Alinda Antik Kenti, 1765 yılında antik dönem araştırmacısı ve gezgin Richard Chandler tarafından ziyaret edilmiş ve komşusu Alabanda ile karıştırılmıştır. Daha sonra kenti ziyaret eden arkeolog Sir Charles Fellows ve diğer gezginler tarafından bulunan paralar sayesinde buranın Alinda olduğu anlaşılmıştır. Alinda Antik Kenti'nde bulunan yazıtlarda Alinda ismi geçmemesine rağmen kentin lokasyon bilgisi kesindir.

Yüzey araştırmaları yapılan ama  sistematik kazıların henüz başlamadığı Alinda antik kentinin kuruluş dönemi hakkında elimizde yeterli bilgi yoktur . Alinda, isminde geçen -nd ekinden dolayı Karia'nın en eski yerleşimlerinden biri olarak kabul edilir. Alinda'nın, Hitit imparatorluk metinlerinde "İalanta" adıyla geçen ve Seha Irmağı Ülkesi'nde (Gediz veya Bakırçay) bulunan yerleşim olduğu düşünülmektedir. Ama Alinda, tarihin akışında ilk olarak,  yaklaşık İ.Ö. 340 yılında, Karia kralı Hekatomnos'un kızı ve adına dünyanın yedi harikasından biri, Bodrum'daki (Halikarnassos)Mausoleum yapılan Karia Satrapı Mausolos'un da kız kardeşi olan Ada sayesinde ortaya çıkar.

İ.Ö. 340 yılında yönetimsel iç kargaşalar yaşamaya başlayan Karia Krallığı'nda Kral Mausolos'un ölümünden sonra karısı ve aynı zamanda ikiz kız kardeşi olan Artemisia, Karia'nın yönetiminin başına geçmiş ve Artemisia'nın da ölümünden sonra başa geçen Ada'yı diğer kardeşi Piksodaros tahtan indirmiş ve Alinda'ya sürgüne göndermiştir. Tarihçi Arrian'dan bu dönemle ilgili aldığımız bilgilere göre, Alinda'da kısmen de olsa saltanatını sürdüren Kraliçe Ada, İ.Ö. 334 yılında Karia'ya gelen Büyük İskender sayesinde Karia'nın yönetimini tekrar ele geçirmiştir. Büyük İskender'i ziyaret eden Ada, tahtı karşılığında, Büyük İskender'e Alinda'yı vermeyi ve kendi kardeşi Piksodaros'a karşı yardımda bulunmayı teklif etmiş ve onu manevi evladı olarak göreceğini söylemiştir. İskender Alinda'yı almayı reddetmiş ve Halikarnassos'un ele geçirilmesinin ardından Ada'yı tüm Karia'nın kraliçesi ilan etmiştir. Bu dönemde kentin adının Büyük İskender'i onurlandırmak için "Alexandreia ad Latmos" yani "Latmos'taki İskenderiye" olarak değiştiğine dair bulgular mevcuttur. Yine bu dönemden sonra kentin büyük bir gelişme gösterdiği açıktır. Yazımızda birazdan bahsedeceğimiz görkemli agora ve tiyatro yapıları bu dönemde yapılmıştır.

Yapılar

İlginç jeolojik oluşumlarıyla bambaşka bir gezegendeymişsiniz hissi yaratan Latmos (Beşparmak) Dağları bölgesi irili ufaklı pek çok Karia yerleşmesine ev sahipliği yapar. Bu bölgenin önemli yerleşimlerinden biri olan, dört tarafı uçurumlarla çevrili ve yaklaşık 180 metre yüksekliğinde bir tepe üzerinde kurulu olan Alinda Antik Kenti sunduğu harika panaromanın yanı sıra kalıntılarıyla da etkileyici bir yerleşmedir. Alinda Antik Kenti'nde henüz kazı yapılmamasına rağmen ayakta kalan yapılarının sağlamlığı ve görkemi herkesi büyülemeye yeterlidir.

