört Adam (araştırma), Miho Gibi Bir Adam (Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın yaşam öyküsü), Atatürk’ün Yanındakiyle Karşısındakiler, Yahya Kemal ve Halikarnas Balıkçısı.

 

TANSEL, FEVZİYE ABDULLAH (1912 – 1988)

 

Elazığ doğumludur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Edebiyat öğretmenliği yaptı. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde öğretim üyesi oldu. Ankara’da öldü.

Sanat yaşamına şiirle başladı. Sonradan edebiyat tarihi alanındaki çalışmaları ile tanındı.

Başlıca eserleri: Mehmet Akif, Ömer Seyfettin’in Şiirleri, Hususi Mektuplarına Göre Namık Kemal ve Abdülhak Hamit, Çocuklar İçin Dini Şiirler, Tanzimat Devri Edebiyatında Dini Şiirler, Servet-i Fünun ve Son Devir Edebiyatında Dini Şiirler, Türk İslam Edebiyatı (2 cilt).

 

TANPINAR, AHMET HAMDİ (1901 – 1962)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Liselerde, yüksekokullarda öğretmenlik yaptı. İstanbul Üniversitesinde Yeni Türk Edebiyatı profesörlüğüne atandı. Milletvekilliği, milli eğitim müfettişliği gibi görevlerden sonra ölümüne kadar çalıştığı üniversitedeki kürsüsüne döndü. İstanbul’da öldü.

Tanpınar, şiir, makale, deneme, biyografi, edebiyat tarihi, öykü ve roman türlerinde eserler verdi.

Tanpınar, dilimize yeni bir deyiş getiren edebiyatçılarımızdandır. Hece ölçüsünü en güzel kullanan şairlerimizin başında gelir. Şiir dili ile nesir dili arasında kesin bir ayrılık görülmez. “Şiirde sustuğum şeyleri roman ve hikayelerimde anlatırım” der.

Öykü ve romanlarında da şiirsel nitelik görülür. Sembolizme, empresyonizme varan belirsizlikle psikolojik anıları işlemiştir. Öykü ve romanlarında, “Tek bir insan etrafında, dünyayı toplamak ister”. Yaşantılarını, istek ve umutlarını, acı ve sevinçlerini eserlerine konu yapmıştır. Başlıca eserleri:

Makale, deneme, biyografi, edebiyat tarihi: Beş Şehir, XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi, Edebiyat Üzerine Makaleler, Yaşadığım Gibi, Yahya Kemal.

Öykü: Abdullah Efendinin Rüyaları, Hikayeler, Yaz Yağmuru.

Şiir: Şiirler.

Roman: Huzur, Sahnenin Dışındakiler, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Mahur Beste, Aydaki Kadın.

 

TANRIÖVER, HAMDULLAH SUPHİ (1885 – 1966)

 

İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesini bitirdi. Öğretmenlik, büyükelçilik, milletvekilliği, milli eğitim bakanlığı yaptı. İstanbul’da öldü.

Şiir, öykü, makale, söylev, konferans türlerinde eserler verdi. Başarılı bir söylevci olarak adını duyurdu. Türkçülük ve Milli Edebiyat akımlarının gelişmesine katkıları oldu.

Başlıca eserleri: Dağ Yolu (2 cilt, söylev), Günebakan (makaleler).

 

TANSEL, OĞUZ (1915 – 1994)

 

Bozkır doğumludur. Pertevniyal Lisesinden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümündeki öğrenimini yarıda bıraktı. Öğretmenlik yaptı. İstanbul’da öldü.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiir ve yazılarıyla tanınırlığı arttı. Masallar derledi. Başlıca eserleri:

Masal: Altı Kardeşler, Yedi Devler, Üç Kızlar, Mavi Gelin, Allı ile Fırfırlı.

Şiir: Savrulmayı Bekleyen Harman, Gözünü Sevdiğim, Bektaşi Dedikleri (Metin Eloğlu’yla).

 

TARANCI, CAHİT SITKI (1910 – 1956)

 

Diyarbakır doğumludur. Galatasaray Lisesini bitirdi. Ardından Mülkiye Mektebindeki yükseköğrenimini Paris’te tamamlamak istedi ancak II. Dünya Savaşı çıkınca yurda döndü. Birçok kuruluşta çevirmen olarak çalıştı. Viyana’da öldü.

Tarancı’nın Muhit ve Servet-i Fünun dergilerinde çıkan ilk şiirleri, temiz dili ve yeni buluşlarıyla dönemin edebiyat çevrelerinde ilgiyi üzerine topladı. 1946’da bir yarışmada “Otuz Beş Yaş” adlı şiiriyle birinciliği kazanınca ünü doruğa ulaştı.

Hemen hemen bütün şiirlerinde ölüm ve yaşam temalarını işledi. Durakları atarak, hece ölçüsünde yeni uyumlar aradı. “Şairin sorumluluğu ve şerefi sesle başlar, sesle biter, yoksa kelimenin tek başına anlamından beklenen güzellik, nesir sınırları içine girer. Şiir, nihayet bir kelime işidir. Duygular, fikirler, buluşlar sonra gelir.” görüşünü savunur. Türkçenin olanaklarını kullanmada başarılıdır. Etkili şiirleriyle kendisinden sonra yetişen kuşaklara yeni söyleyiş ufukları açtı. Başlıca eserleri:

Mektup: Ziya’ya Mektuplar.

Şiir: Ömrümde Sükut, Otuz Beş Yaş, Düşten Güzel, Sonrası.

 

TARCAN, SELİM SIRRI (1874 – 1948)

 

Yenişehir doğumludur. Galatasaray Lisesinin ardından Harp Okulunu bitirdi. İsveç’te beden eğitimi konusunda uzmanlık eğitimi aldı. Yurda dönünce Milli Eğitim Bakanlığı beden eğitimi başmüfettişliği yaptı. Milletvekili seçildi. İstanbul’da öldü.

Selim Sırrı Tarcan’ın Türk sporunun gelişmesinde önemli katkıları oldu. Folklor araştırmaları yaptı. İyi bir söylevci olarak tanındı. Başlıca eserleri: Bizde Meçhul Hayatlar, Radyo Konferansları, Garpta Hayat, Beden Terbiyesi Tarihi, Bugünkü Almanya.

 

TARHAN, ABDÜLHAK HAMİT (1852 – 1937)

 

İstanbul doğumludur. Özel eğitim gördü. Bir süre Paris’te, sonra Robert Kolejinde eğitim gördü. Tercüme Odasına girdi. Babasıyla birlikte Tahran’a gitti. Farsçayı öğrendi, babası ölünce yurda döndü. 1876-78 yıllarında Paris’te elçilikte çalıştı. Çeşitli şehirlerde konsolosluk görevlerinde bulundu. Cumhuriyetten sonra (1928) milletvekilliği yaptı. İstanbul’da öldü.

Tarhan’ın kırkı aşkın eserinin yarısı tiyatrodur. Oyunlarında tarihsel konuları, hayallere dayanan olaylarla manzum, düz yazı veya düz yazı-nazım karışımı bir anlatımla işler. Aruzla birlikte heceyi de kullanmıştır. Batılı anlayışla ilk nazım yeniliklerini getiren şairimizdir. Başlıca eserleri:

Şiir: Sahra, Divaneliklerim yahut Belde, Hacle, Makber, Bir Sefilenin Hasbihali, Bala’dan Bir Ses, Validem, Bunlar Odur, İlham-ı Vatan Tayflar Geçidi, Ruhlar.

Oyunları:

Düzyazıyla; Macera-yı Aşk, Sabr ü Sebat, İçli Kız, Duhter-i Hindü (Hintli Kız).

Aruzla; Nazife, Tezer, Eşber.

Heceyle; Nesteren.

Düz yazı-nazım karışık; Finten, Tarık, Zeynep, İlhan, Turhan, Sardanapal, Yadigar-ı Harb, İbnimusa yahut Zatülcemal.

Abdülhak Hamit hakkında; Hikmet Dizdaroğlu’nun Asım Bezirci’nin ve Yusuf Mardin’in çalışmaları vardır.

 

TARLAN, ALİ NİHAD (1898 – 1978)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Üniversitesi Lisan Fakültesi Fransızca ve Farsça Bölümlerini bitirdi. Çeşitli liselerde öğretmen olarak çalıştı. Profesör olunca üniversitede eski Türk Edebiyatı kürsüsü başkanlığına getirildi.

Edebiyat tarihi alanında yaptığı çalışmalar ile adından söz ettirdi. Klasik Türk edebiyatının kişi, sorun ve metinleri üzerine inceleme ve monografiler hazırladı.

Başlıca eserleri: Şeyhi Divanını Tetkik (2 cilt), Divan Edebiyatında Tevditler, Divan Edebiyatında Muamma, Metin Tamiri, Ahmet Paşa Divanı, Zati Divanı (2 cilt), Mevlana, Edebiyat Meseleleri, Fuzuli Divanı Şerhi (3 cilt).

 

TAŞER, SUAT (1919 – 1982)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Vefa Lisesinin onuncu sınıfındayken girdiği Ankara Devlet Konservatuarından mezun oldu. Ankara Devlet Tiyatrosunda aktörlük, rejisörlük; Ankara Radyosunda spikerlik; İzmir Devlet Tiyatrosunda müdürlük, 9 Eylül Üniversitesi Tiyatro bölümünde öğretim üyeliği görevlerinde bulundu.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiirleriyle tanınır oldu. İlk şiirlerinde toplumsal konulara ağırlık verdi. Sonraki şiirlerinde bireysel konulara yöneldi. Tiyatro alanında inceleme ve çeviriler yaptı. Başlıca eserleri:

İnceleme: Tiyatro Meseleleri, Bir Dünya ki,.

Gezi yazısı: Gönderilmeyen Mektuplar.

Oyun: Aşk ve Barış, Deli Dumrul.

Şiir: Bir (Fethi Giray’la), Hürriyet (Ömer Faruk Toprak’la), Merhaba, Evrende Ellerimiz, Hayret Bey’in Serüveni, İkinci Kurtuluş, Haraç Mezat.

 

TAŞLIOVA, ŞEREF (1938)

 

Çıldır, Kars doğumludur. Bir süre öğretmen okulunda okudu. Aşık Şenlik’in oğlu Kasım Usta’dan aşıklık geleneğini öğrendi.

Yurt içi ve dışında birçok yarışmaya katıldı, ödüller aldı. TRT’nin Atatürk’ün 100. Doğum yılı nedeniyle düzenlediği şiir yarışmasında, Biri Anadolu, Biri Atatürk adlı şiiriyle birincilik ödülüne layık görüldü. Müzik-San-Der tarafından 1983’te “Yılın Ozanı” seçildi. Karseli, Çağrı, Türk Folklor Araştırmaları, Türk Edebiyatı, Türk Folkloru, Milli Kültür dergilerinde şiirleri yayımlandı.

Şiirinde geleneksel temaların yanı sıra sosyal konulara da değindi.

Taşlıova, halk hikayesi anlatmada ve aşık havalarını söylemede usta bir sanatçıdır. 1964 yılında girdiği Kars Radyosunda mahalli sanatçı olarak çalışmalarını sürdürmektedir.

Aşık Şeref Taşlıova’nın yöresel halk müziği dalında derlemeleri, Çıldır Gölü Efsanesi, Çobanlık Gelenekleri, Kahramanlık Destanları, Yaşayan Ozanlar, Sayılı Günler, Eski Takvim adlı araştırmaları yanında, Emo ile Sümbül, Gülistan ile Süleyman adlı hikayeleri vardır. Gönül Bahçesi yayımlanmış şiir kitabıdır.

