Kremna, Sagalassos, Termessos ve Selge gibi büyük Pisidya kentleri yüksekte ve çevresindeki coğrafyaya hakim noktalarda kurulmuştur. Pisidya kentlerinin bu konumu daha sonraki dönemlere kalıntılarının aktarılması açısından onları, çağdaşları olan Anadolu'daki pekçok antik yerleşmeye nazaran daha şanslı bir konuma koymuştur.

Selge kalıntıları vahşi Toros coğrafyasının güzelliği ile bir bütünlük içindedir. Oldukça büyük bir alana yayılan Selge Antik Kenti, birbirinden bağımsız üç tepe ve bu tepelerin etrafındaki engebeli alana yayılmıştır. Yolu ne kadar zorlu olsa da Selge'ye ulaştığınızda hiç pişman olmayacaksınız.

Surlar

Yer yer temel izleri görülse de günümüze sağlam ulaşmış olduğunu söyleyebileceğimiz Selge şehir duvarları yaklaşık 3,5 km uzunluğundadır ve şehri tamamen çevrelemektedir. Sur üzerinde yaklaşık 90 m aralıklarla savunma kuleleri bulunmaktadır. Surların en rahat izlendiği yer güneybatı kesimi olmakla beraber büyük ihtimal daha geç dönemlerde gördüğü onarımlarla bu haline gelmiştir. Surlar üzerinde bir giriş kapısı saptanabilmiştir. Bu kapı büyük ihtimal Selge tarihini anlatırken değindiğimiz Akhaios'un saldırdığı kapıdır.

Tiyatro

Selge'nin kuşkusuz, belleklerde en çok iz bırakacak ve en etkileyici yapısı tiyatrosudur. 950 m rakımda bulunan ve güneydoğu yönüne bakan büyük bir yapı olan Selge Antik Kenti tiyatrosunun caveası (oturma sıralarının bulunduğu yer) tek diazoma (caveayı bölen dairesel geçit) ile ikiye bölünmüştür.  Caveanın altta kalan kısmı kayalara oyulmuştur ve 30 oturma sırasıyla 12 ışınsal yola sahiptir. Üst kısım ise inşa edilmiş olup 17 oturma sırasıyla 23 ışınsal yola sahiptir. Cavea, Yunan tiyatrolarındaki yarım daireyi aşma geleneğine uygun bir mimari ile inşa edilmiştir ama Roma tiyatroları gibi sahneye bitişiktir. Tiyatronun diazoma kısmına bağlanan dört kapısı bulunmaktadır. Yine diazoma üzerinde bulunan delikler, Vitruvius'un Selge tiyatrosundan bahsederken tarif ettiği ve daha iyi bir akustik yaratmak için kullanılmış olan bronz küplerin yerleştirildiği kısımlar olabilir. Bu yaklaşım doğruysa, Selge Antik Kenti tiyatrosu, küp yuvaları günümüze kadar ulaşabilmesi ile dünyadaki tek örnektir.

8500-9000 arası kişi alabileceği hesaplanan Selge Antik Kenti tiyatrosunun sahne binası ise oldukça yıkık durumdadır. Sahneye açılan beş kapıdan üçü günümüze ulaşmıştır. George E. Bean'in aktardığına göre sahnenin batısındaki duvarda bulunan küçük kemerli yapının bitişiğindeki duvarda, yazıl(a)mamış bir yazıt için boş bir pano durmaktadır.

Stadion (Stadyum)

Selge stadionu tiyatronun güney batısında tiyatroya doğru uzanır. Kalıntıları tiyatro kadar kalıcı olmamış olsa da görülmeye değerdir. Uzunluğu 90 m genişliği 28 m kadardır. Kuzeydeki oturma sıralarında tepe eğiminden faydalanılmış, güneydekiler ise kemerli bir galerinin üzerine oturtulmuştur. 6000 seyirci kapasitesi olduğu düşünülen Selge stadionunda, oyunlarda galip gelen atletleri anlatan yazıtlar bulunmuştur. Bu yazıtlardan, oyunlara daha çok Selgeli atletlerin katıldığını ve dört senede bir daha büyük bir şenliğin düzenlendiğini öğreniyoruz.

Zeus ve Artemis Tapınakları (?)

Kentin batısında kalan tepenin antik kaynaklarda geçen Kesbedion olduğu düşünülmektedir.  Burada bulunan iki tapınak kalıntısının Zeus'a ve Artemis'e adanmış tapınaklar olma ihtimali kuvvetlidir. Bunlardan büyük olan tapınak Zeus'la, diğeri ise yakınında bulunan bir yazıtta bir Artemis rahibesinden bahsedilmesinden dolayı Artemis'le ilişkilendirilmiştir.

Agora, Nymphaeum, Sütunlu Cadde, Bazilika

Selge agorası güneydeki tepede yer alır. 45x45 m ölçülerindeki kare planlı agoranın üç tarafı çeşitli amaçlarla kullanılmış yapılar ve dükkanlarla çevrelenmiştir. Güney kenarı ise boş bırakılmıştır. Agoranın döşemesi taştandır. Agoranın doğusunda kalan yapı ise bazilikadır. Bu yapı üç nefli olmakla birlikte sonradan kiliseye çevrilmiştir. Bu kilise, hiyerarşi açısından Selge Kilisesi'nin Aspendos'tan önce geldiğini düşündürür.

Sütunlu cadde kuzeydoğu-güneybatı ekseninde yaklaşık 280 m uzanır. Çevresinde dükkanların bulunduğu cadde çoğu yerde toprak altındadır. Agora ile cadde arasında nymphaeum (anıtsal çeşme) yapısı bulunur. Mermerden yapılan yapı yıkıntı halindedir.

Nekropol

Kentin nekropolü ise maalesef kaçak define avcılarının hedefi haline gelmiştir.Kentin doğusunda bulunan nekropoldeki lahitlerin kendine özgü bezemeleri dikkatlerden kaçmayacaktır. Kuzeydeki tepenin arkasında ise üç adet büyük anıtsal mezar bulunmaktadır.

Bu anlattıklarımızla beraber, Selge Antik Kenti'nde tanımlanamamış pekçok yapı kalıntısı, bezemeli mimari parçalar ve kabartmalar ziyaretçileri heyecanlandırmaya yetecek estetiktedir.