Lidya’nın bu yöreye ilk varış tarihleri kesin olarak bilinmez.  Ancak bu bölgeye en azından kalkolitik çağdan beri oturan Anadolu bir halkın varlığını da unutmamak gerekir”(AKURGAL,1998: 42) Lidya dönemi yerleşimlerinde Temenotyrai (Uşak), Silandos (Selendi), Bagis (Güre) ve Thermai Theseos (Kula-Hamamlı) isimli yerleşim merkezlerinde Mokadeni isimli bir kavim yaşamakta olduğu ve bu halkın Lidyalılarla aynı kavimden olmadığı notu düşülmüştür. "Mokadeni" ismiyle anılan halk "Pelasglar " olmalıdır. Heredot 'a göre, "Yunanlar büyük millet haline gelmiş olmalarını Pelasglara borçludurlar!" Büyük Tarihçi, "Yunanların aslında Zayıf bir millet olduğunu, ancak Barbar milletler ve bilhassa Pelasglar ile karıştıktan sonra büyük millet haline geldiği"ni belirtir... Heredot'tan sonraki tarihçiler, Pelasg ile Etrüsk kelimelerini aynı anlamda kullanırlar. İsa ile çağdaş Bizanslı tarihçi Strabon, başka Yunan tarihçilerin Lidyalı dedikleri kişilere Pelasg der: Heredot, Lidya'ya hakim bir kralın Tyrrhenos adlı oğlunun ülke ahalisinin yarısı ile birlikte İtalya'ya göç ettiğini anlatır.

Bugün bir çok etrüskologlar Roma’nın kurulusundan sonraki kralların hepsinin Etrüsk olduğunu düşünüyor ve Roma’nın krallık devrini Etrüsk devri diye niteliyorlar.  MÖ 7-3. yüzyıllar arasında yaşamış Etrüsklere ait 80 iskeletten alınan DNA örnekleri, Etrüsklerin genetiğinin bugünkü Anadolu Türkleri ile ilişkili olabileceğini ve Anadolu toplumunda sanılanın aksine birkaç bin yıllık genetik süreklilik olabileceğini göstermiştir. (The Etruscans: A Population-Genetic Study)