Agora ve Market Binası

Karpuzlu merkezinden Alinda Antik Kenti kalıntılarına doğru yürürken yöre mimarisinin güzel örnekleriyle karşılaşacaksınız. Yörede Hanay denilen bu evlerin arasından geçtikten sonra sizi Alinda'nın belkide en meşhur yapısı market binası ve hemen önündeki agora karşılayacak. Anadolu'nun en sağlam market yapılarından biri olan yapı yöreye özgün kesme taşlardan yapılmış, üç katlı ve 99 m.uzunluğunda olup, 15 m. yüksekliğindedir. İzmir'deki Aigai, Burdur'daki Millias, Çankkale'deki Assos ve Antalya'daki Seleukeia/Lyrbe antik kentlerinde benzerleri bulunan yapı, aralarında kuşkusuz en iyi korunmuş durumda olanıdır. Alt katı güneydeki dar bir terasa açılır. Alt kat ardı ardına ikişerli sıra halinde dizilen ve hepsi birer dükkan olan odalarla bölünmüştür.

Ön sıradaki odalara ikisi kemerli, on tanesi de kare şeklinde olan kapılardan girilir.  Büyüklükleri aynı olmakla beraber hepsinin arkadaki odalara açılan iç kapıları vardır. Odalar kapıdan giren ışığın yanı sıra v şeklindeki pencerelerle aydınlanır. Arka odalar ise loştur.

En üst yani üçüncü kattan geriye çok az şey kalmakla birlikte, orta kat gibi uzunlamasına bir sıra sütunla ikiye bölünmüştür ve zemini büyük olsalıkla ahşaptır.

Market binasının ön tarafı ise agora yani pazar yeridir. Market binasının tam önünde olmasından dolayı 99 m uzunluğundadır ve genişiliği 30 m.'nin üzerindedir. Hemen hemen bütün agoralar gibi çevresi sütunlu galerilerle yani bir stoa ile çevrilidir. Fakat geriye çok az sütun kalmıştır. Gerek Hellenestik dönem, gerekse Roma dönemi agoralarını süsleyen  heykellerin kaidelerine Alinda antik kenti agorasında rastlanılamamıştır. Hatta ve hatta Alinda Antik Kenti'nin hiçbir yerinde heykel kaidesine rastlanılamamıştır.

Tiyatro

Alinda Antik Kenti'nin bir diğer önemli ve günümüze sağlam gelebilmiş yapısı ise sunduğu harika panaroma ile tiyatrosudur. Orta büyüklükte olan ve Hellenestik dönemde inşa edilen tiyatronun caveası yani oturma sıraları zeytin ağaçları tarafından işgal edilmiştir. İki kademeden oluşan tiyatro, güneye bakmakla beraber ilk kademesinde 12, ikinci kademesinde 15 oturma sırasına sahiptir. Tiyatronun sahne yapısı yıkık durumdadır. Sahnenin birinci katının döşeme taşları yer yer gözlemlenebilir.  Tiyatronun yaklaşık kapasitesi 3.400 kişiliktir. Tiyatronun her iki yanında bulunan ve günümüze sağlam ulaşmış kemerli girişlerle diazomaya (orta yol) ulaşılır. Sahne binası ise yıkık durumdadır.

Surlar

Kent surları genel olarak iyi korunmakla beraber bölgenin karakteristik taş işçiliği ve duvar mimarisi özelliklerini göstermektedir. Antik kaynaklarda da bahsedilen surlar Kraliçe Ada'nın Alinda'ya sürgün edildiği dönemde inşa edilmiştir. Surlar üzerinde birbirlerine eşit measfade kuleler bulunmaktadır. Dikdörtgen planlı ve iki katlı olan bu kulelerin en görkemlisini akropolis tarafında görmek mümkündür.

Su kemeri

Kentin bir diğer sağlam yapısı olan su kemeri kentin ikinci akropolisi ile onun bir ardındaki tepenin arasında bulunur. Kusursuz bir işçilik göstermeyen su kemeri buna rağmen mimari olarak estetik ve sağlam inşa edilip günümüze kadar ulaşmıştır.

Mezarlar

Şehrin her yerinde karşılaşabileceğiniz mezar tiplerinin en yaygını kayaya oyulmuş ve üzeri bir lahit kapağıyla örtülmüş karakteristik Karia mezarlarıdır. Bununla beraber sıradan bir işçilik gösteren çok sayıda lahit mezar Alinda'da bulunmaktadır. Ayrıca günümüzde de özellikle çobanlar tarafından kullanılan çok sayıda kaya mezarı da bulunmaktadır.

Bunların dışında Alinda Antik Kenti'nde henüz tanımlanamamış pek çok yapıyla karşılaşacaksınız. Akropol üzerinde bulunan ve tapınak olduğu düşünülen yapı kompleksi ve halkın oturduğu evlerin bulunduğu alan bunlardan sadece bir kaçı.