İnsanlık tarihinin ilk ansiklopedisinin yazarı Plinius, Kandyba'yı daha iyi bilinen Lykia/Likya şehirleri arasında saysa da, Kandyba hiçbir zaman önemli bir kent olarak ele alınmamıştır. Kentin kuruluşu, eponim yani hem gerçek hem mitolojik bir kahraman olan Deukalion'un oğlu Kandybos ile ilişkilendirilir. Deukalion, Yunan mitolojisinin Nuh Peygamber'e denk düşen kahramanıdır. Karısı Pyrrha ile birlikte, dokuz gün süren ve insalığı tamamen yok eden selden yaptığı tekneyle kaçmıştır. İlginçtir ki 1842'de kenti ziyaret eden T. A. B. Spratt, Kandyba'nın da içinde bulunduğu Kasaba Vadisi'nin eskiden denizin bir uzantısı olduğunu gösteren fosil kalıntıları bulmuştur. Ama buna rağmen Yunan mitolojisinde Deukalion adını taşıyan birkaç kahraman vardır. Deukalion'un başka biri olma ihtimali daha yüksektir. Kandyba'da bulunan ve geç dönemlere ait bir sikke üzerinde Deukalion olduğu üzerindeki yazıdan belirlenen bir erkek figürü yer alır.

Ksanthos Antik Kenti'nde bulunan meşhur obeliskin, Likya dilinin alışılmadık ve ender bir formunu kullanan bölümünde çeşitlemeleri görülen "KNTABA" sözcüğü, muhtemelen Kandyba'nın Lykia dilindeki karşılığıdır. Kandyba Antik Kenti'nin tarihi ile ilgili bilgiler, kentte bulunan ve Lykia dilinde yazılmış yazıtlar barındıran iki kaya mezarında verilmiştir. Antik coğrafyacılar, Kandyba'dan çok bahsetmezler. Şehrin yakınında bulunan "Eunias Mağarası" dışında fazla bilgi verilmez. Kandyba sikkeleri nadir bulunur ve bulunanlar da III. Gordianus dönemine tarihlenirler.

Kandyba Antik Kenti yoğun şekilde tahribata uğramış ve pek çok anıtı zarar görmüştür. Kentin akropolü 180 m uzunluğunda dar ve uzun bir zirveye sahiptir ve kuzey güney doğrultusundadır. Akropolün üstünde bulunan Ortaçağ şehir duvarı, oldukça yıkık bir durumdadır ve antik yapıların temelleri üzerinde yükselmektedir. Bu kısımda görülebilecek çok az yapı kalıntısı vardır. Spratt'ın ziyareti sırasında saptadığı kilise kalıntısı da ortalıkta yoktur. Kayaların kabaca işlenmesiyle oluşturulmuş bir antik yol, doğu tarafta yer alan bir kapıya doğru uzanır. Tepenin yamacında yer alan oyuğun tiyatro binasının koyağı olduğu düşünülse de, saray olarak nitelendirilen yapı dışındaki, tiyatro dahil tüm kamu binaları günümüzde tamamen ortadan kaybolmuştur.

Likya Yolu rotanıza rahatlıkla koyabileceğiniz Kandyba Antik Kenti'nin hemen yakınında, Teke Yarımadası'na özgü ve Likya kökenli olan tahıl ambarlarını da görebilirsiniz.  Antalya antik kentleri linkimize tıklayarak diğer yerleşimlerle ilgili içeriklerimizi de görebilirsiniz.