 

TECER, AHMET KUTSİ (1901 – 1967)

 

Kudüs doğumludur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü mezunudur. Ankara ve Sivas’ta edebiyat öğretmenliği, Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Adana ve Urfa milletvekilliğine seçildi. Halkevlerinde müfettişlik, Paris’te kültür ataşeliği ve Güzel Sanatlar Akademisinde öğretim üyeliği yaptı. İstanbul’da öldü.

İlk şiirlerini Dergah dergisi ile Milli Mecmua’da yayımladı. Ahmet Kutsi Tecer, “Beş Hececiler” topluluğunun yanı sıra kendine özgü bir şiir geliştirdi. Ankara’da Görüş dergisini çıkarttı. Şiirleri Varlık, Oluş, Yücel, Ülkü, Türk Düşüncesi dergilerinde basıldı.

Tecer, oyun, inceleme ve araştırma konularında da eserler verdi. Oyunlarında halk yaşamından, orta oyunundan faydalandı. Başlıca eserleri:

İnceleme-araştırma: Köylü Temsilleri.

Oyun: Köşebaşı, Bir Pazar Günü, Koçyiğit Köroğlu, Satılık Ev.

Şiir: Şiirler.

 

TEKİN, LATİFE (1957)

 

Bünyan doğumludur. Beşiktaş Kız Lisesinden mezun oldu. PTT’de görev yaptı.

Kırsal kesimden büyük kente gelen bir ailenin zorlu yaşam hikayesini masalsı bir havada anlatan Sevgili Arsız Ölüm adlı romanıyla tanındı. Romanlarında büyük kentte yalnızlaşan insanların dramlarını konu edindi.

Diğer romanları: Berci Kristin Çöp Masalları, Gece Dersleri, Buzdan Kılıçlar.

Senaryo: Bir Yudum Sevgi.

 

TELLİ, AHMET (1946)

 

Eskipazar doğumludur. Ankara Hasanoğlan Öğretmen Okulunu bitirdikten sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı.

Dergilerde yayımlanan şiir ve yazılarıyla ünlendi.

Başlıca şiir kitapları: Yangın Yılları, Hüznün İsyan Olur, Dövüşen Anlatsın, Saklı Kalan, Su Çürüdü, Belki Yine Gelirim, Kalbim Unut Bu Şiiri.

 

 

TERZİBAŞI, ATA (1924)

 

Kerkük doğumludur. İlköğrenimini Türk okulunda aldı. Ortaöğrenimini Arapça öğretim yapan lisede tamamladı. Bağdat Hukuk Fakültesini 1950’de bitirdi. Kerkük’te avukatlık yapmaktadır.

Irak Türklerinin kültür, folkloru ve edebiyatı üzerine araştırmalar yaptı. Türkiye’de ve Irak’ta yayımlanan çeşitli dergilerde yazıları yayımlandı. Kerkük’te Türkçe yayımlanan Afak ve Beşir gazetelerinde başyazar olarak çalıştı.

Başlıca eserleri: Kerkük Hoyratları ve Manileri, Kerkük Havaları, Kerkük Şairleri, Kerkük Eskiler Sözü, Kerkük Ağzı, Türkmen Sözlüğü, Arzı Kamber Masalı.

 

TEVFİK FİKRET (1823 – 1891)

 

İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesinde eğitimine devam ederken Recaizade Mahmut Ekrem’in öğrencisiydi ve o dönemde şiire ilgisi arttı. Dışişleri Bakanlığında memurluk yaptı. Çeşitli memurluklar ve öğretmenlikler yaptı. 1894’te Malumat dergisini çıkartmaya başladı. 1896’da Servet-i Fünun dergisinin başyazarlığını yaptı. Bu dönemde Abdülhamit’in baskı ve sansürü neticesinde gözaltına alındı. Bu yüzden inzivaya çekildi. 1901’de bugün müze olan Aşiyan adını verdiği evi yaptırmaya başladı. 1905’te oraya yerleşti. Sis, Sabah Olursa gibi şiirleri elden ele dolaştı. II. Meşrutiyetin ilanıyla inzivadan vazgeçti. Hüseyin Cahit’le birlikte Tanin gazetesini kurdu. Ardından Galatasaray Lisesine müdür oldu. 31 Mart ayaklanmasını protesto etmek için kendisini okulun kapısına zincirledi ve istifasını verdi. Geriye döndüyse de maarif nazırıyla anlaşamadığı için ertesi yıl kesin olarak görevinden ayrıldı. Yeniden Aşiyan’a çekildi. Ünlü Doksan Beş’e Doğru şiirini yazdı. İstanbul’da öldü.

Tevfik Fikret önceleri Muallim Naci ve Muallim Feyzi etkisinde kalsik anlayışta şiirler yazdı. sonra yeni şiire yöneldi. Mirsad dergisinin açtığı “Tevhid” ve “Sitayiş-i Hazret-i Padişahi” konulu iki yarışmada birincilik kazanması ününü katladı. Kendi yönetiminde Servet-i Fünun’da yayımladığı şiirleriyle bir yenilikçi olarak belirdi. Servet-i Fünun hareketinin öncüsü oldu. Yoksullara, ezilenlere karşı acıma duygusuyla yaklaştığı toplumsal konulu şiirlerini Sis’ten başlayarak, yönetimin eleştirildiği, kurtuluşun gençlerden, Batı’nın bilim ve tekniğinden beklediği bir düşünce şiiri izledi. Klasik şiirin müstezat biçimini değişik kullanışlarla serbest şiire yaklaştırdı, şiirsel uyumu bozmadan düz yazıya yakın bir söyleyişe ulaştı. Şiirlerini aruzla yazdı. ölümüne yakın yazdığı Şermin adlı eserinde topladığı 30 çocuk şiirinde hece ölçüsünü kullandı.

Şiir: Rübab-ı Şikeste, Haluk’un Defteri, Rübabın Cevabı, Şermin, Tarih-i Kadim. Ölümünden sonra, Son Şiirler (1952) ve Eski Çağlar Tarihi (1965) adlı iki şiir kitabı daha yayımlanmıştır.

Kenan Akyüz, Asım Bezirci, Atilla Özkırımlı, Mehmet Kaplan gibi birçok araştırmacının Tevfik Fikret’le ilgili çalışmaları mevcuttur. Bütün şiirleri 3 ciltte toplanarak yayımlanmıştır. 1. Geçmişten Gelen, 2. Rübab-ı Şikeste, 3. Haluk’un Defteri, Şermin, Son Şiirler.

 

TEZEL, NAKİ (1915 – 1980)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Kaymakamlık görevinde bulundu. Çeşitli devlet kurumlarında çalıştı.

Folklor ve halk masalları alanında yaptığı çalışmalarla tanındı. Çocuk edebiyatına katkılar sağladı. Başlıca eserleri:

Folklor araştırması: Bilmeceler ve Maniler, Türk Halk Bilmeceleri, Türkiye Folklor ve Etnografya Kılavuzu.

Masal: Keloğlan Masalları, İstanbul Masalları, Köroğlu Masalları, Türk Masalları (2 cilt), Çocuk Masalları.

Öykü: Yıkılan Köprü.

 

TEZ, İLHAMİ BEKİR (1906 – 1984)

 

Trablus, Libya doğumludur. İstanbul Öğretmen Okulunu bitirdi. İlkokul Öğretmenliği yaptı. İstanbul’da öldü.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiirleriyle tanınır oldu. İlk şiirlerinde hece ölçüsünü kullandı. Ardından serbest ölçülü şiirler yazmaya koyuldu. Sesini sözcüklerin gücünden alan şiirlerinde toplumsal konulara eğildi. Çocuk edebiyatı alanında eserler verdi. Başlıca eserleri:

Şiir: Çocuk Şiirleri, 24 Saat, Herhangi Bir Şiir Kitabıdır, Mustafa Kemal, Olduğu Gibi, Hürriyete Kaside, Birinci Seans, En Güzel Şarkı, Şiirler, Yetmiş Yaşın Melankolisi, Unuttum.

Roman: Taşlıtarla’daki Ev, Herhangi Bir Roman Kitabıdır.

 

TİMUÇİN, AFŞAR (1939)

 

Akhisar doğumludur. İstanbul Erkek Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümünde okurken Kanada’ya gitti. Felsefe üzerine eğitim aldı. Yurda dönünce felsefe doktorasını verdi. Mimar Sinan Üniversitesinde öğretim üyeliği yaptı.

Çeşitli dergilerde çıkan şiir, çeviri ve denemeleriyle tanındı. Başlıca eserleri:

Deneme-inceleme: Sevmek Ne Güzel Şeydir, Gerçekçi Düşünce Gerçekçi Sanat, Aristoteles Felsefesi, Descardes Felsefesine Giriş, Niçin Yapısalcılık Değil, Niçin Varoluşçuluk Değil, Gerçekçi Düşüncenin Gelişimi, Estetik, Düşünce Tarihi.

Antoloji: Vietnam Şiiri, Filistin Şiiri, Portekiz Sömürgeleri Şiiri.

Öykü: Denizli Pencere, Neden Bazı Akşamlar, Aşk Olsun Kırlangıçlar.

Şiir: Çöl, Böyle Söylenmeli Bizim Türkümüz, Savaşçı Türküleri, Ey Benim Güzel Sevdalım, Bu Sevda Böyle Gider, Arınmalar, Akşam Türküleri.

Roman: Yarına Başlamak, Gece Gelen Eski Dost, Kıyılar Durunca.

Diğer eserleri: Nazım Hikmet’in Şiiri, Felsefe Sözlüğü, Felsefe Bir Sevinçtir, Özgür Prometheus.

 

TİMUROĞLU, VECİHİ (1927)

 

Erzincan doğumludur. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesini bitirdi. Öğretmenlik yaptı.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiir ve yazılarıyla tanınır oldu. Başlıca eserleri:

Şiir: Bura Yemen’dir. Tut Beni Sevda Çağırır, Bir Sürgünün Ezgileri, Kardaşım Oğul.

Deneme-inceleme: Göz Göze Olmak, Simavne Kadısıoğlu Şeyh Bedrettin ve Varidat, Cahit Külebi-Hırçın ve Lirik.

Öykü: Minnacık Kadın.

 

TİMURTAŞ, FARUK K. (1925 – 1983)

 

Kilis doğumludur. Kabataş Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Aynı bölümde profesör oldu.

Edebiyat inceleme ve araştırmaları yaptı. Eski Anadolu Türkçesi ve Osmanlıca üzerine çalıştı.

Başlıca eserleri: Şeyhi ve Çağdaşlarının Eserleri Üzerinde Gramer Araştırmaları, Mehmet Akif ve Cemiyetimiz, Şeyhi’nin Hüsrev ü Şirin’i, Osmanlıca Grameri, Dil Davası ve Ziya Gökalp, Şeyhi-Hayatı ve Eserleri, Şeyhi’nin Harnamesi, Yeni Osmanlıca Metinleri, Yunus Emre Divanı, Klasik ve Eski Osmanlı Türkçesi Metinleri, Tarih İçinde Türk Edebiyatı.

 

TİRALİ, NAİM (1925 – 2009)

 

Giresun doğumludur. Galatasaray Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Milletvekili seçildi. Gazetecilik yaptı.

Çeşitli dergilerde yayımlanan öyküleriyle tanındı. Öykülerinde okul, aşk ve Beyoğlu yaşantısını dile getirdi. Duru bir dille, yer yer alaycı bir anlatımla yazdı. başlıca eserleri:

Öykü: Park, Yirmi Beş Kuruşa Amerika, Aşka Kitakse, Piraziz Nere Berlin Nere, Aşk Dediğin.

