Anadolu'nun en gizemli ve mistik antik kentlerinden biri olan Gerga'ya ik vardığınızda sizi, biri dere yatağının her iki yanında, üzerlerine 91 cm'lik Yunan harfleriyle "GERGA" yazılmış büyük kaya blokları karşılar. Birer antik yol levhası olması mutemel olan bu yazıtlardan (levhalardan), şu ana kadar 19 tane daha tespit edilmiş olup daha fazla olması kuvvetli ihtimaldir. Ama hepsinin üzerinde aynı şekilde Gerga yazmaz; bazı kaya bloklarında "GERGAS" yazarken, bazı kaya bloklarında da "Gerga Köyü" anlamına gelen "GERGAKOME" yazar.

İlk gördüğünüz Gerga yazısının batısında bulunan dik yamacın zirvesine yakın bir yerinde, sizleri, arkasına devrilmiş kolossal bir heykel karşılar. Heykelin kaidesi de yanında bulunmakla beraber ayak bileklerinin biraz yukarısından kırılmış durumdadır. Heykelin geniş omuzlu ve dimdik ayakta duran bir kadın heykeli olduğu düşünülmektedir. Yüzü ve başı tahrip olduğunda dolayı simasını anlamak çok güçtür. Heykelin üzerinde 20 cm'lik harflerle Gerga yazar.

Kuzeybatıya doğru çıkarken, yol üzerinde yine Gerga yazılarını göreceksiniz. Burayı geçtikten sonra, esas kalıntıların bulunduğu doğudaki tepeye ulaşırsınız. Burada ilk olarak, ev olduğu düşünülen; yalnızca kapı dikmeleri ayakta olan ve oldukça harap durumdaki yapı grubuyla karşılaşacaksınız. Bu noktada aşağıya inen yolun her iki tarafı da duvarlar bulunmakla birlikte yol üzerinde yine "Gerga" yazısını göreceksiniz.

Kuzeydoğu kısmında bulunan şehir merkezi, tamamen Karia tarzında yapılmış kavisli teras duvarlarıyla desteklenmiştir. Şehrin bu kısmında kentin en etkileyici yapısı olan ve günümüze hiç bozulmadan çok sağlam bir şekilde ulaşmış tapınak ile karşılaşacaksınız. İçi boş olan yapının kapısının üzerindeki alınlıkta "Gergas" yazmaktadır. Terasın doğu ucunda, yaklaşık 3.5 m yüksekliğindeki iki taş stel ve aralarındaki kaide üzerinde duran, kırılmış durumda bir heykel vardır. Stellerin her ikisinin de üzerinde Gerga yazmaktadır.

Gerga Antik Kenti'nin merkezinin batı kısmında, kare planlı bir kaide üzerinde yükselen ve baş kısmı kırık, yüksekliği dört metrenin üzerinde bir heykel bulunmaktadır. Fransız araştırmacı G. Cousin'nin 1899 yılındaki gezi notlarından, heykeli baş kısmıyla ve daha sağlam bir şekilde gördüğünü anlıyoruz. Cousin, notlarında, heykeli "kocaman ağzıyla ve birbirinden ayrık küçük gözleriyle kesinlikle anormal" şeklinde anlatmıştır.

Gerga Antik Kenti'nin çeşitli bölgelerinde yaklaşık 1.70 m yüksekliğinde küçük kare yapılar göze çarpar. Önleri açık olan ve birbirlerinin tıpkısı olan bu yapılar yekpare ve yassı büyük bir taştan yapılmışlardır. Bu yapıların da üzerinde Gerga yazısını görürüz.

Hellenestik kültürün izlerinin çok az olduğu Gerga Antik Kenti'nde, yukarıda bahsettiğimiz heykeller gibi sanatsal öğeler arkaik görünümlü olmakla birlikte kaba yontu örnekleri olarak gösterilebilir. Kent içindeki taş içiliği Karia'nın özgün tarzındadır.

Güzel ve uzun bir yürüyüşle varacağınız, aslında bir kentten daha çok, köy veya kutsal alan görünümü veren Gerga'yı ziyaretinizden hiç pişman olmayacaksınız.