Eğer Tymbriannassos'a uğrayıp, Yeşilova yönüne doğru 3-4 kilometre giderseniz de Yarışlı Köyü ve üzerine kurulu olduğu bir Roma kenti/kentçiği olan Takina’ya varabilirsiniz. Yöre halkı tarafından “Yarışlı Asarı” olarak adlandırılan yerleşme Yarışlı köyünün kuzey/kuzeybatı yönünde yer alan Asartepe üzerinde konumlanmış. Yerleşmeye köyün içinden geçerek kısa bir yürüyüşle  ulaşabiliyorsunuz. Böyle küçük köylere yapılacak ziyaretlerde köy muhtarına veya jandarmaya, sizi defineci sanmamaları için kendinizi tanıtmanızda fayda olduğunu düşünüyoruz.

Takina ile ilgili akademik bir kaynak bulamasak da, Yusuf Erkan’ın hazırladığı Burdur gezi rehberinde George E. Bean’in 1956’da buraya uğradığını ve “Anatolian Studies” adlı çalışmasında buraya değinip kentin Bouluterionu’nu (kent meclisini) tanımladığını öğreniyoruz. Bean’in bahsettiği bu bouluterion muhtemelen Asartepe’nin eteklerinde ana kayaya oyulmuş, büyükçe bir oturma sırasına benzeyen yapıdır. Bu yapının hemen yakınında yine kayaya oyulmuş bir yapı kalıntısı ve hemen dibine açılmış devasa define çukuru göze çarpar. Yine bu yapının yakındaki çeşme civarında ve Yarışlı Köyü içindeki pek çok evin bahçesinde devşirme ilkçağ yapı parçalarına rastlamak çok kolay.

Muhtemelen Takina'nın akropolisi de olan Asartepe üzerinde, dikkatli gözlerin seçebileceği  temel izleri dışında tarla sınırı olarak kullanılan mimari elemanlar ve moloz yığınları görülüyor. Sit alanı içerisinde sayısız define çukuru ve girişimi var. Ama bunlardan bir tanesi akıllara zarar büyüklükte diyebilirim. İlk başta beni de define avcısı sanan arazi sahibinin söylediğine göre, kaya kütlesi üzerindeki iki küçük oyuğu hazine işareti sanan birkaç maceraperest, getirdikleri kepçeyle burayı 3-4 metre kazmış. Hatta büyükçe bir küp bulmuş ve bunu parçalamışlar. (Çukur etrafındaki iri keramik parçaları bu anlatımı destekler nitelikteydi.) 

Asartepe’nin 100 metre doğusunda yer alan Takina nekropolünün yani mezarlık alanının, kentin kalıntı açısından en zengin bölgesi olduğunu söyleyebiliriz. Çok sayıda kayaya oyulmuş sanduka ve lahit mezar içeren nekropol de maalesef define avcılarından payını almış ve zarar görmüş. Çoğunlukla dörtlü beşli gruplar halinde kayalara oyulmuş mezarların kapakları etrafa yayılmış durumda. Mezarların çoğunun makilikler içinde olduğunu da söylemekte yarar var.