Diğer eserleri: Bir Adayın Notları, Avrupa’daki Amerika, Devrimden Önce-Devrimden Sonra.

 

TOLSTOY, LEV (1828 – 1910)

 

Yaysana Polyana doğumludur. Küçük yaşta anne ve babasını kaybetti. Halası tarafından büyütüldü. Özel öğrenim gördü. Kazan Üniversitesinde eğitim aldı. Kırım Savaşı çıkınca üniversite öğrenimini bıraktı ve orduya yazıldı. Sivastopol Savaşına subay olarak katıldı. Yaşamının bu aşamasında edebiyatla ilgilenmeye başladı. Sivastopol Savaşı üzerine yazdığı Sivastopol adlı eseriyle ünlendi. Ardından ordudan ayrıldı. Bir ara Petersburg sosyetesinde yaşadı, edebiyat çevrelerinde ve genç sanatçılar arasında bulundu. 1857-61 yılları arasında Almanya, Fransa, İsviçre ve İngiltere’yi dolaştı. Dönüşünde, doğup büyüdüğü yerde, üniversite öğrenciliğinden beri hayranı olduğu Jean Jacques Rousseau’nun eğitim anlayışına uygun örnek bir köy okulu kurdu. Okul, serbest eğitim ilkesine dayanıyordu. Sofya ile evlenerek oraya yerleşti. Kendini tümüyle edebiyat çalışmalarına adadı. Otuz altı yaşında Savaş ve Barış romanını yazmaya başladı. Altı yılda romanı bitirdi. Son yıllarında kendini mistisizme verdi. Kilisenin karşı çıktığı Diriliş adlı eserinde bu görüşlerini yansıttı. İtiraflar’da açıkladığı sıkıntılı bir dönemin sonunda, ilerlemiş yaşına karşın hep değişiklik, yenilik arayan ruhuna uyarak, bir sonbahar gecesi evini terk etti. Trende zatürreye tutuldu. Astapova köyü istasyonunda öldü.

Tolstoy dünya edebiyatının en önemli yazarlarından biridir. Eserlerinde Rus toplumunu ve ruhunu sade ve yapmacıksız bir biçimde yansıtmayı amaçlamıştır. Karakterler, olaylar ve törelerle ilgili sahneler gerçeğe son derece uygundur. Eserlerinin tümünde büyük bir düşünce ve sanat adamının elinden çıkmış olduğunu sezdiren bir düşünce ve imge zenginliği vardır.

Tolstoy, kendisinden sonraki birçok Rus ve dünya yazarını etkilemiştir.

Başlıca eserleri: Savaş ve Barış, Anna Karanina, Diriliş, Çocukluk, Ergenlik, Gençlik, Sivastopol Hikayeleri, Kazaklar, İvan İlyiç’in Ölümü, Kröyçer Sonat, Karanlığın Gücü, Hacı Murat.

 

TOPRAK, ÖMER FARUK (1920 – 1979)

 

İstanbul doğumludur. Kütahya Lisesini bitirdi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesindeki öğrenimini yarıda bıraktı. Petrol Ofisinde memur olarak çalıştı. İstanbul’da öldü.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiirleri ile tanındı. Şiirlerinde yoksul insanların dertlerini işledi. Gelecek güzel günlerin özlemini dile getirdi. Öz yaşam öyküsel nitelikler taşıyan öyküler ve roman yazdı. Başlıca eserleri:

Anı: Duman ve Alev.

Öykü: Karşı Pencere, Gönen Öyküleri (çocuk öyküleri).

Şiir: İnsanlar, Hürriyet (Suat Taşer’le), Dağda Ateş Yakanlar, Susan Anadolu, Ayışığı, Tüm Şiirleri.

Roman: Tuz ve Ekmek.

 

TOSUNER, NECATİ (1944)

 

Ankara doğumludur. İstanbul Pertevniyal Lisesinin ardından bir süre İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümünde eğitim gördü. Basın İlan Kurumunda çalıştı, yayıncılık yaptı. Almanya’da yaşadı.

Çeşitli dergilerde yayımlanan öyküleriyle tanınırlığı arttı. Yaşadıklarından çıkarttığı gerçekleri işledi. Toplumla ilgili açmazlar, umutlanışlar, çaresizlikler, düşler en çok ele aldığı konulardandır. Başlıca eserleri:

Çocuk kitabı: Keleş Osman Evden Kaçıyor, Dayım Balon Olmuş, Keleş Osman’ın Tarihle Başı Dertte.

Oyun: Fareli Sokağın Kızı.

Öykü: Özgürlük Masalı, Bir Tutkunun Dile Getirilme Biçimi, Çıkmazda, Armağan, Kambur, Sisli, Necati Tosuner Sokağı, Çılgınsı, Kambur ve Öncesi, Sisli ve Sonrası.

Roman: Sancı Sancı.

 

TOY, EROL (1936)

 

Alaşehir doğumludur. Alaşehir Ortaokulunu bitirdi. İşçilik, sigortacılık ve banka memurluğu yaptı.

Bir gazetenin açtığı yarışmada “Yaşadıklarının Farkında Olmadıklarımız” adlı röportajı ile üçüncülük kazanarak adını duyurdu. Ardından öykü ve romanlarını yayımladı. Romanlarında yakın tarihimizdeki önemli olayları işledi. Düşün, politika ve ticaret alanında ünlü kişilerin yaşamlarını konu olarak seçti. Başlıca eserleri:

Öykü: Yenilgi, Iğrıp.

Çocuk kitabı: Fareler Cumhuriyeti, Altın Saray.

Oyun: Pir Sultan Abdal, Parti Pehlivanı, Meddah, İzmir’in İçinde, İpteki.

Roman: Toprak Acıkınca (2 cilt), Acı Para, Azap Ortakları (2 cilt), İmparator, Yitik Ülke, Kördüğüm, Son Seçim, Gözbağı, Doruktaki Adam, Kuzgunlar ve Leşler, Zor Oyunu, Kilittaşı.

 

TÖR, VEDAT NEDİM (1897 – 1985)

 

İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesinin ardından Berlin Üniversitesinde İktisat doktorasını verdi. Yurda dönünce çeşitli devlet görevlerinde çalıştı. İstanbul’da öldü.

Kadro ve Hep Bu Topraktan dergilerinin çıkarılmasına katkıları oldu. Çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanan makale ve köşe yazılarının yanında oyunları ile tanındı. Bir de roman yazdı. Başlıca eserleri:

Anı: Yıllar Böyle Geçti.

Deneme: Kemalizmin Dramı, Atatürk Olmasaydı.

Oyun: İşsizler, Üç Kişi Arasında, Fevkalasriler, Kör, Hayvan Fikri Yedi, Köksüzler, İmralı’nın İnsanları, Değişen Adam, Sanatkar Aşkı, Hep ve Hiç, Siyah Beyaz, Aşağıdan Yukarı, Sahte Kahramanlar.

Roman: Resim Öğretmeni.

 

TUĞCU, KEMALETTİN (1902 – 1996)

 

İstanbul doğumludur. Yayınevlerinde ve dergilerde çalıştı.

Çocuk dergisi ve gazetelerinde yüzlerce öyküsü, romanı yayımlandı. Eserleri ile çocuklara okuma zevkini aşıladı. Eserlerinde akıcı olayları, iyi ve kötüler arasındaki mücadeleler biçiminde işledi.

Başlıca eserleri: Kardeşim Tomris, Komşularımız, Üvey Baba, Şeytan Çocuk, Korkunç Yıllar, Küçük Serseri, Küçük Adamlar, Sokak Köpeği, Eskici Baba, Küçük Mirasyedi, Maymunlar Adası, Taşyürek, Saadet Borcu, Uçurum, O Yolun Yolcusu, Yetim Malı.

 

TUĞTEPE, SÜHA (1956)

 

Cide doğumludur. Kastamonu Göl Öğretmen Okulundan sonra İstanbul Ticari İlimler Akademisini bitirdi.

Türkiye Yazıları, Yarın, Varlık, Düşün, Broy dergilerinde yayımlanan toplumsal içerikli şiirleriyle tanındı.

Başlıca şiir kitapları: Yüzler ve Zarflar, Düşler ve Seyrekzamanlar, Sürgün Mozaik.

 

TUNCOR, FERİT RAGIP (1911 – 2006)

 

Çanakkale doğumludur. İzmir Öğretmen Okulunu bitirdi. Öğretmenlik yaptı. Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları ve Basılı Eğitim Malzemeleri Genel Müdürlüğünde çalıştı.

Pedagoji, Defne, Yeni Defne dergilerini çıkardı. Çocuk edebiyatı alanında eserler verdi.

Başlıca eserleri: 9 Eylül 1929, İzmir’den Sesler, Bu Toprağın Çocukları (çocuk öyküsü), Sarsılan Topraklar (çocuk öyküsü), Köye Dönüş (çocuk öyküsü), Kahraman Çocuk (çocuk öyküsü), Bir Yalancılığın Cezası (çocuk öyküsü), Kurtoğlu (çocuk öyküsü), Sevgi Şiirleri, Seçme Çocuk Masal ve Hikayeleri (Rami Akman’la), Çocuklara Bilmeceler, Okul Piyesleri Kılavuzu (Rami Akman’la), Türk Ve Dünya Büyükleri (Selahattin Arıkan’la), Anneler Günü, Hayat Bilgisine Uygun En Güzel Çocuk Şiirleri (5 kitap), İyilik Perileri (müzikli oyun), Belirli Günler Şiirleri, Nasrettin Hoca Fıkraları, 23 Nisan-19 Mayıs-30 Ağustos Şiirleri.

 

TURANLIOĞLU, ULUĞ (1913 – 2002)

 

Kırklareli doğumludur. Edirne Öğretmen Okulunun ardından Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünden mezun oldu. Öğretmenlik yaptı.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiirleri ile tanınır oldu. Hece ölçüsü ile destansı şiirler yazdı. Şiirlerinde yurt gerçeklerine bağlı konuları işledi. Başlıca eserleri:

Antoloji: Türk Ozanları Antolojisi.

Şiir: Meriç Kıyılarında, Köy Şiirleri, Trakya’dan Bir Ses, Meriç Konuşuyor, Edirne Şiirleri, Aşk ve Vatan Şiirleri, Edirne’den Kars’a Kadar, Memleket Şiirleri.

 

TÜLBENTÇİ, FERİDUN FAZIL (1912 – 1982)

 

İstanbul doğumludur. Vefa Lisesinin ardından Yüksek Ticaret Okulunu bitirdi. Gazetecilik ve İstanbul Radyosunda müşavirlik ile program müdürlüğü yaptı.

Sanat yaşamına şiirle başladı. Tarihsel olayları anlattığı radyo konuşmaları ile ünlendi. Ardından tarihsel romanlar yazdı. Romanlarında Türk tarihinin zaferlerini sürükleyici, yalın bir anlatımla işledi. Başlıca eserleri:

Radyo konuşmaları: Geçmişte Bugün (4 cilt), Kahramanlık Menkıbeleri, Büyük Türk Zaferleri, Kahramanlar Geçiyor.

İnceleme: Cumhuriyetten Sonra Çıkan Dergi ve Mecmualar.

Şiir: Sabahtan Bir Saat Evvel.

Roman: Sultan Yıldırım Beyazıd, Yavuz Sultan Selim Ağlıyor, Barbaros Hayrettin Geliyor, Osmanoğlulları, Sultanların Aşkı, İstanbul Kapılarında, Şah İsmail, Turgut Reis, Cem Sultan, Hürrem Sultan, Kanuni Sultan Süleyman, Şanlı Kadırgalar.

