Mastaura isminin Luwi dilinde geldiği ve Hellen Dönemi'nde evrildiği düşünülmektedir. Ma öne ekinin ana tarıçayı işaret etmesinden dolayı kenti ana tanrıçaya gönderme yapan bir ada sahip olduğu düşünülmektedir. Kentte bulunan sikkelerde tanrıça kültlerinin ön planda olması belki de böyle bir kültün kentin uzun zaman geleneği olduğunu göstermektedir.

Antik Kent, Bozyurt Köyü'nün 1 kilometre kuzeyinden geçen Mastavra Deresi'nin, antik adıyla Krizoros'ın oluşturduğu vadinin doğu ve batı yamaçlarında yer alan bahçeler içinde ve kuzeyde kala tepe üzerinde kurulmuştur. Kent kalıntıları daha çok tepelerin güney yamaçlarına yayılmıştır. Mastaura Antik Kenti'nin güneydoğusunda, bağların içinde Roma Dönemi'ne ait mezarlar bulunur. Roma mimarisinin tonozlu mezar örneğini gösteren mezar anıtlar oldukça büyüktür. Şehrin akropolü derenin kuzeydoğusundaki tepenin üzerinde kurulmuştur. Kentin yerleştiği vadinin doğusunda yer alan bir tepe üzerinde bir kulenin kalıntıları mevcuttur. Kentin bilinen en önemli kamu yapısı tiyatrosudur. Tiyatronun sahne binası bir teras duvarına dayanmıştır. Tiyatronun yerleştiği koyak zeytinlik durumundadır. Çevresinden baktığınızda hiç bir kalıntısı görünmez. Oturma sıraları toprak altındadır. Küçük bir tiyatro olmakla beraber 1500 kişilik olduğu tahmin edilmektedir.

Mastaura'nın ismine antik kaynaklarda rastlanır. Antik Çağ coğrafyacısı Strabon kısa da olsa Mastaura'dan "Nysa'nın komşusu" olarak bahseder. Mastaura Antik Kenti, verimli Menderes Nehri (Maiandros) Vadisi'nde kurulmuş olmanın artılarıyla Antik Çağ'da önemli bir yerleşim haline gelmiştir. Verimli toprakları savunmaya elverişlidir. Lidyalılar tarafından kurulduğu düşünülse de tarihiyle ilgili çok fazla veri yoktur. Bununla beraber Mastaura, Ephesus'u Kelenai'ye (Dinar) bağlayan ticaret yolu üzerinde olmasından dolayı da önemli bir ticari durak olmuştur. Bu savı destekler bir şekilde, Mastaura'nın para basma ayrıcalığına sahip olduğunu bulunan paralardan biliyoruz. M. S. 1. yy'da yaşamış olan Romalı tarihçi Pilinius'da kentin bu noktadaki önemini "Roma Dönemi'nde para basacak kadar güçlenmiştir." tanımıyla doğrular. Bunun yanında tarihçi Pilinius, Augustus Dönemi'nde Mastaura'nın, Menderes Vadisi'nin kuzey şeridinde yer alan coğrafyadaşları Tralleis ve Brioula gibi, Roma Prokonsülü'nün ikametgahı ve Asia Eyaleti Convetuslar'ının yani yargı merkezlerinin baş şehri olan Ephesus'a (Efes) dahil edildiğini yazar.

Kentte bulunan sikkelere göre, Mastaura Antik Kenti'nin pantheonundaki tanrı ve tanrıçalar Demeter, Athena, Leto, Apollon ve  Hekate'dir. Bu verilere göre büyük bir tanrıça tapımına sahip olan kentte henüz ibadet yapılarının yerleri keşfedilememiştir. Roma Dönemi'nde sikke basma ayrıcalığına sahip olmasına rağmen, dönemin geleneği olan imparatorluk kültüne minnetin sikkelere yansıması, yani imparatorların hiç birinin silüetinin sikkelerde bulunmamış olması da ilginçtir.

Şehir, Bizans Dönemi'nde Aphrodisias Metropolitliği'ne bağlı bir piskoposluk merkezi olmuş, Ephesos ve Chalkedon (Kadıköy) Konsülleri'nde temsil edilmiştir. Aydın Antik Kentleri rotanıza eklemenizi tavsiye ettiğimiz Mastaura Antik Kenti, işlevleri belirlenemediğinden dolayı yukarıda değnmediğimiz pek çok yapı kalıntısını da barındırır.

Not: Fotoğraflar Mimarlık Müzesi internet sitesinden alınmıştır.