 

TÜRKALİ, VEDAT (1919)

 

Samsun doğumludur. Asıl adı Abdülkadir Pirhasan’dır. Samsun Lisesinin ardından askeri öğrenci olarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Askeri liselerde öğretmen olarak çalıştı. Senaryo yazarlığı ve film yönetmenliği yaptı.

Milliyet Yayınları roman yarışmasında, Bir Gün Tek Başına adlı eseri ile birincilik kazanınca tanındı. Eserlerinde genellikle aydınların bunalımlarını işledi. Başlıca eserleri:

Senaryo: Üç Film Birden, Eski Filmler.

Oyun: 141. Basamak, Dallar Yeşil Olmalı.

Şiir: Eski Şiirler Yeni Türküler.

Roman: Bir Gün Tek Başına, Mavi Karanlık, Yeşilçam Dedikleri Türkiye, Tek Kişilik Ölüm, Güven.

Diğer eserleri: Bu Gemi Nereye, Savunmalar, Yanıtlar.

 

TÜRKAY, OSMAN (1927 – 2001)

 

Girne doğumludur. Günümüz Kıbrıs Türk şiiri şairlerindendir. Girne’de özel bir İngiliz okulunu bitirdikten sonra yükseköğrenim için İngiltere’ye gitti. Londra Modern Diller Okulu Gazetecilik Bölümünü bitirdi (1955). Ayrıca felsefe öğrenimi gördü. 1957’de Kıbrıs’a döndü.

Şiirleri, Beşparmak ve Varlık dergilerinde yayımlandı. Son yıllarda, şiirlerindeki temalar dikkate alınarak kendisine “Uzay Çağı Şairi” sıfatı yakıştırıldı. Uzay Çağı Ozanı olarak uluslar arası konferanslara katıldı. 1988 ve 1990 yıllarında Nobel Edebiyat Ödülüne aday gösterildi.

Şiirlerinden bazıları İngilizce, Rumca, İspanyolca, Urduca, Lehçe, Çekçe, İsveççe ve başka dillere çevrildi.

Başlıca eserleri: 7 Telli, Uyurgezer, Beethoven’de Aydınlığa Uyanmak, Evrenin Düşünde Gezgin, Kıyamet Günü Gözlemcileri, T. S. Eliot Seçmeler, Variation.

 

TÜTENGİL, CAVİT ORHAN (1921 – 1979)

 

Tarsus doğumludur. İstanbul Haydarpaşa Lisesinin ardından Yüksek Öğretmen Okulu Felsefe Bölümünden mezun oldu. Çeşitli illerde öğretmenlik yaptı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde sosyoloji profesörü oldu. Öğretim üyesi olarak çalışırken İstanbul’da öldü.

Sanat yaşamına Değirmen dergisinde yayımlanan yazılarıyla giriş yaptı. Deneme, inceleme, makale alanlarında önemli eserler kaleme aldı.

Başlıca eserleri: Ziya Gökalp Bibliyografyası, Atatürk’ü Anlamak ve Tamamlamak, Köy Enstitüleri Üzerine Düşünceler, Montesquieu’nun Siyasi ve İktisadi Fikirleri, Ziya Gökalp Üzerine Notlar, Köy Sorunu ve Gençlik, Ağrı Dağındaki Horoz (derlemeler), Temeldeki Çatlak (deneme ve makaleler).

 

U

 

UÇUK, CAHİT (1911 – 2004)

 

İstanbul doğumludur. Evinde özel öğrenim gördü. Yaşamını yazarlıkla kazandı.

Öykü ve romanlarında yurt ve doğa sevgisine dayanan konuları işledi. Çocuk edebiyatı alanında eserler verdi. Başlıca eserleri:

Çocuk kitabı: Türk İkizleri, Kırmızı Mantarlar, Üç Masal, Türk Çocuğuna Masallar, Ateş Gözlü Dev, Kurnaz Tilki.

Öykü: Cennet Bahçesi, Bir Işıklı Pencere, Değişen Sensin.

Roman: Kirazlı Pınar, Kırmızı Balıklar, Küçük Ev, Değirmen Taşı, Gecenin Bu Saatinde, Hep Yarın, Özlem Şarkısı.

 

ULUNAY, REFİ CEVAT (1890 – 1968)

 

Şam doğumludur. İstanbul’da Galatasaray Lisesini bitirdi. Gazetecilikle uğraştı. Ulusal Kurtuluş Savaşı’na karşı yazıları nedeniyle yurt dışına çıkarıldı. Genel af çıkınca yurda döndü. Gazeteciliğe devam etti. İstanbul’da öldü.

Köşe yazısı, makale, çeviri, eleştiri, gezi, öykü ve roman türlerinde eserler verdi. Başlıca eserleri:

Gezi yazısı: İhtişam Diyarı Hindistan.

Roman: Köle, Enkaz Arasında, Dağlar Kralı, Bir Başka Alem.

 

URAL, YALVAÇ (1945)

 

Konya doğumludur. İstanbul Kabataş Erkek Lisesinin ardından yayınevlerinde çalıştı. Televizyon programları hazırladı.

Çocuklar için yazdığı şiir, öykü ve romanlarıyla tanındı.

Başlıca eserleri: Sincap, Bir Gök Dolusu Güvercin, Kulağımdaki Küçük Çan, Müzik Satan Çocuklar, Zıpır Bilmeceler, Gözü Boynuz İzi Yaldız, La Fonten Orman Mahkemesinde, Anadolu Efsaneleri.

 

UŞAKLI, ÖMER BEDRETTİN (1904 – 1946)

 

Uşak doğumludur. İstanbul Kabataş Lisesinden mezun olduktan sonra Mülkiye Okulunu bitirdi. Kaymakamlık ve mülkiye müfettişliği yaptı. Milletvekili seçildi. İstanbul’da öldü.

Milli Mecmua, Haya, Varlık, Ülkü dergilerinde yayımlanan şiirleri ile tanındı. Şiirlerinde Anadolu’yu pastoral bir güzellikle anlattı. Deniz, gurbet, özleyiş temalarını işledi. Halk şiiri geleneği ile Batı şiirinin özelliklerini birleştirmeye çalıştı.

Başlıca şiir kitapları: Deniz Sarhoşları, Yayla Dumanı, Sarıkız Mermerleri.

Ömer Bedrettin Uşaklı’nın Bütün Eserleri, İnci Enginün tarafından düzenlenip yayımlandı.

 

UŞAKLIGİL, HALİT ZİYA (1867 – 1945)

 

İstanbul doğumludur. İlköğrenimini Mercan Mahalle okulunda, Fatih Askeri Rüştiyesinde yaptıktan sonra İzmir’e büyük babasının yanına gönderildi. Orada Fransız “Mekitaristler” okulunda okudu. Öğrenciliği sırasında çeviriler yaparak edebiyat dünyasına giriş yaptı. 1884’de Nevruz dergisini, 1886’da Hizmet gazetesini çıkardı. İstanbul’a 1895’te gelerek Servet-i Fünun topluluğuna katıldı. Reji memurluğu, saray mabeyin katipliği, Darülfünun’da Batı edebiyatı profesörlüğü yaptı. Görevli olarak Fransa ve Almanya’ya gönderildi. İstanbul’da öldü.

Halit Ziya Uşaklıgil’in sanatlı bir üslubu, çok güçlü bir iç ve dış gözlem yeteneği vardır. Edebiyatın bütün türlerinde eserler vermesine karşın asıl kişiliğini roman ve öykülerde göstermiştir. Gonkor kardeşler, Stendhal, Flaubert, Balzac, Daudet, Zola, Dickens etkilendiği yazarlardır. Realizmle natüralizmi benimsemiş, edebiyatımızda realist-psikolojik roman çığırını açarken, romantizmden kurtulamamıştır. Dili ise yabancı sözcük ve tamlamalarla doludur. Son yıllarında eserlerinin yeni baskılarını sadeleştirmiştir. Başlıca eserleri:

Öykü: Bir Muhtıranın Son Yaprakları, Bir İzdivacın Tarih-i Muaşakası, İzmir Hikayeleri, Nakil, Kadın Pençesinde, Küçük Fıkralar, Bu mu İdi?, İhtiyar Dost, Heyhat, Aşka Dair, Bir Yazın Tarihi, Solgun Demet, Sepette Bulunmuş, Bir Hikaye-i Sevda, Hepsinden Acı, Onu Beklerken.

Anı: Kırk Yıl, Saray ve Ötesi, Bir Acı Hikaye.

Roman: Sefile, Nemide, Bir Ölünün Defteri, Ferdi ve Şürekası, Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar.

 

UYAR, TOMRİS (1941)

 

İstanbul doğumludur. Arnavutköy Amerikan Kız Kolejinden sonra İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsünü bitirdi.

Çeviri, deneme ve öyküleriyle tanındı. Öykülerini, izlenimler, anılar, çağrışımlar, imgeler, iç diyaloglar, üzerine kurdu. Öykülerinde toplumun değişik kesimlerinden gelen kadınları anlattı. Kişilerini çevre özellikleri içinde yansıtmaya çalıştı. Şiirsel bir dil kullandı. Başlıca eserleri:

Günce: Gündökümü 75, Sesler Yüzler ve Sokaklar, Günlerin Tortusu, Yazılı Günler.

Öykü: İpek ve Bakır, Dizboyu Papatyalar, Yürekte Bukağı, Yaz Düşleri/Düş Kışları, Rus Ruleti, Yaza Yolculuk, Sekizinci Günah, Otuzların Kadını.

 

UYAR, TURGUT (1927 – 1985)

 

Ankara doğumludur. Bursa Askeri Lisesinin ardından Askeri Memurlar Okulunu bitirdi. Orduda personel subay olarak değişik görevlerde bulundu. Askerlikten ayrılınca sivil görevlere geçti. İstanbul’da öldü.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiirleriyle tanındı. İlk şiirlerinde kişisel yaşantılarını ve çevresini anlattı. Sonraları toplumsal baskı altındaki bireyin yalnızlığını işledi. “İkinci Yeni” adı verilen akımın temsilcilerinden biri oldu. Deneme ve yorumlarıyla Türk şiirine açılım getirdi. Başlıca eserleri:

Deneme-inceleme: Bir Şiirden.

Şiir: Arz-ı Hal, Türkiye’m, Dünyanın En Güzel Arabistanı, Tütünler Islak, Her Pazartesi, Divan, Toplandılar, Kayayı Delen İncir, Büyük Saat.

 

UYAROĞLU, İSMAİL (1948)

 

Balıkesir doğumludur. İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsünü bitirdi. Çeşitli şehirlerde öğretmenlik yaptı. Düzeltmen ve reklam yazarı olarak çalıştı.

Şiir, oyun, roman türlerinde eserler kaleme aldı. Şiirlerinin konusunu günlük yaşamdan aldı. Yaşadığımız dünyayı tüm çeşitlilik ve renkleriyle yansıtmaya çalıştı. Başlıca eserleri:

Çocuk romanı: Bir Liranın İki Günü.

Çocuk şiir: Gül Sağnağı, Çocuk ve Şiir.

Oyun: Leş.

Şiir: Aşktan ve Umuttan Aldım Rengimi, Yakında, Hayatı Karşılayan Şiirler, Şiir Kitabı, Bir Demet Diken, 5+2’ler, Ve Aşk, Şiir Ölümcül Yolculuğun Senin, Ateşin İçinden.

 

UYGUNER, MUZAFFER (1923)

 

Kandıra doğumludur. Trabzon Lisesinin ardından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler ve Hukuk Fakültelerinden mezun oldu. Çeşitli devlet kurumlarında görev aldı.

Şiir, eleştiri, inceleme yazıları ve çevirileriyle tanındı. Başlıca eserleri:

İnceleme: Sait Faik’in Hayatı, Sevgi Soysal, Cahit Sıtkı Tarancı, Muzaffer İzgü, Sait Faik Abasıyanık, Yahya Kemal, Yaşar Kemal, Orhan Veli’nin Dil ve Şiir Üstüne Düşünceleri, Halit Ziya Uşaklıgil, Orhan Veli Kanık, Sabahattin Ali, Halide Edip Adıvar, Bir Efsane Üzerine, Yunus Emre, Karacaoğlan, Aşık Veysel, Dadaloğlu, Ömer Seyfettin, Salah Birsel, Cahit Külebi, Dertli, Şinasi, Mehmet Akif Ersoy, Memduh Şevket Esendal, Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp.

Şiir: Kayın Ağacı.

 

UYGUR, NERMİ (1925 – 2005)

 

İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünden mezun oldu. Aynı fakültede profesör oldu.

Felsefi eserlerinin yanı sıra denemeleriyle de adından söz ettirdi. Edebiyatı felsefeye, felsefeyi edebiyata kaynaştırmaya çalıştı. Başlıca eserleri:

İnceleme: Türk Felsefesinin Boyutları, Dil Yönünden Fizik Felsefesi.

Deneme: Dilin Gücü, Felsefenin Çağrısı, Dünya Görüşü, Güneşle, İnsan Açısından Edebiyat, Kuram-Eylem Bağlamı, Yaşama Felsefesi, Kültür Kuramı, Çağdaş Ortamda Teknik, Tadı Damağımda, Başka Sevgisi, Salkımlar.

 

UZUNER, BUKET (1955)

 

Ankara doğumludur. Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümünden mezun oldu. Norveç ve ABD’de çevre bilimleri konusunda lisansüstü çalışmalarda bulundu. Yurda dönünce öğretim görevlisi olarak çalıştı. Turizm ve reklamcılık alanlarında görev yaptı.

Çeşitli dergilerde yayımlanan öykü ve yazılarıyla tanındı. Başlıca eserleri:

Gezi yazısı: Bir Siyah Saçlı Kadının Gezi Notları, Şehir Romantiğinin Günlüğü.

Öykü: Benim Adım Mayıs, Ayın En Çıplak Günü, Güneş Yiyen Çingene, Karayel Hüsnü, Şairler Şehri.

Roman: İki Yeşil Su Samuru, Anneleri Babaları ve Diğerleri, Balık İzlerinin Sesi, Kumral Ada Mavi Tuna.

 

Ü

 

ÜNAYDIN, RUŞEN EŞREF (1892 – 1959)

 

İstanbul doğumludur. Galatasaray Lisesinin ardından Darülfünun Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Galatasaray Lisesi, Askeri Baytar Okulu, Yüksek Öğretmen Okulu Edebiyat ve Fransızca öğretmenlikleri görevlerinde bulundu. Kurtuluş Savaşı’na katılmak üzere Ankara’ya gitti. Basın Müşaviri, Buhara elçiliği başkatipliği, Afyon Milletvekilliği, Türk Dili Tetkik Cemiyeti kurucu genel yazmanlığı, Riyaset-i Cumhur umumi katipliği, Tiran, Atina, Budapeşte elçiliği görevleri yaptı. Roma, Londra, Atina Büyükelçilik görevlerini yürüttü. 1952’de emekliye ayrıldı. İstanbul’da geçirdiği kalp krizi sonucunda yaşama veda etti.

Ruşen Eşref Ünaydın, yazarlık hayatına çeviri ile başladı. Servet-i Fünun, Donanma Mecmuası, Türk Yurdu, Yeni Mecmua gibi dergilerde yazdı. Türk edebiyatında mülakat türünün en güzel örneklerini verdi. Sonraları röportaj, anı, mensur şiir niteliğindeki yazıları ile ününü artırdı. Zamanının en tanınmış şair ve yazarları ile yaptığı ve edebiyatımızın o günkü sorunlarını yansıtan edebi anketi (Diyorlar ki), bizde röportaj çığırını açan öncü bir eser niteliğindedir.

Başlıca eserleri: Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal’le Mülakat, Diyorlar ki, Atatürk’ün Hastalığı, Çanakkale’de Savaşanlar Dediler ki, Geçmiş Günler, Ayrılıklar, Damla Damla, Boğaziçi Yakından, Atatürk’ü Özleyiş, Tevfik Fikret, İstanbul Yolunda.

 

ÜNLÜ, MAHİR (1926)

 

Askeri öğrenci olarak Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Askeri okullarda edebiyat dersi okuttu.

Edebiyat eleştirisi alanındaki çalışmalarıyla tanınır oldu. Liseler için Türk Dili ve Edebiyatı ders kitapları hazırladı. Türk edebiyatının çeşitli alanları ile ilgili çalışmalar yaptı.

Başlıca eserleri: Öz Türkçe Sözlük, Kavramlar ve Boyutları, Toplumsallık Açısından Türk Edebiyatı, Dil ve Edebiyatta Temel Kavramlar, 20. Yüzyıl Türk Edebiyatı (4 cilt, Ömer Özcan’la), Edebiyat Bilgileri, Şinasi, Dil Bilgileri, Türkçede Yazınsal Eleştiri.

 

ÜSTÜN, NEVZAT (1924 – 1979)

 

İstanbul doğumludur. Boğaziçi Lisesinin ardından Paris’e gitti. Yurda dönünce çeşitli gazetelerde çalıştı. İstanbul’da öldü.

Toplumsal gerçekçi çizgideki şiirleriyle tanındı. Şiir yanında öykü, gezi yazısı ve deneme türlerinde eserler de verdi. Başlıca eserleri:

Deneme: Türkiye’deki Amerika (2 cilt).

Röportaj: Bir Tuhaf Yaşam, Güneşin Ağzı (inceleme-araştırma-röportaj).

Gezi yazısı: Sovyetler Birliği’nden Batı’ya, Üçüncü Bir Dünya, Alamanya Beyleri ile Portakis Bahçeleri, Karın İçindeki Portakal: İsveç, Çağdaki Sancı.

Öykü: Yaşama Duvarı, Almanya Almanya, Çıplak, Akrep Üretim Çiftliği, Boğaların Ölümü, Büyük Şaşkınlık, Bunalımlı Günler.

Şiir: Oluş, Yaşadığımız Devre Dair Şiirler, Cüceler Çarşısı, Yitikler Kapısı, Güneş Ülkesi, Hey Sen Amerikalı, Köprübaşı, Ak Yeşil Kavak Ağaçları, Belemeden Sabah.

 

V

 

VAHABZADE, BAHTİYAR (1925)

 

Çağdaş Azarbeycan edebiyatının tanınmış şair ve yazarlarındandır. Şeki şehri doğumludur. 1947 yılında Azerbaycan Devlet Üniversitesi Bölümünü Fakültesini bitirdi. Aynı üniversitesi öğretim üyesi olarak çalıştı.

Şiirin yanında öykü, tiyatro, inceleme-araştırma dallarında eserler verdi. Çeviriler yaptı. Şiirlerinde dil, vatan sevgisi, aşk, yaşam, ölüm, doğa konularını işledi. Başlıca eserleri:

İnceleme-araştırma: Sanatkar ve Zaman, Sadelikte Büyüklük, Gelin Açık Danışag.

Oyun: İkinci Ses, Yağıştan Sonra, Vicdan, Yollara İz Düşer, Feryat.

Şiir: Menim Dostlarım, Açılan Seherlere Selam, Bahar, Deniz-Sahil, Dostlug Neğmesi, Çınar, Bir Ürekde Dört Fesil, Ceyran, Aylı Geceler, İnsan ve Zaman.

 

VELİDEDEOĞLU, HIFZI VELDET (1904 – 1992)

 

İstanbul doğumludur. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. Almanya ve İtalya’da doktora çalışması yaptı. Yurda dönünce İstanbul Hukuk Fakültesinde profesör oldu. İstanbul’da öldü.

Hukuk ve toplum konularındaki bilimsel çalışmalarının yanı sıra gazetelerde inceleme, deneme ve söyleşi türündeki yazıları yayımlandı. Atatürk’ün Söylev’ini günümüz Türkçesine aktardı.

Başlıca eserleri: Devirden Devire (3 cilt), Söylev (3 cilt), Milli Mücadele Anıları, Yol Kesen Irmak, Çağdaş Düşünce.

 

VERLAINE, PAUL (1844 – 1896)

 

Metz doğumludur. Bir subay oğlu olarak dünyaya geldi. Liseyi Paris’te bitirdi. Belediyede memurluk yaptı. Sanat ve edebiyat alanının saygın kişileriyle tanıştı. Çalışmalarında onlardan büyük destek gördü. Ruhsal yaşamı tam bir düzensizlik içindeydi. Evlenince huzura kavuştu. Üç şiir kitabı yayımladı. Savaş, Paris Kuşatması, askere alınışı onu yeniden bunalıma sürükledi. Şüpheli görüldüğü için işine son verildi. 1872’de Arthur Rimbaud ile Belçika’ya kaçtı. Kendisinden ayrılmak isteyen Rimbaud’yı silahla yaraladı. Bu yüzden iki yıl hapis yattı. Çıkınca İngiltere’ye yerleşti sonra Fransa’ya döndü. Paris’te öldü.

İlk şiir kitaplarında parnasizm akımına yakın şiirler yazmışsa da şiirlerindeki müzik öğeleriyle bu akımın dışında kalmış, sembolizm akımına öncülük etmiştir. Şiirinde müziğe, ritme, ince ayrıntılara, esnekliğe ve anlam gizlemelerine yer vermiştir.

Başlıca şiir kitapları: Satürn (Zuhal) Şiirleri, Şenlikler, İyi Şarkı, Sözsüz Romanslar, Aşk, Kadınlar, Hakaretler.

 

VERNE, JULES (1828 – 1905)

 

Fransız romancısıdır. Paris’te öğrenim gördü. Yaşadığı dönem büyük keşif ve icatların yapıldığı bir dönem olmasından ötürü, romanlarında bilimsel buluşların izleri görülür. Eserleriyle yeni bir çığır açmıştır.

Verne, romanlarını yazmadan önce konusu ile ilgili bilimsel eserleri inceler, deneyler yapar ve bu bilgileri imge gücüyle harmanlardı. Tasarladıkları, birçok icat ve keşfin de yolunu açmıştır. İnandırıcı, sürükleyici ve ilgiyi canlı tutan bir anlatım tekniğine sahiptir.

Dilimize çevrilen başlıca eserleri: Denizler Altında Yirmi Bin Fersah, Kaptan Grant’ın Çocukları, Arzın Merkezine Seyahat, Seksen Günde Devri Alem, Afrika Ormanlarında, Arz’dan Ay’a Seyahat.

 

VERGILIUS, PUBLIUS (MÖ 70 – 19)

 

Latin şairidir. Çocukluğundan itibaren içinde olan doğa sevgisini şiirlerine de yansıttı. Pastoral, epik, didaktik şiirler yazdı. Pastoral şiirlerinde kent yaşamının büyüsüne kapılıp köy yaşamından uzaklaşan Romalılara yeniden toprak, kır sevgisini kazandırmayı amaçladı. Doğa betimlemeleri büyük ilgi gördü. Eneide adlı eseri dünya edebiyatının en önemli epik şiirlerinden kabul edilmektedir. Dünya edebiyatında, eserleri ile geniş kitleleri etkileyerek davranış değişikliklerine yol açabilmiş önde gelen şairlerden sayılmaktadır.

Başlıca eserleri: Çoban Şiirleri (kır ve doğa sevgisini anlatan pastoral şiirler), Çiftçi Şiirleri (4 kitap, tarımın önemini anlatan şiirler), Eneide (destan).

 

VOLTAİRE, FRANÇOİS MARİE AROUET (1694 – 1778)

 

Paris doğumlu Fransız yazarı ve düşünürüdür. Hukuk öğrenimi gördü. Düşüncelerini özgürce dillendirmesi, her türlü baskıya karşı koyması yüzünden hapsedildi. Çıkınca da gericilikle mücadele etmeye devam etti. Yaşamının büyük bölümünü Fransa dışında geçirmek zorunda kaldı.

Voltaire, Fransız devrimine ışık tutan düşünürlerden biri olarak kabul edilir. Dinin yerine aklın, gelenek ve göreneklerin yerini bilimin almasıyla insanın mutluluğa ve özgürlüğe kavuşacağına inandı. Yaşamı boyunca düşünce ve vicdan özgürlüğünü savundu. Edebiyatın birçok türünde eserler verdi. Eserlerinde yalın bir dil, herkesin anlayabileceği açık bir anlatım kullandı. Başlıca eserleri:

Felsefe: Felsefe Mektupları, Felsefe Sözlüğü (4 cilt), Milletlerin Töre ve Ruhuna Dair Deneme.

Oyun: Oedipe, Brutus, Zaire, Merope.

Şiir: Henriade.

Roman: Zadig, Candide.

 

W

 

WILDE, OSCAR (1854 – 1900)

 

Dublin doğumlu İrlandalı şair, oyun yazarı, eleştirmen ve romancısıdır. Yunanca, Latince ve Fransızca öğrendi. Dağınık bir yaşam sürdü. Ülkesinden ayrılıp Fransa’ya yerleşti. Paris’te öldü.

Yazdığı oyunlarla adından söz ettirdi. Yaşadığı toplumun aksayan yönlerini, geleneklerini ve göreneklerini yeren eserler yazdı. Alaylı ve nükteli bir dil kullandı. “Sanat için sanat” görüşünün savunucularındandır. Eserlerinde kapalı anlatım yolunu benimsedi.

Dilimize çevrilen başlıca eserleri: Dorian Gray’in Portresi, Lady Windermere’in Yelpazesi, Mutlu Prens, Narlı Ev, Salame, Yıldız Çocuk.

 

WHITMAN, WALT (1819 – 1892)

 

West Hill doğumlu Amerikalı şairdir. Doktor ve avukat yanında çalıştı. Öğretmenlik ve gazetecilik yaptı.

Amerikan şiirine yeni bir biçim getirdi. Serbest ölçülü şiirlerinde doğa, gerçek ve demokrasi sevgisini işledi. Çimen Yaprakları en tanınmış eseridir.

 

Y

 

YAĞCI, ÖNER (1951)

 

Zile, Tokat doğumludur. Tokat Öğretmen Okulunun ardından Gazi Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünden mezun oldu. Bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra düzeltmenlik ve yayınevi yöneticiliği işleriyle uğraştı.

Çeşitli dergilerde yazıları yayımlandı. Yakın tarihimizin çalkantılı dönemlerini işleyen romanları ile ismini duyurdu. Eserlerinde toplumcu gerçekçi bir çizgiyi benimsedi. Başlıca eserleri:

Roman: Kardelen, Turnalar, Gökyüzüne Akan Irmak.

Diğer eserleri: Rıfat Ilgaz: Fedailer Mangası, Şükran Kurdakul, Dadaloğlu, Karacaoğlan, Yunus Emre, Köroğlu, Umut İnsanda.

 

YAĞCIOĞLU, HALİM (1919)

 

İzmir doğumludur. İstanbul Erkek Lisesinin ardından Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. Çeşitli şehirlerde öğretmenlik yaptı. Kütüphaneler Genel Müdürlüğünde çalıştı.

İlk şiirlerini Çınaraltı ve Ülkü dergilerinde yayımlandı. Hece ölçüsüyle yazdığı ilk şiirlerinde, halk şiiri geleneğinden faydalandı. Sonraları yeni şiir anlayışı ile toplumcu anlayışta şiirler yazdı. Oyun, çocuk kitapları, masal ve antoloji alanlarında eserler verdi.

Başlıca şiir kitapları: Samanyolu, Altın Günlerin Eşiğinde, Anzelha, Kasım Rüzgarları, Destan Türk.

 

YALÇIN, HÜSEYİN CAHİT (1874 – 1957)

 

Balıkesir doğumludur. İstanbul Lisesinin ardından Mülkiye Okulunu bitirdi. Liselerde müdürlük ve gazetecilik yaptı. Milletvekili seçildi. İstanbul’da öldü.

Yalçın, Servet-i Fünun dönemi yazarlarındandır. Gözleme dayanan, şairane ve süslü bir biçimle roman ve öyküler kaleme aldı. Başlıca eserleri:

Anı: Edebiyat Anıları, Siyasal Anılar.

Biyografi: Talat Paşa.

Eleştiri: Kavgalarım.

Öykü: Hayat-ı Muhayyel (Hayaldeki Yaşam), Hayat-ı Hakikiye Sahneleri (Gerçek Yaşamdan Sahneler), Niçin Aldatırlarmış.

Roman: Hayal İçinde.

 

YAŞAR KEMAL (1922)

 

Adana’nın Osmaniye ilçesinin Gökçeli köyü doğumludur. Ortaokulu son sınıftan bıraktı. Adana’da inşaat kontrol memurluğu, ırgat katipliği, öğretmen vekilliği, sünger avcılığı, pamuk tarlalarında işçilik, su bekçiliği gibi onlarca işte çalıştı. İstanbul’a gelerek gazeteciliğe başladı.

Sanat yaşamına şiirle başladı. İlk şiiri Adana’da yayımlanan Görüşler dergisinde yayımlandı. Folklor araştırmaları, fıkra, röportaj, öykü, roman, tiyatro ve senaryo türlerinde eserler verdi.

Yurt gerçeklerini yansıtan röportajları ve dergilerde yayımlanan öyküleriyle ünü yaygınlaştı. Romanları birçok dile çevrildi ve tanınırlığı sınırları aştı. Eserlerinde çoğunlukla Çukurova insanının yaşamlarını anlattı. Halkın inançlarını bir masal, efsane, destan havası içinde dile getirdi. Özgün bir dili, coşkulu bir anlatımı vardır. Başlıca eserleri:

Çocuk romanı: Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca.

Röportaj: Yanan Ormanlarda Elli Gün, Çukurova Yana Yana, Peri Bacaları, Bu Diyar Baştan Başa, Bir Bulut Kaynıyor.

Öykü: Sarı Sıcak, Bütün Hikayeler.

Roman: Teneke, İnce Memed, Orta Direk, Yer Demir Gök Bakır, Ölmez Otu, Demirciler Çarşısı Cinayeti, Yusufçuk Yusuf, Yılanı Öldürseler, Al Gözüm Seyreyle Salih, Allahın Askerleri, Deniz Küstü, Kimsecik, Höyükteki Nar Ağacı, Kale Kapısı, Üç Anadolu Efsanesi, Ağrı Dağı Efsanesi, Binboğalar Efsanesi, Çakırcalı Efe, Toros Kanın Sesi, Bir Ada Hikayesi.

 

YAŞAR REYHANİ (1932 – 2006)

 

Erzurum’un Hasankale ilçesinin Alvar köyü doğumludur. Asıl adı Yaşar Yılmaz’dır. İlkokulu köyünde bitirdi. Çevresindeki aşıkları dinleyerek büyüdü. Özellikle halk hikayelerinden çok etkilendi. Aşıklık geleneği gereği gördüğü bir düş üzerine halk ozanı oldu. Önce Mahiri, Dertli adlarını kullandı, sonraları Reyhani mahlasını aldı.

Yaşar Reyhani, günümüz aşık tarzı Türk şiirinin önde gelen temsilcilerindendir. Bu tarzın tüm türlerinde başarılı şiirleri vardır. Aynı zamanda usta bir halk hikaye anlatıcısıdır. “Köroğlu” destanının bir çok kolunu, “Kirmanşah” ve “Emrah ile Selvi” hikayelerini anlatır. Yurt çağındaki birçok yarışmada ödüller almıştır.

Eserleri: Alvarlı Reyhani, Böyle Bağlar, Kervan.

 

YAŞIN, ÖZKER (1932)

 

Lefkoşa doğumludur. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladı. 1950’de Kıbrıs’a dönerek gazeteciliğe başladı. Bayrak Radyosunda çalıştı. Televizyonda şiir programları yaptı.

1967-73 yılları arasında Savaş gazetesini çıkardı. 1970’de Lefkoşa bağımsız milletvekili seçildi. 1974’te Kurucu Meclis üyesi oldu. Çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı yaptı.

İlk şiiri 1946’da İstanbul’da yayımlanan bir gazetede çıktı. 1952 yılından itibaren Varlık dergisinde şiirleri sıkça basılmaya başladı. Kıbrıs’ın en çok şiir veren şairlerindendir.

Başlıca şiir kitapları: Ol Alem, Bayraktar Destanı, Kıbrıs’tan Atatürk’e, Limanda Bir Gemi, Namık Kemal Kıbrıs’ta, Kıbrıs Mektubu, Mehmetçik Kıbrıs’ta, Babil Daha Uzakta, Atatürk’e Saygı Duruşu, Bir Şahlanışın Destanı 1 (Kanlı Kıbrıs), Bir Şahlanışın Destanı 2 (Oğlum Savaş’a Mektuplar).

Özker Yaşın, tüm şiirlerini 1986 yılında Kıbrıs Benim Vatanım ve Önce Kuşlar Uyanır adlı kitaplarında toplamıştır.

 

YAVUZ, HİLMİ (1936)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Kabataş Lisesinin ardından Londra Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünden mezun oldu. İngiltere’de BBC Radyosunda çalıştı. Yurda döndüğünde Meydan Larousse Ansiklopedisi yazı kurulunda görev aldı. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ve Boğaziçi Üniversitesinde öğretim üyeliği görevinde bulundu.

İlk şiirleri Dönüm dergisinde yayımlandı. Çeşitli dergi ve gazetelerde felsefe yazıları, düşün ve sanat sorunlarına ilişkin inceleme yazıları, kitap eleştirileri yazdı. Son dönem şiirlerinde yoğun düşünce ve duyarlılıkları yansıtmaya çalıştı. Başlıca eserleri:

Anlatı: Taormina, Fehmi K.’nın Acaip Serüvenleri.

Deneme-inceleme: Felsefe ve Ulusal Kültür, Roman Kavramı ve Türk Romanı, Kültür Üzerine, Felsefe Üzerine, Yazın Üzerine, Denemeler Karşı Denemeler.

Şiir: Bakış Kuşu, Bedrettin Üstüne Şiirler, Doğu Şiirleri, Yaz Şiirleri, Gizemli Şiirler, Zaman Şiirleri, Söylen Şiirleri, Hüzün ki En Çok Yakışandır Bize.

 

YENİŞEHİRLİ AVNİ (1827 – 1884)

 

Bugünkü adı Larissa olan (Yunanistan) Yenişehir doğumludur. İstanbul’a geldikten sonra Beşiktaş Mevlevihanesi Şeyhi Nazif Dede’nin kızıyla evlendi. 1859-60 yıllarında Bağdat’ta divan katipliği görevinde bulundu. Tekrar İstanbul’a geldiğinde nerede çalıştığı bilinmemektedir. Son yıllarında Üsküdar Bidayet Mahkemesi üyeliğinde bulundu. İstanbul’da öldü.

Yenişehirli Avni, klasik şiirin son ve en başarılı temsilcilerinden biridir. Eski şairlerin söyleyişlerinin zamanın koşullarına göre değiştirilip düzeltilmesi gerektiğine inanan, yeni bir söyleyiş peşinde koşan bir şairdir. Yenişehirli Avni’nin Türkçe şiirleri kadar Farsça şiirleri de mevcuttur.

Mevleviliği benimseyen Avni, derviş tabiatlı ve şöhretten kaçan bir kişi olduğundan eserlerini düzenleyip yayımlamıştır. Başlıca eserleri:

Divan: Damadı Şevki Bey tarafından basılmıştır.

Mesnevi Tercümesi: İlk üç cildin düz yazı biçiminde çevirisidir.

Ab-name: Mevlevihanedeki su sorununu dile getiren ve II. Abdülhamit’e sunulan manzum-düz yazı dilekçedir.

Mir’at-ı Cünun: Davranışları anormal olan tipleri mizahi bir dille anlatan tamamlanmamış bir mesnevidir.

Ateşgede: Şeyh Galib’in Hüsn ü Aşk’ına nazire olarak yazılan bir mesnevidir.

Nihan-ı Kaza: Nefi’nin Siham-ı Kaza’sı yolunda hicivlerden oluşmuş bir eserdir.

 

YESARİ, MAHMUT (1895 – 1945)

 

İstanbul doğumludur. İstanbul Lisesi ve Güzel Sanatlar Okulunu okudu. Diken ve Gıdık dergilerinde karikatür çizerek gazeteciliğe başladı. İstanbul’da öldü.

Dergilerde çıkan öykü ve mizah yazılarıyla tanındı. Ardından romanlar yazdı. romanlarında günlük yaşamdan aldığı konuları açık, yalın bir dille anlattı. Başlıca eserleri:

Öykü: Yakacık Mektupları.

Roman: Çoban Yıldızı, Çulluk, Bağrıyanık Ömer, Kırlangıçlar, Bahçemde Bir Gül Açtı, Tipi Dindi, Bir Kadın Geçti, Yakut Yüzük, Dağ Rüzgarları.

 

YETKİN, SUUT KEMAL (1903 – 1980)

 

Urfa doğumludur. Galatasaray Lisesinin ardından Paris’te 5 yıl felsefe eğitimi gördü. Dönüşünde çeşitli liselerde öğretmenlik ve müdürlük yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Estetik ve Sanat Tarihi doçentliğine atandı. Güzel Sanatlar genel müdürlüğü, Dil Tarih-Coğrafya Fakültesi Estetik ve Sanat Tarihi profesörlüğü görevlerinde bulundu. Urfa’dan milletvekili seçildi. Ardından üniversitedeki görevine geri döndü. Ankara’da öldü.

Suut Kemal Yetkin, önce Suut Saffet adıyla şiir ve mensur şiirler yayımladı. İlk şiiri Yarın dergisinde basıldı. Ardından Servet-i Fünun dergisinde düz yazıları görüldü. Fransa dönüşünde sanat ve edebiyat üzerine deneme türünde yazılar yazmaya başladı. Sanat ve edebiyatımızın türlü konularını irdeleyen denemeleriyle yaygın bir tanınırlığa ulaştı.

Deneme türündeki başlıca eserleri: Edebiyat Konuşmaları, Edebiyat Üzerine, Günlerin Götürdüğü, Düşün Payı, Yokuşa Doğru, Şiir Üzerine Düşünceler, Denemeler.

 

YILDIZ, BEKİR (1933 – 1998)

 

Urfa doğumludur. İstanbul Güzel Sanatlar ve Matbaacılık Okulu Dizgi Bölümünü bitirdi. Basımevlerinde çalıştı. Bir süre Almanya’da kaldı. Dönüşünde matbaacılık yaptı. İstanbul’da öldü.

Öykü ve romanlarının konularını Urfa ve çevresinde yaşayan insanların günlük yaşam kavgalarından aldı. Başlıca eserleri:

Röportaj: Harran, Yaman Göç.

Çocuk kitabı: Şahinler Vadisi, Ölümsüz Kavak, Arılar Ordusu.

Öykü: Reşo Ağa, Kara Vagon, Kaçakçı Şahan, Evlilik Şirketi, Alman Ekmeği, Demir Bebek, Mahşerin İnsanları, Seçilmiş Öyküler.

Roman: Türkler Almanya’da, Halkalı Köle, Aile Savaşları, Darbe.

 

YÖNTEM, ALİ CANİP (1887 – 1967)

 

İstanbul doğumludur. Lise öğrenimini Selanik’te bitirdi. Hukuk Fakültesinin son sınıfından ayrıldı. Liselerde öğretmenlik, müdürlük ve müfettişlik yaptı. Milletvekili seçildi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde öğretim görevlisi olarak çalıştı.

Fecr-i Ati topluluğundan ayrılıp “Yeni Lisan” hareketini benimseyince sade dille ve hece ölçüsüyle şiirler kaleme aldı. Şiirlerinden çok okul kitapları, edebiyat ve edebiyat tarihi üzerine araştırmaları ile tanınır oldu.

Başlıca eserleri: Geçtiğimiz Yol (şiirler), Milli Edebiyat Meseleleri ve Cenap Bey’le Münakaşalarım (makaleler), Edebiyat (lise ders kitabı), Epope, Türk Edebiyatı Antolojisi, Ömer Seyfettin – Hayatı ve Eserleri (inceleme).

 

YUND, KERİM (1912 – 1997)

 

Silifke doğumludur. İstanbul Orman Okulu ve Ankara Gazi Lisesinden sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Orman Genel Müdürlüğüne bağlı çeşitli görevlerde çalıştı.

Şiir, inceleme ve folklor çalışmalarıyla tanınır oldu. Şiirlerinde hece ölçüsünde kullandı. Başlıca eserleri:

Şiir: Kokulu Çam, Savaş Türküleri, Orman, İçel Dağlarından.

Diğer Eserleri: Ağaç Orman Atasözleri ve Açıklamaları, Çocuklara Tabiat Hikayeleri, İstiklal Marşı Bilgisi (inceleme), Ormancılıkla İlgili Atasözleri Deyimler Dilekler Mecazlar.

 

YUNUS EMRE (1250 ? – 1320 ?)

 

Eskişehir’in Sivrihisar ilçesine bağlı Sarıköy doğumludur. Yine aynı yerde öldüğü sanılmaktadır. Yaşamı şiirlerinden, menkıbelerinden ve hakkında yazılmış kitaplardan çıkarılmaktadır. Medrese eğitimi aldı. Hakkında yazılanlardan ve şiirlerinden çiftçilik yaptığı, Taptuk Emre’nin uzun yıllar yanında bulunduğu, Konya’yı, Şam’ı, Azerbaycan’ı dolaştığı, Mevlana ile tanıştığı anlaşılmaktadır. Anadolu’nun birçok yöresinde mezarının bulunması halkın Yunus Emre’ye karşı duyduğu sevginin büyüklüğünü gösterir.

Yunus Emre, Tasavvuf Edebiyatı’nın en büyük şairidir. Şiirlerinin özünde derin bir insan sevgisi, içli bir Tanrı aşkı ve tasavvufa bağlılık görülür. Halk dilini coşkun bir lirizmle, özentisiz bir söyleyişle, genellikle hece, bazen de aruz ölçüleri içerisinde kullanır. Yunus Emre ulusal edebiyatımızın en sağlam temellerindendir.

Yunus Emre halk içinden gelen, halk içinde yaşayan, onun duygu ve düşüncelerini, inançlarını dizelerinde dile getiren bir şair ve düşünürdür. Şiirlerini özentiye, yapmacılığa kapılmadan, içten gelen, inanç dolu bir coşkunlukla söylemiştir. Eserleri:

Divan: İlk taş basması yayımı 1885’de yapılmıştır. Yeni harflerle, önce Burhan Toprak (1933-34) sonra da Abdülbaki Gölpınarlı (1943-48) tarafından yayımlandı.

Risaletü’n Nushiyye (Öğüt Kitabı): Manzum ve mesnevi tarzında 562 beyitten oluşmuştur. Din, tasavvuf, ahlak ve değişik insan huyları üzerine yazılmış didaktik bir eserdir.

 

YURDAKUL, MEHMET EMİN (1869 – 1944)

 

İstanbul doğumludur. Beşiktaş Askeri Rüştiyesinin ardından Mülkiye ve Hukuk eğitimine devam etti. Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Servet-i Fünun dergisinde çıkan “Ben bir Türk’üm; dinim, cinsim uludur.” dizesi ile başlayan şiiri ile ünlendi. Meşrutiyetten sonra Bahriye Nezareti müsteşarlığı, Hicaz, Sivas, Erzurum valiliği görevlerinde bulundu. “Türkçülük” akımını benimsedi. Türk Ocağı’nın kurucuları arasına katıldı. Osmanlı Mebusan Meclisinde Musul milletvekilliği yaptı. İstanbul’da öldü.

Mehmet Emin Yurdakul düz yazı türünde fazla ürün vermedi. Daha çok şiir üzerinde durdu. Kendisine “milli şair”, “Türk Şairi” denilmesinin nedeni, ulusal duyguları halk için, halk diliyle, kendine özgü bir coşkunlukla dile getirmesindendir. Başlıca eserleri:

Düz yazı: Fazilet ve Asalet.

Şiir: Türkçe Şiirler, Türk Sazı, Ey Türk Uyan, Tan Sesleri, Ordunun Destanı, Dicle Önünde, Hasta Bakıcı Hanımlar, Turan’a Doğru, Zafer Yolunda, İsyan ve Dua, Aydın Kızları, Dante’ye, Mustafa Kemal (nazım-nesir karışık), Ankara.

Mehmet Emin Yurdakul’un yaşamı ve şiirleriyle ilgili olarak Enver Naci Gökçen’in, Ferhan Oğuzkan’ın, Fevziye Abdullah Tansel’in çalışmaları vardır.

 

YURTTAŞ, HÜSEYİN (1946)

 

Foça doğumludur. Edirne Öğretmen Okulunu bitirdi, öğretmenlik yaptı.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiir ve yazılarıyla tanındı. Başlıca eserleri:

Çocuk kitabı: Güvercin Kayaları, Astronot Çekirge, Çınar Dede, Çamlı Kuledeki Giz, Beyaz Bisiklet, Cüceler Gezegeni.

Şiir: İlk İşim Uyanmak, Gelincik Günleri, Sanayi Çarşısı, Gecede Kanat Sesleri, Kod Adı: Mansur, Sevgiden Ötesi Cehennem.

 

YUSUF HAS HACİP (XI. YÜZYIL)

 

Yusuf Has Hacib, 1018 Balasagun doğumludur. Ana dilinden başka Arapça, Farsça ve Soğdakça’yı (Orta İran dillerinden biri) da öğrenip felsefeden efsaneye, folklordan tıbba, matematikten astronomiye, hekimlikten spora bilgisini genişletti. İbni Sina ve Farabi’nin öğretilerini yakından inceleyip benimsedi.

Yusuf Has Hacib, 1068 yılında Balasagun’da Kutadgu Bilig’i yazmaya başladı. 1069’da Kaşgar’a gidip eserini tamamladı ve Doğu Karahanlı hükümdarı olan Tabgaç Buğra Kara Han’a sundu. Eseri beğenen hakan, Yusuf Has Hacib’e “has hacib” (başmabeyinci) unvanını verdi. Yusuf Has Hacib, bundan sonraki yaşamını devlet hizmetinde geçirdi. Ölüm yılı bilinmemektedir. Mezarının yeri de belli değildir.

 

YÜCE, ALİ (1928)

 

Yayladağ doğumludur. Düziçi Köy Enstitüsünü bitirdi. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü sınavlarını dışarıdan vererek İngilizce öğretmeni oldu. Antakya’da öğretmenlik yaptı.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiirleriyle tanındı. Özgün benzetmeler ve sözcük oyunlarıyla yeni bir şiir anlayışı geliştirdi. İnce yergi öğeleri ve değişik imgelerle gerçekçiliğe boyut kazandırdı. Başlıca eserleri:

Çocuk kitabı: Anamı Arıyorum, Çocuklar İnsan Tomurcukları, Uzaya Giden Uçurtma.

Şiir: Boyundan Utan Darağacı, Halk Çağı, Şiir Sıcağı, Şiir Tufanı, Asılacak Kitap, Yunuslama, Havalı Meryem, Sevgim Servetimdir.

Roman: Şeytanistan, Siskent.

 

YÜCEL, CAN (1926 – 1999)

 

İstanbul doğumludur. Ankara Erkek Lisesinin ardından Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Klasik Filoloji Bölümünü bitirdi. İngiltere’de öğrenimine devam etti. Bir süre BBC Radyosunda çalıştı. Yurda dönünce turist rehberliği ve çevirmenlik yaptı. İzmir’de öldü.

Çeşitli dergilerde yayımlanan şiir, yazı ve çevirileriyle tanındı. Şiirlerinde halk argosunu bol bol kullandı. Toplumsal sorunları, etkileyici bir biçimde dile getirdi. Yalın dili ve özgün buluşlarıyla dikkati çekti.

Başlıca şiir kitapları: Sevgi Duvarı, Ölüm ve Oğlum, Şiir Alayı, Rengahenk, Gökyokuş, Canfeda, Çok Bi Çocuk, Kuzgunun Yavrusu, Güle Güle-Seslerin Sessizliği, Gezintiler, Maaile, Seke Seke.

 

YÜCEL, HASAN ALİ (1897 – 1961)

 

İstanbul doğumludur. Vefa Lisesinden sonra Edebiyat Fakültesinin Felsefe Bölümünü bitirdi. Öğretmenlik, milli eğitim müfettişliği, ortaöğretim genel müdürlüğü görevlerinde bulundu. Milletvekili seçildi. Milli Eğitim Bakanlığı yaptı. İstanbul’da öldü.

Köy Enstitülerinin kurulması, dünya klasiklerinin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından çevrilip yayımlanması gibi kültür hizmetlerinde bulundu. Eğitim konularında mesleki kitaplar yazdı. Edebiyat ve sanat dünyamıza birçok kitap kazandırdı. Başlıca eserleri:

İnceleme: Goethe-Bir Dehanın Romanı, Türk Edebiyatına Toplu Bir Bakış.

Makale-gazete yazıları: Pazartesi Konuşmaları, Hürriyete Doğru, İyi Vatandaş-İyi İnsan, Kıbrıs Mektupları, Hürriyet Gene Hürriyet (2 cilt), Kültür Üzerine Düşünceler.

Şiir: Dönen Ses, Sizin İçin (çocuk şiirleri), Dinle Benden.

 

YÜCEL, TAHSİN (1933)

 

Elbistan doğumludur. Galatasaray Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Aynı bölümde profesörlük yaptı. Öğretim üyesi olarak çalıştı.

Dergilerde yayımlanan öyküleriyle tanınmaya başladı. Güneydoğu Anadolu insanını yerel çevre bağlantıları içinde yalın bir dille ve ince bir duyarlılıkla anlattı. Fransız edebiyatından çeviriler yaptı. Başlıca eserleri:

Öykü: Haney Yaşamalı, Düşlerin Ölümü, Dönüşüm, Ben ve Öteki, Aykırı Öyküler.

Deneme-eleştiri: Yazın ve Yaşam, Tartışmalar, Yazın Gene Yazın, Alıntılar, Söylemlerin İçinden, Büyük Şairler ve Şiirler.

Roman: Mutfak Çıkmazı, Peygamberin Son Beş Günü, Bıyık Söylencesi, Anadolu Masalları.

 

YÜZBAŞIOĞLU, MUAMMER (1927)

 

Akşehir doğumludur. Konya Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Lise ve eğitim enstitülerinde öğretmenlik, Milli Eğitim Bakanlığında şube müdürlüğü, denetmenlik görevlerinde bulundu. Bonn ve Frankfurt’ta kültür ataşesi, eğitim danışmanı olarak bulundu.

İlk ve orta dereceli okullar için hazırladığı kitaplarla tanındı. Varlık, Türk Dili gibi dergilerde yayımlanmış şiir, öykü ve incelemeleri bulunmaktadır.

Başlıca eserleri: Bir Bulut Geçti (şiirler), Hakk’a Karşı (şiirler), Çocuk Şiirleri, Örneklerle Edebiyat Bilgileri, Örneklerle Edebiyatımız, Çocuklar İçin Küçük Hikayeler, Küçüklerimize Öyküler, Atatürk’ü Anmak (seçilmiş düz yazı ve şiirler), Uygulamalı Kolay Dilbilgisi, Örneklerle Yazılı ve Sözlü Anlatım.

 

Z

 

ZİYA GÖKALP (1876 – 1924)

 

Diyarbakır doğumludur. Asıl adı Mehmet Ziya’dır. Ziya Gökalp, Diyarbakır Askeri Rüştiyesini bitirdikten sonra Mülkiye İdadisinde okudu. Bu yıllarda Arapça, Farsça ve Fransızca dersleri aldı. Diyarbakır milletvekili oldu. İstanbul’da öldü.

Başlıca eserleri:

Makale ve inceleme: İlm-i İçtima Dersleri, Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak, Türkçülüğün Esasları, Doğru Yol, Türk Töresi, Türk Medeniyeti Tarihi.

Mektup: Ziya Gökalp’ın Hayatı ve Malta Mektupları (hazırlayan: A. N. Göksel), Limni ve Malta Mektupları (hazırlayan: F. A. Tansel).

Şiir: Şaki İbrahim Destanı, Kızılelma, Yeni Hayat, Altın Işık.

Ziya Gökalp’ın düşünceleri hakkında İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Hilmi Ziya Ülken, Cevdet Kudret, Cavit Orhan Tütengil gibi araştırmacılar tarafından yazılmış eserler bulunmaktadır.

 

ZİYA PAŞA (1825 – 1880)

 

İstanbul doğumludur. Asıl adı Abdülhamit Ziyaettin’dir. Beyazıd Rüştiyesini bitirdi. Sadaret kalemine girdi. Mustafa Reşit Paşa döneminde Sadrazamlık kaleminden memurluğa başladı. Ali Rıza Paşa sadrazam olunca saraydan uzaklaştırıldı. Kıbrıs ve Amasya mutasarrıflıkları, Meclis-i Vala üyeliği gibi görevlerde bulundu. Yeni Osmanlılar cemiyetine girdi. İkinci kez Kıbrıs’a atanınca 1867’de Paris’e kaçtı. Londra’ya geçip Namık Kemal’le birlikte Hürriyet gazetesini çıkardı. 1871’de İstanbul’a döndü. 1876’ya kadar çeşitli görevlerde bulundu ve aynı yıl Maarif Nezareti müsteşarlığına getirildi. Namık Kemal’le birlikte Yeni Anayasa’nın hazırlanması çalışmalarında yer aldı. II. Abdülhamit tarafından vezirlik rütbesiyle Suriye valiliğine getirilerek İstanbul’dan uzaklaştırıldı. Konya ve Adana valiliklerinde bulundu. Adana’da öldü.

Ziya Paşa, biçim açısından klasik edebiyat geleneklerine bağlı kalmasına rağmen Terkib-i Bend’de “hak, adalet, ilerleme” gibi siyasal ve sosyal düşünceleri savundu. Şiir ve İnşa makalesinde halk dilinin yazı dili olmasını, halk şiirinin değerlendirilmesini istedi.

Ziya Paşa, Montesquie, Rousseau ve Voktaire’in düşüncelerinden etkilendi.

Başlıca eserleri: Eş’ar-ı Ziya (Külliyat-ı Ziya Paşa), Zafername, Rüya, Harabat, Endülüs Tarihi (çeviri), Engizisyon Tarihi (çeviri), Veraset Mektupları, Arz-ı Hal (çeviri), Tartuffe yahut Riyanın Encamı (çeviri).

 

ZOLA, EMİLE (1840 – 1902)

 

Paris doğumlu Fransız romancısıdır. Öğrenimini tamamlamasının ardından bir kitabevinde çalıştı. Bir yandan da öykü ve eleştiri yazıları yazdı.

Zola, natüralist roman akımının güçlü temsilcilerindendir. Edebiyatın pozitif bilimlere dayanası gerektiğini savundu. Toplumsal ve bireysel yaşantıyı bilimsel yöntemlerle inceledi. “Deneysel Roman” denilebilecek eserler kaleme aldı. Romanlarında kişi, çevre ve olay betimlemelerine önem verdi.

Başlıca romanları: Döl Bereketi, Emek, Hakikat, Adalet, Germinal, Doktor Pascal, Trese Paquin, Meyhane, Nana, Toprak, Eser.

 

ZORLUTUNA, HALİDE NUSRET (1901 – 1984)

 

İstanbul doğumludur. Erenköy Kız Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümündeki öğrenimini yarıda bıraktı. 1924’te Edirne Kız Öğretmen Okulunda başladığı Türkçe ve edebiyat öğretmenliği görevine çeşitli şehirlerin ortaokul ve liselerinde devam etti. 1957’de Ankara Kız Teknik Öğretmen Okulu Edebiyat öğretmenliğinden emekli oldu. İstanbul’da öldü.

Halide Nusret Zorlutuna,’nın ilk şiirleri mütareke yıllarında yayımlandı. Git Bahar şiiri ile adını duyurdu. Şiirlerinde hece ölçüsünü kullandı. Düz yazılarını konuşan Türkçe ile yazdı. Milli Mecmua, Türk Kadını, Kadın Dünyası, Ayda Bir, Çınaraltı gibi dergilerde yazı ve şiirleri yayımlandı. Şiir ve romanlarında kadın psikolojisini işlemeye çalışmış, hüzün ve romantizmle beslenen bir duyarlılığı yansıtmıştır. Başlıca eserleri:

Anı: Benim Küçük Dostlarım.

Mektup: Hanım Mektupları.

Şiir: Geceden Taşan Dertler, Yayla Türküsü, Yurdumun Dört Bucağı, Ellerim Bomboş.

Roman ve öykü: Küller, Sisli Geceler, Gül’ün Babası Kim, Beyaz Selvi, Büyükanne, Aşk ve Zafer, Aydınlık Kapı.

 

ZWEIG, STEPHAN (1881 – 1942)

 

Viyana doğumlu Avusturyalı romancı, oyun yazarı ve şairdir. Felsefe öğrenimi gördü. Nazilerin yönetime gelmesi üzerine ülkesini terk etti. Birçok ülkeyi gezdi.

Zweig, eserlerinde psikolojik çözümlemelere önem verdi. Kişilerin ruhsal durumlarını ele aldı. Dünya edebiyatının birçok ünlüsü hakkında incelemeler hazırladı.

Dilimize çevrilen başlıca eserleri: Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar: Casanova, Stendhal, Tolstoy; Meçhul Kadının Mektupları; Charles Dickens; Merhamet; Korku; Satranç Oyuncusu; Freud ve Öğretisi.